Scudo Sports

Kimyasal maddeleri hayattan çıkartmak

@SAVAŞ Bey,

Vücudun şeker ihtiyacı olmadığı konusunda ben de aynı fikirdeyim ANCAK şöyle bir durum var; buradaki arkadaşlarımızdan bazıları yarışıyor veya, yarışmasa bile, yüksek performansta bisiklet sürüyor.
Yarışan bir insana, yarış sırasında, "kaliteli karbonhidrat al ki kan şekerin yavaş yükselsin, yavaş düşsün" derseniz o iş orada doğru olmaktan çıkar. Çünkü performans sırasında, özel anlarda (yokuş tırmanırken, atak yapılacakken vs.) kan şekerinin hızla yükselmesi gerekmektedir. Bu nedenle yarışan birine "asla şeker yemeyeceksin" demek doğru bir yaklaşım değil.

Tabi ki yarışılmıyorsa veya yüksek performans gösterilmiyorsa kaliteli karbonhidrat alıp sürüş sırasında bunları yakmak daha doğru.
 
Scudo
Hayatım boyunca her zaman ilaçlarla ilgili çok güzel bir bağışıklığım oldu, "Fobi" evet ilaç fobim olduğundan dolayı ilaç kullanmıyorum ve bazı oluşan ağrılarda da(baş,kas vs) geçmesi için zamanı tercih ediyor, bekliyorum. Şeker e bağımlı değilim fakat çikolata,gofret,kola tarzı yiyecek, içecekleri de çok aşırı tüketmediğim için hayatımdan çıkarmak gibi bir niyetim yok :)seviyorum. Aydın/ Söke de yaşadığımızdan bolca da çevre köylerde yetişen sebze meyve vs. tükettiğim için gayet sağlıklı olduğumu düşünüyorum, tabi yaş daha 30, ileride neler olur göreceğiz . Sigara kullanmıyorum, alkol ayda belki bir belki iki oda gerekli olan zaten :). Yani dediğiniz yaşama çok yakınım hatta içindeyim fakat çok da radikalleşip sevdiğim şeyleri silmeyi de hiç istemiyorum. Böyle güzel benim için ...
 
  • Beğen
Tepkiler: Cem Unden
Kullanmayin ilac fln. Butun herkes komplocu olmus. Ilac sirketlerini anlatiyor. Icmeyin canim kardeslerim :) hasta oldugunuzda da icmeyin :)

Edit: boyle konusunca ilac muptelasi gibi kulaga geldi ama ben de sevmiyorum ilac kullanmayi. Sadece bu kadar paranoyak olmayiniz. Bir bilim dali var bunun uzerine. Sandiginiz kadar kolay degil.
 
Karatay diyetini duymussunuzdur . onu deneyin bakalim. Ayrica rahmetli dr aidin salih vardi onunda 1.5-3-10 gun suren aclik diyetleri ve karaciger bobrek temizligi gibi tedavileri var . yani tedavi derken vucudunuzu arindirmak icin. Zaten onun haricinde gunluk gerekli protein karbonhidrati yag vitamin ve mineralleri alip dengeli beslenip spor yaptiktan sonra ister istemez kilo verir fazlaliklardan kurtulursunuz ve daha zinde olmaya baslarsiniz.
kimyasala gelince diger arkadaslarinda dedigi gibi hersey kimyasal zaten su anda o yuzden tanimlamalari iyi yapmk lazim yani katkili urunlerden mi bashediliyor gdo lu olanlar mi yoksa ambalaja girmis her urune kimyasal dersek o da yanlis yani simdi baklagilleride alsaniz o da ambalajda markette . o yuzden ambalajlidan kasit sanirim hazir gida fast food abur cubur sekerlemelerden bashsediliyor. Zaten hayatinizdan beyaz sekeri unu cikardiginizda .ekmek yemedende doyarsiniz merak etmeyin. Tuza gelince de aktardalardan deniz tuzu kaya tuzu himalaya tuzu alirsaniz yemeklere onu kullanip sebze meyveyide pazardan bilindik gunvelir manavlardan alip ya da evde balkonda terasta bahcede yetistirme imkani varsa oraladan tein edip . et urunleri zaten kasaptan islenmemis alip kendiniz pisinirsiniz ayni zamanda yumurtayida o sekilde ciftlik yumurtasi tavuklar dogal ortamda katkisiz yemle beslenmis olursa super . yaninda marketten sut degil de sutcuden inek koyun keci sutu alip evde kaynatip dogal yogurt peynir kaymak vs uretebilirsiniz. maya icin nohuttan dahi maya uretip tursu da ekmek yapiminda sirkede kullanabilirsiniz. Meyveyi de artik pazardan organik mi dersiniz ya da hormonsuz gdo suz vs bulablirseniz onlari tuketin zaten geriye yenecek bi sey kalmadi sanki :) ha zahmetli birazda masrafli olabilir ama tas devrinden kalma bi diyet ile saglikli kaliteli helal gidalar ile beslenmis daha zinde temiz saglam bir vucudunuz olur. o zaman da hastaneye eczaneye gerek kalmaz . zaten onemli olan vucudunuza sagliginiza hasta olmadan once kollamak dikkat etmek hasta olmamamaya calismaktir. Ve hastaliklarin cogu da yediklerinizden kaynaklanir.
Hayirli saglikli gunler dilerim .
 
Canan Karatay'ı takip ederim, birçok söylediğine de katılırım ve de yıllardır uygularım. Ancak Karatay diyetinin asıl hedef kitlesinin hareketsiz yaşayan ve kötü beslenen sedanter şehir insanı olduğunu unutmamak lazım. Özellikle performans, hele profesyonel spor işin içine girdi mi işler değişiyor.

Gerçi bu pro bisiklet de ayrı bir dünya. Geçenlerde Mark Cavendish'in gençlere, "aman gençler aklınız varsa pro bisikletçi olmayın, adamın imanını gevretiyor" mealli bir twiti vardı :)
 
ilk önce ekmekten başlayın. genetiğiyle oynanmamış buğdaydan un yapmamız gerekiyor. bozulmamış buğday tohumu kaldı mı bilmiyorum ama C. Karatay ın dediğine göre hastalıkların çoğu gdo lu buğdaydan geliyor. 2. olarakta hazır gıdalardan
 
  • Beğen
Tepkiler: Cem Unden
İlaç ve kimyasal ürünlerle ilgili noam chomsky'nin post modernite genel başlığı altındaki makale ve kitaplarını okuyun . Geçmişte sağlıklı kabul edilen değerlerin bugün nasıl risk değerler kabul edilip insanların ilaç bombardımanı altında ezildiklerini iyi bilin. Daha birkaç sene önce domuz gribi vakasıyla devletlerin nasıl milyarca dolar zarara uğratıldığını unutmayın.

Ve insanlar dünyayı kirletiyor kaynakları kurutuyor küresel ısınmaya yol açıyor gıdalar yetmiyor o nedenle basıyoruz hormonu masallarına inanmayın

Dünyayı kirleten karına kar katmaktan başka amacı olmayan insanı üreten değil bir tüketenden ibaret sayan çok uluslu acımasız kapitalist dünya kartelleri ve baronlarıdır.

 
Kendin yap kendin tüket kafası herkesçe benimsenmeli yoksa bu tüketim olayının sonu yok


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 
  • Beğen
Tepkiler: cihangir
Her anlamda doğala dönmemiz, doğal olmamız gerekiyor. Yediğimiz şeylerin, yaşadığımız yerin doğal olmasının yanında kişilik ve davranış olarak da doğalın samimiyetin insanı mutlu ve sağlıklı yapacağını biliyoruz.
 
Gereksiz tüketimi azaltmak, kendi tüketeceğin şeyi imkanların el verdiğince kendin üretmek, bunların hepsine canı gönülden katılmak ve elimden geldiğince de uygulamakla beraber felsefede doğallık safsatası(Naturalistic Fallacy) diye bir kavram vardır, doğallıkta ayarı iyi tutturmak lazım. Aşağıda bazı okuma kaynakları paylaşıyorum.

(link)

Türkçe'si yoktu, kusura bakmayın

(link)
 
  • Beğen
Tepkiler: ekranci
Evde kendi bulaşık detarjanımı yapıyorum, 15 dakika sürüyor yapması.

Temizliği arap sabunuyla yapıyor, yumuşatıcı ve parlatıcı yerine elma sirkesi kullanıyorum.

Benim kimyasal ile mücadelem şimdilik bu aşamada :)
 
Her anlamda doğal yaşayan insanlar kırkını zor görüyordu birkaç yüzyıl önce :)
 
@KaanG onu zamanın şartları içinde düşünmek gerek . Biraz iddialı bir söz olmuş.
Her dönemin kendine göre kırıcı noktaları olmuştur. Romalılar diş apsesi yüzünden ölüyordu, 70 li yıllarda çiçek hastalıgı binlerce insanı öldürdü. Bunun dışında hayat şartları da çok ağırdı. Ben dedemin 400 km mesafeyi araçsızlıktan yürüdüğünü öğrendim geçen gün..
ama şimdi hareketsizlikten önümüze uçarak konan yiyeceklerden dolayı şişmanladık, başka şeylerden ölüyoruz.

-bence kaç yaşında ölünüyor oldugu sağlıklılık oranını göstermiyor. Kişisel fikrim bu artık, eskiden böyle düşünmüyordum.

Bu başlıkta da katılıp katılmadıgım noktalar aşırı olmadıgı sürece ilaç kullanımı olabilir. Yoksa aldığımı elmenın içine işlemiş böcek zehirleri var. ARtık olay antibiyotik kullanımını geçmiş durumda. Meseleye böyle yaklaşmak gerek diye düşünüyorum
 
@Vefa Erdem
Semt pazarından veya seyyar satıcıdan süt almak biraz romantik ve sağlıklı gibi gözükse de işin aslı aslinda hiç de göründüğü gibi değil arkadaşlar. Süt ve süt ürünleri üreticisi bir arkadaşımla konuşurken bu konu aramızda gündeme geldi. Kendisinin aktardığı bilgiyi aynen sizinle paylaşıyorum:
İneğin memesinden çıkan süt, satıcıların güğümünde bütün gün boyunca bozulmadan duramayacak kadar dayanaksızmış. Kendileri sütü ineğin memesinden çıkar çıkmaz inek sahiplerinden alıp soğuk zincirde fabrikaya getirdiklerini bu kısa ve korunaklı sürede dahi zaman zaman sütün bozulduğunu belirtti. Sokaklarda süt satanların ise kendileri gibi yerel üreticilerden pastorize edilmiş sütleri satın alıp üstüne su ilave edip satan insanlar olduğunu söyledi. Buna benzer durumların pazarlarda satılan tereyağı ve yol kenarlarında satılan zeytinyağı besinlerinde de olduğunu duydum.
 
  • Beğen
Tepkiler: Mustafa Zeybek
bu devirde böyle bir şey mümkün değil. kendi evinde domates yetiştirme fikri minnoş bir fikir fakat o domates gdolu tohumdan üreyeceği için sağlıksız olacaktır. bu en basit örneğidir.
daha kapsamlı düşünürsek. giydiğimiz eşyalarda bile kimyasallar var, boya var o var bu var.
21. yüzyıl doğal habitat için uygun olmadı. her şey kimyasal, şeker yapay şeylerden ibaret.

%100 doğal tüketim/üretim zorlaştı
 
@Ruhpastası
Haklısınız, kendimiz domates yetiştirmek için aldığımız tohumlar kısır tohumlar olacaktır ve böylece üretimde devamlılığı sağlayamayacağız sürekli tohum ofisine bağımlı kalacağız. Kısır olmayan doğal yani halk diliyle çeyizlik tohumu da bulmak imkansıza yakın. Artık en ücradaki köylü bile fabrikasyon tohum kullanıyor, doğal sürdürülebilir tohumu yalnızca inatçı gelenekçi Türkiyede sayısı bir elin parmağını geçmeyen köylü kullanıyor.
 
Artık doğal moģal diye bir şey kalmadı malesef. Kendimizden biliyorum. Babam çiftçi, domates, biber, patlıcan yani sebze çeşitlerinin çoğunu yetiştiriyor. Eğer tohumu satın alırsak ertesi seneye bir daha vermiyor çoğu ürün. On günde bir ilaç etmemiz gerekiyor. İlaç edilmeyince haşerelerden mahsul alamıyoruz. Tabi yaprak gübresi diye bir ilaç da var. Her ne kadar bizimkiler bunlar hormon değil dese de ve asıl hormon olmasa da sonuçta geliştirici. Bari diyorum kendi yiyeceklerimizi ilaçsız yapalım. Onda da sen bilmezsin deniliyor. Bu arada hani köy falan hikâye. Bize 8 km uzakta bir köy var. Sera dolu hep. Orada kanser vakalarının bayağı arttığı söylenmekte.
 
Aidin Salih’in açlık orucu yöntemleri ile ilgili aşağıdaki videoları inceleyebilirsiniz

(link)
 
Geri