Aşağıdaki yazı Finlandiyadan Selamlar adlı konu için yazılmıştır, önce okudum bilgisayarı kapadım, sonra açtım ve yazıyı yazdım, o arada konu tamamen silinmiş, yazıyı yazdıktan sonra bi yere göndermek istedim ve ana sayfa da bu konuyu görünce altına yapıştırayım dedim, bunun için yeni konu da açmak istemedim zaten açsam da mod'lar onaylamazdı zannımca, dolayısıyla konuyla ilgilenmeyenleri uyarıyorum, bu başlığa gönderdiğim için de kaldato ustanın affına sığınıyorum
Merhaba arkadaşlar, artık foruma pek sık girmiyorum, önceden daha fazla girerdim, uzun bi süre üyeliksiz takip edip daha sonra bi üyelik açmaya karar vermiştim, tabii ki şu anda kullandığım değil, daha da eski. Herneyse, forumu artık ilgi çekici bulmama nedenim insanların kısıtlı ve yetersiz bilgileriyle sürekli iddialaşmaları ve son yıllarda forumun geldiği muhafazakar-sansürcü-diktacı tutum. Bu başlığı da keşke hiç görmeseydim, ama ne yazık ki gördüm, önce bilgisayarımı kapadım ve diğer işlerime odaklandım ama sonra için için burada yazılanları ve bu tavrı düşünmeye başladım, aklıma söylenecek bir sürü şey geliyor ve bunu düşünmeyi durduramıyordum, en sonunda tekrar açtım bilgisayarı ve size söyleyecek bi kaç lafım var ve bunların tamamının hoşunuza gidip gitmeyeceğinizden emin değilim ama ben açık yüreklilikle yazacağım ve sizdende beklentim elinizi vicdanınıza koyup söylediklerimi karşı çıkmadan önce objektif olarak düşünmeniz.
Mesajların tamamını okumadım, ama her sayfaya bakıp bi kaç satır başını inceledim, zaten durum çok alışıldık halde seyretmiş, benim bildiğim foruma hiç yabancı değil, herşey süt liman ilerlerken
@mühendis bey hassasiyet göstermiş, benim baktığım açıdan ise konuyu terörize eden ilk hareket bu olmuş. Neden finlandiya bayrağı koyduğunu sormuş ve Finlimisiniz diye eklemiş, bir tartışmayı başlatmak için giriş yapmış. Öncelikle şunu sormak istiyorum herkes bayrağı sevmek ve bunu göstermek zorunda mı ? konu sahibi şu anda yaşadığı ülkenin bayrağını seçmeyi uygun görmüş, daha sonra konu başka taraflara çekilip linç edilmek istenmesi üzerine Türk bayrağına karşı da bi antipatisinin olmadığını belirtip Türk bayrağı üzerine ne mutlu türküm diyene paylaşmış, konuyu asıl değinmek istediği yere çekmek istesede bazı muhafazakar/milliyetçi arkadaşlar bunun olmasına izin vermemiş ve ateşi körüklemiş.
Şahsen ben bayrak fetişisti değilim, sadece bir ülkede doğmuş bir ırka dahil olmada övünülecek bi taraf göremiyorum, Türkiye doğumluyum ama ebeveynlerimden sadece biri Türk, ve bende çift vatandaşım, 4-12 yaşlarım arasında babamın görevi gereği japonya'da ve bi o kadar da avrupanın başka bi ülkesinde yaşadık, ama sonuç olarak buradayım ve hayatımın yarıdan fazlası burada geçti, büyükanne-baba ve azımsanmayacak kadar Türk akrabam var, aklınızda soru işareti kalmaması adına bu sıkıcı girişi yaptıktan sonra söylemek istediklerime gelirsem; iki bayrağa ya da ırka dair birçoğunuzun hissettiği kadar aidiyet hissetmiyorum ve bunlardan birinde övünülecek bir yan bulmuyorum, konu sahibi belli ki Fin değil ama buradaki köklerinin ne olduğunu bilmiyoruz, adada yaşadığından bahsetmiş ve "gayrimüslim" diye tabir edilen bi kesimden olduğu anlaşılıyor, ama o da en az sizin kadar bu ülkenin vatandaşı, benden daha çok yaşamış burda mesela, artık bu konuda kıstas nedir tam olarak bilemiyorum. Farkındamısınız bilmiyorum ama Türkiye çok keskin bi şekilde kutuplaşmış halde, insanların memnuniyetsizlikleri ve şikayetleri ne kadar saklanmaya bastırılmaya çalışılsa da bu konular her zaman bir yerden patlak veriyor ve ne kadar sansür ve yasak olursa olsun bunun önüne geçilemez, çünkü güneş balçıkla sıvanmaz. Peki neden böyle, nedir bu insanların bu ülkeyle ilgili dertleri rahatsızlıkları, bir yerde "hırsızların ülkesi" denmesinden rahatsız olunmuş ama mesajın orijinaline rastlamadım, bunu söylerken bireysel olarak size eşinize dostunuza laf söylenmiyor, direkt olarak bunu üstünüze alınmanız gerekmiyor, ama objektif bi şekilde baktığınızda bunu yalanlayamazsınız. İşte avrupa-Türkiye çatışması burada başlıyor, bildiğiniz üzere geçtiğimiz yıllarda sayısız hırsızlık ve yolsuzluk skandalları patlak verdi, ve bunlar şu anda hiç olmamış gibi, konuyu dile getirenler cezalandırıldı, sürüldü ya da işlerini kaybetti, artık kimse bu konuların bahsini bile açamıyor, tabii ki yeni skandallar ara ara patlamaya devam ediyor ama bunlarda aynı kayıtsızlıkla yokoluyor, dünyanın hiç bir ülkesinde bu skandallar böyle çabuk bi şekilde örtülemezdi, sadece Türkiye ve arap ülkelerinde olabilecek birşey bu, ama bunlar Türkiye'de örtbas edilse de yurtdışında örtbas edilemedi, avrupadaki hukuğun olduğu yerden, oradaki insanların alıştıkları düzenden bakıldığında bunlar kabul edilemez şeyler, ve bunlar insanların zihinlerine kazındı, dolayısıyla yurtdışında Türküm dediğinde insanların aklına ilk olarak yurtdışındaki ülkenin imajı geliyor, en çok gündeme gelenler neyse onlar zihinlerinde canlanıyor, belki eskilerden raki-shish kebap gelirdi ama şimdi durum çok daha farklı, ben şahsen Türküm dediğimde insanların suratındaki o değişime çok tanık oldum, ancak bazı açık kafalı insanlar ya da sizi şahsen tanıyan insanlar bu yargılardan bağımsız olarak bir birey olarak sizin varlığınızı karakterinizi algılamaya açık, şimdilerde online bi yarış oyunu oynuyorum, ve bağlandığın ülkenin bayrağıyla yarışıyorsun otomatik olarak, ve oradan bile inanılmaz tepkiler alıyorum, sırf Türk bayrağı var diye oyun oynarken bile mümkün mertebe pislik yapıyorlar, bazılarına mesaj atıyorum sorunun ne senin neden pist dışına attın beni diye ve önünde sonunda altından bi Türk düşmanlığı çıkıyor. Dünyanın her yerinde Türk vatandaşlarına havaalanlarında özel muamele yapılır, çok gezenler bunu bilir, hatta bazı yerlerde Türk vatandaşlarını ayırıp mülakat ederler ve diğer dünya vatandaşları elini kolunu sallayarak aynı ülkeye giriş yapar, bunları yaşadığınızda ister istemez kendinizi kötü hissediyorsunuz, belki küfür ediyorsunuz ama küfür doğru bi tepki değil nedeninide araştırmak düşünmek lazım, nedeni şu yurtdışında sicilimiz oldukça kabarık ve insanlar potansiyel suçlu olarak görüyor Türkleri. Aslında o kadar çok söylenecek şey var ki bu konuda elimden geldiğince kısa geçmeye çalışacağım, suçlu olduğumuzu düşündükleri kadar kanunsuz, zorba ve sahtekar olarak görüyorlar. Konu ülkeye karşı söylenen sözler olduğunda herkes vatan millet sakarya savunmaya başlıyor, biraz şizofren bi durum var ortada aslında, mesela eşcinsel yürüyüşüne karşı çıkıp ahlaksızlık olarak nitelendiren kesim çocuklar cinsel istismara uğradığında seslerini çıkartmıyorlar, sorduğun zaman hassas değerlerimiz ve toplum ahlak yapımız var ama bu son derece içi boş bi kavram, söze gelince başka, kimsenin duymadığı görmediği yerde başka, aynı şey hırsızlık ve dolandırıcılık konularında da geçerli, gerçekte yaşanılanlar ve söylemlerimizdeki örf ve adetlerimiz çok farklı. Tamam kişisel olarak sen, ben, o, tanıdığımız bildiğimiz insanlar böyle olmayabilir ama topluma baktığında bu böyle, bunu ancak görmezden gelerek yalanlayarak hayatına devam edebilirsin. Hergün sokağa çıktığında, metroya otobüse bindiğinde gördüğün kalabalık hakkında hiç düşündün mü, onlara nasıl baktığını farkettin mi ? Trafikte bisiklete bindiğinde arabalıyı sevmiyorsun, araba kullandığında kamyoncuyu. Birçoğumuz farkında değiliz ama biz birbirimizi hiç sevmiyor hatta nefret ediyoruz, o kendi ülkenin vatandaşı ama hiç tanımadığın kalabalıkları düşün... Ne kadar fırsatçı, güvenilmez, saygısız ve zorba olduklarının farkında mısın ? Evet tabii ki farkındasın, o yüzden sevdiklerini yalnız bırakmak, tekinsiz yerlere göndermek istemiyorsun. İşte tüm bu duygularla birlikte yaşarken başka kültürlere dahil olup yaşadığında şaşırmamana imkan yok, ortada bir bayrak ya da ırk sevicilik yok, ama kültür, alıştığımızdan çok farklı olunca ister istemez insanı etkiliyor ve insanlar birden Alman'dan daha Alman, Fin'liden daha Fin'li gibi hissedebiliyor, ya da kafaları karışıyor, o ırka o bayrağa değil ama o kültüre hayran olabiliyorlar, o kültürün bir parçası gibi görünmek istiyorda olabilirler, bunu çok yadırgamamak lazım. Muassır medeniyetler içine gidip de mülteci gibi yaşamayan, onların standartlarında yaşayabilen her Türk bu duruma önce şaşırıp sonra oraya dahil oluyor, yurtdışına gidenler eğer bi şekilde sürünmüyorlarsa geri dönmüyorlar, neden acaba ? Beğenmediğimiz Finlandiya eğitimde dünya birincisi, evet nüfüsları az ama herhalde kedi gibi yavrulayıp sonra çocukları aç bırakmayı benimsemediklerinden olabilir mi ?
@Anonim demişki "bizim kültürümüzü çok seviyolar" yok öyle saçma şey, belki kişisel olarak tanıdığı insanları sevmiştir, gerçek yüzünü göstermeyen misafirperver görünen ya da gerçekten iyi olan insanları sevmiştir bahsettiğiniz 1 tane arkadaşınız, ama çoğunluğa bakış hiç iyi değil, o yargıyı kırmak kişilere düşüyor ve birçoğu her yönüyle görüp tanıyacak kadar kalmıyor, sadece bir turist olarak yaşıyorlar, ve bir turiste nasıl davranılıyorsa o yüzle karşılaşıyorlar, bir Türk kadar hayatın içine karışıp anladığında bak bakalım sevecek mi ? Fakirlikten tütün içen arkadaşın olduğunu söylemişsin gerçekten durumu nedir bilmiyorum ama yazının altında bi grafik paylaşıcam, düşünceleri değil istatistikleri yansıtan. Bu arada Avrupadaki bi çok insan tütün içiyor, mesela İngiltere'de bi paket sigara 10£ yada biraz daha fazla, bazısıda keyfinden tütün içiyor, daha katkısız tütün daha doğal kağıt isteğiyle. İsveç'de intihar oranları yüksek bundan da bahsedilmiş, bizim burda birileri intihar etmeden önce birilerini öldürmeyi düşünüyor nedeni o olabilir, intihara bakılıyorsa suç ve şiddet oranları göz ardı edilmemeli, ayrıca bir insan sorgulayarak hayatına daha fazla devam etmek istemediğine de karar verebilir buna da saygı duyuyorum ben, sistemin kavrayışını anlayıp "evlen, çalış faturalarını öde" döngüsüne daha fazla devam etmek istemiyor olabilir, ki bu oldukça dile getirilen bi konu. Ama cahil ve/veya fakir insan böyle davranmıyor, bunalımdaysa ya çalarak ya dolandırarak ya da cinnet geçirip şiddete başvuruyor, ya da aile ve sorumlulukların altında o kadar eziliyor ki bunları düşünecek vakti bile olmuyor. İntiharlarda uzun bi sorgulamanın sonucunda oluyordur sanırım, "insan ne için yaşar, neyle yaşar?" gibi soruların ardından, ama bizde sanat, felsefe ve bilim olmadığından insanların böyle kaygıları olmuyor pek, sadece çok borcu olan bunalımda olan intihar etmeye kalkıyor, gerisi zaten farkında değil, farkında olmayan insan eyleme geçer mi ? Sen hiç intihar eden deli tanıyo musun ?
"Arkadaşlar Avrupa'ya veya başka bir ülkeye gitmenin planlarını yapmak ve gitmek yerine, kendi ülkemizi nasıl kurtarırız nasıl ülkemiz için bir şeyler yaparız biz buna bakalım. Yoksa gitmekten kolay bir şey yok. Ama bunun çözüm olmayacağını siz de benim kadar biliyorsunuzdur." denmiş, öncelikle yok öyle saçma bi dünya

hele bi schengen alda ondan sonra tekrar konuşalım ne kadar kolay olduğunu. Artık kurtarıcak bir yanı da kalmamış, bunların telafisi yıllar alır, kültür değişecek kuşak değişecek, köprüden önce son çıkışı kaçırdık artık, karanlık çağa doğru koşarak değil uçarak gidiyoruz, değişir mi ? umarım bişeyler daha güzele gider ama bizim ömürler bunu görmeye yetmeyecek gibi.
Söylenecek çok şey var da, böyle yazmakla da olacak iş değil, ama temelde ne eksik derseniz sevgi yok, hinlik var bencillik var fırsatçılık var, akıl yok kurnazlık var, neden çünkü bilim yok, sanat yok, felsefe yok, toplumu toplum insanı insan yapan erdemler yok. Ha başka ülkelerde yokmu böyle şeyler elbette ki var, heryerin kendine göre bi dezavantajıda var, buradaki güzel insanların (çoğunluk değil) güzel yanları da var, ama arap ülkeleri Çin - Hindistan dışında çok az yerde bu boyutta, Avrupa'da da elbet saçmalıklar var, ama bahsettiğimiz şeyle kıyaslanacak boyutta değil mesela Japonya'da Tokyo'da çantanı açık vaziyette sokakta bırak emin ol hiç bi zarar gelmeden bulabilirsin, ya da kapını kitlemesen de çok endişe etmene gerek yok, evet bir miktar sapıklık ve pedofili o kültürde de var ama yinede buradakiyle kıyaslanamaz. Bence en çok benzediğimiz kültür A.B.D, cehaletimiz, milliyetçiliğimiz, sanat - felsefe ve bilime uzaklığımızla en çok onlara benziyoruz ama onların çok parası var, bide çok kozmopolit, Amerika'lıdan fazla insan gitmiş oraya, o sayede gene biraz toparlıyo.
@Murat Cömez beni bu konulara karıştırmayın demiş ama Almanya temsilcisi olarak kendisine soruyorum ? almanların ne kadarı fırsatçı ve karşısındakini kandırmaya dolandırmaya çalışan bi yapıda, kendi dışındaki insanlara ne kadar saygısızlar ? Bizdeki kurnazlıkla karşılaştırınca Almanlar baya saftrik kalır. Evet buna karşılık sıcak kanlı olmayabilirler ve mesafeli olabilirler, birazda "ahlaksız" belki. Belki orada sizde bazı insanların ırksal sınıflandırılmalarına maruz kalıyor ve hoşlanmıyor olabilirsiniz, suç belki kişi olarak sizde değil ama bıraktığımız intibada, yargıları olan insanlarda çok haksız değil bu konuda. Mesela Almanya'da kafana göre eline Alman bayrağı alıp şovenistlik ya da taşkınlık yapamıyorsun, suç sayılıyor, yanılıyor muyum ? "Ülkenizi sevmek için orada yaşamak mı gerekir ?" demişsiniz, tabii ki gerekmez, ama tatilde gelip gezmekle anavatanın bile olsa sadece turist olursun, yüzeysel bi şekilde bilirsin anavatanını, fragmanı izlersin ama filmin can sıkıcı sahnelerini izlemezsin. Seviyorum ama uzaktan dersiniz, hani davulun sesi uzaktan hoş gelir ya, onun gibi, zaten oradaki sosyal yapıya, insan haklarına, hukuka, yaşam şartlarına alıştıktan sonra burada yapamazsınız, sudan çıkmış balığa dönersiniz, bunun farkında olmalısınız ki olduğunuz yerde rahatsınız, sakın yanlış anlamayın sizi bunla yargılamıyorum, herkes katlanacak kadar sevmek zorunda değil, daha iyi yaşam şartları insani bi hak, herkesin hakkı, ama insanları yargılarken bunu da unutmayın.
Son olarak toparlamam gerekirse, insanları vatan haini diye damgalamadan önce eleştirilerindeki asıl noktayı anlamaya özen gösterin, vatana değil eyleme, kültüre, ahlak yapısına var olan isyan. Yapılabilecek bişey var mıdır ? Bence artık çok geç ama en azından vicdan.
Birileri tarafından terörize edilmeseydi eminim iş buralara varmazdı, bırakın Finlandiya bayrağı koysun du ne vardı, asıl söylemek istediklerini ağzına tıkmaya gerek yoktu, güzel de bi başlangıç yapmışken, he sonra gene savunalım ama kör kütük savunmaya gerek yok, ülke sınırları içinde olan her ahlaksızlığı yozlaşmayı ülkeye maletmez, kişileri toplulukları, eylemleri farkedip savunmazsak bu çirkinlikleri yavaş yavaş söküp atabiliriz kültürümüzden, aksi takdirde cinayet işleyen oğlunu korumak gibi körlemesine bi hal alır bu durum, çocuk hayırsız oldukça sevmeyeceksin bu belli. Biraz uzun yazdım kusura bakmayın ama 3 aylık yazıyorum idare edin artık, buraya da gene birinci olduğumuz bi grafiği iliştiriyorum, bazı konularda baya iyi derecelerimiz var, istismar ve şiddet gibi, buda sağlıklı iş ve hayat dengesini konu eden 2017 istatistiği.
ve dahası için;
(link)