Kendimi tanıyamıyorum….
Dedim ya kendimi tanıyamıyorum artık. Ne arkadaşım mı evleniyor bana ne. Sünnet oluyo bana faydası var tarzında tüm davetiyeleri tek tek yırtıp atan bu ben olamam. Sanki para hırsı gözümü karartmış olmalıydı. Ve karartmış, karartmış bu ben olamam. Bugün Pazar ve ben çalışmak zorunda hissediyorum. Teefonlarımı kapatmak aklıma geldi kimseler beni rahatsız etmemeli düğün dernek hatırlatmamalıydı.. geç kaldım galiba kapatmakta çalıyor. Gizli numaradan kim arar ki beni? bi erkek sesi otuzlu yaşlarının hemen başında muhtemelen. hafif deli hafif oturaklı çıkıyor ses. ne düğüne davet ediyor nede bişi hatırlatıyor bana.. sadece çağırıyor. İşlerim ne olacak şimdi. Gözümü de karartmıştım tam.
-Kendine gel hayır de bahane bul evet bahane buldum pek bahane sayılmaz gerçeği söylemek en güzeli para kazanmam lazım gelemem. Oh be ne güzel dedim. Gelimicemi acıkca söliyiverdim bi çırpıda hem de kalbini kırmadım onun.
Yine mi telefon… ben baya dalmışım işlere akşam üzeri olmuş yine gizli numara yine o ses. Adam ısrarcı gel diyo başka bişi demiyor. Nereye çağırıyo beni anlamıyorum. gel sen biliyosun yeri. Tamam uğrarım ben 5-10 dakika arabayla … merak insanı durdurmuyor.
Ne dedim ben arabaylamı !!! … para kazanayım derken para harcıyacağım hemde kazanmadığım parayı… olmaz.
Bisikletletle gelsem mi diyorum sen bilirsin diyor bekleyin geliyorum diyorum. Yine ne yaptım ben işler ne olcak. offff offf.
Çabuk gidip gelmem lazım merakımı yenmekten başka çarem yok sanırım. ve soluk soluğa pedallıyorum durmak yok durmak zaman kaybı bakıp döneceğim sadece.
Olamaz bu kadar kalabalık beklemiyordum hepsi bi masaya toplanmış muhabbet ediyolar. Onlarda cimrilik modunda galiba hepside bisikletiyle gelmiş. yok bunların ki cimrilik değil galiba. Olsa bu kafeye oturmazlardı. Hadi oturdular çay içmezlerdi onuda geçtim güzelim çeşme suyu varken şişe suyuna para vermezlerdi. Galiba başka sebeblerden bisikletlerle gelmişler. Bi an sevinmiştim bende ne güzel bi cimri ben değilim diye. Telefondaki ses karşılıyor.. hoş geldin . diyip elini uzatıyor olamaz hepsi elini uzatıyor yok kardeşim param benim çekin elinizi demek geliyo içimden ama ellerin sahipleri o kadar gülümsüyolar ki bi an aklımdan para çıkıveriyor ve tek tek sıkıyorum ellerini. Ne zamandır bu kadar çok eli sıkmamıştım kolumu kaptırıveririm korkusundan ama bu sefer kolum yerinde. Bi sandalyede benim için amam düşme dikkat et diye üzerime düşüyolar. Şüphelenmemek elimde değil. Bana bu kadar ince davrandıklarına göre kesin altında bişi var hissi merakımı iyice körüklüyor. Gözüm bisikletlerde, hepsi sıralamışlar kenara bende bisikletleri sayıyorum kaç kişiyle mücadele edeceğimi anlamak için. Neden mi masadakileri saymıyorum çünki benim için para eden nesneler bisikletlerde ondan.
Sesler birbirine karışıp ne dediklerini anlayamaz hale geliyorum para sesi olsa hemen anlardım ben ama bu sesler yabancı paranın hiç eseri yok. Sıkılsam mı sıkılmasam mı diye düşünmeye bile başladım hani..
O kulağımda kalan ses sesleniyor yine gidiyoruz hadi…
Nereye?
serinliğin tam ortasına… ışıl ışıl bizi bekleyen şehri yükseklerden görmeye…
Meğersem beni gece bisiklet binmek için çağırmışlar…
Öyle güzel bi turduki anlatamam o an yaşanır ...ben öncesini yazdım yine…
Dedim ya kendimi tanıyamıyorum artık. Ne arkadaşım mı evleniyor bana ne. Sünnet oluyo bana faydası var tarzında tüm davetiyeleri tek tek yırtıp atan bu ben olamam. Sanki para hırsı gözümü karartmış olmalıydı. Ve karartmış, karartmış bu ben olamam. Bugün Pazar ve ben çalışmak zorunda hissediyorum. Teefonlarımı kapatmak aklıma geldi kimseler beni rahatsız etmemeli düğün dernek hatırlatmamalıydı.. geç kaldım galiba kapatmakta çalıyor. Gizli numaradan kim arar ki beni? bi erkek sesi otuzlu yaşlarının hemen başında muhtemelen. hafif deli hafif oturaklı çıkıyor ses. ne düğüne davet ediyor nede bişi hatırlatıyor bana.. sadece çağırıyor. İşlerim ne olacak şimdi. Gözümü de karartmıştım tam.
-Kendine gel hayır de bahane bul evet bahane buldum pek bahane sayılmaz gerçeği söylemek en güzeli para kazanmam lazım gelemem. Oh be ne güzel dedim. Gelimicemi acıkca söliyiverdim bi çırpıda hem de kalbini kırmadım onun.
Yine mi telefon… ben baya dalmışım işlere akşam üzeri olmuş yine gizli numara yine o ses. Adam ısrarcı gel diyo başka bişi demiyor. Nereye çağırıyo beni anlamıyorum. gel sen biliyosun yeri. Tamam uğrarım ben 5-10 dakika arabayla … merak insanı durdurmuyor.
Ne dedim ben arabaylamı !!! … para kazanayım derken para harcıyacağım hemde kazanmadığım parayı… olmaz.
Bisikletletle gelsem mi diyorum sen bilirsin diyor bekleyin geliyorum diyorum. Yine ne yaptım ben işler ne olcak. offff offf.
Çabuk gidip gelmem lazım merakımı yenmekten başka çarem yok sanırım. ve soluk soluğa pedallıyorum durmak yok durmak zaman kaybı bakıp döneceğim sadece.
Olamaz bu kadar kalabalık beklemiyordum hepsi bi masaya toplanmış muhabbet ediyolar. Onlarda cimrilik modunda galiba hepside bisikletiyle gelmiş. yok bunların ki cimrilik değil galiba. Olsa bu kafeye oturmazlardı. Hadi oturdular çay içmezlerdi onuda geçtim güzelim çeşme suyu varken şişe suyuna para vermezlerdi. Galiba başka sebeblerden bisikletlerle gelmişler. Bi an sevinmiştim bende ne güzel bi cimri ben değilim diye. Telefondaki ses karşılıyor.. hoş geldin . diyip elini uzatıyor olamaz hepsi elini uzatıyor yok kardeşim param benim çekin elinizi demek geliyo içimden ama ellerin sahipleri o kadar gülümsüyolar ki bi an aklımdan para çıkıveriyor ve tek tek sıkıyorum ellerini. Ne zamandır bu kadar çok eli sıkmamıştım kolumu kaptırıveririm korkusundan ama bu sefer kolum yerinde. Bi sandalyede benim için amam düşme dikkat et diye üzerime düşüyolar. Şüphelenmemek elimde değil. Bana bu kadar ince davrandıklarına göre kesin altında bişi var hissi merakımı iyice körüklüyor. Gözüm bisikletlerde, hepsi sıralamışlar kenara bende bisikletleri sayıyorum kaç kişiyle mücadele edeceğimi anlamak için. Neden mi masadakileri saymıyorum çünki benim için para eden nesneler bisikletlerde ondan.
Sesler birbirine karışıp ne dediklerini anlayamaz hale geliyorum para sesi olsa hemen anlardım ben ama bu sesler yabancı paranın hiç eseri yok. Sıkılsam mı sıkılmasam mı diye düşünmeye bile başladım hani..
O kulağımda kalan ses sesleniyor yine gidiyoruz hadi…
Nereye?
serinliğin tam ortasına… ışıl ışıl bizi bekleyen şehri yükseklerden görmeye…
Meğersem beni gece bisiklet binmek için çağırmışlar…
Öyle güzel bi turduki anlatamam o an yaşanır ...ben öncesini yazdım yine…


