KevSerSeri
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 2 Ağustos 2006
- Mesaj
- 1.351
- Tepki
- 3.345
- Şehir
- Ankara
Merhaba Arkadaşlar...
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7122.jpg
(link)
Annem hadi Ilgaz'a gidelim dediğinde ancak kayak yaparsam gelirim diye pazarlık yaptım. Hiç beklemediğim şekilde onay alınca Delta'nın düzenlemiş olduğu Kartalkaya turu da yalan oldu. Ee! Söz vermiş bulunduğum için bana da gitmek düşer diyerek sabah 7'de çıktık yola...
Bu sporu başarabileceğime dair bir his var içimde. Aman ne var canım. Ona buna bakar iki taktik öğrenirim ne var diyerek kiraladım kayak takımlarını. Sonra baktım ki bizim turdan 2 kişi özel hoca tutmaktan bahsediyor. Sayıyı artıralım da bari vereceğimiz para düşsün diyerek grubu 4 kişiye çıkardık. Bir saatlik temel eğitimin ardından hocanın 'çok iyisin, bravo' sözleriyle gaza gelince hadi tepeye çıkalım diye tutturdum. Hayır bir saatlik eğitimle hiç bir şey olmaz. Siz buralarda takın dedi düzlüğü göstererek. Tepeye çıkmazsam her şey içimde kalırdı. Etraftan da 'sakın ha' diye tepkiler alınca aklım karıştı...
Kararlıyım bu sporu öğrenmeye...
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7079.jpg
Hadi anne yukarı bi çıkalım diye bindik telesiyeje. Yükseldikçe uçuyormuş hissi veriyor insana. Doruğa vardığımızda 'Sen geri dön, ben kayakla inicem' diyince annem çıldırdı. Pist olduk.a dik ve dardı. Uçuruma yuvarlanmamdan tutun da üzerimden birinin geçmesine kadar her şey için endişeleniyordu. Sonuçta deneyimsizdim. Kayakları takmak, adam akıllı harekete geçmek 20 dakikamı almıştır. Bu durumu yukarıdan izleyen annem arkamdan bağırıyordu yol yakınken dön hadi birlikte gidelim diye. Yok ama olmaz. Çıkmıştım bir kere yola. Salacaktım kendimi yokuş aşağı.
Sıcacık ezogelin çorbası enfes. Çorba canavarı olarak en çok ben içtim.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7095.jpg
İlk inişte 7-8 kere düştüm. Bir kaç kez yuvarlandım. ' kere kayaklar ayağımdan çıktı. İki kişi üzerimden geçti. Bir kere ben başkasının üzerinden geçtim. Ama sonunda aşağı inmeyi başardım. En önemlisi bu turda düştüğüm zaman kayakları ayağımdan çıkarmadan yerden nasıl kalkacağımı öğrendim. Çıkardım mı takmak ölüm gibi geliyordu. E tabi yol üzerinde yardımcı olan centilmen beylere de teşekkür ediyorum.
Öğle yemeğinin ardından tutturdum bir kez daha çıkıcam diye. Yok mok deseler de kararlıydım bir kez daha denemeye. Islanan eldivenlerin dondurduğu parmaklarım dışında bir sorun yoktu. Doruktaki cafenin birinde içimizi ısıtıp, eldivenleri kuruttuktan sonra 'hadi ben kaçar' diyip ayrıldım arkadaşlardan. En sıkıcı durum tura 5 kişi katılıp da dağda yalnız kalmaktı. Hepsi de denemekten korkuyordu. Siz söyleyin. Korkunun ecele faydası var mıdır?
Sucuk ekmek yemezsem karlar ağlar...
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7097.jpg
İkinci inişimde çok daha rahattım. Baktım bi ara çok hızlandım uçuruma doğru gidiyorum, attım kendimi aşağı. Yuvarlanırken kayaklardan biri 2 metre yukarıda kaldı. Son nefesini verirken sevdiğinin elini tutmaya çalışan sevgili gibiydi halim. Çabalarım görülmeye değerdi. Allah'tan yardımsever bir genç durup size yardım ediyim diyip kayağı takmama yardım etti de rahatladım.
Kızaktan aldığım darbeyi kayakta bile almadım. Vücudumdaki esas morluklar buna ait...
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7155.jpg
En son aşağı indiğimde ağlamaklı gördüğüm annem endişelendirdi beni. 'Ne oldu sana böyle?' dediğimde genç bir çocuğun kayak yaparken öldüğünü, benim için de çok endişelendiğini söyleyince içim parçalandı. 16 yaşındaki Çağatay kayarken başını demir bloğa çarpmış. Boynu kırılınca oracıkta son nefesini vermiş. Ambulans geldiğinde ailesine durumu söylemeseler de babasının feryadı annemin içini parçalamış. İçimizi acıtan bu acı olaydan sonra kimseyi daha fazla üzmemek için 'dur' dedim kendime. Allah rahmet eylesin. Allah kimseye evlat acısı vermesin. Gerçekten çok zor bir durum...
Kazasız, belasız gidip geldiğimiz, ailemle geçirdiğim bu güzel gün için Allah'ıma şükürler olsun...
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7122.jpg
(link)
Annem hadi Ilgaz'a gidelim dediğinde ancak kayak yaparsam gelirim diye pazarlık yaptım. Hiç beklemediğim şekilde onay alınca Delta'nın düzenlemiş olduğu Kartalkaya turu da yalan oldu. Ee! Söz vermiş bulunduğum için bana da gitmek düşer diyerek sabah 7'de çıktık yola...
Bu sporu başarabileceğime dair bir his var içimde. Aman ne var canım. Ona buna bakar iki taktik öğrenirim ne var diyerek kiraladım kayak takımlarını. Sonra baktım ki bizim turdan 2 kişi özel hoca tutmaktan bahsediyor. Sayıyı artıralım da bari vereceğimiz para düşsün diyerek grubu 4 kişiye çıkardık. Bir saatlik temel eğitimin ardından hocanın 'çok iyisin, bravo' sözleriyle gaza gelince hadi tepeye çıkalım diye tutturdum. Hayır bir saatlik eğitimle hiç bir şey olmaz. Siz buralarda takın dedi düzlüğü göstererek. Tepeye çıkmazsam her şey içimde kalırdı. Etraftan da 'sakın ha' diye tepkiler alınca aklım karıştı...
Kararlıyım bu sporu öğrenmeye...
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7079.jpg
Hadi anne yukarı bi çıkalım diye bindik telesiyeje. Yükseldikçe uçuyormuş hissi veriyor insana. Doruğa vardığımızda 'Sen geri dön, ben kayakla inicem' diyince annem çıldırdı. Pist olduk.a dik ve dardı. Uçuruma yuvarlanmamdan tutun da üzerimden birinin geçmesine kadar her şey için endişeleniyordu. Sonuçta deneyimsizdim. Kayakları takmak, adam akıllı harekete geçmek 20 dakikamı almıştır. Bu durumu yukarıdan izleyen annem arkamdan bağırıyordu yol yakınken dön hadi birlikte gidelim diye. Yok ama olmaz. Çıkmıştım bir kere yola. Salacaktım kendimi yokuş aşağı.
Sıcacık ezogelin çorbası enfes. Çorba canavarı olarak en çok ben içtim.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7095.jpg
İlk inişte 7-8 kere düştüm. Bir kaç kez yuvarlandım. ' kere kayaklar ayağımdan çıktı. İki kişi üzerimden geçti. Bir kere ben başkasının üzerinden geçtim. Ama sonunda aşağı inmeyi başardım. En önemlisi bu turda düştüğüm zaman kayakları ayağımdan çıkarmadan yerden nasıl kalkacağımı öğrendim. Çıkardım mı takmak ölüm gibi geliyordu. E tabi yol üzerinde yardımcı olan centilmen beylere de teşekkür ediyorum.
Öğle yemeğinin ardından tutturdum bir kez daha çıkıcam diye. Yok mok deseler de kararlıydım bir kez daha denemeye. Islanan eldivenlerin dondurduğu parmaklarım dışında bir sorun yoktu. Doruktaki cafenin birinde içimizi ısıtıp, eldivenleri kuruttuktan sonra 'hadi ben kaçar' diyip ayrıldım arkadaşlardan. En sıkıcı durum tura 5 kişi katılıp da dağda yalnız kalmaktı. Hepsi de denemekten korkuyordu. Siz söyleyin. Korkunun ecele faydası var mıdır?
Sucuk ekmek yemezsem karlar ağlar...
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7097.jpg
İkinci inişimde çok daha rahattım. Baktım bi ara çok hızlandım uçuruma doğru gidiyorum, attım kendimi aşağı. Yuvarlanırken kayaklardan biri 2 metre yukarıda kaldı. Son nefesini verirken sevdiğinin elini tutmaya çalışan sevgili gibiydi halim. Çabalarım görülmeye değerdi. Allah'tan yardımsever bir genç durup size yardım ediyim diyip kayağı takmama yardım etti de rahatladım.
Kızaktan aldığım darbeyi kayakta bile almadım. Vücudumdaki esas morluklar buna ait...
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/DSCN7155.jpg
En son aşağı indiğimde ağlamaklı gördüğüm annem endişelendirdi beni. 'Ne oldu sana böyle?' dediğimde genç bir çocuğun kayak yaparken öldüğünü, benim için de çok endişelendiğini söyleyince içim parçalandı. 16 yaşındaki Çağatay kayarken başını demir bloğa çarpmış. Boynu kırılınca oracıkta son nefesini vermiş. Ambulans geldiğinde ailesine durumu söylemeseler de babasının feryadı annemin içini parçalamış. İçimizi acıtan bu acı olaydan sonra kimseyi daha fazla üzmemek için 'dur' dedim kendime. Allah rahmet eylesin. Allah kimseye evlat acısı vermesin. Gerçekten çok zor bir durum...
Kazasız, belasız gidip geldiğimiz, ailemle geçirdiğim bu güzel gün için Allah'ıma şükürler olsun...