1988 veya 1989 yılıydı. Üzerinde MONZA yazan bir yol bisikletim vardı. Tam markası bu muydu hatırlamıyorum ama MONZA yazdığını biliyorum. Keşan Koru Dağlarında meşhur bir yokuş vardır. Gelibolu'dan Keşan istikametine doğru yokuş aşağı hızla gidiyordum. Otoban olduğu ve çok trafik olmadığı için sağ şeridi ortaladım. İleride kaz sürüsü yoldan karşıya geçiyordu. Etraf köylerden evcil kazlardı. Frenledim ama işe yaramadı. 2-3 tanesinin üstünden geçtim. O an ölen bir kaz görmedim. Sonrasında ne oldu Allah bilir. Tabi o zamanlar ne kask, ne korumalı pantolon vardı. Sağ diz kapağımdan kalçama kadar sağlam bir sürtünme yarası aldım. İlk etapta kan akmadı ama beyaz beyaz birşeyler aktı. Keşan'a gelene kadar yara iyice kanlandı. Sağlık ocağına gittim, Tetanozla birlikte evdekilerden de bolca fırça yedim. Bisikletin sadece arka tekerlekten 1 tel kırıldı. Selesi sıyrıldı. Mika gibi bir selesi vardı. Enjeksiyon plastik. Pek konforlu değildi. Çelik kadrolu güzel bir bisikletti.