C.Biberci
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 1 Kasım 2015
- Mesaj
- 1.866
- Tepki
- 5.323
- Yaş
- 45
- Şehir
- Bursa
- İsim
- Candan
- Başlangıç
- 1991—92
- Bisiklet
- Bianchi
- Bisiklet türü
- Yol bisikleti
Merhaba sevgili forum ailesi.
Mart ayının güzel bir pazar günü sizlere Bursa'nın tarihi ve turistik bölgellerini tanıtım amaçlı +100 km lik keyifli bir tur yaptım.
Uluabat (Apollania) gölünde yarımada şeklinde olan iki köyü Eskikaraağaç ve Gölyazı'nı sizlere tanıtmak istedim.İlk durağım Avrupa leylek köyü olarak tescillenen Eskikaraağaç köyüydü.Her sene mayıs ayının son haftası uluslar arası "Leylek festivali" yapılıyor.Köyde sohbet ettiğim teyzeler sağolsunlar hemen festivallerine buyur ettiler ve hayır duasında bulundular sağulsunlar
Köyün hemen girişinde gözlem tesisi ve gözlem kulesi var.Gözlem kulesinde dürbünde mevcut ve ücretsiz.
Kuleden köyü ve Uluabat gölünü seyretmek oldukça keyifli oluyor.Gölün karşıyakasını ve adaları rahatlıkla inceleye biliyorsunuz.

Köyün muhtelif yerlerinde leylek yuvaları var ama içleri malesef henüz boş..Mart ayının son hafasında göçlerini tamamlayıp yuvalarına geliyorlarmış.
Şirin küçük ve kafa dağıtmak için çok güzel bir yer Eskikaraağaç köyü.Bursa'ya yolunuz düşerse uğramanızı tavsiye ederim.
Karaağaçtan sonra rotamı Gölyazı(Apollania) köyüne çeviriyorum
Apollon Krallığı'nın merkezi olarak bilinen köy Roma döneminde bir süre Adramytteion (Edremit)'na, bir süre de Kizikos (Edincik)'a bağlı kalmış. İmparator Hadrianus (M.S. 117-138) 'un Bitinya gezisi sırasında kente uğradığı, kentin kapısındaki
adına konulmuş onur yazısından
anlaşılmaktaymış.Göl antik çağdan evvel Marmara'ya bağlı bir iç gölmüş.Daha sonraları Maramara'nın denize dönüşmesi ile gölden denize sonradanda tatlı suya dönüşmüştür.Bununda kanıtı deniz balıklarının değişime uğrayarak bu göle adapte olmalarıdır.Dünyadaki "Living lake" yaşayan göl olarak geçen 19 gölden biridir.Endemik balık ve kuş türleri vardır.Türkiye'de 1970 den bu yana en fazla sayılan kuş sayısıyla birinci sıradadır aynı zamanda Ramsar koruması altındadır.Kirmastı çayı gölün kaynağıdır ve Marmara'ya Uluabat deresi ile bağlıdır.
Krallığın ve iç kalenin kalıntıları azda olsa ayakta kalabilmiş.
Eski rûm kilisesi Aziz Pantalenon.Geçen yıl restore edilip ibadete açılmıştır.

Köy kış döneminde suların yükselmesiyle yarım adadan adaya dönüşüyor ve köye bu köprü ile geçiliyor.Yaz dönemi suların çekilmesiyle tekrardan yarım adaya dönüşüyor ve karadanda ulaşım sağlanabiliyor.
Köyde balık mezatıda bulunuyor.Günün her saati canlı balık bulmak mümkün ve her bütçeye göre balık var.
Köyün meşhur ağlayan çınarı.İçerisinden devamlı su akmakta.Çınarın mitolojik ve günümüzede uyarlanmış hikayeleri var.
Leylek yuvaları buradada bol miktarda var ve onlarda melesef henüz boş durumdalar
İsterseniz gölde kayıkla gezintide yapılabiliyor ve fiyatlarıda gayet makul
Bol eğimli dönüş yolu
Yolda halen çalışma sürüyor ve belli kısımları bozuk durumda.
Tur toplamda 112 km sürdü 4.55 saat/23 km ortalama hız.Güzel ve keyifli bir pazar günü oldu benim için.Umarımki sizlerde keyif almışsınızdır.Bursa'nın tarihi ,turistik mekan ve yerlerin tanıtımına devam edeceğim İnşAllah.
Hepinize selamlar sevgiler.
Mart ayının güzel bir pazar günü sizlere Bursa'nın tarihi ve turistik bölgellerini tanıtım amaçlı +100 km lik keyifli bir tur yaptım.
Uluabat (Apollania) gölünde yarımada şeklinde olan iki köyü Eskikaraağaç ve Gölyazı'nı sizlere tanıtmak istedim.İlk durağım Avrupa leylek köyü olarak tescillenen Eskikaraağaç köyüydü.Her sene mayıs ayının son haftası uluslar arası "Leylek festivali" yapılıyor.Köyde sohbet ettiğim teyzeler sağolsunlar hemen festivallerine buyur ettiler ve hayır duasında bulundular sağulsunlar
Köyün hemen girişinde gözlem tesisi ve gözlem kulesi var.Gözlem kulesinde dürbünde mevcut ve ücretsiz.
Kuleden köyü ve Uluabat gölünü seyretmek oldukça keyifli oluyor.Gölün karşıyakasını ve adaları rahatlıkla inceleye biliyorsunuz.

Köyün muhtelif yerlerinde leylek yuvaları var ama içleri malesef henüz boş..Mart ayının son hafasında göçlerini tamamlayıp yuvalarına geliyorlarmış.
Şirin küçük ve kafa dağıtmak için çok güzel bir yer Eskikaraağaç köyü.Bursa'ya yolunuz düşerse uğramanızı tavsiye ederim.
Karaağaçtan sonra rotamı Gölyazı(Apollania) köyüne çeviriyorum
Apollon Krallığı'nın merkezi olarak bilinen köy Roma döneminde bir süre Adramytteion (Edremit)'na, bir süre de Kizikos (Edincik)'a bağlı kalmış. İmparator Hadrianus (M.S. 117-138) 'un Bitinya gezisi sırasında kente uğradığı, kentin kapısındakiadına konulmuş onur yazısından
anlaşılmaktaymış.Göl antik çağdan evvel Marmara'ya bağlı bir iç gölmüş.Daha sonraları Maramara'nın denize dönüşmesi ile gölden denize sonradanda tatlı suya dönüşmüştür.Bununda kanıtı deniz balıklarının değişime uğrayarak bu göle adapte olmalarıdır.Dünyadaki "Living lake" yaşayan göl olarak geçen 19 gölden biridir.Endemik balık ve kuş türleri vardır.Türkiye'de 1970 den bu yana en fazla sayılan kuş sayısıyla birinci sıradadır aynı zamanda Ramsar koruması altındadır.Kirmastı çayı gölün kaynağıdır ve Marmara'ya Uluabat deresi ile bağlıdır.
Krallığın ve iç kalenin kalıntıları azda olsa ayakta kalabilmiş.

Eski rûm kilisesi Aziz Pantalenon.Geçen yıl restore edilip ibadete açılmıştır.

Köy kış döneminde suların yükselmesiyle yarım adadan adaya dönüşüyor ve köye bu köprü ile geçiliyor.Yaz dönemi suların çekilmesiyle tekrardan yarım adaya dönüşüyor ve karadanda ulaşım sağlanabiliyor.
Köyde balık mezatıda bulunuyor.Günün her saati canlı balık bulmak mümkün ve her bütçeye göre balık var.
Köyün meşhur ağlayan çınarı.İçerisinden devamlı su akmakta.Çınarın mitolojik ve günümüzede uyarlanmış hikayeleri var.
Leylek yuvaları buradada bol miktarda var ve onlarda melesef henüz boş durumdalar
İsterseniz gölde kayıkla gezintide yapılabiliyor ve fiyatlarıda gayet makul

Bol eğimli dönüş yolu

Tur toplamda 112 km sürdü 4.55 saat/23 km ortalama hız.Güzel ve keyifli bir pazar günü oldu benim için.Umarımki sizlerde keyif almışsınızdır.Bursa'nın tarihi ,turistik mekan ve yerlerin tanıtımına devam edeceğim İnşAllah.
Hepinize selamlar sevgiler.






