Kar ve Kaplan

Süleyman Şatır

Forum Bağımlısı
Kayıt
22 Mart 2005
Mesaj
1.151
Tepki
2.733
Şehir
Fatih / İstanbul
Sinemalarda bu hafta üç yeni film gösterime girdi... Roberto Benigni'nin başrolünü ve yönetmenliğini üstlendiği The Tiger and the Snow / Kar ve Kaplan, küçük bir kız çocuğunun yaralı bir yarış atıyla olan dostluğunun anlatıldığı Dreamer / Hayalperest ve 1980 yapımı John Carpenter imzalı korku gerilim filminin devamı The Fog / Sis bu haftanın yeni filmleri oldu...

Haftanın filmleri şöyle sıralandı :
 
Scudo

Süleyman Şatır

Forum Bağımlısı
Kayıt
22 Mart 2005
Mesaj
1.151
Tepki
2.733
Şehir
Fatih / İstanbul
Türk sinemaseverler İtalyanlar'ın Kemal Sunal'ı olarak nitelenen Roberto Benigni'yi ilk olarak, hem yönettiği, hem de senaryosunu yazıp, oynadığı Johnny Stecchino adlı filmle tanımışlardı... Benigni, kendine has komedi anlayışıyla yine yönetmenliğini üstlendiği ve yazdığı Life is a Beautiful / Hayat Güzeldir ile dünya çapında ünlendi... Guido karakterini büyük başarı ile canlandıran Roberto Benigni, gerçek hayatta da eşi olan Nicoletta Braschi ile filmde iyi bir ikili oluşturdu. Hayat Güzeldir, 1998 Cannes Film Festivali'nde Büyük Jüri Ödülü'nü ve 7 dalda aday olduğu Oscar'ı ‘En İyi Aktör, En İyi Yabancı Film ve En İyi Müzik dallarında kazandı...

Ardından hayli iddialı çektiği Pinokyo ile umduğunu bulamayan Roberto Benigni, şimdi yine Nicoletta Braschi ile beraber hayli duygusal bir komedi ile karşımıza geliyor... Benigni kadroya Jean Reno'yu da alarak, fona Amerika - Irak Savaşı'nı koyarak bir aşk hikayesi anlatıyor. Telaşlı, sakar, her koşulda sevdiği kadın için herşeyi yapan bir adamın aşkı... Kimi zaman gülerek, kimi zaman duygusal anlar yaşayarak izlenebilen güzel bir film Kar ve Kaplan...

Filmin konusu :
Yıl 2003… Amerika - Irak Savaşı yeni başlamıştır… Roma’daki Yabancılar Üniversitesi’nde okutman olan Şair Attilio, edebi alanda kendine ait bir üne sahiptir ve son kitabı The Tiger and the Snow’u henüz yayınlamıştır. Kitap, eleştirmenler ve okuyucular tarafından çok beğenilmiştir. Attilio üniversitede çok sevilmektedir… Ancak Atillio pek mutlu değildir. Her gece rüyasında gördüğü Vittoria’ya ya aşıktır ve onunla evlenmek istemektedir. Ama Vittoria, Attilio ile evlenmek bir yana onun varlığına bile tahammül edememektedir. Bu sevimli adamın ona yaklaşmak için yaptığı herşey, ölümsüz aşkını ilan ediş tarzı, Vittoria’yı daha da kızdırmaktadır.

Vittoria da edebiyat dünyasından bir isimdir. Üzerinde çalıştığı son kitabı da Iraklı bir şairin biyografisi ile ilgilidir. Yıllardır Paris’te yaşayan bu ünlü şair, Bağdat’a dönmeye hazırlanmaktadır. Aradan zaman geçer ve günün birinde Attilio, Bağdat’a dönmüş olan ünlü şairden bir telefon alır. Vittoria ölümün eşiğindedir.

Üzerinde çalıştığı biyografiyi bitirebilmek için onunla birlikte Bağdat’a gitmiş; ilk Amerikan saldırısında da başından yaralanmıştır. Attilio, Irak’a doğru yola çıkmak ve sevdiği kadına ulaşmak için bir dakika bile tereddüt etmez... İnatçılığı ve şansı sayesinde, kendisini Kızıl Haç delegesi olarak gösterip aynı gün Irak’a varmayı başarır. Iraklı şair onu, aşkı Vittoria’nın herşeyden habersiz ve bilinçsizce ölümü beklediği hastaneye ulaştırır. Vittoria'nın beyninde ödem oluşmuştur ve tedavi için gerekli ilaçlar hastanede yoktur. Ölmesine saatler vardır. Attilio ise umutsuzluğu asla kabul etmeyen biridir. Eğer ilaç yoksa, o zaman imal edilmelidir. Vittoria asla ölmemelidir…
 

Süleyman Şatır

Forum Bağımlısı
Kayıt
22 Mart 2005
Mesaj
1.151
Tepki
2.733
Şehir
Fatih / İstanbul
John Gatins'in yazıp, yönettiği ve ilk yönetmenlik denemesini gerçekleştirdiği Dreamer / Hayalperest, son dönemlerde sinemalarımızda da gösterilen Seabiscuit / Zafer Yolu gibi yarış atlarıyla ilgili bir yapım... Gerçek bir hikayeden uyarlanan filmde, zor günler geçiren ve hayalleriyle yaşayan bir ailenin tüm umutlarını yaralı bir ata bağlaması küçük bir kızın gözünden anlatılıyor...

Dreamer / Hayalperest, daha çok çocuklara yönelik bir yapım... Bir bacağı kırık, yaralı bir yarış atı için patronuyla ters düşen bir at eğiticisi baba, küçük bir kız ve annesi... Sonradan ortaya çıkan ve onun da bir at eğitimcisi olduğunu anladığımız büyükbaba... Ve tüm ailenin gerçekleşmesi zor gibi görünen hayalleri... Karakterlere çabucak ısınıyor, onlarla birlikte üzülüyor, onlarla birlikte seviniyoruz... Ailece izlenebilecek, hoşça vakit geçirebileceğiniz sevimli bir film...
 

Süleyman Şatır

Forum Bağımlısı
Kayıt
22 Mart 2005
Mesaj
1.151
Tepki
2.733
Şehir
Fatih / İstanbul
John Carpenter imzalı The Fog / Sis'in sinemalarda gösterimi üzerinden 25 yıl geçti... 1980 yapımı korku filminde, Antonio Bay adasında sisle başlayan olayların ve bu olayların yarattığı paniğin öyküsü anlatılıyordu... Denizde başlayan yoğun sis, kısa sürede adayı kaplıyor, ardından ölümler başlıyordu... Ölenlerin hikayeleri ise, nesiller boyunca katilleri gibi, bir sis perdesinin ardında kaybolmuştu... O dönemde hayli ilgi gören filmin devamını çekmek için yapımcılar, John Carpenter'a teklif götürdüler. Proje Carpenter’ın ilgisini çekince filmin devamının çekilmesi gündeme geldi. Ama bir şartla John Carpenter, filmin yönetmen koltuğuna tekrar oturmayacaktı... Bu görev daha önce sinemalarımıza Stigmata ile konuk olan Rupert Wainwright'a verildi... Filmin senaryosunu da Cooper Layne yazdı...

Filmin konusu :
Sis'in yeni versiyonunda, ilk filmde ölenlerin ruhları intikam almak için geri dönüyorlar. Olayların geçtiği günümüz kasabasındaki insanların hepsi, birkaç yüz kişiyi öldürüp paralarını almış olan dört kişinin soyundan geliyor. Bu kişiler bu parayla oldukça güzel bir kasaba yaratmışlar. Şimdi, huzura kavuşamamış ruhlar, maruz kaldıkları hunhar cinayeti gün ışığına çıkarmaya kararlıdırlar. Sisin içine saklanmış gizemli ve acımasız intikam avcısını kasabanın çok geç olmadan yakalaması gerekmektedir...
 
  • Beğen
Tepkiler: BF Okuru

BF Okuru

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
164.844
Tepki
789
süleyman bey teşekkürler bu bilgiler için..merakla takip ediyoruz sizi..
 

semrta

Forum Bağımlısı
Kayıt
4 Aralık 2005
Mesaj
617
Tepki
472
Şehir
kadıköy
Kar ve Kaplan Tek kelimeyle mükemmel...