Türk sinemaseverler İtalyanlar'ın Kemal Sunal'ı olarak nitelenen Roberto Benigni'yi ilk olarak, hem yönettiği, hem de senaryosunu yazıp, oynadığı Johnny Stecchino adlı filmle tanımışlardı... Benigni, kendine has komedi anlayışıyla yine yönetmenliğini üstlendiği ve yazdığı Life is a Beautiful / Hayat Güzeldir ile dünya çapında ünlendi... Guido karakterini büyük başarı ile canlandıran Roberto Benigni, gerçek hayatta da eşi olan Nicoletta Braschi ile filmde iyi bir ikili oluşturdu. Hayat Güzeldir, 1998 Cannes Film Festivali'nde Büyük Jüri Ödülü'nü ve 7 dalda aday olduğu Oscar'ı ‘En İyi Aktör, En İyi Yabancı Film ve En İyi Müzik dallarında kazandı...
Ardından hayli iddialı çektiği Pinokyo ile umduğunu bulamayan Roberto Benigni, şimdi yine Nicoletta Braschi ile beraber hayli duygusal bir komedi ile karşımıza geliyor... Benigni kadroya Jean Reno'yu da alarak, fona Amerika - Irak Savaşı'nı koyarak bir aşk hikayesi anlatıyor. Telaşlı, sakar, her koşulda sevdiği kadın için herşeyi yapan bir adamın aşkı... Kimi zaman gülerek, kimi zaman duygusal anlar yaşayarak izlenebilen güzel bir film Kar ve Kaplan...
Filmin konusu :
Yıl 2003… Amerika - Irak Savaşı yeni başlamıştır… Roma’daki Yabancılar Üniversitesi’nde okutman olan Şair Attilio, edebi alanda kendine ait bir üne sahiptir ve son kitabı The Tiger and the Snow’u henüz yayınlamıştır. Kitap, eleştirmenler ve okuyucular tarafından çok beğenilmiştir. Attilio üniversitede çok sevilmektedir… Ancak Atillio pek mutlu değildir. Her gece rüyasında gördüğü Vittoria’ya ya aşıktır ve onunla evlenmek istemektedir. Ama Vittoria, Attilio ile evlenmek bir yana onun varlığına bile tahammül edememektedir. Bu sevimli adamın ona yaklaşmak için yaptığı herşey, ölümsüz aşkını ilan ediş tarzı, Vittoria’yı daha da kızdırmaktadır.
Vittoria da edebiyat dünyasından bir isimdir. Üzerinde çalıştığı son kitabı da Iraklı bir şairin biyografisi ile ilgilidir. Yıllardır Paris’te yaşayan bu ünlü şair, Bağdat’a dönmeye hazırlanmaktadır. Aradan zaman geçer ve günün birinde Attilio, Bağdat’a dönmüş olan ünlü şairden bir telefon alır. Vittoria ölümün eşiğindedir.
Üzerinde çalıştığı biyografiyi bitirebilmek için onunla birlikte Bağdat’a gitmiş; ilk Amerikan saldırısında da başından yaralanmıştır. Attilio, Irak’a doğru yola çıkmak ve sevdiği kadına ulaşmak için bir dakika bile tereddüt etmez... İnatçılığı ve şansı sayesinde, kendisini Kızıl Haç delegesi olarak gösterip aynı gün Irak’a varmayı başarır. Iraklı şair onu, aşkı Vittoria’nın herşeyden habersiz ve bilinçsizce ölümü beklediği hastaneye ulaştırır. Vittoria'nın beyninde ödem oluşmuştur ve tedavi için gerekli ilaçlar hastanede yoktur. Ölmesine saatler vardır. Attilio ise umutsuzluğu asla kabul etmeyen biridir. Eğer ilaç yoksa, o zaman imal edilmelidir. Vittoria asla ölmemelidir…