TUR GÜNLÜKLERİ:
1.GÜN: İZMİR-KARABURUN (120KM)
İzmir - Karaburun arasını 110 km olarak planlasakta tahminlerimizden 10 km daha fazla yaparak günü tamamladık. Antalya'dan gece saatlerinde otobüsle çıktığımızdan dolayı sabah erken saatlerde İzmir otogarda olduk. Tur planlamamızın hatalı bazı yanlarını yolda deneyimledikçe öğrendik Uzun ve yorgun geçen bir otobüs yolculuğundan sonra 120 km pedallıyor olmak tur planlamamızın en hatalı yanıymış...
Otogara otobüsümüzün kalkış saatinden 1 saat önce geldik. Firmanın sorun çıkartmaması için ilk bagaj koyan biz olalım diye.
Kamilkoç'a bu konuda diyecek söz bulamadım. Gerek acentanın yardımı, gerekse muavin ve şöförün tavırları bizi daha da mutlu etti. Sonuçta bisikletlinin kabul görmediği bir yerde; " bisikletli yolcu " mantığını kurgulamış bir otobüs firması büyük bir başarı. Başarılı olmaya devam etsinler, biz de bol bol onları tercih edelim...
İzmir otogarda indikten sonra Liman tarafından Alsancak sahile doğru pedalladık.
Uzun ve keyifli bir bisiklet yolunda sürmek harika bir duygu... Ama karnımız çok aç ve 7 saat süren yolculuk süresince uykumuzu tam alamadık. Hızlı davranmalıyız çünkü hedef rampalar ve virajlarla dolu Karaburun...
Bisikletli; Mehmet Abi ile tanışıyoruz. Bir öz çekim yapmadan gitmiyoruz
Konak saat kulesine kadar yavaş yavaş yüzümüze değen rüzgarla birlikte pedallıyoruz. Saat kulesinde tam fotoğraf çektirecekken; güvercinlere yem veren güzel insan bizi yönlendiriyor ve 2 bardak yemini bizim için yere dökerek bu fotoğrafın ortaya çıkmasını sağlıyor
Etrafta kahvaltı yapılacak yerler arıyoruz ama saat çok erken olduğu konakta bulamıyoruz. Inciraltı'na doğru pedallamaya devam ediyoruz. Yol tadilatları nedeniyle; Inciraltına giderken bisiklet yollarında çok sayıda kesintiler mevcut...
Yeliz birazcık yorgun.

Uykusuzluk en büyüğü... Kahvaltımızı yapıp, keyfimizi yerine getirmek üzere kahvaltılarımızı bekliyoruz.
Narlıdere sahilde bir mola verip denizi seyrediyoruz.
Urla tabelasını görünce hemen durup bir fotoğraf çekiniyoruz.
Bol bol dinlenerek ve yavaş tempoda giden yolculuğumuza daha Karaburun'a uzun bir yol olduğu aklımıza gelince; hızlı tempo yapmaya karar veriyoruz
Yüksek Teknolojinin oradan Karaburun yol ayrımına girdiğimiz anda acıktığımızı fark ediyoruz ve hemen gölge bir yere çekip konservelerimizi miğdemize gönderiyoruz.
Rampalar Balıklıova köyünden sonra daha da sertleşiyor... Yeni açılan yoldan gittiğimiz için köyleri daha yukarıdan görüyoruz ve daha dik eğimlerle boğuşuyoruz. Eski yol yerleşim yerlerinin içinden geçiyor, bol viraj var ama eğimin yeni yola nazaran daha az olduğunu düşünüyoruz. Siz siz olun bisikletle eski yolu tercih edin. Hem daha çok yer görür hemde daha keyifli yollarda pedallarsınız.
Balıklıova köyünün yukarıdan görüntüsü.
Karaburun'a daha 40 km kadar var. Yorgunluk biraz baş gösterse de birbirimize moral yüklemeye devam ediyoruz
Yolun görsel güzelliği gerçekten bizleri mest ediyor ama yavaş yavaş saat ilerliyor ve Karaburun'a varıp çadırımızda dinlenmek istiyoruz...
Rampalar bitmedi, devam ediyor
Rampalar psikolojimizi zorlamaya başladıkça beyin sürekli motive olacak birşey aramaya başlıyor.
Bu fotoğrafı çektiğimiz sırada Karaburun'a 25 km var. Aşağıda görünen yer Balıklıova köyü. Süreç içerisin de öyle derin duygular hissettik ki... Kelimelerle tarif edilmesi gerçekten çok güç olurdu... Yolların eğim düzeyi, sıcak ve en kötüsü yetersiz erzak alımı psikolojik eşik noktamızda bize çok zor anlar yaşattı.
Karaburun'a akşam saat 19:30 gibi ulaştık. Toplamda 1570 metre tırmanış yapmıştık ve uykusuzduk. Karaburun merkezi 5 km geçince sağa bir yol sapıyor. Kamp arayışımız yorgunlukla birleşince içinizde ki ses size "nereye olursa olsun kuralım" diyor. Kamp alanına uzunca bir yokuş inişinden sonra kampın daha sezonu açmadığını ve burada kalamayacağımızı öğreniyoruz. Ama bizim bırakın bisiklet sürmeyi bir metre adım atacak halimiz bile yok... Üstüne üstlük hava zifiri derecede karanlık... Kamping öyle bir yerde ki; karşısında Yunan adaları var, hiç bir telefon operatörü çekmiyor ve telefona gelen mesaj Yunanistan'a hoşgeldiniz Gülsek mi ağlasak mı bilemedik... Dolungaz kamp alanından - Karaburun merkeze tekrardan zorlu bir şekilde ulaşıyoruz ve günü bu şekilde tamamlıyoruz. Süreç içerisinde tanıdığımız ve bize yardımı dokunan bir çok insan oldu. Ciddi bir kaç sorun yaşadık. Sizleri burada bu sorunları uzun uzun anlatarak kötü hissettirmek istemedik... Bu durumda bize telefonda sorunları çözmek konusunda ciddi desteği olan bisikletforum üyesi
@tolgaizgur 'a teşekkürlerimizi iletiyoruz. Bisiklet ve bisikletle yapılan yolculuğun belli riskler ve tehlikeler içerdiğinin farkındayız... Ama yaşanılan hiç birşeyin bizi tutkumuzdan ve hayata bakış açımızı değiştiren bu güzel şeyden vazgeçirmeyeceğini bir kez daha anlamış oluyoruz...
Karaburun'dan güne merhaba.
Şuanda Çeşme'ye ulaştık. Bugünü burada dinlenerek geçireceğiz. Karaburun-Çeşme 2. Gün tur yazısını akşama yazmaya çalışacağım.
Herkese keyifli günler diliyoruz.