Merhaba forum, ara sıra yaptığım bisikletle işe geliş yolculuğumu bu sefer vapurda uyuyarak değilde, sırf sizler için çevremi foroğraflayıp, bu kısa yazıma notlar alarak geçirdim.. Ne uzun cümle be okurken beni bile yordu :7: idare ediverin artık ne de olsa bu ilk deneyim..
Sabah saat 06:30 Paşabahçedeki evimde uyandım. Aklımda bisikletle işe gelmek yoktu bugün için. Teraziyiz ya, son anda işte dürten dürttü yine. Ayağıma paça bantlarımı taktım ve carbon eldivenlerimi de kuşanıp. Yaklaşık 15 gündür evde mahsuun mahsun süzülen küheylanıma atladım ve 06:50 de evden ayrıldım. Yaklaşık 1-2 km pedallayıp Çubuklu iskelesinin önünde öyle bir lastik çektim ki, nasıl özlemişim bu deli hareketleri. Cem Yılmaz'ın benzetmesindeki gibi asfalt resmen ağladı. İskelede 07:10 boğaz hattı vapurunu bekleyenler ağlamadı ama, onlar sadece anlamsız bakışlarla beni süzdüler :7:
Hehe devam ediyoruz; Havanın gerisi bozuk gibi, yağmur başlasam mı, başlamasam mı diyerek derin ve gri tonlarda düşüncelere dalmıştı bu sabah.. Ve en nihayetinde sisler arasından Rumeli Kavağı isimli son model, süper lüx feribotumuz beş dakikalık gecikmeyle göründü.. Vapuru beklerken resim çekmeyi ihmal etmedim. Genelde yanımda bisiklet varsa, vapura en son binmeyi ve yine ineceğim iskelede en son inmeyi tercih ediyorum. Malum memleketimde insanlar hala bisiklet kullananlara alışık değil ve bu nedenle kalabalığın içine bisikleti de soktuğunuzda sorun yaşayabilirsiniz. Bir dakika kadar sabah işe gidenlerin vapura binmesini bekledim. Sonra hızlı bir manevra ile her zamanki yüzsüzlüğümü yaptım ve bisikletimi üst kata çıkardım :7: ohhh derin bir nefes, şimdi istediğim gibi bisikletim gözümün ucundayken bir saat kadar horlayabilirim :7:
Bu arada cep telefonumun bu kadar güzel resim çekebildiğini bilmiyordum, bugün onu da öğrenmiş oldum sayenizde. Vapurda resim çekmeye devam ettim. Eskiler bu vapura çingene vapuru derlermiş, doğru gerçekten ne çok iskeleye uğruyor öyle. Genelde işe giderken bu yolu seçtiğimde hep uyuduğum için ilk bugün dikkatimi çekti.. Yol kat edip yeni iskelelere uğradıkça kalabalık olmaya başlıyor ortam. Sabah rahat rahat yayıldığım yerimden, artık resim çekmek için ayrıldığımda yanımdaki bayana "-resim çekip gelicem" şeklinde ricada bulunmak zorunda kalıyorum. Ve sonraki resim için yerimi terketme girişimimde de montumu çıkarıp yerime korkuluk bıraktım.. Öyle kalabalık :7:
Evden çıkış : 06:50
İşe varış : 08:35
Yapılan km : 4.52 km
Bisiklet üzerinde geçen süre : 0.14:23
En yüksek hız : 50.6 km/saat
Ortlama hız : 18.9 km/saat
Yakılan kaloriler : 97.9
Sağlıcakla ve hayat dolu kalın !
Muhabbetinize doyum olmaz, resimlere geçiyorum..
İşte cennet Beykoz'umdan işe giderken deniz yolculuğuna başladığım Çubuklu iskelesi (7:10)
ve Kanlıca'ya uzanan körfeze doğru..
nerde kaldı bu vapur, hadi kaptan daha bunları hazırlayıp foruma göndereceğiz :7:
Aahanda geldi, dumanımız ve martımızla birlikte
Küheylan sabırsız, Titanik (Rumelikavağı) ise mağrur :7:
Küheylan..
Yine o taa kendisi..
İstinye
Fatih Sultan Mehmet köprüsü, vpurumuz İstinye iskelesine bağlanırken
İstinye İskelesi (07:20)
Sabah saat 06:30 Paşabahçedeki evimde uyandım. Aklımda bisikletle işe gelmek yoktu bugün için. Teraziyiz ya, son anda işte dürten dürttü yine. Ayağıma paça bantlarımı taktım ve carbon eldivenlerimi de kuşanıp. Yaklaşık 15 gündür evde mahsuun mahsun süzülen küheylanıma atladım ve 06:50 de evden ayrıldım. Yaklaşık 1-2 km pedallayıp Çubuklu iskelesinin önünde öyle bir lastik çektim ki, nasıl özlemişim bu deli hareketleri. Cem Yılmaz'ın benzetmesindeki gibi asfalt resmen ağladı. İskelede 07:10 boğaz hattı vapurunu bekleyenler ağlamadı ama, onlar sadece anlamsız bakışlarla beni süzdüler :7:
Hehe devam ediyoruz; Havanın gerisi bozuk gibi, yağmur başlasam mı, başlamasam mı diyerek derin ve gri tonlarda düşüncelere dalmıştı bu sabah.. Ve en nihayetinde sisler arasından Rumeli Kavağı isimli son model, süper lüx feribotumuz beş dakikalık gecikmeyle göründü.. Vapuru beklerken resim çekmeyi ihmal etmedim. Genelde yanımda bisiklet varsa, vapura en son binmeyi ve yine ineceğim iskelede en son inmeyi tercih ediyorum. Malum memleketimde insanlar hala bisiklet kullananlara alışık değil ve bu nedenle kalabalığın içine bisikleti de soktuğunuzda sorun yaşayabilirsiniz. Bir dakika kadar sabah işe gidenlerin vapura binmesini bekledim. Sonra hızlı bir manevra ile her zamanki yüzsüzlüğümü yaptım ve bisikletimi üst kata çıkardım :7: ohhh derin bir nefes, şimdi istediğim gibi bisikletim gözümün ucundayken bir saat kadar horlayabilirim :7:
Bu arada cep telefonumun bu kadar güzel resim çekebildiğini bilmiyordum, bugün onu da öğrenmiş oldum sayenizde. Vapurda resim çekmeye devam ettim. Eskiler bu vapura çingene vapuru derlermiş, doğru gerçekten ne çok iskeleye uğruyor öyle. Genelde işe giderken bu yolu seçtiğimde hep uyuduğum için ilk bugün dikkatimi çekti.. Yol kat edip yeni iskelelere uğradıkça kalabalık olmaya başlıyor ortam. Sabah rahat rahat yayıldığım yerimden, artık resim çekmek için ayrıldığımda yanımdaki bayana "-resim çekip gelicem" şeklinde ricada bulunmak zorunda kalıyorum. Ve sonraki resim için yerimi terketme girişimimde de montumu çıkarıp yerime korkuluk bıraktım.. Öyle kalabalık :7:
Evden çıkış : 06:50
İşe varış : 08:35
Yapılan km : 4.52 km
Bisiklet üzerinde geçen süre : 0.14:23
En yüksek hız : 50.6 km/saat
Ortlama hız : 18.9 km/saat
Yakılan kaloriler : 97.9
Sağlıcakla ve hayat dolu kalın !
Muhabbetinize doyum olmaz, resimlere geçiyorum..
İşte cennet Beykoz'umdan işe giderken deniz yolculuğuna başladığım Çubuklu iskelesi (7:10)
ve Kanlıca'ya uzanan körfeze doğru..
nerde kaldı bu vapur, hadi kaptan daha bunları hazırlayıp foruma göndereceğiz :7:
Aahanda geldi, dumanımız ve martımızla birlikte
Küheylan sabırsız, Titanik (Rumelikavağı) ise mağrur :7:
Küheylan..
Yine o taa kendisi..
İstinye
Fatih Sultan Mehmet köprüsü, vpurumuz İstinye iskelesine bağlanırken
İstinye İskelesi (07:20)