B
BF Okuru
Misafir
Gürsel Akay'ın Medyascope'taki programının bir bölümünde konuk, adını şimdi tam hatırlamadığım bir bisiklet derneğinin başkanıydı. İBB'nin bisikletlilere yönelik çalışmalarına katılan bu dernek başkanı, İstanbul'da bisiklet yolları inşada amacın uzun mesafeleri kesintisiz aşmak olmadığını, 3-4 kilometrelik menzillerle toplu ulaşım araçlarına ulaşım olduğunu söylüyordu. Evinden çıksın, alışverişini yapsın, deniz kenarına insin, azıcık hava alsın, sonra da evine dönsün. Daha uzağa gitmek istiyorsa da en yakın toplu ulaşım terminaline gidip bisikletiyle motorlu toplu taşıma araçlarına binsin ve dilediği noktaya ulaşsın, oradan yine kısa menzillerle yoluna devam etsin. Sanırım İstanbul'da yapılan da bu. İstanbullu bisikletliler dünyanın devasa metropollerinden birini bir uçtan diğerine kesintisiz aşmayı düşünüyorlarsa hayal kuruyorlar. Burası Yeni Zelanda mı ki, koca ülkeyi bisikletinizle kesintisiz gezebilesiniz!
Bu mantığın ben diğer şehirlerde de pek farklı olduğunu düşünmüyorum. Bisiklet yolu yapıyoruz diyen belediyelerin dikkat odağı şehrin merkezi, alışveriş ve tüketimin kalbi. Bir de haftasonu gezintilerinde kullansınlar diye üçyüz beşyüz metrelik kısa parkurlar. Oysa örneğin Mersin'de şehir merkezinden ayrılıp D400 karayolundan batıya doğru gittiğinizde, oldukça geniş sayılabilecek güvenlik şeridini kullanarak, kesintisiz, 80-90 kilometre ötedeki Silifke'ye varabilirsiniz, bisikletinizle. Tam tersini yaparak da Adana'ya. Ben bu yollardan gidip gelirken aklımdan hep, keşke şu güvenlik şeridini bisikletliler için işaretleseler ve yolu paylaşma kültürünü geliştirmeye katkıda bulunsalar diye geçiyor. Motorlu taşıt sürücülerinin bisikletliyi fark etmesini sağlamada da önemli bir girişim olur kanısındayım. Bisiklet otoyollarını şu forumun en genç üyeleri de göremeyecek bu ülkede ama hiç olmazsa uzun mesafeleri güvenle ve kesintisiz aşabildiğimizi görebilsek keşke.
Bu mantığın ben diğer şehirlerde de pek farklı olduğunu düşünmüyorum. Bisiklet yolu yapıyoruz diyen belediyelerin dikkat odağı şehrin merkezi, alışveriş ve tüketimin kalbi. Bir de haftasonu gezintilerinde kullansınlar diye üçyüz beşyüz metrelik kısa parkurlar. Oysa örneğin Mersin'de şehir merkezinden ayrılıp D400 karayolundan batıya doğru gittiğinizde, oldukça geniş sayılabilecek güvenlik şeridini kullanarak, kesintisiz, 80-90 kilometre ötedeki Silifke'ye varabilirsiniz, bisikletinizle. Tam tersini yaparak da Adana'ya. Ben bu yollardan gidip gelirken aklımdan hep, keşke şu güvenlik şeridini bisikletliler için işaretleseler ve yolu paylaşma kültürünü geliştirmeye katkıda bulunsalar diye geçiyor. Motorlu taşıt sürücülerinin bisikletliyi fark etmesini sağlamada da önemli bir girişim olur kanısındayım. Bisiklet otoyollarını şu forumun en genç üyeleri de göremeyecek bu ülkede ama hiç olmazsa uzun mesafeleri güvenle ve kesintisiz aşabildiğimizi görebilsek keşke.