Çok fena öz eleştiri yapacağım kimse kusura bakmasın. Alınıp kızacaklar olacaktır bunlar benim görüşlerim saygı duyulmasını beklemiyorum. Yorumlarım haremde ki talihsiz olayla ilgili değil.
Önce şu magandalık kavramına bir açıklama getirmek istiyorum.
Magandanın bir tanımı yok, arabada sürüyor olabilirsiniz bisiklette. Maganda her yerde magandadır. Kaldırımda çoçuk arabasıyla dolaşan bir ailenin içinde çoçuk olan arabasına çarptıktan sonra , babanın tepkisi üzerine bisikletinden inip "görmüyor musun bisikleti neden yol vermiyorsun" diyerekten ailesinin yanında adamı dövmeye kalkan bisikletçide gördüm. Trafik ışıklarını, sağa dönüş kurallarını gibi kuralları sallamayıp kafasına göre takılan bisikletçide gördüm. Akan Trafikte slalom yaparak araçları sollamaya(ve sağlamaya) çalışanda gördüm. Gördüm de gördüm. Saygısızlık, magandalık, zontalık, barbarlık sirkeciye gidip bisiklet alıp üstüne oturduktan sonra yok olan şeyler değil.
Gelelim bisikletin bir vasıta aracı olarak kullanılması hususuna,
Bu konuda değil ülkemiz, bence dünya bile arafta.
Bildiğimiz gibi ülkemizde bisiklet yolu yok. Dolayısıyla motorlu araç trafiği dediğimiz trafiğe katılmak bu yolları kullanmak durumundayız. Şimdi burada motorcular gibi bisikletli arkadaşlarda Trafikte bende varım bende vasıtayım buda aracım diyorlar. Bu arkadaşlara sormak istiyorum acaba bisikletlere plaka ve ehliyet alınması gibi bir zorunluluk olsa bunu destekleyecekler mi? Uygun koşullarda saatte 50 kilometre gibi hızlara çıkan bir aracın motordan farkı ne? Neden yan aynalar, dönüş sinyal lambaları zorunlu değil? Trafik kurallarını ihlalinde neden ceza yazılmıyor gibi trafikte dolaşan bir vasıtada olması gereken ama "bisiklette" olmayan bir ton yanlış sayarım. Siz bir sahil gezisi yapmak istiyor olabilirsiniz ama trafiğe çıktığınız anda hem kendinize hem diğer insanlara karşı sorumlusunuz. Bu esnada motorlu araçların uyması zorunlu bisikletli araçların uymasa da olur gibi bir mantıkla hareket etmek trafik bilincinin daha bizde olmadığını gösterir ki karşıdan birşeyler bekleyelim. Bunu yayalara çarpan yada diğer araçları hataya yapmaya zorlayan bisikletçi arkadaşlarımızı mütemadiyen gördüğümden söylüyorum. Trafik eğitimi ALMAMIŞ bir kişinin değil bisikletle, kaykayla bile trafiğe çıkması yasak olmalı bu çok net.
Gelelim organizasyona.
Öncelikle bu boğaz köprüsü sevdasını anlamış değilim. Biri gider golf oynar, öteki yürür, tenis oynar felan. Formula arabası süren bile var. O köprünün bir yapılış amacı var ve İstanbul için kritik bir önemi var. İnsanlar güzel bir boğaz havası eşliğinde profil fotoğrafı çeksinler diye yapılmadı onlar. Hadi diyelim kendimizi duyurmak istiyoruz yada oranın sembolik bir önemi var gibi bir argümanla gelinse, aklı selim bisikletçiler ve bu işe gönül vermiş insanlar, bazı hakların elde edilmesi için, "haydi boğazdan bisiklet sürelim böylece insanlar bizi görsün" den yapıcı ve sembolik olmayan adımlar atılması gerektiğinin zaten farkındadır. Yani neden boğaz köprüsünden geçmek olmazsa olmaz varsa bir izahı allah'ını seven bana açıklasın.
Her ne şartta olursa olsun, ana yollar trafiğe KA-PA-TI-LA-MAZ!. Yasal olarak demiyorum bunu, mantık dışı olduğu için diyorum. Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla diyip zırt pırt trafiği kesen bazı yetkili arkadaşlara da selamımı burdan çakarım. Peki neden, çünkü kimsenin ulaşım hakkı elinden alınamaz. Geçici bir süreliğine bile olsa. Başkasının hakkını isteği dışında elinden almak zorbalıktır ki ulaşım oldukça kritik bir haktır hepinizin bildiği üzere. Bu ancak zorla olabilir ki bu polis gücü oluyor gördüğümüz üzere(veya bazı yerlerde terör örgütleri zoruyla). Ama 12 bin bisikletçiyi de trafiği kapatmadan geçiremeyeceğinize göre ne yapacaksınız? Bir çözümünüz yoksa yapmayacaksınız. Özellikle de trafik hakları için savaşan bir topluluğun trafiği keserek organizasyon yapması bana komik geliyor. Size gelmeyebilir. (Burada mantıklı bir güzergah ve saat ile çözüm üretilebilirdi.)
Bazı noktalarda görevli yetersizliğinden, bir takım bisikletseverlerin kendilerinden fedakarlık yaparak güvenlik önlemleri almaya çalıştığını, insanları uyardığını görüyoruz. Kural yetersizliğinden yada sürücülerin önemsizliği yüzünden trafikte hayati tehlikemiz artıyor diyen bir topluluk için yine aynı topluluk tarafından yapılan organizasyonda hayati tehlike oluşturabilecek durumlar oluşturmak kabul edilebilir değil.
Benim yorumlamam bu kadar.
İyi geceler.
Önce şu magandalık kavramına bir açıklama getirmek istiyorum.
Magandanın bir tanımı yok, arabada sürüyor olabilirsiniz bisiklette. Maganda her yerde magandadır. Kaldırımda çoçuk arabasıyla dolaşan bir ailenin içinde çoçuk olan arabasına çarptıktan sonra , babanın tepkisi üzerine bisikletinden inip "görmüyor musun bisikleti neden yol vermiyorsun" diyerekten ailesinin yanında adamı dövmeye kalkan bisikletçide gördüm. Trafik ışıklarını, sağa dönüş kurallarını gibi kuralları sallamayıp kafasına göre takılan bisikletçide gördüm. Akan Trafikte slalom yaparak araçları sollamaya(ve sağlamaya) çalışanda gördüm. Gördüm de gördüm. Saygısızlık, magandalık, zontalık, barbarlık sirkeciye gidip bisiklet alıp üstüne oturduktan sonra yok olan şeyler değil.
Gelelim bisikletin bir vasıta aracı olarak kullanılması hususuna,
Bu konuda değil ülkemiz, bence dünya bile arafta.
Bildiğimiz gibi ülkemizde bisiklet yolu yok. Dolayısıyla motorlu araç trafiği dediğimiz trafiğe katılmak bu yolları kullanmak durumundayız. Şimdi burada motorcular gibi bisikletli arkadaşlarda Trafikte bende varım bende vasıtayım buda aracım diyorlar. Bu arkadaşlara sormak istiyorum acaba bisikletlere plaka ve ehliyet alınması gibi bir zorunluluk olsa bunu destekleyecekler mi? Uygun koşullarda saatte 50 kilometre gibi hızlara çıkan bir aracın motordan farkı ne? Neden yan aynalar, dönüş sinyal lambaları zorunlu değil? Trafik kurallarını ihlalinde neden ceza yazılmıyor gibi trafikte dolaşan bir vasıtada olması gereken ama "bisiklette" olmayan bir ton yanlış sayarım. Siz bir sahil gezisi yapmak istiyor olabilirsiniz ama trafiğe çıktığınız anda hem kendinize hem diğer insanlara karşı sorumlusunuz. Bu esnada motorlu araçların uyması zorunlu bisikletli araçların uymasa da olur gibi bir mantıkla hareket etmek trafik bilincinin daha bizde olmadığını gösterir ki karşıdan birşeyler bekleyelim. Bunu yayalara çarpan yada diğer araçları hataya yapmaya zorlayan bisikletçi arkadaşlarımızı mütemadiyen gördüğümden söylüyorum. Trafik eğitimi ALMAMIŞ bir kişinin değil bisikletle, kaykayla bile trafiğe çıkması yasak olmalı bu çok net.
Gelelim organizasyona.
Öncelikle bu boğaz köprüsü sevdasını anlamış değilim. Biri gider golf oynar, öteki yürür, tenis oynar felan. Formula arabası süren bile var. O köprünün bir yapılış amacı var ve İstanbul için kritik bir önemi var. İnsanlar güzel bir boğaz havası eşliğinde profil fotoğrafı çeksinler diye yapılmadı onlar. Hadi diyelim kendimizi duyurmak istiyoruz yada oranın sembolik bir önemi var gibi bir argümanla gelinse, aklı selim bisikletçiler ve bu işe gönül vermiş insanlar, bazı hakların elde edilmesi için, "haydi boğazdan bisiklet sürelim böylece insanlar bizi görsün" den yapıcı ve sembolik olmayan adımlar atılması gerektiğinin zaten farkındadır. Yani neden boğaz köprüsünden geçmek olmazsa olmaz varsa bir izahı allah'ını seven bana açıklasın.
Her ne şartta olursa olsun, ana yollar trafiğe KA-PA-TI-LA-MAZ!. Yasal olarak demiyorum bunu, mantık dışı olduğu için diyorum. Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla diyip zırt pırt trafiği kesen bazı yetkili arkadaşlara da selamımı burdan çakarım. Peki neden, çünkü kimsenin ulaşım hakkı elinden alınamaz. Geçici bir süreliğine bile olsa. Başkasının hakkını isteği dışında elinden almak zorbalıktır ki ulaşım oldukça kritik bir haktır hepinizin bildiği üzere. Bu ancak zorla olabilir ki bu polis gücü oluyor gördüğümüz üzere(veya bazı yerlerde terör örgütleri zoruyla). Ama 12 bin bisikletçiyi de trafiği kapatmadan geçiremeyeceğinize göre ne yapacaksınız? Bir çözümünüz yoksa yapmayacaksınız. Özellikle de trafik hakları için savaşan bir topluluğun trafiği keserek organizasyon yapması bana komik geliyor. Size gelmeyebilir. (Burada mantıklı bir güzergah ve saat ile çözüm üretilebilirdi.)
Bazı noktalarda görevli yetersizliğinden, bir takım bisikletseverlerin kendilerinden fedakarlık yaparak güvenlik önlemleri almaya çalıştığını, insanları uyardığını görüyoruz. Kural yetersizliğinden yada sürücülerin önemsizliği yüzünden trafikte hayati tehlikemiz artıyor diyen bir topluluk için yine aynı topluluk tarafından yapılan organizasyonda hayati tehlike oluşturabilecek durumlar oluşturmak kabul edilebilir değil.
Benim yorumlamam bu kadar.
İyi geceler.


