Şeytan bu. Ona uyduk

, gittik öğlen evde yemeğimizi yiyip arabayı bırakıp işe bisikletle geldik. E ne oldu? Tek tarafı kilitli, tek tarafı normal olan pedalda bile düşmeyi becerdim, yattım yana

. Tam da bir yolun kenarında bem beyaz tozun içine

. Kendi kendime gülüyorum

. Önümde bir kamyon vardı park halinde, şoförü görmüş aynasından, indi geldi yanıma.
- Abi bir şeyin var mı? O nası oldu öyle ya! Durduk yerde düştün. Niye çıkamıyorsun bisikletin altından, dur yardım edeyim.
- Yok abi bu namussuz bir tarafı kilitli pedal, ayağım da kilitli kaldı.
- Abi bu yarış pisikleti değil mi, zormuş bunlar be, böyle de olmaz ki...
Adamcağıza pedalı ve ne işe yaradığını anlattım oracıkta yatarken iyi mi. O değil çözülmüyor da ayağım . Normalde şimdiye çıkmış olması gerekiyordu...
Düştüm ama o kadar narin düştüm ki, bisikletin altında kalan ayağım kilitli kaldı. Çıkaramadım bir türlü. Ayağı yan çeviremiyorum yeteri kadar, çünkü bisiklet hala altımda. Biner pozisyondayım ama asfalta yatmış şekildeyim aynı anda. Altta kalan pedalı çözmek için biraz doğrulmam gerek ama kalkamıyorum çünkü kendimi yukarı kaldıracak ayağım yere yakın olan pedala kilitli. Neyse ki kamyoncu abi el attı da kalkıp ayağı kurtardım

.
Birinci ders neymiş, nalet şeytanın da bir bildiği varmış, kesin göremediğim bir boyuttan izleyip bayağı bir pis pis gülmüştür 😈. Ama onun bilmediği şey, ben de çok güldüm


. Eğlendim yemin ediyorum. Çok ilginç ve değişik bir tecrübeydi benim için. Hala diyorum, ulan o şekil nasıl yatılır ya!...