insan yaşarken herzaman şöyle düşünür .
bu bana olmaz. çünkü ben işte şöyle yapıyorum böyle yim
diye düşünürüz . ölenlerin çok şanssız olduğunu bizim başımıza gelmeyeceğini düşünürüz .
sadece bisiklete binerken değil yaşadğımız her an öle bileceğimiz düşünmek ona göre önlem almak ona görede yaşamak lazım
çok ama çok uyanık olmak, yaşama şansımızı arttırır diye düşünüyorum
ama bazen de yapacak hiç bir şeyiniz yok hani bir iki genel analamda örnek vereyim
bizim gölcük depreminde hiç suçunuz yokken bir anda tüm ailenizle birlikte bu dünyadan siliniyorsunuz.. çok acı ama gerçek . diyelim ki çok ama çok uyanıktınız depremden önce binanızın depreme dayanılılık testini yaptıtdınız ve ailenizi kurtardınız. harika bir iş yaptınız . bence süpersiniz
ama bu herdurumda işlemiyor ikinci örnekde şu olsun milyonlarca dolarlık bir şirketin başkanı ve sahibisiniz yönetim kurulu toplantısına birazdan gireceksiniz ve camın kenarında aşağıdaki küçücük insanları seyediyor bir yandanda keyifle kahvenizi yudumluyorsunuz.
ve onbinlerce çalışanınız milyon dolarlarıınız var. eliniz cebinize koymuş ve tanrım nekadar şanslıyım herşeyim var diyrosunuz kiiiiii tam bu sırada bulundğunuz ülkede en bu çok güvenilir gökdelende tam karşınızda bir yolcu uçağı beliriyor.
bunda çok ama çok uyanık olasanız ne farkeder .
işte bazen böyle şeyler oluyor malesef . kader diye bir şey var herhalde . bu bisikletci arkadaşımızda kaderini yaşamış ..onun toprağı bol olsun
Allah da bizi de sevdiklerimziden ayırmasın
biz yinede çok ama çok uyanık olalım .... bu iki tekerin altın kuralıdır.
bir andır hayatı belirleyen