Öncelikle uzun biniş konusunda yorum yapmak isterim.
Yol bisikletçisi değilim. Hayatım boyunca mtb bindim.
Son dönemde pandemi sebebi ile asfaltta binmek sorunda kaldım. Haftada 3 akşam çıkıp önce 25-30 sonra 60km ler yapmaya başladım.
Şimdi ise oğlumu ön koltuğa bindirip yaklaşık 32kg olan bisikletle 40kmler yaparak antrenman yapıyorum. Tbai ortalama 17-19 arası oluyor. Tek binişte ise 24-27 arası ortalamalar yapıyorum.
Beslenme olarak kilo da vermek isteği olduğu için yarı zamanlı ketojenik yapıyorum diyebilirim. Genellikle sabah kahvaltısı ya hafif yapıyorum Max 1 dilim ekmek ile, ya da haftanın en az 3 ya da 4 günü bulletoroof Coffee (lurşun geçirmez kahve) ile kahvaltıyı geçip direkt akşam yemeğine bağlıyorum. O günlerde aldığım besin değerleri %10 u geçmeyecek şekilde karbonhidrat + %40 protein + %50 yağ dengesinde oluyor.
Bunu neden mi anlattım.
Tek çıkışlarımda gerek ormanda 30km sert parkur olsun gerek şehirde 60 - 80 km civarı binişler olsun, örneğin sabah kahveyi içtikten sonra diyelim ki saat 15.00 de çıktım bisiklete. Arada bir şey yemeden direkt çıkarım. 3-4 saat içinde max 750ml su eşlik eder bana. Hatta mümkünse hiç içmem. Biniş sonunda ise normal bir akşam yemeği ile devam ederim.
Karbonhidrat yoğun beslenme yaptığınız zaman mecburen biniş esnasında protein bar ya da enerjisi bol olan destek besinleri almak zorundasınız. İstemeseniz de almalısınız çünkü vücutta fazla yağ stoğu olmayacağı için daha çabuk acıkacak ve yorulacaksınız.
Efsane olduğunu düşündüğüm ama eğer bir gün kendim yaparsam doğruymuş diye anlatacağım bir olay da, 800ml butterproof Coffee içtikten sonra su bile içmeden İstanbuldan Adapazarına bisikletle gidenler olduğunu duymuştum. Yabana atmayın 1 yıldan fazladır her türlüsünü denedim ve sallamıyorum 🙂
Kilo vermeye de katkısı oluyor tabi. Her çıkış sonrası ortalama 1.1-1.4kg daha hafşflemiş oluyorum tabi su kaybı faktörü var. Ama önemli olan diğer çıkışa kadar mesela 1.4 eksilip geriye 800gr aldıysanız bu sefer daha da aşağı iniyorsunuz. Bu sayede kilo kaybı hızı da inanılmaz oluyor. Tabi kilo azaldıkça performans da yapılan yol da artıyor. Kendi kendinize gaza geliyor her bir gün biraz daha fazla gideyim diyorsunuz. Açıkçası benim dönüşlerim genellikle saat kaygısı ile oluyor. Eve dönüş saati kaygısı olmasa alıp başımı gidicem.
Bir başka konu da YOL BİSİKLETİ kullanan bazı arkadaşların kendilerinin ferrariye bindiğini düşünüp herkesin de ferrariye binmeyi istemesi ya da ulaşılabilecek Max seviyenin o olduğuna kendilerini inandurmaları gibi bir durum var. Bunun sonucu olarak da genellikle MTB kullananları küçük görme, sen onunla şu hızda gidemezsin demeler. Bunu herkes yapmıyor ama yapanlar var. Bu son derece rahatsız edici. Şahsen sadece hızlı gidebilen bir bisiklet benim hiç bir işime yaramaz, kaldırım geldiğinde bunny hop yapıp devam edemeyip inip elimde geçtikten sonra, çukura girip esneyemeden lastik patlattıktan jant yardıktan sonra, viraj dönerken pedallatamadıktan sonra, stabil asfaltta bile giderken takır tukur gittikten sonra ne anladım o bisikletten. Ama ben yol bisikleti binenler için ne onlara yazık gözüyle bakarım ne de ulaşılamaz gözü ile.
Herkesin zevki kendine.
2 bisikletimden biri tam bir mtb durumunda. Diğeri ise şehirde binmek üzere uyarladığım şekli ile. Nedir o, lastikleri 26x1.50 dişli yaptım. Gayet akıcı ve gayet tutuşu da fena değil. Sert kullanıma da geliyor. Uzun yola da.
Şimdi bazıları alınır yazdıklarıma belki ama benim altını çizmek istediğim nokta sadece bazılarının herkesin sanki yarış bisikletinin hayalini kurarken gidip mtb ye binmek sorunda kaldığı yanılgısına düşmemeleri gerektiğidir. Evet beşki 35 ortalama ile gidemezsin ama 3-4 km/h altın gayet seyredip aynı zamanda yol bisikletinin giremeyeceği yerlere de giren bir bisiklete sahip olabilirsin.
Selamlar.
Beslenme çeşitleri çok fazla, eğer vücudunuzu yağ yakmaya alistirirsaniz aç karnına o km leri çok rahat yapabilirsiniz...
Ben yazarken önce davranmışsınız 😜