İçinde Bisiklet Olan Anılarımız

Scudo

aytu_14

Aktif Üye
Kayıt
28 Eylül 2016
Mesaj
134
Tepki
855
Yaş
30
Şehir
İstanbul
İsim
Ayetullah Kılınç
Başlangıç
2016—17
Bisiklet
Claud Butler
Bisiklet türü
Şehir - Tur
2017 yılında ilk büyük turum olan güney sahillerini takip ederek Isparta-İstanbul turundan güzel bir anım var. Tura başlamadan önce arkadaşlarımla yapacağım tur hakkında muhabbetler ediyorduk. Gerçi muhabbet sayılır mı bunlar ama genel de manyak mısın ya şu olursa ya bu olursa gibi endişelerini dillendiriyorlardı. Ya da o meşhur soruyu soruyorlardı. "Yokuşlarda ne yapacaksın?" :) İlk bir iki muhabbette çıkamazsam hayat müşterektir bisikleti taşıma sırası bendedir minvalinde cevaplar veriyordum. Bir gün bir arkadaşım yine yokuşta ne yapacağımı sordu. Şöyle bir hayalim olduğunu söyledim.

"Yokuşu çıkarken kırmızı üstü bir araba korna çalarak yanıma gelip duracak, arabanın içinde dünyalar güzeli bir hanımefendi olacak ve:
"Yardıma ihtiyacın var mı yakışıklı? İstersen bisikletini arabaya atabiliriz, bu yokuşu bitirmene yardımcı olabilirim." diye soracak ve ben de bu teklifi kabul edip arabasına bineceğim. Arabada sohbet ederken alımlı hanım efendimiz;
"(Bacaklarıma bakıp) Sen çok yorulmuşsundur. Dağ evim yukarıda! İstersen bu gece bende kalabilirsin. Hem güzelce dinlenmiş olursun hem de yolculuğunla ilgili anıları dinlemiş olurum." diye konuya gireceğini ve geceyi onunla birlikte onun evinde geçireceğimi anlattım. :) :)

Sonrasında kim sorarsa böyle bir hayalimin olduğunu makaraya vurarak anlatıp durdum.

Ve evet turumda aynı arkadaşlarımın dediği gibi inanılmaz sert bir yokuş geldi. Eğim %6 ya da %7 uzunluk 14 km. Demre-Kaş arası yolu. Demre'de geceyi sağolsun mükemmel bir insan ve ailesi olan bir abinin yolda beni görüp evine davet etmesiyle orada geçirmiştim. Ağustos sıcağında klimalı bir evde rahat bir yatakta güzelce dinlenmiştim. Sabah erkenden yola çıkıp hiç durmadan o yolun 10 km'sini tek seferde tırmandım. Sonra durup kahvaltı yaptım. Fakat sonrasında çıkamadım. Bir türlü ivmeyi sağlayamadım. 1-2 dk pedal çevirdikten sonra nefes nefese kalıyordum.Git gide öğlen oluyordu. Hava da iyice ısınıyordu. Ben böyle bisiklet elimde ağır ağır yürürken bir korna çaldı. Dıtdıtıtıtıtıtıtıtı. Yanımda pos bıyıklı, ağzında sigarası olan, dev gibi bir abi üstü açık motosikletiyle durdu :) :
+ Gel sana yardım edeyim yokuşun sonuna kadar.
- İyi de abi nasıl? Yanımda halat filan yok.
+ Halata gerek yok.
- Nasıl yapacağız.
+ Elimi tutacaksın. :D :D
- ?
+ Elimi tutacaksın yokuşun sonuna sonuna kadar çıkacağız.

:D :D Ben o kocaman eli sıkı sıkı tuttum :D :D Aklımda arkadaşlara anlattığım hikaye, elimde bir adamın eli, yüzüme vuran rüzgar, yüzümde tebessüm o yokuşu aştık :) Yokuşun sonunda karşılıklı bir de sigara yaktık :D :D

Genel hatlarıyla bakarsak bir yokuşta zorlandım ve bir insan bana yardım etti. İçerikte biraz şaşma var ama olsun. Zaten amaç yokuşu bir şekilde de olsa çıkabilmekti. Ha güzel hanımefendi teklif etmiş ha motorcu abinin elini tutarak çıkmışım :D
 
Son düzenleme:

Orkun KnighTR34

Kara atlı prens
Kayıt
14 Ocak 2017
Mesaj
1.012
Tepki
2.038
Yaş
25
Şehir
İstanbul
İsim
Orkun
Başlangıç
2006—07
Bisiklet
Peugeot
@aytu_14 Ben de "Yokuşlarda ne yapıyorsun?" sorusunu okula her bisikletle geldiğimde duyuyorum bizim okul tepenin üstünde
 
  • Beğen
Tepkiler: aytu_14

Özcan

Forum Bağımlısı
Kayıt
13 Nisan 2015
Mesaj
2.091
Tepki
6.900
Yaş
50
Şehir
Bursa
İsim
Özcan
Başlangıç
1978—79
Bisiklet
Specialized
Bir akşamüstü arkadaşlarla yürüyoruz. Lise yılları, yaş tahminen 16-17. Meslek lisesine geçtiği için görüşemediğimiz bir ortaokul arkadaşımızın sokağından geçiyoruz.
Bir de baktık, Selim yol bisikletiyle tur atıyor. Babası Almanya'da çalışıyordu birkaç yıldır. Oğluna izin için gelirken "yarış bisikleti" almıştı.
Sarılıp kaynaşıp kısa bir sohbet ettikten sonra, illa ki, bir tur istedim bisikleti. Tabi ki buyur dedi ve verdi aleti. Alet maşallah hem gıcır gıcırdı, hem de yağ gibi kayıyordu.
İnce tekerli şehir bisikletleri kullanmıştım ama bu bambaşkaydı gerçekten. O nasıl bir ivmelenme, o nasıl bir hızdı :)
Sokağın sonundan dönüp yahu Selim, hayırlı uğurlu olsun, harikaymış bu diyerek, sokağın diğer ucuna doğru sprinte başladım. Ne trafik, ne insan vardı. Bomboş ve güvenli bir sokaktı.

Kalabalık sokaklarda yürürken muhtemelen başınıza gelmiştir. Tam karşınıza bir insan denk gelir. İkiniz de durursunuz. Sonra birbirinize yol vermek için ikiniz aynı anda aynı yana adım atarsınız.
Ama yine kafa kafaya gelirsiniz. Sonra bir şekilde ikinci hamlede sorun çözülür.

Ama bende çözülmedi :) Yolun kenarında bir kedi vardı ve aşırı ağır adımlarla karşıya geçmeye karar vermişti. O an ben sprintteyim, halen hızlanıyorum.
Beni farkedip ürkerek bana doğru döndü, dört ayak kazık gibi sabit halde, alarm modunda. Tam çizgim üzerinde bana bakıyordu.
Çarpmamak için bir metre kadar sağdan geçmek üzere kıvrak bir hamleyle gidonu kırıp düzledim.
O anda kedimiz de pıt pıt iki adım atarak bir metre sağıma doğru kaçıp aklınca bana yol verdi. Yine kafa kafayaydık. :ssrtcbya:

Artık aramızdaki mesafe iyice daralmıştı, bu kez bir metre sola kırdım, sürmeye devam ediyorum. Hayvan herif ne yaptı? O da bana yol verdi, bir metre soluma kaçtı. Yine kafa kafayaydık :acpsnr:
Artık iki üç metre mesafe kalmıştı arada. Başka manevra yapmadım. Madem hayvan bana yol verme telaşında, nasılsa tekrar kaçacaktır diye düşündüm. Ya Allah deyip gitmeyi sürdürdüm.

Bu nasıl bir kediydi bilemiyorum, o da aynı şeyi düşünmüş. Kaçmadı :krktm:

Hayvanla temas ettiğim an yerle bağlantım kalmadı. Ben bir tarafa uçtum, bisiklet öteki tarafa. Kedi aynı yerde duruyordu. Bana şöyle bir bakıp koştu gitti. Selim'in telaşla koştuğunu hatırlıyorum,
kıymetlimiss diye içinden bağırıyor muydu acaba :) Neyse ki bisiklete hiçbir şey olmamıştı. Sağol Selim, al şunu ve git demiştim. Sol ön kolda, dirseğimden beş parmak kadar aşağıda etimin içine gömülü
nohut kadar bir çakıl taşı vardı. Silme girmişti içeriye. Taşı çıkarıp pansumanlar yaptık. Geçen otuz yılda neredeyse izi bile kalmadı şükür :)

Kafa kafaya gelmekten bahsedince insanların aklına romantik komedi filmlerindeki ilk tanışma sahneleri gelir. Benim aklımaysa hep bu fazla akıllı kedi gelir ?
 

Çağdaş78

Forum Bağımlısı
Kayıt
8 Nisan 2016
Mesaj
2.317
Tepki
4.571
Yaş
45
Şehir
İZMİR
İsim
Çağdaş
Sene ya 90 yada 91 ( bin dokuz yüz demeden daha havalı oluyor sanki ??) bende beyaz renkli kırmızı tekerli bmx tarzı adı samba cross bir bisiklet var. Kendi capimda turluyorum. O zamanlar daha küçük parkta sadece park var kafeleri yok . Neyse oturduğumuz apartmanın (Bornova Belkave stadının karşındaki belediye lojmanları ) hemen 3 metre gerisinde bel yada omuza yakın seviyede bir kademe başlıyor. Arkadaşlarla , biri burdan bisikletle düşmüş nasilsa iki teker üstüne düşmüs muhabbetinden sonra benim atlayip atlayamayacağım üzerine iddiaya girme faslı başladı. Tabiki de atladım .??? Hatırladığım bisikletle beraber yerde yanyana yattigimiz. Tabi benim kazandığım iddiaya karşılık herkes yan çizdi. Sanırım kolasinaydi. Ben ise uzerine su içtim. Aradan o kadar zaman geçti ben hastaneye gittigimi hatırlamıyorum ama kardeşim ısrarla ve hafif sitemle gittiğimizi söylüyor. " Bak bizi telâşlandırdın" diye vicdan yaptıracak sanırım. Ben ise gayet pişkin ve umarsizim tabiki de ???. Pederin kızmak yerine cesaretimi takdir ettiğini hatırlıyorum ama kardeşime sormam lazım yine de.???
 

BF Okuru

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
164.844
Tepki
789
225313 dosyayı görüntüle

İlk uzun turumdu. Bir arkadaşımla Çatalca'daki Çilingoz Tabiat Parkına gitmiştik. Onun da ilk uzun turuydu. Vardık ve kampımızı kurduk. Benim için son derece keyifliydi fakat arkadaşım gidiş yolunda sürerken çok zorlanmıştı. Bir hafta kadar kalmayı planlamıştık. Kamptaki 2.günümüzde tanıştığımız arabalı bir grup kampçı ile tanıştık. O gün döneceklerdi. Dönüş yolunu göze alamayan arkadaşım fırsatı değerlendirmek istedi ve "sizi de götürebiliriz" tekliflerine olumlu yanıt vermişti. Çok bozuldum tabii... Ben kabul etmedim. Beraber yola çıkmıştık ve planımız vardı. Dinlenecek ve dönüşte daha güçlü olacaktık. Bunun için zaman vardı. Gitti... Ben kaldım. Bisikletini ve eşyalarını yükledi arabaya, yol aldı.

2 gün daha kaldım ama modum düşmüştü bir kere. Sezon henüz açılmadığından alanda tanışıp kaynaşacak pek kimse yoktu. Yalnızlıkla baş edecek ekipmanım yoktu. Yanıma kitap vs. almamıştım. Topladım her şeyi, yükledim ve yola çıktım.

Günün doğru saati değildi. Güneş tepede dehşet saçıyordu. Zaten moralim de ağrıyordu. İsteksizce sürerken bir kamyonet geçti yanımdan. İlerde durdu. Yanına kadar sürüp durdum. Bu sıcak havada, bu yokuşta, bu yükle zorlandığımı düşünmüş. "Atla istersen kasaya" dedi. Turculuğun ruhuna aykırı olsa da zihinsel durumumu iyi yönetemediğim için keyfim kaçmıştı. Yardım etti ve iki tekerimi tek hamlede aracın arkasına attık. Bağlamakla uğraşmadım. Oturdum yanına ve yolun en zorlu bölümünü bu şekilde geçtim.

Bu da böyle bir anımdır.

*O turdan çok şey öğrendim. Fiziki ve mental zorluklarla daha iyi baş edebiliyorum. Hiçbir olumsuzluk modumu düşüremiyor ve her pedalda keyif alıyorum.

**Evet, o arkadaşla(!) aramız bir daha eskisi gibi olmadı. Yoldaşımı asla yarı yolda bırakmadım, bırakmam. Bırakanla da bir daha yola çıkmam.

Okuduğunuz için teşekkürler. Esen kalın...
 
K

kumulus

Misafir
Sene 90lar, pasaport, vize vs. gerekmediği için ve üniversitede çok sevdiğimiz Kıbrıslı arkadaşımızın da tavsiyeleri ve verdiği tüyolarla Ankara'dan uçağa yükledik bisikletleri ve Ercan Havalimanı'na indik. Amaç 4-5 günlük çadırlı bir tur yapıp, KKTC'yi bisikletle gezmek. Nisan ayıydı ama hava bizim Haziran havası gibiydi. Ilk defa Kıbrıs'ı görmenin ve soldan sürmenin heyecanı vardı içimizde. Ercan'dan pedalladık Girne'ye indik. O dönem yollar ve trafik bize çok rahat gelmişti. Göbeklerde IQmuz ilk anda sıfıra iniyordu ama birkaç turdan sonra çıkıyorduk bir şekilde o korkunç döner kavşaklardan. Unutamadigim asıl olay; arkadaşımın Çamlıbel tarafinda, rampalarda, pedala abanırken zinciri kopmuştu ve yanımızda tamir seti yoktu. Sadece yedek şamriyelimiz vardı. Güzelyurt'a otobüsle devam ettik. Bisikletçi bulduk, zinciri yaptı. Diğer ufak ayarlara, yağlama ve hava işlerine falan da bir el attı. Sağol abi, borcumuz? Adam gözümüzün içine baktı ve siz hem Türksünüz, hem de talebesiniz borcunuz yok! dedi. Asla unutamam o günü. Güzelyurt'ta hemen garajin arkasında bir bisikletçi idi. 30 sene oldu neredeyse.
 

Mtn.

Üye
Kayıt
19 Nisan 2019
Mesaj
69
Tepki
116
Yaş
24
Şehir
İstanbul
İsim
Metin
Başlangıç
2004—05
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Şehir - Tur
Beğendiğim kız pendikte oturuyordu. İlk olarak instagramdan istek atıp arkadaş olduk reel de de ufak ufak muhabbet kurmaya başlamıştık. Ben tabi düşünüyorum nasıl muhabbeti ileri taşıyabilirim diye. Tabi aklıma bisikletle maltepeden pendiğe gidip sahilde ender veya dikkat çekici bir şey bulup fotoğrafını çekecektim
Planımı uyguladım gittim hem bisikletin hemde sahilden güzel bir fotoğrafı(batık bir gemi) çekip storimde paylaştım. O da kurduğum ağa takıldı storiyr cevap verdi aaa 20 yıldır pendikte oturuyorum daha ben oraya gitmedim dedi tabi ben dururmuyum yapıştırdım cevabı gel seni yarın götüreyim oraya diyerekten ilerlettim muhabbeti. Ama görseniz nasıl mutluyum tarif edemem sanarsın yeni bisiklet aldım o derece 4 ay sevgili kaldık o süreçte bol bol sahilde bisiklet sürdük onunla sırf onunla bisiklet sürebilmek için ekstradan bisiklet satın almıştım düşünün siz işin boyutunu. Sonra ne mi oldu 4 ayın sonunda ayrıldık meğer 2 ay aldatmış beni. Sevgili boynuzlar bisiklet boynuzlamaz bisikletinizin değerini bilin.
 

Dosyalar

BF Okuru

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
164.844
Tepki
789
Sanıyorum yıl 1996 idi. O zaman mahalle arkadaşlarıyla bisikletlerle uzun sayılan turlara çıkardık. O günde 17KM ötedeki kaplıcaya gitmek için toplandık. Çok iyi hatırlamasamda sanırım 8-10KM kadar ilerlemiştik ki benim lastik patladı. O zamanlar böyle sistemli kitler falan filan pek yoktu. Çok emin değilim ama sanırım kimsede yama da olmayacak ki, ben geri dönmek zorunda kaldım. Diğer arkadaşlar beni resmen sattılar. Ben elimden bisiklet şehre doğru yürümeye başladım. Uzun süre yürüdüm. Baktım olmayacak lastiği çıkartıp (arka tekerdi) jant üzerine geldim. Yemin ediyorum, şehre vardığımda pedala bastıkça herkes dönüp bana bakıyordu. Pedala bir basıyordum, patinaj çeke çeke gidiyordum.

Bence konu başlığı ihanet olmalı 😁
 

abidin3714

Forum Demirbaşı
Kayıt
21 Mart 2019
Mesaj
518
Tepki
1.617
Yaş
35
Şehir
bolu
İsim
zeynel abidin ö
Başlangıç
2018—19
Bisiklet
Whistle
Bisiklet türü
Şehir - Tur
Sene 99 veya 2000 yaz tatilinde eniştemin yanında sanayide cirakliga başladım tabi iş agir patronda enişte olunca çok kiyamazlardi bana neyse bir yandan da sanayi camisine kuran kursuna gidiyorum çünkü vedduhadan aşağısını ezberlersem babam 18 vites bisiklet alacak neyse yaz boyunca 15bin biriktirdim vedduha aşağısını da ezberledim babama dedim hadi bisiklet o zamanlar bisanlar moda tüm arkadaşlarımda ondan var o 60bindi ama ev yaptırıp 2 öğrenciyi üniversitede okutan babamin çok durumu olmadığından şu an markasını hatırlayamadığım market bisikletinden hallice bir bisikleti 30 bine aldık ama bisiklet kütük gibi neyse yaz sonları artık bir akrabamizin düğünü var ben düğün salonuna bisikletle gittim sonra düğünden sıkılıp bisiklete biniyorum gece bir baktım düğün salonu önünde o dönem hoslandigim kız ve arkadaşları hava atmak için yokuş aşağı hızlı bir şekilde ellerimi bırakarak giderken mazgala ön teker girmesiyle bisikletten firlamam bir oldu şükür bir yerime birşey olmadı ama o zaman kalbim çok kırılmıştı çünkü hoslandigim kız ve tayfası çok fena gulmuslerdi bana 😀
 

necmeddin

Acemi Balıkçı
Kayıt
31 Mayıs 2019
Mesaj
3.272
Tepki
12.807
Yaş
48
Şehir
Merzifon
İsim
necmeddin
Başlangıç
1992—93
Bisiklet
Sedona
Bisiklet türü
Dağ bisikleti
@abidin3714 benimde böyle bir düşmüşlüğüm var. Kızlar gülerken yerde debeleniyordum yaş 16 karizma çizilmişti. :koptum: Kızlara bozuk attım eğer gülmeniz bittiyse el atın kaldırın diye. Sağolsunlar elimden tuttular kaldırdılar. E benim istediğim de buydu zaten.:)
 

Çağdaş78

Forum Bağımlısı
Kayıt
8 Nisan 2016
Mesaj
2.317
Tepki
4.571
Yaş
45
Şehir
İZMİR
İsim
Çağdaş
Dusmekten dusmeye fark var. Bir de atlarsin atlayamazsin diye gaza gelenler var. Neyse ortaokul lise zamanları erkek çocuklarının en tehlikeli oldukları zamanlar , özellikle de kendilerine. 😁😁😁
 

Cemal Ç.

Sadece sürüyorum. 😒 𐱅𐰇𐰼𐰰- 🚵‍♂️🚴‍♂️
Kayıt
28 Nisan 2016
Mesaj
4.654
Tepki
20.609
Yaş
38
Şehir
Türkiye Türkü
İsim
Cemal ÇELİK
Başlangıç
1992—93
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Diğer
Beğendiğim kız pendikte oturuyordu. İlk olarak instagramdan istek atıp arkadaş olduk reel de de ufak ufak muhabbet kurmaya başlamıştık. Ben tabi düşünüyorum nasıl muhabbeti ileri taşıyabilirim diye. Tabi aklıma bisikletle maltepeden pendiğe gidip sahilde ender veya dikkat çekici bir şey bulup fotoğrafını çekecektim
Planımı uyguladım gittim hem bisikletin hemde sahilden güzel bir fotoğrafı(batık bir gemi) çekip storimde paylaştım. O da kurduğum ağa takıldı storiyr cevap verdi aaa 20 yıldır pendikte oturuyorum daha ben oraya gitmedim dedi tabi ben dururmuyum yapıştırdım cevabı gel seni yarın götüreyim oraya diyerekten ilerlettim muhabbeti. Ama görseniz nasıl mutluyum tarif edemem sanarsın yeni bisiklet aldım o derece 4 ay sevgili kaldık o süreçte bol bol sahilde bisiklet sürdük onunla sırf onunla bisiklet sürebilmek için ekstradan bisiklet satın almıştım düşünün siz işin boyutunu. Sonra ne mi oldu 4 ayın sonunda ayrıldık meğer 2 ay aldatmış beni. Sevgili boynuzlar bisiklet boynuzlamaz bisikletinizin değerini bilin.
La ben hiç böyle yollar yapamadım kendime 😅.
 
K

kumulus

Misafir
Bir sabah saat 7 gibiydi, bisikletle işten eve geliyorum, 10 dakika dahi sürmeyen bir yol, hava eksi derecelerde, yerde gizli buzlanma var pedal çok az basıyorum, fren hiç kullanmıyorum, suratım, ellerim ve parmaklarım hissiz, tam evin önünde girişe doğru hafif bir dönüş ve yatış verdim ve bisiklet kaydı gitti altımdan. Şaaap, şlaaap diye donmuş asfalta çıplak ellerim yapıştı, O donuk ellerimin sızlaması beynime vurdu, o üşümüşüz diz kapağım sanki 3 parçaya kırıldı. Fakat, daha saniye geçmeden, çelik bir yay gibi yerimden fırladım, bisikleti evin girişine bırakıp, kapıyı açıp içeri girdigim gibi kapıyı çarpıp kapattım. Artık kimse beni göremezdi. Kendimi güzelce, bir kez daha, futbolcular gibi yere atıp kıvrandım taaa ki ellerim ısınıp dizimin ağrısı geçene kadar. Acayip iyi gelmişti :) Tavsiye ederim işe yarıyor.
 

Cemal Ç.

Sadece sürüyorum. 😒 𐱅𐰇𐰼𐰰- 🚵‍♂️🚴‍♂️
Kayıt
28 Nisan 2016
Mesaj
4.654
Tepki
20.609
Yaş
38
Şehir
Türkiye Türkü
İsim
Cemal ÇELİK
Başlangıç
1992—93
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Diğer
17, 18 yaşlarında falandım. Sol bilek kırığım yüzünden kolum alçıya alınmış, 1,5 ay alçıda kalmış, kaç bisiklet gezisine katılamamış ve alçı çıkalı daha iki saat olmuştu. Bisan Atlas bisikletim ile (kendimce güncellemiştim) İkiçeşmelik yokuşundan (İzmir'liler bilir) aşağı salmışım (belki biraz pedal çevirmişimdir 😅), arabaları sollaya sollaya gidiyorum. İlk ışıklara yaklaşırken arabalarla aramı açmış gidiyordum.
Yol kenarında o koca çuval arabasıyla bir karton toplayıcı çocuk gördüm. Sorun şu ki o beni görmüyor, arabalara bakıyordu. Derken o koca çuval arabasını yola doğru sürdü :acpsnr:. Hemen hafiften frene dokundum ama dokunmamla götüm kalktı. Ön teker üzerinde bir kaç metre gidip çocuğun çuval arabasına çarptım...
Bitmedi :ssrtcbya:. Bisiklet o çarpışma anında durdu ancak hani şu hareketli cisimleri durdurunca taşıdığı nesne harekete devam eder olayı var ya. Fizik dersinde görmüşsünüzdür yav :D.
Ben aynı hızımı koruyarak, arka tekerinde havada olmasının etkisiyle, rugby oyununda ki direği aşan o tuhaf şey gibi çuval arabasının üzerinden aşarak yere indim.
İnince durdum mu?
Hayır.
Kaç defa yuvarlandım bilmiyorum.
Bir baktım çocuk beti benzi atmış bana bakıyor. Tam kalkıp "görmüyon mu lan beni" diyeceğim kafamı bir şeye vurdum. Bir baktım kara bir şey. Az kenardan kalktım, bir baktım bir taksi. Sürücü ŞOK :koptum:.
Anlayacağınız kırmızıda duran taksinin altına yuvarlanmışım :ssrtcbya:. Etraftan insanlar geliyor, "iyi misin? Hastahaneye git. Kafanı vurdun. Su getirin." falan filan. Çocuğa baktım olayın şokunda daha. "İyiyim kardeşim, az dikkatli bak yola" dedim geçtim.
Oradan doğru Ege Üniversitesi'ne, EBİT'e (Ege Üniversitesi Bisiklet Topluluğu) gitmiştim. Geçmiş zaman ne toplantısıydı hatırlamıyorum :hımm:.
Bu kazalarımdan biri. Tanrı beni sevmiyor :uzgnm:. Şaka şaka, çok sınıyor ama yav :koptum:.
 

trainspotting35

Forum Bağımlısı
Kayıt
18 Ağustos 2015
Mesaj
8.154
Tepki
23.455
Yaş
43
Şehir
İstanbul
Başlangıç
2016—17
Bisiklet
Orbea
Bisiklet türü
Yol bisikleti
İlk bisiklete binmeyi karşı komşumuzun kızı Aslı öğretmişti yeşil bir pinokyosu vardı. Aradan yıllar geçti biz taşındık, onlar taşındı. 2001 senesinde 1999 depreminde Gölcük' teki babaannesine ziyarete gittiğini ve o sırada göçük altında kalıp vefat ettiğini öğrendim. Benim için çok etkileyici bir olaydı.
 

Seyda Ünlü

5 Vakit Bisiklet ve Kamp
Kayıt
29 Ocak 2016
Mesaj
506
Tepki
1.125
Yaş
37
Şehir
İstanbul/Beylikdüzü
İsim
Seyda Ünlü
Başlangıç
2018—19
Bisiklet
Salcano
Bisiklet türü
Şehir - Tur
Lastik Patlamalı ve Kazalı Bir Tur

21 Temmuz 2019, günlerden pazar. Forumdan tanıştığım (link) arkadaşımla Çatalca - İnceğiz Mağaraları'na gitmek üzere sabah saat 06:00’da Beylikdüzü'nden yola çıktık. (3. ya da 4. beraber turumuz). Büyükçekmece gölünün paralelinde pedal çevirdikten sonra gölü bitirdik ve biraz sonra arkadaşın lastiği patladı. Yama yaptık tekrar yola koyulduk. 5 dakika sonra lastik tekrar indi. Lastiğe batan bir şey mi var diye baktık ama bir şey göremedik. İkinci kez yama yapıp yola devam ettik. 5 dakika sonra tekrar lastik indi. Üçüncü kez yama yaptık. Arkadaşta yol bisikleti vardı bende tur bisikleti. Ben daha zayıf olduğumdan yol bisikletini benim kullanmamı teklif etti belki lastik kolay patlamaz inmez diye. Değiştik ama hayatımda ilk defa yol bisikletine biniyorum ve o sürüş pozisyonu hiç alışık olmadığım bir durum. Hiç konforlu hissetmiyorum kendimi ve daha fazla gidemeden tekrar değiştirdik bisikletleri. 5 dakika sonra tekrar lastik indi. İnceğiz Mağaraları'na yaklaşık 7-8 km kalmıştı. Anlam veremediğimiz çözemediğimiz enteresan bir sorun yaşıyoruz. Arkadaş, artık yapacak bir şey yok ben bir otobüs/minibüs ile geri dönmeye çalışayım senin de zamanını aldım kusura bakma falan dedi. Tabi ortada kusura bakılacak bir durum yok sonuçta herkesin başına gelebilecek çözülemeyen bir problem yaşıyoruz. Turlarda bu tarz problemler işin tuzu biberidir zaten =) Tamam sen minibüs ile geri dön ben devam edeyim o zaman zaten az kaldı dedim. Binince bana haber ver ara dedim ve yolları ayırdık.

İnceğiz Mağaralarına 1-2 km kala gidiş geliş yönlü dar bir yoldan yokuş aşağı kaptırmış iniyorum. Virajlı bir yokuş. Virajı aldım bir baktım yolun ortasında orta yaşlarda bir amca duruyor. Aslında karşıya geçiyor ama o kadar yavaş ki. Ben sağ tarafından ya da sol tarafından nereden geçsem diye düşünüyorum. Bir yandan da hızla yaklaşıyorum. Fren yapıp durmak yerine arkasından ya da önünden geçerim diye düşünüyorum. Zil çalmak da aklıma gelmiyor. Arkasından ya da önünden geçerim sonuçta diye düşünürken amca beni fark etti. Ben sağa kırıyorum o arkaya doğru benim kırdığım yöne doğru kendini atıyor, ben sola kırıyorum çarpmayayım geçeyim diye o yine benim kırdığım yöne doğru refleks ile atılıyor derken ben o hızla bu yaşlı amcaya tam ortadan bir koydum. (Çalan şarkı: Kargo - Yıldızların Altında)

Yaşlı amca bir yana ben bir yana bisiklet bir yana uçuyoruz. Ben bisikletten ayrılmış havada uçuyorum. Kendimi bir ağacın gövdesinin dibinde buluyorum yan yatmış bir şekilde. Gözlüğüm yok fırlamış gitmiş. Biraz doğruluyorum bakıyorum amca sırt üstü yolun ortasında yatıyor. Birden 8-9 kişi geldi amcanın başına ortalık kalabalıklaştı. Meğer amcanın akrabalarıymış bunlar pikniğe gelmişler. Aha dedim ayvayı yedik bunlar şimdi beni bir güzel tost eder burada. Ama zaten tost olmuşum onların da yapacak bir şeyi yok =) Ben ayağa kalktım bisikleti yolun ortasından alıp kenara çektim. Kolum çizilmiş hafif kanama var. Bisikletin gidon bantı (yere sürten kısmı) biraz sökülmüş. Heybenin yere sürtülen kısmı çizikler içerisinde. Heybe ve benim üzerim komple toz toprak. Zincir atmış. Zil bir yana fırlamış. Ben ayağa kalkıyorum. Amca da kalkıyor bir şeyim yok diyor. Akrabaları dur olmaz hastaneye gidelim şimdi hissetmezsin bir şey varsa diyorlar, amca yok bir şeyim iyiyim ben diyor gülümseyerek. Ben de gülümseyerek olacağı varmış oldu hayırlısı olsun dedim. Biraz kendimize gelmeyi bekledik ve ciddi bir şeyin olmadığını anlayınca ben vedalaşarak yoluma devam ettim.

1-2 km sonra İnceğiz Mağaraları’na vardım. Tabi tek olduğum için bisikleti bırakıp mağaralara çıkamadım. Zaten yaşadıklarımın etkisi hala tam geçmiş de değil. Biraz dinlendim heybeden bir şeyler çıkarıp yedim içtim. Dönüş için yakıt almış oldum. Arkadaşı aradım. Minibüsle Çatalca'da şehir içinde bir bisikletçide indiğini ve lastiği tamir ettirdiğini söyledi. İstersen seni bekleyeyim gel beraber dönelim yoksa ben minibüsle döneceğim dedi. Sen minibüsle devam et benim oraya gelmem uzun sürer dedim. Kazadan bahsettim kısaca. Tekrar bisiklete atladım ve dönüş yoluna geçtim. Çok şükür bir sıkıntı yaşamadan eve vardım.

(Bu arada dış lastiğin iç kısmında ufacık bir diken tarzı bir şey varmış. O yüzden lastik sürekli patlıyormuş. Detaylı bir şekilde dış lastiğin iç kısmında el gezdirince ortaya çıkıyor. Tabi bunlar insana hep tecrübe katan şeyler. İlkler amatörce yaşanır ve zamanla tecrübeye döner. Bir dahakine kaçar mı kaçmaz =)


WhatsApp Image 2020-05-04 at 10.41.20.jpegEkran Resmi 2020-05-05 08.40.18.pngIMG_20200325_125555_902.jpg
 
Son düzenleme:

BF Okuru

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
164.844
Tepki
789
İlk defa bisiklete bindiğim gün düşmüş ve kafamda derin bir yara açmıştım. Hastaneye gitmiştik ve izi hala kafamda duruyor.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
  • Beğen
Tepkiler: ÆSir