Scudo Sports

İçinde Bisiklet Olan Anılarımız

hamlet2006

Cırbağa dedesi
Kayıt
14 Kasım 2017
Mesaj
8.005
Tepki
34.915
Yaş
43
Şehir
İzmir,Denizli
İsim
Süleyman
Başlangıç
1986—87
Bisiklet
Scott
Bisiklet türü
Yol bisikleti
Hani unutamadığımız, hatırlayınca hüzünlendiğimiz,sevindiğimiz ,her daim tebessüm ettiren,ne de güzel bir insanla tanışmışım,ne de güzel bir ders oldu bana gibi diyebilidiğimiz her türlü anılarımızı anlatalım.Sadece merakımızdan değil,belki de sizin anınızdan ders çıkarabilir,yaşadığınızdan feyz alabiliriz,belki de güleriz belki de hüzünlenebiliriz diye bu konuyu açmak istiyorum.

Forumdan beyefendi üslubu ,içi dolu tespitleriyle tanıdığımız hepimizin saygı duyduğu @Özcan Ağabeyimle tanışmamı asla unutamayacağım.
Trans Türkiye Ultra Bike Race yarışının 6.günü büyük acılar içinde ve mental olarak da çok zorlandığım bir gündü.Güne Adapazarı'ndan başlamış, Orhangazi ve Gemlik tarafındaki sert ve uzun rampaları soluya soluya zorla çıkabilmiştim.Sonra o yorgunlukla sudan çıkmış balık gibi kendimi Bursa'nın merkezinde bulmuştum.Bursa'da resmen kaybolmuştum,ne yaptığımı nereye gittiğimi bilmiyorken tanımadığım bir numaradan(cep telefonumda sıkıntı da vardı) bir mesaj geldi ''kayboldun değil mi diye'' Pek bir anlam verememiştim ve kendimi ancak bir Opet'in kamelyasına atabilmiştim.Kamelyada telefonuma sarılıp akşam kalmayı düşündüğüm öğretmenevlerini ararken yanımda birisinin tebessüm ederek bana baktığını fark ettim.Şaşkınlığımı atamadan yanımdaki kişinin @Özcan Ağabeyin olduğunu anladım.Özcan Ağabey yarıştaki tracker izleme uygulamasından meğersem beni takip ediyormuş,kaybolduğumu da anlamış bana destek olmaya gelmiş.Forumda szi nasıl görüyorsanız öyle temiz yüzlü ,pırıl pırıl bir beyefendi,nasıl tarif edebileceğimi bilemeyeceğim kadar özel bir insan. :harika: Ayrıca mükemmel diksiyonu ile birlikte ses tonu da güven verici.Özcan Ağabey ile tanıştıktan sonra bana yanında getirdiği yiyecekleri verdi.Ama öyle böyle değil,powerade inden ,büyükboy haribosuna kadar eksiksizden fazlası olan yiyecek yığını.:ssrtcbya:Biraz muhabbet ettikten sonra bisikletimin sorunlarını gidermek için beni Aktif Pedala götürdük.Bisikletin sorunları giderildilten sonra lastiklerimin zırt pırt patladığını bilen Özcan Ağabey lastiklere zefal patlak önleyici taktırdı.Taktırdı diyorum ,bakım ücreti, patlak önleyiciler dahil herşeyin parasını ödemiş bile.:eek:İşte böyle bir insanla tanışma onuruna eriştim.:harika:Maddi ve manevi desteği için kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum.Özcan ağabeyden aldığım motive edici destekle o gün yaklaşık Karacabey'e kadar yaklaşık 250 km yol yaptım.
Buradan aktif pedal çalışanlarına teşekkür ederim,güzel esnaf.

IMG_20190712_183700.jpg

Bu tarz başınızdan geçmiş anılarınızı paylaşmak isterseniz; sizleri de bekleriz.
 
Scudo
@hamlet2006 isim vermeyeydin keşke ☺
Seninle tanışmak benim için de çok güzel oldu. O gün hepiniz çok değerli bir çaba gösteriyordunuz. Bir nebze destek olabildiysem ne mutlu bana.
(Ayrıca övgü bölümü hepten atmasyon ? Güzel bakan güzel görür, o Süleyman kardeşimin kibarlığı)

Ayrıca başlık çok orijinal, çok iyi fikir ?
 
Son düzenleme:
Edirne'nin meriç ilçesinde yaşıyorduk o zamanlar.. Yaşadığımız yere yakın bir baraj vardı, çocukluk arkadaşim Veli ile bisikletlerimize atlar, o barajın kıyısına giderdik. Peşimize köpeklerimiz de takılır, kulaklarını kısar ve rüzgar gibi bizi takip ederlerdi.
Bir gün yine baraj kıyısındayız, bisikletleri yere bıraktık, yol kenarında bir çeşmeden su içiyoruz. Neyse içtik, arkamıza döndüğümüzde bir baktık ki neredeyse bisikletlerin boyu kadar bir yılan (sarı ve kahverengi desenli) yatmış bisikletlerin hemen önüne, uzanmış boylu boyunca. Gitmiyor, kaçmıyor, yanaşamıyoruz, bisikletlerimizi alamıyoruz, köpekler de şaşırdı, zaten köpekler yaklaşınca yılan kaldırıyor kafayı, köpekler geri kaçıyor.
Öyle taşla sopayla falan kaçacak bir hayvan da değildi. Bir türlü korkutmayı başaramadık, ilkokul çocuğuyuz daha, birşey yapmaya cesaret de yok.
Temmuz ayı, güneş tepede, ev uzak, yürüyerek gidilebilecek mesafede de değil, ayrılamıyoruz bisikletlerin başından. Eleman da çöreklendi yattı bisikletlerin önüne. Acıkmıştık, 2-3 saat olmuştu, evden de beklerlerdi, köpekler de uyumuştu sıcaktan mayışıp.
Sonra Veli dayanamadı artık, nolursa olsun lan diyerek elindeki sopayı havaya kaldırıp Allahu ekber Allahu ekber diyerek yılana doğru koşmaya başladı. Ama aynı anda ağlıyor da. Koşarken ayağı yerdeki ağaç köküne takıldı, Allaaaah diye bağırarak iki seksen yere düştü, toz toprak yuvarlandı, yılan bu aksiyonu görünce yavaşça toparlanıp çalılıkların arasında gözden kayboldu.

Bisikletlerimize bindik ve kasabanın yolunu tuttuk. Ama Veli yolda ağlamaya devam etti. Hala korkuyorduk ve bu yüzden o kadar hızlı gittik ki köpekler bize yetişmekte zorlanıyordu.
Üzerinden 37 yıl geçmiş olmasına rağmen sahneler hala dün gibi aklımda. Özellikle Velinin bizans surlarına saldıran yeniçeri misali taarruzu, yerde yuvarlanması, hala gülerim, kahkahalarla gülerim, 80ler çocuğuyuz biz, anılarımız da genelde böyle.
 
Son düzenleme:
*Ortaokul zamanlarında bisikletle kendimce ralli yapayım derken doğalgaz çukuruna uçtum. (sağ dizimdeki operasyon izi ondan)
*Lise zamanında Bursa Muradiye semtinde %10 - 12 lik yokuştan aşağı üst boruda arkadaşım otururmuş halde inerken fren teli koptu ve aşağı doğru hızlanarak belediye otobüsüne daldık.
*Viraj alayım derken önüme yaya fırladı ve gidonu sola kırınca ön teker kaldırıma deydi. Sonuç olarak havada güzel bir takla attım. ( dudağımda 9 dikiş izi var.)
*Kilitle pedala ilk geçtiğimde Mudanya'da pazar içerisinde pedalı açamayıp teyzenin üzerine düştüm. (teyze çok korktu)
* Ara sokakta at arabası ve at'a hayranlıkla bakan teyzenin arasından geçeyim dedim. Teyze ürktü bana çarptı. Ben at arabasının lastiğinin altına girdim. At ürktü yürüdü. (Teker omzumun üzerinden geçti)
* Cumartesi günü 200+ üzeri yol yaptım. Pazar nedense tek başıma kısa bir antrenman yapayım dedim. Yaşlı bir amca arabası ile arkadan çarpıp takla attırdı. (jant pert oldu 3 sıfırlı yeni jant seti almak zorunda kaldım)

Yalnız amca çok temiz çarptı. O gün yediğim kahvaltıyı bile hatırlamıyorum.
 
80 lerdeyiz.Altımda mavi bir pinokyo.Yeni de walkman almışız muhtemelen de Grup Vitamin dinleyerek belki de comanchero dinleyerek ve öylece bisiklet sürüyorum.Bisikletin ön tekerini bir kaldırdım, kaldırış o kaldırış ön teker maşadan fırladı gitti ve takla atarak düştüm.Bu arada walkmanim de kırıldı.
Her ön kaldırdığımda düşüşüm aklıma gelir ve gülerim.
 
Bir ağustosta başlayıp altı ağustosta sonlandırdığımız gezimizin bitmesine 15, 20 km. birşey kalmıştı. Sayın @hamlet2006 (Süleyman abi) ile ayrılacaktık ve Gaziemir'de vedalaşıyorduk. Derken sokağa dönmek isteyen bir araba (mercedes mi neydi) aynasını belimdeki çantaya azcık hızlıca çarptı. Neyse geçti gitti, Süleyman abi hadi git, hadi çık yola diyip duruyor. Derken bir baktım, bana çarpan amca çekmiş sağa, yakmış dörtlüleri. "Buyursun gelsin" dedim. Dedim ama adamdan önce (adam dövermi şüpheliyim ya) Süleyman abi dövecek beni. "Lan bi abi sözü dinle, hadi yürü" dedi, "tamam abi" dedim ?. Aklıma gelenlerden biri işte. Taze ya ?.
 
Geçen günlerde forumda paylaşmıştım, bir kerede burada paylaşayım.


Uzun yoldayken tekerim patlamıştı.Yol kenarında patlayan lastiğimi tamir etmeyle uğraşırken bu ağabeyimiz kocaman tırını ben el kaldırıp yardım talebinde bulunmadığım halde durdurmuş ve aynen şöyle demişti:''Beni mi çağırdın?'' Ben de:''Evet gönülden çağırdım abi,Hızır aleyhisselam gibi yetiştin'' demiştim.Gerçekten de elimin ayağımın garip bir şekilde birbirine dolaştığı bir durumda lastiği tekere oturtmama yardımcı oldu, tırlarda hava komperasörü de oluyormuş hava da basalım deyip lastiğin janta düzgün oturmasına vesile olmuştu.
Allah razı olsun,yolu açık olsun.Hep iyi anacağım kendisini.
Buradan bu yardımsever ağabeyime selam olsun.
Fotosunu da çekmiştim.


IMG_20190709_180636.jpg
 
Bak bu anı işi sıkıntılı iş sayın @hamlet2006 ?. Yine bu yıl. Sizinle gerçekleştirdiğimiz memleket gezimizde. Denizli'ye girdik, halamlara gitmeye çalışıyorum. Daha doğrusu Denizli'nin içi değişmiş, yolu şaşırdım. Bakınırken arkamdan bir bayan "hav ar yu" dedi. Tabi avrupa görmüş ben hiç bozuntuya vermeden "haaa!" dedim ???. Abla "Türk müsünüz?" deyince, "Türk'üm tabi, bayrak var arkam da görmüyor musunuz?" diyerek öküzlüğün dibini ekmekle sıyırdım ?. 10 saattir yoldayım, benden nasıl incelik beklersin ???.
 
@Cemal Ç.
Honaz'daki üst geçitten birindeki çocuklar seni gördüğünde yine yabancı sanmıştı ve hello diye seslenmişlerdi.Bir de yörüğüm deyip durmuyon mu?:ckskc:
Herkes sarışınsın bir de bisiklete biniyon diye seni yabancı sandıydı.Ben ise değil Scott'a ,Pinarelllo Dogmaya binsem,yol da uzay mekiği ile gezinsem hep bana gariban yörük gözüyle bakarlardı.
 
Yaş 10-11 dağ yolundan bisikletle iniyoruz iki arkadaş ben önde arkadaş arkada... iniş bitti düzlüğe girdik tam hatırlamamakla birlikte ön tekerin çukura girdiğini varsayıyorum. Bisiklet havalandı ben havalandım. Bisiklet takla attı, ben asfaltla ufak bi birliktelik yaşadım, bisiklet takla attıktan sonra iki teker üstüne düşüp bi müddet ilerleyip incir ağacının dibine devrildi, asfalta olan birlikteliğin şevketinden olcak bende inlemeye bağırmaya ağlamaya başladım ahahaaa.. Murat eşlik eden arkadaşımda sağolsun aileye haber verdi bizimkiler gelip beni aldı ahahaha
 
Yaş 11. Güzel bir bahar sabahı. Yaklaşık 2 km. ötedeki meşhur ekmek fırınından pazar kahvaltısı için taze taze ekmek alacağım.
Bindim 24 inç tekerli küçük turuncu Mars-Luxus aslanıma, yola çıktım. Hafif ılık bir sabah rüzgarı, yolun sağında sıralanmış dev kavak ağaçlarını hışırdatıyor.
Etrafta baharın büyülü kokusu. Altın rengi sabah güneşi kavak dallarının arasından yüzümü ısıtıyor, o kadar mutluyum ki, anlatamam.

Hızım olsa olsa 10 km idi. Ve ne zamandır bomboş ve düz yolda önüme bakmıyor, etraftaki manzarayı izliyordum bilmiyorum. Birden güzel güzel giden bisiklet durdu. :eek:
Çok şaşırmıştım. Yere düşmedim, devrilmedim. Zaman donmuşçasına bisiklet durmuştu.

Önüme bakınca ne göreyim? Benim gibi fırına ekmek almaya giden, yaklaşık benimle aynı yaşlarda bir kız çocuğu yolun kenarından yavaş yavaş yürüyormuş.
Sersem ben hiç önüme bakmayınca, ön teker kızcağızın bacaklarının arasından girmesin mi? Önüme döndüğümde, çocuk benim ön tekerin üzerinde oturuyordu. :krktm:
Ayakları yerde olduğundan bisikleti de tutuyordu, kimse devrilmedi. Kimseye bir şey de olmadı.

Birkaç saniye gerekti ikimizin de durumu idrak edebilmesi için. Sonra kızımız ayağa kalkıp bana döndü. Çeşitlerini şu an hatırlayamadığım bir ton azarı üzerime boşalttı.
Demediğini bırakmadı. E haklıydı tabi. Sonra yine yol kenarından yürümeye devam etti.

Onu da hatırlamıyorum, umarım çocuğa özür dilemeyi akıl etmişimdir. :)
 
Yaşım 7-8 falan. T şeklindeki yolun yaklaşık %10 eğimli üst kısmından aşağıya doğru hızlı bir şekilde inerken yolun tam köşesinde o yaşta aşık olduğum kızın 2 arkadaşıyla beraber oturup muhabbet ettiklerin fark ettim. Hiç fren koymadan son sürat motorcular gibi bu virajı alarak kıza hava atmayı planlıyorum. Sonuç: kızın önünde bisikletimle 2 takla. İşin kötüsü kuyruğumu kıstırıp oradan bir an önce defolup gitmem gerekirken ben oturdum yerdeki bisikletimi tekmeliyorum. Orada oturan o 3 kızın kahkahaları hala kulaklarımda.
 
Son düzenleme:
2009 Temmuz ayında misafirliğe gittiğimiz arkadaşın emanet bisikletini sürüyorum. Kendi bisikletim vardı evimiz de oraya çok uzak değildi ama 11 yaşımdaydım ve ailem oturduğumuz sokak haricinde şehir içinde bisiklet sürdürmüyordu mecburen annemle birlikte bisikletsiz gitmiştik. Yer de Kadıköy Anadolu Lisesi'ni geçtikten sonra sağdaki ilk sokak. Bilen bilir, o sokaktan sahile inen dik bir merdiven, yanında da 100 metre civarında dimdik bir rampa vardır(eğimi rahat %40 vardır); ben de o rampanın diğer ucundaki sahilde bisikleti sürmek istemiştim çünkü İstanbul'un sahile uzak olmayan semtlerinden birinde oturduğumuz hâlde şehir içinde bisiklet sürme iznimin olmayışı ve babamın da bisiklet taşıyıcı almaması nedeniyle sahilde bisikletle gezenlere çok imreniyordum. Hah işte o rampadan emanet bisikleti aşağı salmamla dengemi kaybedip paldır küldür yuvarlanmam bir oldu. Kırık, çıkık yoktu Allah'tan ama sağ dizim hafif yaralandı, sol dizim çok derin yaralandı, sol ayağımda yer yer kemikler gözüküyordu. 2 hafta yaralarımın verdiği acıdan dolayı yürüyememiştim. Arkadaşım da bisikletini bir daha ödünç vermemişti. O gün sahilde bisiklet sürmenin tadına da bakamamıştım.

10 yıl geçtiği halde sol dizim ve ayağımda hâlâ yara izleri mevcut. Bisikletimle sahile inebiliyorum artık. 2 yıl önce annemle yaptığım ve annemin "Ne yaparsan yap ama kaza yaparsan sana bakmam" demesiyle sonuçlanmış bir tartışmanın akabinde istediğim yere bisikletimle gitmeme de izin var.
 
8-9 yaşlarında Isparta'ya teyzemlere misafirliğe gitmiştik.Teyzemin oğlu ile birlikte bisiklete binmeye başladık.Sokağın birinden geçerken yol kenarlarında bol miktarda tezek gördük ,yollara bile taşmıştı.Ve olan oldu tekerim bir anda kaydı ve kenara doğru çok çok az bir tezeğin üstüne düştüm.O kadar güzel kokuyordu ki inanamamıştım.Üstüme başıma baktım ,bok olmamıştı,üstüm tertemizdi.o_OGaribime gitti buranın inekleri acaba gül mü yiyordu ve bundan dolayı gül kokulu tezek mi üretiyorlardı bağırsaklarında.o_OYa da Ispartalılar gülü bol bulunca tezek kokmasın diye ortalığa gül esansı mı saçıyorduo_O.Öyle bile olsa üstüm niye bok olmamıştı.Anlayamamıştım.Oradaki teyzelere sordum ve gülerek bunun inek tezeği olmadığını tezek şekli verilmiş güllerin posası olduğunu söylediler.:ssrtcbya::D
 
Lise Zamanlarında Zincir attıgında ruble tarafına bakim derken yola bakmadığımdan motora toslamıştım.
 
Yıl 80 lerin sonu veya 90 ların başı olmalı. Ailemle senenin önemli bir kısmını Almanya` da geçiriyorduk. Babamın yıllık izninde Türkiye` ye gelirken bisikletimi de getirmiştim. Bisiklet de ne bisiklet ama göbekten 3 vitesli, analog kilometre saatli, ince tekerlekli, alçaltılmış kadro pırıl pırıl bir şehir bisikleti. Mahallemizde gezerken, hiçbirşey yapmadığım halde arkadaşımın dedesi (rahmetli Dursun dede) süpürgeyle bana saldırarak farımı ve kilometre saatimi kırmıştı. Tabi ben şok olmuştum. Sonradan öğrendiğime göre evinin önünden hiçbir bisikletliyi geçirmiyormuş.
 
Sene 84 yada 85'ler filan.
Arkadaşım hemde Uzaktan akrabımıza Babası,Mavi Pinokyo bisiklet almıştı çok janjanlıydı.Bir Gün bizim mahalleye geldi.İlk bisiklete binmeyide bu bisiklette öğrenmişimdir.Neyse o geldiği günde Aşure günü idi.Annemde Aşure yapmış.Tencereyide 3km.kadar ileride oturan Halamdan ödünç almış.Dediki bi tencere ve Aşureyi Halana götür.Tabii ki bisikletle götür demedi. Biz 2 kafadar Recep bisikleti sürüyor.Gidonda aşurenin olduğu torba var.Bende arka bagajda oturuyorum.Kucağımda da Kocaman Tencere var.Biz ufaktan gidiyoruz.Yol yokuş aşağı.
Mahallenin Köy Meydanı denen,merkezi bir yeri vardı.Muhtarlık,Bakkal,kahvehanelerin olduğu merkezi bir meydandı.
Biz 2 kafadar tam oraya geldik.Artık ne oldu tam onu bilemiyorum.Sadece Yerle haşır neşir olduğumu,Bisikletin beni geçtiğini,Aşure tenceresininde benden ve Kapağından ayrılıp,yokuş aşagı gittiğini hatırlıyorum.Bide o tencereden çıkan sesi.
Düştüğümüz yerde tam meydan olunca,artık nasıl bir gürültü çıktıysa tüm kahvedeki Amcalar,Dayılar dışarı çıktı.
Tabii Recep,Ben,Pinokyo,Aşure Tenceresi ayrı yerlerdeyiz.Gidondaki aşure ise hepten özğürlüğünü ilan etmiş.
Neyse ikimizde feryat figan ağlıyoruz.
Kahvede ki Amcalar hemen bizi aldılar.Bisikleti ve Tenceriyede toplayıp bizi kahveye götürdüler.Su içirdiler.Sağımızda solumuzda ufak tefek sıyrık dışında bir sorun yoktu.Bisikletede bir şey olmamıştı.
Bizede Birer Oralet ısmarladılar.Onu içtikten sonra görev bizi bekler deyu,Tekrar Bisiklete bindik Tencere ile beraber.Gidondaki Halamı Götüreceğim Aşure Hariç Tabii.
Tencereyi halama ulaştırdık sağ salim vesselam.
Hala bunu hatırlarım ve gülümserim.
 
Sokağımızda kedi besleyen 80 yaşında bir teyzemiz var. Emekli maaşını sokak kedilerine veriyor. Çaktırmasa da fiyatlar coşunca, resmi enflasyon 9.6, gerçek enflasyon yüzde 96 olduğundan, azime hanım kedilere yetişemez oldu. Benim de maddi sıkıntılarım olan bir evreydi. Ben de bisikletforum a yazdım. Özelden bana ulaştı bir koskocaman yürekli insan. Azime hanıma ara ara 300 kilo (yazıyla üç yüz kilo) dan fazla kedi maması gönderdi. Bisikletin sebep olduğu içinden bisiklet geçmeyen tek anımdır bu. İçinden bisiklet geçmiş kadar da, hatta onlardan da kıymetlidir.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
1967-68 rahmetli babam ikinci el bir bisiklet bulmuş bir yerden, tek arka fren var ve vites filan yok. Bizim zamanımızda vites daha icat edilmemişti..:koptum:
Neyse getirdi verdi bana tabii ben havalara uçtum. Ama dedi babam : elini filan bırakır düşersin, seni de bisikleti de parçalarım...:ssrtcbya: Bir kaç gün binip alıştıktan sonra, herkes gibi benim de g..tüm kalktı ve başladım ellerimi bırakmaya, üstelik stabilize yol ve yokuş aşağı...öyle bir düştüm ki, sağ dizim açıldı. Dirsekler pert, kan fışkırıyor ve ben elimde yarısı kırılmış bisikletle eve doğru yürüyorum...:(Birden bahçe kapısından, sonradan babam olduğunu anladığım bir şey patenaj çekerek çıktı ve bana doğru geliyor. Bisikleti nasıl bıraktığımı ve nereye doğru kaçtığımı hala anımsamıyorum..Babam bisikleti aldı eve doğru yedeğinde götürmeye başladı, ben biraz rahatlamıştım. En azından parçalamamıştı diye. Ev de kaza yaptığım yola en fazla 150 m. Bahçe kapısına yanaştığımda havada taklalar atan bir bisiklet gördüm. Babam setin üstüne çıkmış ve oradan yaklaşık üç metre mesafeden bisikleti betona çakıyordu. Bu şekil en az bir on dakika sürdükten sonra, bisikletin parçalanacak hiç bir şekli kalmayınca sıra bana gelmişti..Ben Usain Bolt'u bile kıskandıracak bir koşu ile ufukta kayboldum. O gece komşuda yattım. Ertesi gün araya rahmetli anacığımın girmesiyle tek taraflı ateşkes ilan ettik. Ve babam o bisikleti tekrardan yaptı ve en az bir iki yıl daha bindim...:harika:
 
@Özcan sizin gibi insanlar iyi ki varlar .

Bir Bmx bisiklete 3 çocuk binmiştik 12 -13 yaşlarındaydık , Yokuş aşağı hızla inerken ön tekerim bir anda kitlendi ve bisikletle birlikte savrulduk heralde bi 5 metre felan sürüklendik bir kiz çocuğa koşup ağlayarak ipimi kopardiniz diye bize kızdı meger ip baglamis yola ipde bizim teker miline dolanmis, benim çenem ve alnım yarıldı, kadroda oturan çocuğun burnu kırıldı, arkadaki ayaklıktakinin kolu kırıldı. Sonrasında babam kaynak yaptırdı bir süre daha binmiştim o bisiklete unutamadığım şey halen o kızın tepkisiydi:)
 
Son düzenleme:
Geri