güneşli güzel bi gündü -hani şu teyzelerin evlerin önünde halı yıkadığı, mahallenin lavantalı abc koktuğu, yokuşlarda sabunlu suların süzüldüğü- neyse efenim; biz de yokuş aşağı pedal çevirmek suretiyle hızlanmayı sevip de dönüş yapacağımız yere yaklaşırken süzülen sabunlu suyu görüp "yavaşlasam mı?" sorusunu sormadığımız tecrübesiz yıllardayız.herşey iyi giderken arka tekerlek s çizmeye başlayınca keyif de almaya başlamıştım - ne hıyar bi duyguymuş o- lakin s'lerin boyu kısalıp genişlikleri artmasaydı, kaldırıma çarpıp takla atmasaydım, artık nası gürültü ettiysem ortalıkta araba yokken "çocuğa araba çarptıııı" diye mahalleli yardıma koşup rezilliği katmerlemeseydi; ağlaya, topallaya eve gitmez kesin bi tur daha atıp yine aynısını yapmaya aynı köşeye daha hızlı girerdim.
yusuf bence murat 131le burun buruna toslaşman sayılabilir bence."ben dokturum abisi.var mı bişeyin?"