Tolga Gürgün
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 3 Aralık 2005
- Mesaj
- 1.638
- Tepki
- 2.133
- Şehir
- İstanbul
- Bisiklet
- Pinarello
Sevgili Arkadaşlar. Çoğumuzun bildiği üzere doğu karadeniz bölgesi bazı kesimleri görülmeye değer ciddi koruma altına alınması gereken yörelerden.Bende yakın tarihe kadar ilk olarak geçen sene Temmuz sonu eşimin memleketi olması sebebiyle oraları görme fırsatım oldu.Geçen sene 2 bu sene de 2 sefer gittim.Tabii mtb kullanımı oralarda yaygın olmamakla birlikte görenlerde şaşkınlık içerisinde kalıveriyor.2006 Ağustos sonu yapmış olduğum turlardan birini sizlerle paylaşayım istedim. Sugören köyünden Artvin'e gideyimde döneyim dedim.Gidiş-Dönüş 120 civarı. Türkiye'mizin sağ üst köşesinden Hopa'nın Sugören köyünden sabah saat 07:00'da dut pekmeziyle yarım ekmeği yiyip çıktım yola,Sugören köyü Arhavi'den çıktıktan sonra Hopa'ya gelmeden 2 km kala sağa girerek yaklaşık 2 km tırmanarak ulaşılan bir köy, köyün gün batımı ve kaldığımız anneannemizin 1 asırlık evinin balkonu ( geçen yıl fotolamıştım).
Hopa dan sağa Artvin Erzurum yoluna girip devam, asfalt yolda başlangıçta böyle tatlı tatlı bir eğimle yükseklik kazanmaya başladım.İlk olarak Cankurtaran Geçidine ulaşmadan ufak bir tesiste bir çay içeyim dedim.Bir bardak çay söyledim iyi geldi bir çay daha ısmarladım onuda içtim.Bu arada tesiste mola vermiş bir kamyon şöförü abimize Cankurtaran geçidinden ve Borçka'dan sonraki yolun durumunu sordum. Öncesinde Cankurtaran geçidi'ne çıkmışlığım var.Bana Kars-Ardahan yolundan anlatmaya başlayınca çaycı gence dönüp borcum ne kadar diye sorduğumda bilmiyorum cevabını aldım.Genç Gürcü imiş kamyoncu amcanın rehberliğinde 3 çayın 1 ytl olduğuna kanaat getirerek akabinde 2 çayın kaç para edeceğinin cevabını alamayarak gence bir bardak daha çay getirmesini söyledim.Hadi onuda içip yola devam.Hopa'dan Cankurtaran Geçidi yaklaşık 18 km sağlam dik tırmanış var.Delta Bisikletten aldığım Corratec 'i deniyorum,, Yollar şöyleki; Cankurtaran gözüktü tırmanırken ikide birde durup bagajdaki eşantiyondan efes light çantamı açıp foto makinesini çıkartıp çekim yapmak zaman kaybı gibi geliyor fakat sonrasında iyikide durmuşum diyorum.( bu arada foto makinesini upgrade lazım gibi ) İnişte artık durmam.
Cankurtarana ilk geçen sene şeker bayramında çıkmış idim öğlen saat 13:30 da sis basmış ve ben hemen Hopa'ya inmiştim.
Uzakta Karadeniz sisli olduğundan yada makinemin yetersizliğinden pek seçilemiyor, tepeye ulaşınca üzerime rüzgarlığı geçirip yaklaşık 18 km iniş ve Borçka'ya varıyorum.Merkezden geçiş yaparken kayda değer bir fotolanacak yer bulamıyorum.Merkezden içeriye Maçahel ve Karagöl tarafından çok bahsediliyor , bir dahaki sefere kesin gitmek lazım. Borçka'yı geçtikten sonra baraj çalışmaları Çoruh nehri boyunca yaklaşık 30 km devam ediyor,her taraf toz toprak içinde .Hani diyorum şu çalışma bir bitse Artvin levhası görünse ama yok nerdeee.Artvin şehri hakkında duyduklarım gayet dar bir yoldan dolan dolana çıkılan tepede kurulu imiş.Hatta şehir o kadar engebeliymişki rakı bardağını bile düz koyacak yer bulunamıyormuş , ayrıca şehir yolları itibariyle kaliteli şöförler çıkarıyor imiş. Öyle böyle derken toz toprak Artvin yol ayrımına saat 12:20 gibi vardım.Bayağı bir acıkmışım etrafda lokanta felan yok tabii büfeden 3 çilekli,5 kakaolu top kek,1 kola ve 1 su alıp yiyip birde foto çektiriyorum.
Bir vatandaş ile tanıştık baraj çalışmasında aktif görevde imiş, bilgi olarak adamdan öğrendiğim bu ayrımdan Artvin'e kadar 29 adet dönüşle 7 km sonra ulaşılabiliyormuş.Düşünüyorum saat olmuş 13:00 Artvin'e çıksam dönüşte karanlığa kalıcam neyse ufak ufak Çoruh Nehrini yalayarak geriye dönmeye başlıyorum, ki offfff karşıdan vadinin tam ortasından giderken bir rüzgar esiyor ki offff .Rüzgarın hızımı nerdeyse sıfıra indirmesi yetmiyormuş gibi yoldaki tüm tozu , toprakı kaldırıp ağzıma yüzüme çarpıyor.Bir ara yeni aldığım bisikleti Çoruh Nehrine doğru fırlatasım geldi.O ne rüzgar be kardeşim 35 Km/saat le esiyor...Kasırgaydı bence o dönüş fotoları.
Çoruh'u birde kışın görmek lazım. Yol çalışmasının olduğu bölgeyi sabır ve metanetle bitirdikten sonra Borçka'da benzincide durup su içerken bende Cankurtarana tekrar tırmanma heyecanı alıp yürüyor.Yol asfalt geniş sayılabilir trafik seyrek kenardan kenardan gidiyorum. Yol üzerinde gençler fındık satıyorlar , okuyorlarmış; hani durup çocuklara bir katkımız olsun istiyorum. Fındıklarını aldıktan sonra üstüne birde foto çekilmeyi teklif edince gözlerindeki çoşku dolu pırıltıyı unutamam. Cankurtarana tırmanış saat 17:00 de bitiyor. Rüzgarlığımı giyinip gene 18 km inerek Hopa'ya ulaşıyorum. Canım bir alabalık çekmişki arkadaşlar sormayın çarşı içine hemen dalıyorum 2 alabağı birde yorgunluğumu atsın diyerekten efe rakıyı sardırıp Sugören köyüne ulaşıyorum.
Saygılarımla,
Tolga Gürgün
Hopa dan sağa Artvin Erzurum yoluna girip devam, asfalt yolda başlangıçta böyle tatlı tatlı bir eğimle yükseklik kazanmaya başladım.İlk olarak Cankurtaran Geçidine ulaşmadan ufak bir tesiste bir çay içeyim dedim.Bir bardak çay söyledim iyi geldi bir çay daha ısmarladım onuda içtim.Bu arada tesiste mola vermiş bir kamyon şöförü abimize Cankurtaran geçidinden ve Borçka'dan sonraki yolun durumunu sordum. Öncesinde Cankurtaran geçidi'ne çıkmışlığım var.Bana Kars-Ardahan yolundan anlatmaya başlayınca çaycı gence dönüp borcum ne kadar diye sorduğumda bilmiyorum cevabını aldım.Genç Gürcü imiş kamyoncu amcanın rehberliğinde 3 çayın 1 ytl olduğuna kanaat getirerek akabinde 2 çayın kaç para edeceğinin cevabını alamayarak gence bir bardak daha çay getirmesini söyledim.Hadi onuda içip yola devam.Hopa'dan Cankurtaran Geçidi yaklaşık 18 km sağlam dik tırmanış var.Delta Bisikletten aldığım Corratec 'i deniyorum,, Yollar şöyleki; Cankurtaran gözüktü tırmanırken ikide birde durup bagajdaki eşantiyondan efes light çantamı açıp foto makinesini çıkartıp çekim yapmak zaman kaybı gibi geliyor fakat sonrasında iyikide durmuşum diyorum.( bu arada foto makinesini upgrade lazım gibi ) İnişte artık durmam.
Cankurtarana ilk geçen sene şeker bayramında çıkmış idim öğlen saat 13:30 da sis basmış ve ben hemen Hopa'ya inmiştim.
Uzakta Karadeniz sisli olduğundan yada makinemin yetersizliğinden pek seçilemiyor, tepeye ulaşınca üzerime rüzgarlığı geçirip yaklaşık 18 km iniş ve Borçka'ya varıyorum.Merkezden geçiş yaparken kayda değer bir fotolanacak yer bulamıyorum.Merkezden içeriye Maçahel ve Karagöl tarafından çok bahsediliyor , bir dahaki sefere kesin gitmek lazım. Borçka'yı geçtikten sonra baraj çalışmaları Çoruh nehri boyunca yaklaşık 30 km devam ediyor,her taraf toz toprak içinde .Hani diyorum şu çalışma bir bitse Artvin levhası görünse ama yok nerdeee.Artvin şehri hakkında duyduklarım gayet dar bir yoldan dolan dolana çıkılan tepede kurulu imiş.Hatta şehir o kadar engebeliymişki rakı bardağını bile düz koyacak yer bulunamıyormuş , ayrıca şehir yolları itibariyle kaliteli şöförler çıkarıyor imiş. Öyle böyle derken toz toprak Artvin yol ayrımına saat 12:20 gibi vardım.Bayağı bir acıkmışım etrafda lokanta felan yok tabii büfeden 3 çilekli,5 kakaolu top kek,1 kola ve 1 su alıp yiyip birde foto çektiriyorum.
Bir vatandaş ile tanıştık baraj çalışmasında aktif görevde imiş, bilgi olarak adamdan öğrendiğim bu ayrımdan Artvin'e kadar 29 adet dönüşle 7 km sonra ulaşılabiliyormuş.Düşünüyorum saat olmuş 13:00 Artvin'e çıksam dönüşte karanlığa kalıcam neyse ufak ufak Çoruh Nehrini yalayarak geriye dönmeye başlıyorum, ki offfff karşıdan vadinin tam ortasından giderken bir rüzgar esiyor ki offff .Rüzgarın hızımı nerdeyse sıfıra indirmesi yetmiyormuş gibi yoldaki tüm tozu , toprakı kaldırıp ağzıma yüzüme çarpıyor.Bir ara yeni aldığım bisikleti Çoruh Nehrine doğru fırlatasım geldi.O ne rüzgar be kardeşim 35 Km/saat le esiyor...Kasırgaydı bence o dönüş fotoları.
Çoruh'u birde kışın görmek lazım. Yol çalışmasının olduğu bölgeyi sabır ve metanetle bitirdikten sonra Borçka'da benzincide durup su içerken bende Cankurtarana tekrar tırmanma heyecanı alıp yürüyor.Yol asfalt geniş sayılabilir trafik seyrek kenardan kenardan gidiyorum. Yol üzerinde gençler fındık satıyorlar , okuyorlarmış; hani durup çocuklara bir katkımız olsun istiyorum. Fındıklarını aldıktan sonra üstüne birde foto çekilmeyi teklif edince gözlerindeki çoşku dolu pırıltıyı unutamam. Cankurtarana tırmanış saat 17:00 de bitiyor. Rüzgarlığımı giyinip gene 18 km inerek Hopa'ya ulaşıyorum. Canım bir alabalık çekmişki arkadaşlar sormayın çarşı içine hemen dalıyorum 2 alabağı birde yorgunluğumu atsın diyerekten efe rakıyı sardırıp Sugören köyüne ulaşıyorum.
Saygılarımla,
Tolga Gürgün