Hızlanmak ve hızını korumakla ilgilidir...

Bahadır Gürel

Forum Bağımlısı
Kayıt
7 Haziran 2011
Mesaj
2.067
Tepki
7.945
Yaş
56
Şehir
Maltepe/İstanbul
İsim
Bahadır Gürel
Bisiklet
Geotech
@MehmetAliB.

Aslında düşüncem şöyleydi: Bir konu başlığı açarım, mesela "spor performansıyla ilgili teknik terimler ve kısaltmalar sözlüğü" vb.

Sonrasında, ben de dahil herkesin, karşılığını merak ettiğimiz veya ortak bir zeminde toplanmasını istediğimiz terim ve kısaltmaları -açıklama olmaksızın- alt alta yazarız. Örneğin FTP, Sprint, Laktat.... Bir hafta boyunca yeterince teknik terim toplandıktan sonra; yine aynı başlık altında paylaşacağımız bir excel dosyasına bunları yazıp karşılıklarını yanlarına girmek kalıyor. Bu noktada herkesin yorumu ve düzeltmesi önemli. Ancak, oluşacak dosyada başıboşluk olmaması için girişi ve düzeltmeyi bir veya birkaç kişi yapabilir.

Çok büyük tesadüf. WKO Power Users başlığı altında da çok teknik terimler geçiyor. Birisi sormuştu bir terimler sözlüğü olsa başa tuttursak diye. Hemen hazırladı yetkili arkadaş. Bende bir kopyası var. En başta onu da ekleyeceğim burada kullanılacak tabloya.

@alper 76

Evet aslında olayı sadece güç ölçer olmasına bağlamamak gerekiyor. Bazı kademeler var. Örneğin bundan 40 yıl öncesine kadar nabız ölçer dahi yoktu. Ama bisiklet yarışları yüzyıldan fazladır var. Spor fizyolojisi ve çalışma prensipleri eskiden de vardı. O zamanlar yöntem kabaca şuydu:

Antrenörler ve bu konuda çalışan profesörler bu testlerin bir kısmını laboratuvar diyebileceğimiz ortamlarda yapıyorlardı (şimdi bunu hastaneler ve fitness salonları bile yapıyor). Bu labortuvarlarda, o zamanlar taşınabilir olmayan ve kablolu olan cihazlar -güç ölçer ve nabız ölçer- kullanılarak ölçüm yapıyorlar ve benzer standartları buluyorlardı. Ancak iş bisiklet başında bunu uygulamaya gelince nabız ölçer veya güç ölçer olmadığından RPE denilen bir ölçüm modeli kullanıyorlardı.

Şöyle örnek vereyim: Bir atlet labotavurara gidip her enerji bölgesi için bisiklet başında test yaparken karşı gelen nabız ve güç değerleri ölçülüyordu. Testler sırasında atlete Rate of Perceived Exertion (hissedilen zorluk değeri) soruluyor ve verdiği rakamanın hangi güç/nabız karşılığı olduğu not alınıyordu. Böylece atlete antrenman programı verilirken güç/nabız yerine RPE rakamlarına göre intervaller çıkarılıyordu. Aynı zamanda atlet antrenman sonunda RPE cinsinden değer bildiriyordu.

RPE'nin ilk kullanımı 6-20 skalasıdır. Daha sonra basitleştirmek için 1-10 kullanıldı. Detaylı bilgi: (link)

Ancak RPE değerlerini kullanabilmek için bu konuda epey tecrübe kazanıp vücudunuzun ne dediğini iyi analiz etmeniz gerekiyor. Çocukluğundan beri yarışanlar için sorun yok da biz amatörler için uygulaması çok zor bir değerlendirme.

90'larda nabız ölçerler devreye girince 35 yıl boyunca mihenk taşı olmaya devam etti. Ancak çok fazla eksiği olduğu da ortaya çıktı. Detaylarını birçok kez yazmıştım. Bulursam paylaşırım.

Aslında güç ölçer bu işin ABC'si. Her bisiklette olması geken, aynı gidon veya sele gibi. Hatta bisiklet satılırken içinde bulunması gereken bir parça. Yani güç ölçerlerin pahalı olması onları lüks veya gereksiz kılmıyor. Sadece işin özünün anlaşılamamasından dolayı geri planda sadece prolara özel bir noktada bırakıyor. Bu da fiyatına olumsuz etki ediyor. Çünkü bu aletler yıllar boyunca sadece prolar için üretildi. Yani bu işten para kazanan atletler, antrenörler ve kulüpler için. Bu nedenle üreticiler maliyeti düşürmeye değil, ölçüm hassasiyetine, cihaz kalitesine odaklandılar. İşin özünden bakarsak bisiklete yapılan tüm ek yatırımlar (kadro, jant, sele, ayakkabı vb) performans açısından güç ölçer kadar önem taşımazlar.

Andy Coggan ve Joe Friel gibi üstadlar kitaplarında ve yazılarında intervallerden bahsederlerken yanlarına hem güç hem nabız hem de RPE skala değerini yazıyorlar. Ben de bu tür bilgilendirmelerde buna dikkat etmeye çalışırım.
 
Scudo

Bıyıkov

Forum Bağımlısı
Kayıt
20 Temmuz 2019
Mesaj
1.144
Tepki
3.071
Yaş
40
Şehir
Antalya
İsim
Ayhan Bıyıklıoğlu
Başlangıç
2019—20
Bisiklet
Specialized
Bisiklet türü
Yol bisikleti
@uguryilmaz144

Sprint yarış içinde de atılabilir neden olmasın? Ancak sorun şu: sprint sonrasında pedal çevirecek gücün kalmıyor. Dinlenmeye geçmen gerekiyor. Eğer rakiplerin sprint atmamışsa sorun var demektir. Yarışlarda ara kapı sprintleri bu şekilde.

Yalnız işin diğer bir boyutu var.

Böyle her enerji kaynağını birbirinden yalıtamıyoruz. Yani sprint demek sadece kreatin ve hazır ATP demek değil. Aslında yağ yakımı da dahil her tür enerji kaynağı devrede. Bir de yorgunluk denilen bir faktör var. Bunu profesyonel antrenörler TTE yani Time to Exhaustion diye ifade ediyorlar. Gerçekten nedeni halen bilinmiyor. Yani her enerji kaynağını ideal kullansan, ekonomi yapsan da TTE sınırın var. Mesela her bölgenin yorgunluk limit var. 1 saatlik FTP testinde diyelim 200 watt ürettin, ama bazıları bunu 1 saat 10 dk ya sürdürebilirken bazıları 1 saatte tükeniyor. Bu antrenman ve diğer faktörlere bağlı. Andre Griepel'in sadece finish'te sprint atma nedeni bu TTE konusuyla da bağlantılı.
İlginç bir konuyu hortlatayım. Ne zaman forumda güç ile ilgili birşeyler arasam rahmetli Bahadır Gürel'in sayfalarında buluyorum kendimi. Powermetre kullanan arkadaşların ya yeterince detaylı analizler yapmadığı yada bunları paylaşmadığı sonucunu çıkarıyorum buradan.
Bu konu burada biraz yarım kalmış, belki Bahadır bey başka bir yazısında açıklamıştır belki de bu konsept biraz daha yeni olduğu için fırsat olmamıştır emin değilim.
dFRC - Dynamic Functional Reserve Capacity kavramı tam olarak bu konuyu açıklıyor. Kısaca açıklamak gerekirse Functional Reserve Capacity, FTP üzerinde, yorgunluk gerçekleşene kadar(until fatigue occurs)kilojoule cinsinden ne kadar anaerobik efor gerçekleştirebileceğimizi bize gösteren bir terim. Dynamic FRC kavramı ise özellikle Zone 5-6-7 antremanları esnasında yada yarış içerisinde sprintlerde bu gücü ne kadar harcadığımızı, kaç dakikalık bir recovery ile tekrar ne kadar depomuzun dolduğunu gösteren bir kavram. Asıl amacı bu intervalleri yaparken gerçekten anearobik gücümüzü tüketip tükmediğimizi görmek ve intervalin vücumuzda hedeflenen değişimi sağlayıp sağlamayacağını takip etmek. İdeal senaryoda son intervalde dFRC tamamen boşalmalı hatta mümkünse eksiye geçmeli(çünkü bu efor sırasında aerobik destek de kullanılıyor mutlaka).
WKO5 programından şu şekilde bir ekran görüntüsü ile görselini de paylaşayım. Sabahki antremanımda sweetspot dediğimiz %89-93 seviyesi aralıkta çalışmaya gayret ettiğim için FTPyi aştığım aralıklar olsa da miktarı çok düşük bu nedenle reserve kapasiteyi neredeyse hiç tüketmemişim. Eğer bir Vo2max antremanı yapsaydım her 3 dakikada 1 mor çizgiler aşağı doğru sert necek sonra recovery sürecinde toparlanacak sonra tekrar inecek tekrar çıkacak en en son intervalde tamamen sıfır yada eksi bir noktada bitmesi gerekecekti. Böylece vo2max zone aralığında bir antremanı hakkıyla yapmış ve o bölgenin gelişimini tetiklemiş olacaktım.

1610379104683.png
 
Son düzenleme: