Hareketli sistemin performansa etkisi

Arkadaşlar selam, konuyu yanlış yerde mi açıyorum emin olamadım. Bir ay kadar önce eski yol bisikletimi satıp yeni bir tane aldım. Şöyle bir şey fark ettim: Yeni bisikleti sürerken küçük aynakolda olduğumu sandım ve her kontrol ettiğimde zincirin büyük aynakolda olduğunu gördüm. Eskisi ile yenisi arasında işte tam böyle bir fark var. Hem eskisi hem de yenisi kompakt aynakol (50/34). Şimdi gelelim soruma: Bu fark bisikletin tüm aksamının kalitesiyle mi ilgilidir yoksa sadece çekiş sisteminin ve hareketli bileşenlerin (kısaca jantlar, aynakol, ruble, zincir, attırıcılar vb.) kendisinden mi kaynaklanır?

Burada bir kaç ipucu vereyim: Eski bisikletimde maşa karbon geri kalanı alüminyum ve çekiş sistemi 105 set iken (Merida HFS 904, 9.1 kg), yeni bisikletimde tümü karbon (jantlar ve aynakol dahil) ve çekiş sistemi ultegra aynakol zele (Geotech Typhoon C70, 6.8 kg).

Benim kadro ve maşa no-name sayılır çünkü ne kullanan gördüm ne de internette bir bilgi. Şimdi ben bu parayla bu bisikleti aldım ama aynı parayla tanınmış marka bir bisiklet alsaydım (Specialized, Pinarello, Cervelo, Scott vb.) aynakoldaki bu farkı hissedecek miydim? Bu bisiklet 7700 TL ediyor. Bu fiyata belirttiğim markalarda bir bisiklet alınabiliyor ancak hareketli sistemin segmenti düşüyor. Yani benim önceki bisikletimdeki hareketli sisteme benziyor. Amacım marka iyidir kötüdür tartışması değil, bu şekilde düşünerek cevap yazmamanızı rica ederim. Biliyorsunuz böyle bisikleti bir defa alıyorsunuz ben tercihimi bu şekilde yaptım ama diğer türlü nasıl olurdu test edemiyorum.

Büyük ön dişlideyken kendinizi küçük ön dişlide zannetmeniz, yeni bisikletinizin daha rahat gittiği, daha akıcı olduğu anlamına gelmez mi?
Ya da ön büyükteyken arkayı büyütünce sürtme zırlama ya da herhangi bir rahatsızlık yaşamıyorsunuzdur diye düşünüyorum. Ya da sorunum ne olduğunu anlamadım.

kişisel performansınız , bisikletinizin ağırlığı , çekiş sisteminin kalitesi , jant setinin iyi olması , kullanılan lastiklerin yuvarlanma direnci gibi pek çok unsur bu konuda etkili olabilir kısaca iyi ve yerinde tercihler yapmışsınız keyifle pedallayın

Arkadaşlar sağolun ama benim sorum biraz farklı. Öncelikle ortada bir sorun yok. Ayrıca performans çok iyi çünkü hızlanma ve yüksek hızda sürekli pedallama kolaylaştı. Tam sorumu ifade edeyim: Benim üyesi olduğum takımda Pinarello, Specialized marka bisikletleri olanlar var. Bana da niye bizdeki gibi bir bisiklet almadın diye sitem ettiler. Karşılaştıramıyorum çünkü onların bisikletlerinin aksamı da üst seviyede (Dura-Ace, SRAM Red). Kısaca fiyatları 10 bin TL'nin ötesinde dolaşıyor. Örneğin 8000 TL'ye Specialized alsaydım bendeki Geotech ile aynı hızlanma ve yüksek hızlarda sürüşü sağlayabilir miydim? Bu şekilde bisikleti olan var mı? Yoksa düz yolda performansı belirleyen şey sadece hareket eden bileşenler midir? Bunu merak ediyorum. Tabi çok spesifik bir soru oldu. Keşke aynı fiyata iki farklı türde bisikleti yan yana test etme imkanı olsa. Genelde bu paraya bisiklet alanlar önce markayı tercih edip daha sonra hareket eden aksamı düşünüyorlar.

Daha geçtiğimiz günlerde bunun bir örneğini gördük aslında . Türkiye turunda 3000-5000 dolarlık kadrolara karşı no name bir kadro birinci geldi ??? Durace - Ultegra Red-Force bu komponentler arasında uçurum farklar yok . Yani kişinin performansını etkileyecek farklara sahip değiller .

Sadece normal kullanıcıların farkedemediği bir vites geçiş netliği sunuyorlar ....

bu satılan bisikletler,yada kadrolarmı demeliyim,çünkü bisikletin esas ismini veren kadroyu çıkarırsak geri kalan parçalar hep aynı veya aynı sınıf parçalar için aynı olduğunu söylemeliyiz,ama bisikletin üzerinde colnago,giant,cervelo yazması onu hızlı yapmaz,kadrodan gidersek,sürat için kadronun geometrik açlıları,esnemesi çok önemli yoksa tipini kendi adıma çok önemli bulmuyorum,çünkü üzerindeki aynı kişi onu aero yapamıyorsunuz,sadece alacağınız biniş pozisyonu ve rüzgar tutmayan kıyafetler artı katar,ayrıca akışkan bir jant,sorunsuz bir component yeterlidir,o prof yarışlarda gördüğünüz çeşitli ve çok pahalı parçalar firmalarının alıcıya açılan kapısıdır,eğer onlar kullanıyorsa çok iyidir düşüncesi hakimdir,ama acaba onlara sponsor olan firmanın ürünlerini gerçekten o bisikletçi kullanmak istmektemidir,her takım her sene kullandığı mazlemelerin değiştiğini görürsünüz,bunların çoğu ticari anlamdadır,Ayrıca Türkiyede kullanıcılar arasında inanılmaz bir marka hevesi ve yarışı vardır,bir nevi sidik yarışı,biraz zübbelik vs,sonuçta motor sizsiniz,veridğiniz beygir gücü,ürettiğiniz tork sizi ileri götürür...örnek olarak tabiki büyük firmalar var bunlar araştırmaya çok para harcamakta ,bir marka olmuşlar doğal olarak bunun tüketiciye yansımasıda pahalı oluyor,ama performansa değil,zaten artık bisikletlerin geometrik ölçüleri vs artık neredeyse aynı siz ,size uyanını bulmanız önemli hala,isim vermiyeceğim,Türkiyede 5 büyük bisiklet satan mağazaların bazılarında bile sadece satmak için kişinin boyutlarına uygun olmayan kadrolar satılıyor,.çünkü ellerinde o olduğu için.

bisikletin hızlanmasına etki eden 2 unsur vardır; ikisi farklı farklı dinamikler olduğu için ayrı başlıklar halinde ele alacağım:

1. bisikletin toplam ağırlığı: en temel fizik kanunları gereğince; bir cisim ne kadar hafifse o kadar çabuk hızlanır. eski bisikletin ağırlığı 9,1 kg, yenisi ise sadece 6,8 kg. arada 2,3 kg'lık, diğer bir deyişle %25'lik bir fark var; ve bu da her pedala bastığınızda ister istemez sağa-sola yapılan yatma şeklindeki salınımlar için harcanan enerjiyi azaltarak o enerjiyi de yola aktarmanızı sağlıyor. ayrıca alüminyum ve karbon kadroların esneme farkı da gücünüzün yola aktarılmasında ayrı bir etken. haliyle tüm bu etkilerde en çok rol oynayan kısımlar kadro ve maşa gibi hareketsiz kısımlar.

2. dönen parçaların ağırlığı: bu parçalar bisikletin genel ağırlığına eklendiği için elbette doğrusal hızlanma konusunda bir etkileri var; ancak asıl fark yarattıkları konu dönme hareketinde saklı. siz hızlanmak için güç uyguladığınızda; bisikleti ileri doğru hızlandırırken bir yandan da bu parçalara dönme hareketi kazandırıyorsunuz ve bu parçalar ne kadar hafif olurlarsa dönme hareketine karşı o kadar az atalet direnci gösteriyorlar. bu konuda en çok öne çıkan parçalar ise jant setini oluşturan çember ve teller. dişlilerin hafifliği ise gözle görülür bir fark yaratmamakla birlikte, özellikle yarışlarda birkaç saniyelik farklarla öne çıkmanızı sağlayabiliyorlar.

netice itibariyle gayet güzel bir seçim yapmış ve üzerine düşeni en iyi şekilde yerine getiren bir bisiklet almışsınız. kazasız günlerde, keyifle kullanmanız dileğiyle...

Son hızınızı da aerodinamik etkiler belirliyor.Ne kadar az hava sürtünmesi o kadar yüksek hız.

Bunun için en önemli etken iyi bir aerodinamik sürüş biçimi.İkinci büyük etken güzel bir fit forma yada "speedsuit"lerdir.

Genellikle bütün yazilanlara katiliyorum. Fakat büyük ayna dislide kullanip ta kücük ayna disli hissini vermesi icin yeterli ikna edici bir sebep göremiyorum.
Eger arkada kullandiginiz disli takiminda bir fark varsa, örnegin 4. disliniz 14 dis yerine 16 ise, aynakol 170 mm. yerine 175 mm. ise, kullandiginiz lastik daha yüksek basincli ise, veya tekerleriniz eskiden kullanilan triatlon bisikletleri gibi 26" jant ise.... bu ve benzeri farklarin toplami belki böyle bir hisse sebep verebilir.
Her ikisi de (kompakt) 50/34 diyorsunuz. Yani büyük ayna ile kücük arasinda yaklasik 1/3 fark var. Düz yol ile %30 luk yokus farki gibi!