Scudo Sports

Gelin Birlikte Çıkaralım! 2 Kasım İzmir Belediye'yi düelloya davet ediyoruz!

Alınan mal ve hizmetin kimin parasıyla kim içi n yapıldığına bağlı olarak farklı sonuçlar verdiği ile ilgili hikayeyi bilirsiniz.
A dan z ye tüm siyasilerde aynı bakış açış olduğuna eminim.
 
Scudo
İzbandaki merdiven kanalları yıllardır var, yeni yapılmadılar. Bu kanallar, İzmir'deki bisikletlilerin sorunları listesinde en sondadır. Ve bu liste sayfalar dolusu. Ben, kusura bakmayın ama belediyenin zaten bu kanalları değiştirmeye karar verdiğini ve bu işi yapmadan önce de böyle bir kampanya başlatarak insanlara sanki "bakın sizi dinliyoruz" izlenimi vermeye çalıştığını düşünüyorum. Paranoyaksın filan diyebilirsiniz, ama son dönemde Amerikalı danışmanlık şirketlerine "algımız yönetilsin" diye bi ton para akıttığımız da bir gerçek.
 
İzbandaki merdiven kanalları yıllardır var, yeni yapılmadılar. Bu kanallar, İzmir'deki bisikletlilerin sorunları listesinde en sondadır. Ve bu liste sayfalar dolusu. Ben, kusura bakmayın ama belediyenin zaten bu kanalları değiştirmeye karar verdiğini ve bu işi yapmadan önce de böyle bir kampanya başlatarak insanlara sanki "bakın sizi dinliyoruz" izlenimi vermeye çalıştığını düşünüyorum. Paranoyaksın filan diyebilirsiniz, ama son dönemde Amerikalı danışmanlık şirketlerine "algımız yönetilsin" diye bi ton para akıttığımız da bir gerçek.

Paranoyanın dışında derneği de suçlar bu ifade, bilginize
 
İzbandaki merdiven kanalları yıllardır var, yeni yapılmadılar. Bu kanallar, İzmir'deki bisikletlilerin sorunları listesinde en sondadır. Ve bu liste sayfalar dolusu. Ben, kusura bakmayın ama belediyenin zaten bu kanalları değiştirmeye karar verdiğini ve bu işi yapmadan önce de böyle bir kampanya başlatarak insanlara sanki "bakın sizi dinliyoruz" izlenimi vermeye çalıştığını düşünüyorum. Paranoyaksın filan diyebilirsiniz, ama son dönemde Amerikalı danışmanlık şirketlerine "algımız yönetilsin" diye bi ton para akıttığımız da bir gerçek.

Bisiklet aktivistlerine en keskin eleştirileri getiren biriyim ama bu yorum hakkaten paranoyakça olmuş. Eylemi eleştirin ama düzenleyicilerine sanki gizli ajandaların gizli görevlileri muamelesi yapmayın. Bisiklet aktivistlerini daha yakından takip etmenizi öneririm, zaten sesini yükselten bisikletli sayısı çok da fazla değil.

Bir diğer husus, aktivizm haberlerine ve duyurularına forumda "gezi, tur, organizasyon" yerine, mesela "bisikletli ulaşım aktivizmi" adlı yeni bir kategoride verilmesi çok daha doğru olacaktır. Doğrudan bu alanda örgütlenen bisikletlilerin festival, tur vb rekreatif etkinliklerle ilgisi yok, onlar odağı şehrin ulaşımına, belediyelerin ulaşım faaliyetine ve ulaşıma dair diğer meselelere kaydırmış durumdalar. Moderasyon umarım bu doğrultuda bir düzenleme yapar.
 
Bir diğer husus, aktivizm haberlerine ve duyurularına forumda "gezi, tur, organizasyon" yerine, mesela "bisikletli ulaşım aktivizmi" adlı yeni bir kategoride verilmesi çok daha doğru olacaktır. Doğrudan bu alanda örgütlenen bisikletlilerin festival, tur vb rekreatif etkinliklerle ilgisi yok, onlar odağı şehrin ulaşımına, belediyelerin ulaşım faaliyetine ve ulaşıma dair diğer meselelere kaydırmış durumdalar. Moderasyon umarım bu doğrultuda bir düzenleme yapar.

Çok doğru, hatta "gezi, tur, organizasyon" başlığı açıklamasında "eylem duyuruları yapılmaz" ibaresi var. Başka yer aradım açmak için bulamadım. Eylem ve örgüt sözcüklerinin 80lerde çağrıştırdıklarından silkinmemiz için uzun zaman geçti sevgili moderasyon :) Yeni bir forum bölümü güzel bir fikir olabilir ?

... Eylemi eleştirin ...

Bunu da lütfen yapın. Eylemin yeri, zamanı, biçimi ile ilgili bir eleştiriniz varsa lütfen paylaşın. Daha kapsayıcı, daha çok kişinin fikri katılımı olan bir şeyler yapmayı çok isteriz. Hatta İzmir'deyseniz gelin tanışalım. Her ne kadar dernek resmi olarak bir yönetime, başkana vs. sahipse de, tüm üyeler toplantı gündemlerine madde ekleyebilir, tartışmalara katılabilir ve oylamada yer alabilirler. Bunu meziyet gibi yazmaktan bile utanıyorum ama bazen bir bazen 3-5 kişinin tepeden karar aldığı yapıların sıklığını düşününce, bundan çekincesi olabilecek insanlara da bir duyuru olsun vesileyle.
 
Bir İzmir'li olarak bu konuda şunu söyleyebilirim ki, bisuder çok haklı bir kampanya başlatmıştır. izban merdivenlerindeki kanalları kullanmayı bir kez denedim. Ne çıkarken ne inerken, asla güvenli bir kullanım sağlamıyor. Bu sebeple izban kullandığım zamanlarda bisikleti omzuma alıp inip çıkıyorum merdivenleri. Ama tabii bunu her bisikletle herkesin yapması mümkün değil. 7-9 kglık yol bisikletini bizim sırtlayıp merdiven çıkmamız kolay, ancak çelik, çift kadro, sepetinde alışveriş poşetleri olan amcalar, teyzeler ya da turdan dönen yüklü turcular nasıl kucaklasın o 15kglık bisikleti ?

Bir sorun olduğunu belediyeye bildirip cevaben, idman olur size deniyorsa orda ciddi bir sıkıntı var demektir. Bisiklet aynı zamanda bir ulaşım aracıdır, belediye bu konuda vatandaşın işini kolaylaştırıp, yaygınlaşmasını sağlamalıdır.

Bu konuya ilave olarak ele alınması gereken bir nokta daha var. Bazı istasyonlardan bisiklet alımına izin vermiyorlar. Bu istasyonu kullanmak için oraya gidenler bir önceki ya da sonraki istasyona gitmek zorunda kalıyorlar ve bu durumu genelde herkes istasyona varınca öğreniyor. Bisuder bunu da dikkate alıp, gündemine ekleyebilir. Ciddive geçerli bir sebebi yok ise, tüm istasyonların bisikletli kullanıma açılması için harekete geçilebilir.
 
İlçeleri birbirine bağlayan ulaşım amaçlı ve güvenli bisiklet yolları yapsınlar, metroyu daha az kullanalım sorun kendiliğinden çözülür. Gelin birlikte çıkalım değil, gelin birlikte gidelim etkinliği daha uygun olur.
 
  • Beğen
Tepkiler: Noldor
Bu konuya ilave olarak ele alınması gereken bir nokta daha var. Bazı istasyonlardan bisiklet alımına izin vermiyorlar. Bu istasyonu kullanmak için oraya gidenler bir önceki ya da sonraki istasyona gitmek zorunda kalıyorlar ve bu durumu genelde herkes istasyona varınca öğreniyor. Bisuder bunu da dikkate alıp, gündemine ekleyebilir. Ciddive geçerli bir sebebi yok ise, tüm istasyonların bisikletli kullanıma açılması için harekete geçilebilir.

Bisiklet alımına izin verilmeyen istasyonlarda normal merdiven yok. İzmir'deki raylı sistemlerde asansör ve yürüyen merdiven kullanımı yasak olduğu için, merdiveni bulunmayan bu duraklara bisiklet ile giriş-çıkış yapılması yasak deniyor. Asansöre izin verilmemesinin tur yüklü bisikletler, çocuk koltuklu bisikletler vb. için de sorunlu olduğunu biliyoruz. Üstelik asansör ile bisiklet taşıma en güvenli yol. Merdivenlerde kendinize ya da diğer yayalara zarar verme riski bulunuyor. Hatta, bazı ülkelerde asansör dışındaki yollarla taşımak yasak. Bununla ilgili de çalışma yapmayı düşünüyoruz. Teşekkürler!
 
Olur mu sayın @Caner Geyik? O kadar beyin engelli (!) insan asansör kullanıyor. Kolu, bacağı olmayan engellilere bile sıra gelmiyor da mecbur bekliyorlar. Birde bisiklet sokacağız. Linç ediliriz, linç.
 
Bisikletli ulaşım savunusunda kriterlerimizden biri şu olmalı: her yaştan ve kapasiteden insan için. Bu kriter hem zihnimizdeki bisikletli imgesiyle yüzleşmemize katkıda bulunacak hem de bisikletli ulaşım altyapısına dair değerlendirmelerimizde bize ışık tutacak. Bisiklet yollarından paylaşım sistemlerine, toplu ulaşımda entegrasyondan sektörel tüketim kültürüne, her konuda bizim bu kriteri aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor. Sık sık zikrederim, Anadolu'nun birçok şehrinde emekliler arasında günlük ulaşımda bisiklet kullanımı hiç de olağandışı bir durum değil. Yürümekte zorluk çeken yaşlı insanlar tanıyorum, bisiklete rahatlıkla binip istediği yere gidebiliyor. Kadınlar için de geçerli bu durum, eğer yaşadıkları muhitte sırf kadın oldukları için ciddi bir baskıya maruz kalmıyorlarsa kadınlar da bisikleti günlük hayatlarında daha çok kullanıyorlar artık.

Başka bir açıdan bakalım: Kadınların ve erkeklerin toplu ulaşımı kullanma davranışları ve yolculuk modelleri birbirinden çok farklı. Bilimsel olarak da gösterilmiştir ki, erkekler gün içinde daha uzun ama daha az sayıda ve hatta çoğunlukla sadece sabah ve akşam toplu ulaşımı kullandıkları hâlde, kadınlar gün içinde daha kısa ama sayıca daha fazla yolculuk ediyor ve bu yolculuklar genellikle bir zincir oluşturuyor. Çocuğu okula bırakmak, işe gitmek, alışverişe çıkmak, arkadaş ziyaretleri gibi amaçlarla yaptıkları yolculuklar arasında ardışık bir ilişki kuruyor ve zamanını ve toplu ulaşım kullanımını bu ilişki üzerinden planlıyor. Bisikletin toplu ulaşıma entegrasyonunda karar vericiler ve şehir plancıları kadınlara dair bu farklılıkları masaya getirmiyor, erkeklere göre dizayn ediyorlar uygulamaları. İzmir'de verilen o cevap da işte tam bu eril cehaletin ürünü.

Çocuklar. Türkiye'de çocukların bisikletle trafiğe çıkma yaşı 11 olarak belirlenmiştir yasalarda. Belediyeler bisikletli ulaşım altyapısı ve tesislerini tasarlar ve planlarken çocukları mutlaka odağa almalı, onların da yolculuk davranışını analiz etmelidir. Bisikletliler de kendilerine sunulan ulaşım altyapısını ve imkânlarını kullanırken çocukların varlığını unutmamalıdır. Çocuk parkta binsin, ne işi var trafikte, kabilinden düşünceler biz bisikletliler arasında da yaygındır. Buna bir de ebeveyn endişesi eklenince, çocukların hem bisikletli hem de toplu ulaşımda nerdeyse gözden çıkarıldığı bir ulaşım ikliminde yaşıyoruz.

Engelliler. Anlatmama gerek var mı? Dünyanın her yerinde ulaşımın en mağdur kesimini onlar oluşturuyor. Paris'teki metro istasyonlarının çoğunluğunun engellilerin kullanıma ya uygun olmadığını ya da büyük güçlükler yaşattığını okumuştum. Bisiklet yollarının engellilerin de hakkı olduğunu unutmayalım ve yolu onlarla paylaşacağımızı bilelim. Esasen şunu düşünelim: Yaş, cinsiyet, bedensel kapasite ve ayrımcılığa "gerekçe" diğer nitelikler dolayısıyla ulaşımda mağduriyet yaşatılan herkes bisikletlilerin yoldaşıdır, hem bisiklet yollarında hem de toplu ulaşımda, kentsel mekânın her noktasında onlarla dayanışma içinde olmamız bisikletli ulaşım savunusunun her veçhesiyle ilkesel tutumu olmalıdır.

İşte İzmir'de yaşanan bu sorun ve verilen o cevaptaki cehalet ve hadsizlik, bu yüzden çok önemlidir ve en sert şekilde tepkiyle karşılanmalıdır. Çağrılı bürokratlar davete icabet ederler mi orasını bilemem ama onlar gelmeseler de İzmirli bisikletlilerin orada olması gerektiğini düşünüyorum. Düello metaforuna ve eylemin biçimsel yapısına dair eleştirilerimi saklı tutarak söylüyorum bunları, ama eylemsellikte de ilkemiz eyleme katılan herkesin kendini önemli, etkin ve eşit hissetmesi olmalı. Bu da önemli bir ilkedir. Belediyelerin katılım söyleminde eksik olan temel unsurlardan biri de budur. Bizde katılım çok yanlış anlaşılmakta ve bu yüzden göstermelik düzeyde kalmaktadır. Anketler yaparak, seyyar makamı mahalleye götürerek, salon toplantılarına çağırarak, insanların önüne hazır sorular ve evet hayır sandıkları koyarak... katılım olmaz. Katılım, birlikte olmaktır. Hangi mahalledeyse oraya gitmek, orada olmak, onlarla birlikte düşünmek, tartışmak ve onlarla eşit düzeyde etkinlik göstermek, birlikte örgütlenmek, birlikte hareket etmekle olur. Bisikletlilerin belediyelerle ilişkilerinde buna da azami özen göstermesi gerekiyor. Belediye bizimle iletişim kurdu, bizden şu talepte bulundu, konuyla ilgili fikri önerisi olanlar bize ulaşsınlar, şeklinde çağrılar da katılımcılık konusunda bizim de yeterince doğru düşünmediğimizi anlatıyor. Katılımcılık konusunda sivil toplum kuruluşları ve aktivistlerin daha derin okumalar yapması faydalı olacak.

Gaza geldim uzattım yine, susuyorum :)
 
Yalnız dikkatimi çekti herkes o kanalların nasıl kullanıldığını kafasında bir canlandırmaya çalışmış. Sonra başaramayınca o bisikleti bir koyup denemiş. Bakmış ki saçma sapan kontrol yok eskisi gibi omuzlayıp gitmiş :D
Bu arada itiraf edeyim ben de “nasıl bişey len bu” diye düşünüp bir kez denedim. Şimdi Omuzda devam ediyoruz
 
Konu metro'daki rampadan girmiş euro velo rotasından çıkmış.. Kendi yorumumu söyleyeyim; evet o rampalar tamamiyle boşa harcanan para ve ihale ürünü bir iş için yapılmış vakti zamanında.. Tıpkı açık istasyonların çoğunda kışın altına sığınılacak doğru dürüst çatısının olmadığı gibi.. her şeyi hemen olacakmış gibi bir algıya kapılan çok kişi var ama Soyer'de superman değil.. O kadar çok kişi Tersane- Turan arası için en başta atıp tuttu ki daha ilk günden.. sonucunda yol şu an eskisinden daha güzel ve o direkler de orta yerde bırakılmadı. Demem o ki olsun bakalım şu düello nasıl olacaksa görelim.. sonrasında yine bir şeyler olsun lakin olana kadar.. bisikletlilerin sorunu bütün grupların grup adını kenara bırakıp sadece bisikletli olarak bir yerde bir şey için buluşamamasıdır! Zamanında elde sadece bisiklet jantıyla bile metroya binilemezken şimdi geldiğimiz noktalar yine de fena değil.. çevre ve insan faktörü bence eksiklerden daha önemli bir sorundur...!

İstasyonlar için de tek diyebileceğim, güvenliğine göre sakin zamanda boşken asansörü denemeye çalışmak yada yürüyen merdivene yanından geçerken yanlışlıkla geçmek! sene de en fazla 1-2 defa işim oluyor o da şehirden çıkmak için ki o sakin zaman sabah ilk seferler oluyor gerisi için asansör zaten hayal.. ama yapılacak olan asansörde atla deve değil neden inat ediliyor anlamıyorum.. kaldı ki yapılanların maliyeti tamamen havaya uçup giden bir paradan başka bir şey değil..

Son olarak Turan istasyonundan nadide bir örneği buraya koymak isterim. Aslında düello esas bu istasyonda olsa daha güzel olurdu bence!
 

Dosyalar

  • 19577502_10154999484604830_7697268228691558694_o.jpg
    19577502_10154999484604830_7697268228691558694_o.jpg
    607,3 KB · Okunma: 47
Konuyla direk alakali olmasa da Bursa metro hatlarinin bir kac istasyonunda engelli insanlarin inip çikmasi icin rampalar yapilmis fakat o kadar dik bir rampa ki bir engelli vatandasin oradan tekerlekli sandalyeyle inmesi mumkun degil, bi gün ben merak edip oradan ineyim dedim az daha patlatiyordum kafayi , gözü
 
bisikletlilerin sorunu bütün grupların grup adını kenara bırakıp sadece bisikletli olarak bir yerde bir şey için buluşamamasıdır!

Doğru bir tespit. Kişiler ve yapıların birbirleriyle "rekabeti" İzmir'deki bisikletli ulaşım aktivizminin altını oyuyor ve kendilerini diğerlerinden ne kadar farklı ve ayrı görseler de bu rekabet onları her geçen gün birbirine daha da çok benzetiyor. Critical Mass ruhunu kavrayıp o ruhu her an ve her yerde canlı tutabilseler tünelin ucundaki ışığı görecekler ama bu ruhun anlattıklarını ayda bir kez hatırlayıp kalan günlerini kibir, haset, hezeyan, dedikodu ve didişmeyle geçiriyorlar. Neyse... daha fazlasını söylemek bu başlığın sınırlarını zorlar.
 
Abiler challenge noldu ben yetişemedim. Ama aklımda kaldı. Bisikletleri çıkardınız mı rahat ve kullanılabilir miymiş. Ben neden gene 30 kg bisikleti omzunda indiriyom o zaman :D9E21A012-26B7-4DA2-AE4E-184F0919ABA4.jpeg
 
  • Beğen
Tepkiler: Hami Bulut
@Caner Geyik aynen düellonun durumu ne oldu bende merak ettim şimdi bayadır girmiyordum konuya ama cok bişi atılmamış .
 
2 Kasım günü protestomuzu gerçekleştirdik. Alana davet ettiğimiz yetkililerden gelen olmadı fakat Metro AŞ'den bir müdür ve yetkilerini bilmediğim 1 2 kişi daha gözlemci olarak katıldı. Sokak Sanatçıları Derneği'nin desteği ile alanda yeni bestemiz "Kolaysa Sen Çıkar"ı çaldık söyledik :) (Video klip hazırlanıyor, buradan paylaşırım. Tur bisikleti ve çocuk koltuklu bisikletin rampalarda kullanılamadığını gösteren örnekler sunduk. Elimizde sadece rampaları eleştiren değil, asansör kullanımının yasak olmasını da eleştiren dövizler vardı.

Şurada İz gazete haber var : (link)

Foto Galeri:
Basın Açıklama videosu:
Sonuç? Yetkililerden konu ile ilgili resmi bir açıklama ya da bir diyalog daveti gelmedi. Fakat eylemden ve taleplerden haberdar olduklarını biliyoruz. Bu sorun çözülene kadar çeşitli protestolarımız devam edecek. Bisiklete binen ya da toplu taşıma ile entegre edebilsem binerdim diyen herkesi bekleriz :)
 
@Caner Geyik nedense gelmemeleri çok şaşırtıcı (Burada ünlem olucaktı ama klavyede bulamadım :(:(). Sonuç alınamasada pes etmemek gerekiyor böylece sesimizi duyurabiliriz. Bisuder ve sizi çalımalarınızdan dolayı tebrik ediyorum pes etmemeniz dileğiyle.
 
Bununla ilgili tek gördüğüm, reklam panolarında havuzları kullandığınız için teşekkür ederiz yazısıydı.
 
Geri