Scudo Sports

Gebze-Alihocalar-Dümbüldek Suyu... 30 Ağustos kaçamağı

Sebahattin Gerceker

Daimi Üye
Kayıt
4 Ekim 2012
Mesaj
316
Tepki
1.672
Yaş
62
Şehir
İstanbul
Bisiklet
Specialized
Yolu kısa ama, bol fotoğraflı uzun bir yazıya hazır mısınız ? :)

dal_47.jpg

En kısa özeti, Pazartesi tatilini de fırsat bilip çadırı kaptım, "Dalından Yensin"de iki gece geçirmek için düştüm yola.. Gebze-Alihocalı-Dümbüldek suyu.. Gidiş geliş 110 km pedallama, 1,866 metre yükseklik kazanımı, 4 bin küsür kalori yakımı, yüksek dozda keyif...

Biraz ayrıntıya girersek, aslında son dakika kararı sayılabilir... Kampı aradım, Strava'dan ve Garmin'den baktım yola, rota çıkardım.
Direk evden pedallama planları yaparken, yakın zamanda o bölgeye turlayan Kağan'la konuştum... "Ah o rampalar" dedi.. "bir durursam, bisikleti itemem bile diyerek duramadığım rampalar" dedi... :)
Bir de "Marmaray'la Gebze yaptık önce" dedi, neden düşünmedim ki dedim, yol kısaldı, planım şekillendi...

dal_h.jpeg

Cuma akşamı toparladım çantaları yükleyip bisiklete, Maltepe'ye indim..
Gece yatış saati gecikince, sabah da açıkçası acele etmedim pek. Gebze'den yola düşerken, saat 11'i geçiyordu...

dal_1.jpg

Öncesinde börekle kahvaltı... sonrasında yoğun trafik ve keyifsiz gürültü arasından zor attım kendimi kent dışına...

dal_2.jpg

Gebze'den kaçış rampasını saymazsak, yan yollardan geçerek ulaştığım bir kaç kilometrelik kamyon yolu tozluydu, epey sevimsizdi... Anadolu Otoyolunun kuzeyindeki yanyoldan sözediyorum. Sanırım 8. kilometreden dönünce, boş ve bol inişli bir yola girdim...

dal_6.jpg

Yolun sonuna doğru, uçarcasına bir inişin ardından (46 km/s gördüm) Ballıkayalar'a doğru tırmanış başladı. 3 km'lik bir dik tırmanışın ardından, Kuzey Marmara otoyoluyla kesişene kadar da, oldukça uzun bir süre, tatlı bir eğimde pedallayış devam etti.

dal_8.jpg

Demirciler köyünde çay molası verdim. Sessiz ve kapalı fabrikaların arasındaki kocaman yoldan, Kocaeli-Çayırova yoluna (Eski İstanbul Otoyolu) ulaştım... Sağda solda paletlerden yapılmış köpek kulübeleri ve arasıra geçen araçlarıyla, iki yanı yeşil, keyifli bir yoldu... Dönüşte aynı yolda ineklerle de karşılaşacaktım... :)

dal_7.jpg
dal_4.jpg

Hem gidişte, hem gelişte, yolun ruhunu hissetmek, sunduğu güzellikleri solumak, yeniliyor insanı..

dal_5.jpg

Rampa inip çıkmanın keyfinden sözetmiş miydim... 😉

dal_3.jpg

Yağcılar'da mola verdim... Aslında köpek riskini azaltmak için, olabildiğince sessiz yerlerde mola verip, kahvemi yudumladım, terimi sildim... Isı, ortalama 37 derece imiş sürüş boyunca...

dal_46.jpg

Böğürtlen olmayan yola, yol mu denir... :)
(Kamp sohbetinde çadır komşuma, köye çıkan yolda sık sık böğürtlen molası verdiğimi söyleyince; "tabi biz arabayla gelirken, hiç farketmedik bile" deyişine üzüldüm. )

dal_49.jpg

Böğürtlen kadar güzeldir bir kaplumbağa ile karşılaşmak da..

Yollar ve insanlar..
Yolun güzelliğine tebessüm katan insanlar.. köy kahveleri, çeşme başları, ev sundurmalarında selamlaştıklarımız.. ayaküstü, kısa bir yaşam öyküsünde soluklandığımız insanlar...
"Ben o yolları motorla bile çıkmam abi" diyerek bana çay ısmarlayan Şükrü...

dal_9.jpg

Ağaç üstünden beni çağırarak, "Doldur çantana, yolda yersin.. ilaçlıdır ha, iyice yıka" deyip avucuma erik dolduran Alaattin abi...

dal_10.jpg

Ankara'dan gelip aile tarlasını renklendirmiş, huzurlu bir kampa çevirmiş, sıcacık gülümsemesiyle koşuşturan Filiz hanım ve ailesi...

dal_12.jpg

Soluklan abi diyerek, kardeşini gönderip maden suyu aldıran Karagöllü'den İbrahim...

(link)

"Açsan yemek de hazırlatayım" dedi.. bu güzel ev de onlarınmış.. Bölgede "ayaz"dan ötürü pek meyve yetişmediğini de ondan öğrendim.

dal_13.jpg

"Abi, abi.. bekle biraz" seslenişiyle geri döndüğümde, koşturarak elinde salladığı gözlemeyi "ekmek, yersin" diye uzatan "şehirli" sarışın kardeş... (Tayfun&Yasemin çiftinden öğrendim; ıspanaklı, soğanlı gözleme benzeri bu lezzetin adı "Mancarlı pide" imiş.

dal_14.jpg

ve Alihocalı Tayfun'un ailesi.. Balkondaki çiçekler için laf attığımda, "burada daha güzelleri var" diye bahçeye beni çağıran Yasemin hanım... "Bu da benim hastalığım" dedi.. Hepsi büyük emek istiyor. Her haftasonu buradaymışlar, baba öldüğünden beri, anne için Körfez'den geliyorlarmış...

dal_15.jpg

Sepetten ikram domatesi dişleyerek ayrıldım oradan..

dal_16.jpg

Ve kolay gelsin diyerek yanaştığım, "çocuğu çek sen" diyerek geri çekilen tarhanacı köylü güzelleri...

dal_17.jpg

Dalından Yensin
Yol dedik.. dallanıp çeşitlenip, umulmaz güzelliklerle de buluşturan yollar...
Akşam olduğunda çadırın önünde yudum yudum anımsanıp, yeni düşlere sürükleyen yollar...
İnsanlar dedik, yolun yoldaşları...
Ya o, çayın deminde dinlenip, yıldızlara kadeh kaldırdığımız yol molaları, kamp alanları!..
Geçtiğimiz haftasonunda konaklamayı düşünerek beni yola düşüren, sıcacık fotoğrafları ve içten cümleleriyle doğaya davet eden "Dalından Yensin" oldu...

dal_19.jpg
dal_20.jpg

Sıcak karşılamayı, her konuğa tek tek gösterilen özeni; kamp sahibesinin mimarlık bilgisi ile doğaya dokunuşundaki ince emeği; çocuk oyun alanından, dere kenarındaki hamaklara, çay köşesine, mevsimlik bitkilerin levhalarına dek sinmiş huzuru; bisikletle yola düşeceğim için beni merak edip "varınca haber ver" diyen sevecen anneyi o güzel anı defterime kaydedip, daha da uzatmadan "ne iyi etmişim de gitmişim" diyorum...

dal_22.jpg
dal_24.jpg
dal_25.jpg
dal_21.jpg
dal_23.jpg

Suyun içinde demlenmenin keyfi.. Evet, biraz geride, nispeten derin bir yer bulunca, 3-5 kulaçlık da olsa mesafe, attım kendimi derenin suyuna... Pırıl pırıl bir duşu kullanma imkanım vardı ne de olsa...

(link)

Aaaa.. unutmadan... İlk gece biraz şimşek ve gökgürültüsü çocuklu komşuları telaşlandırsa da, yağmura dönüşmedi... Gece ilerledikçe, bulutlar çekildi ve yıldızların şöleni başladı....

(link)

Akşam nevalesinde, bahçeden taze fasulye de vardı.

dal_51.jpg

Bu da gece dostlarından biriydi.. Masa üzerindeki LED ampul üzerinde epey bir dansetti..

dal_28.jpg

Ayrılırken, küçük bir çocuk gibi kendini yere attı "tortuga".. gitmeyecem işte dercesine...

Yollar ve evler...
Yol boyunca yapılar, köy evleri özellikle, çok dikkatimi çeker benim.. en az çeşmeler kadar... İşte bir kaç foto:

dal_30.jpg

dal_31.jpg

dal_33.jpg

dal_34.jpg

dal_35.jpg

dal_36.jpg

dal_38.jpg

Ve elbet biz bisikletçiler için yaşamsal önemdeki çeşmeler, sebiller...

dal_39.jpg

dal_40.jpg

Dümbüldek suyu, mesire alanı
Pazar günü için, ilk anda, Filiz hanımın sözettiği yürüyüş parkuru cazip gelmişti.. Ama, daha önce bir arkadaşın da gitmemi önerdiği Dümbüldek suyuna doğru yola çıktım bisikletle...
Yol yine oldukça eğimliydi. 20 km gidiş-dönüşte 400 metre yükseklik kazancı... Ama bir o kadar da güzeldi....
Mesire alanına gelince... Harika bir orman.. Masalarıyla, düzenlemesiyle, yürüyüş patikalarıyla muhteşem bir tesis... bir o kadar da pis... :(
Giriş ücretsiz.. Ama konuştuğum görevli, ihaleyle aldıklarını, yakında ücretli olacağını anlattı.. İnsanların anlayışsızlığından, değer bilmemesinden söz etti..
İçerde kısa bir yürüyüş ve kahve molasını ardından, o görevliyi (heryerde "araç başına en fazla 3 adet 19 litrelik bidon alabilirsiniz" yazmasına rağmen, biz kalabalığız diyerek ondan fazla bidon su doldurmaya çalışanlarla) kavga ederken gördüm bu kez.. Artık, haklı olarak çileden çıkmıştı ve olay yerinden uzaklaştırmakta epey zorlandım açıkçası...
İşte fotoğraflarla Dümbüldek:

dal_41.jpg
dal_42.jpg
dal_43.jpg
dal_44.jpg
dal_45.jpg

Son söz olarak dönüşten bir kaç foto ve meraklısına istatistikler...

dal_48.jpg

Ballıkayalar tesisi, orman yangınlarına karşı alınan tedbirler gereği kapalı idi, sadece yiyecek birşeyler vardı..

dal_53.jpg

Aslında bir süre kararsız kaldım kavşakta.. Ama eski kamyon yolu varken Tavşanlı yolunu tercih etmek, bile bile lades oldu... Önce cami önünde, sonra da E5'le kesişen noktadaki çorbacıda nefeslenmem gerekti. Bir ara yüzde 16 eğim görmüşüm..

dal_e3.jpg
dal_50.jpg



Gidiş strava linki
(link)

dal_h2.jpg

Dümbüldek Pınarı yolu
(link)

dal_h3.jpg

ve dönüş
(link)

dal_h4.jpg

:)
 

Dosyalar

  • dal_47.jpg
    dal_47.jpg
    109,2 KB · Okunma: 6
  • dal_32.jpg
    dal_32.jpg
    142,3 KB · Okunma: 7
  • dal_34.jpg
    dal_34.jpg
    244,4 KB · Okunma: 6
  • dal_37.jpg
    dal_37.jpg
    176 KB · Okunma: 5
  • dal_16.jpg
    dal_16.jpg
    243,3 KB · Okunma: 15
Scudo
Bol fotoğraf eklemeniz iyi olmuş. Belli, keyifli geçmiş turunuz. Merak ettiğim bir konu var. Uzun tura hiç çıkmadım. Son zamanlarda kondisyon amaçlı sürüşler yapıyorum. Özellikle yokuşları çıkıyorum. Siz (uzun tur yapanlar) dik ve uzun yokuşları dinlenerek mi çıkıyorsunuz?
 
Maşallah abime. Ne kadar da keyifli görünüyor. Şu dünyadan gitmeden yapılması gerekenler listesinde olmalı diyorum.
Bizi resmen içine çekti. Sade ve keyifliydi. Emeğinize sağlık.
 
Merhaba,

Çok keyifli bir tur olmuş. Fotoğraflarınız ve notlarınız da harika.Paylaşımınız için çok teşekkür ederim.

Kazasız ve keyifli turlar...

five
 
Teşekkürler beğenilere...

... Siz (uzun tur yapanlar) dik ve uzun yokuşları dinlenerek mi çıkıyorsunuz?

Selamlar.
Mesafeye, eğime, yüke, yorgunluk durumuna, ruh haline, termostaki kahve miktarına bağlı olarak değişiyor.. ;)
Belli bir ritim yakalayınca, yavaş yavaş, molasız yükselmek harika bir duygu. Aslında durunca tekrar hareket etmek, özellikle yüklüyken zorluyor...
Rampa bittiğinde soluklanmak, uzun çıktıysak foto ve kahve molası vermek iyi geliyor elbet... Ama, zemin kötüyse özellikle, zorlamamak, inip paşa paşa bisikleti itmek hiç de ayıp değil... "Bu işin kuralı budur" gibi bir durum yok yani, çok kişisel bir şey bence...
 
Çok güzel yerler. Kazasız ve keyifli sürüşler dilerim.
 
Teşekkürler beğenilere...



Selamlar.
Mesafeye, eğime, yüke, yorgunluk durumuna, ruh haline, termostaki kahve miktarına bağlı olarak değişiyor.. ;)
Belli bir ritim yakalayınca, yavaş yavaş, molasız yükselmek harika bir duygu. Aslında durunca tekrar hareket etmek, özellikle yüklüyken zorluyor...
Rampa bittiğinde soluklanmak, uzun çıktıysak foto ve kahve molası vermek iyi geliyor elbet... Ama, zemin kötüyse özellikle, zorlamamak, inip paşa paşa bisikleti itmek hiç de ayıp değil... "Bu işin kuralı budur" gibi bir durum yok yani, çok kişisel bir şey bence...

Özellikle keyif alarak yaptığım sürüşlerde, çıkabileceğim yokuşlarda bazen inip yürürüm. Etrafı izleyerek, demlene demlene anın tadını sindiririm. :)
Arkadaşlar, sizler de eğer antrenman esnasında değilseniz, yarış koşmuyorsanız, keyif için sürüyorsanız, bazı yokuşlarda bisikletinizden inmekten ve birlikte yürümekten çekinmeyin derim.
 
Elinize sağlık. Kazasız belasız nice turlara.
 
Geri