Scudo Sports

Fransa bisiklet turu neden dünyada en çok bilinen tur

Cem Ç

Forum Bağımlısı
Kayıt
1 Kasım 2013
Mesaj
1.926
Tepki
921
Şehir
istanbul
Bisiklet
Merida
Gerçekten de müthiş bir reklamı yapılıyor her sene fransa da.. Gelelim bize benim bildiğim bir kaç senedir Türkiyede cumhurbaşkanlığı adı ile yapılıyor antalya izmir ve istanbulda hatta konya turku takımından bir bisikletçimizde derece almıştı başarılı bir performans göstermişti..

Bisiklet sporu bizde de Fransada ki gibi olurmu

Formula 1 bizdeydi ama ilgi görmedi bizden aldılar arap ülkesine verdiler o kadar yatırım boşa gitti

Türkiye de olabilirmi Fransa gibi bir süre sonra düşünsenize Türkiye bisiklet turu videoları izliyoruz youtubeden fransa bisiklet turları gibi izleyici sayısına sahip sonra dünya şampiyonu bisikletçilerimiz oluyor tanınan...

Biraz izledim de böyle bir reklam böyle bir tanıtım yok Türkiye de...



 
  • Beğen
Tepkiler: Çağlayan
Scudo

bu videodan haberiniz olmadığını düşünüyorum İsa Bey :)
 
Gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde bisikletin reklamı, tanıtımı yapılırsa ne olur? Bisiklete ilgi artar, bisiklet bir araçtan ziyade amaç olarak görülmeye başlar ve bisiklet kullanımı yaygınlaşır. Herkes bisiklete binerse ne olur? Petrol satışları düşer, son model teknolojilerle yapılan dev şirketlerin arabaların satışları azalır, ülkenin bu ürünlerden aldığı vergi azalır ve daha buna ek bir sürü şeyler meydana gelir. O yüzden bisiklet ekonomiye zarar verir, dış ülkelere bağımlı olmaktan bizi kurtarır. Biz güreş tanıtımı, halter tanıtımı, cirit tanıtımı yapmalıyız. Bu sporların ülke ekonomisine zararı yoktur.
 
görüntüde varız ama :) ne yalan söyleyeyim,çok güzel olmuş ya.
(link)
 
  • Beğen
Tepkiler: Cem Ç
Önce başlıktaki sorunun cevabını vereyim; Fransa Turu, büyük turlar arasında en eskisi ve en prestijlisi. Temmuz ayında koşuluyor olması da izleyici sayısını arttırıyor, çünkü hem insanların yerinde seyretme imkanı artıyor hem de spor basını (Temmuz'da başka önemli spor olayı olmadığı için) çok ilgi gösteriyor.

Ülkemizde sadece bisikletçi değil, hiç bir branşta fazla sporcu yetişmiyor. Galiba sporu sevmeyen bir milletiz (Futbol izlemek dışında)...
 
(link)

Bu fotoğraf çok şey anlatıyor diye umuyorum.

Bisiklet kültürü diye bir şey var ve bir nesilde oluşmuyor maalesef.
Bisikletin yazılı edebiyatını, medya ayağını geliştirmek gerekiyor.
TRT 3 de bisiklet dünyası programı vardı. Yayından kalktı, yayını devam ediyorken
kaç kişi mesaj yazdı, mail attı acaba TRT ye memnunuz diye. Yada yayından kalktığı zaman
"Nerede benim programım ?" dedik mi ? :utn:

Bisiklet kültürünün oluşması için yazan, çizen, üreten, bisikleti bir ulaşım aracı olarak
insanların gözüne gözüne sokan, otobüslere bisiklet taşıma aparatı takılsın diye mücadele eden,
banliyö trenlerine baskı yapan, her şeye rağmen katlanır, yol, mtb her türde bisiklet süren
bisikleti her alanda savunan, duyuran tanıtan bütün pedal dostlarına teşekkürler. :in:
 
Cumhurbaşkanlığı 2013 turunda yarışçılar,İzmir şehir içinde zorluklar yaşadılar,ülkemizin şehir içi yollarının alt yapısı,bisiklet yarışları için uygun değil,geçmişte alt yapı çalışmaları yapılmamış ve halen alt yapı çalışmaları yapılmıyor,.

Avrupa'da ve gelişmiş ülkelerde,bisiklet; bir kültür ve spor aracı,ülkemizde ise bisiklete yalnızca çocuklar biner anlayışı ile,bu reklamları görmek imkansız gibi..
 
  • Beğen
Tepkiler: oscak41 ve Cem Ç
alkışlarım dostum soner burada bisiklet kültürün 200 yılda oluşması lazım idi ,dönüp geçmişe bakalım 200 yıl önce osmanlıda bisikletin yeri, esasında bunu araştırıp bir kitap yazmak lazım osmanlıda bisikletin yeri diye, cumhuriyet dönemine el atacağız ve orayada bakacağız tabi, dışardaki kitle çok fazladır seyirci kitlesi ,burada ise hikaye zenginininde umurunda değil fakirinde ,

ayrım olarak düşünmeyin bu ülkede hali vakti yerinde olanlarda var olmayanlar ise çok, bisikletliler derneği bisiklete saygı sürüşü yaptığında orada çok fazla kitle yok idi ama ne vakit köprü geçişi 3000 ' e yakın kişi orada. birazda iğneyi kendimize batıralım haklarımıza sahip çıkmıyoruz tenbellik yapıyoruz. ondan sonrada sahildeki bisiklet yollarından şikayetçi oluyoruz. başkan murat ile bu konuyu konuştum valla dedi bizim millet böyle, bizim millet böyle olursa ben gittiğim protestolardaki( bayağı yer aldım )marjinal kalırız

kendimi donkişot gibi hissetmeme neden oluyor buradaki protesto sürüşleri, yalnız burada belgrada protesto sürüşü düzenlemiş idim valla 53 kişi geldi, sadece benim turuma hepsine teşekkür ederim girişte para alıyorlar idi, fransa turlarının aynısı burada olmaz olsada kitle gitmez ,cumhurbaşkanlığı bisiklet turunu bağdatta yapıyoruz ver yansın ediyor millet burada bisiklet yarışımı olur diye bunu zenginide söylüyor fakiride, okullara seçmeli bisiklet dersi kondu bakacağız ve göreceğiz kaç kişi sececek bu bisiklet derslerini,

nesil yetiştirmek eğitimle olur. bunun medya ayağı olur, basın ayağı olur, çevre ve şehirçilik bakanlığı olur ve türkiyede tüm belediyelerin ayağı olur tüm valilikler olur ve iç işleri bakanlığı olur topyekün seferber olunacakta kazın ayağı öyle değil.

Türkiye'de bisiklet sporu
İlk bisiklet yarışı, Osmanlı döneminde, 1896’da Atina’da düzenlenen ilk modern Olimpiyat Oyunları’ndan bir yıl sonra, 1897'de Selanik'te yapıldı. Daha sonra bisiklet satıcılarının girişimiyle İstanbul'da da bisiklet yarışları düzenlendi. Ama asıl gelişme, 1908’de II. Meşrutiyet'in ilanından sonra gerçekleşti. Fenerbahçe Spor Kulübü, 1912’de bir bisiklet şubesi kurarak bu sporun gelişmesine öncülük etti.

1923'te Bisiklet Federasyonu kuruldu ve bu tarihten itibaren bölgeleri dolaşmayı amaçlayan bisiklet gezileri düzenlendi. Ne var ki, bir bisiklet ekibi bisiklet bulamadığı için 1924’te Paris’te düzenlenen Olimpiyat Oyunları'na katılamadı. Türkiye ilk uluslararası yarışmalara 1927'de Bulgaristan'da katıldı.

Türkiye’de ilk kez 1928'de Ege Turu adı altında yarışma düzenlendi. Daha sonra, 1938, 1939, 1941 ve 1942'de İstanbul-Edirne-İstanbul bisiklet yarışları yapıldı. 1963'te de Marmara Turu adı altında bisiklet yarışları yapılmaya başlandı ve Marmara Turu 1966'da uluslararası nitelik kazandı. 1968'de de Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Bisiklet Turu adını aldı. 1970'de de ilk kez Esen Bisiklet Kulübü adıyla bir bayan bisiklet takımı kuruldu.

Türk bisikletçileri 1971'de İzmir'de düzenlenen Akdeniz Oyunları'nda dereceye girdiler. Başarılı sürücülerden biri olan Erol Küçükbakırcı 1973'te Balkan şampiyonu oldu; 1975'te de Libya ve Suudi Arabistan turlarını kazandı. Hasan Can 1977'de Fransa Tour L'avenir Ödülü'nü aldı. Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Bisiklet Turu’nda 1989’da ve 1993’te Türk takımı üçüncü oldu. Aynı turun bireysel dalında 1993’te Ayhan Aytekin, 1996’da Nadir Yavuz da üçüncülük elde etti. 1996’daki Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Bisiklet Turu’nda Türk bisikletçiler takım halinde ikinci oldular. 1998’de yapılan Balkan Yol Şampiyonası’nda Erdinç Doğan altın madalya kazandı.

Türk dağ bisikleti tarihi 1997'de ilki yapılan, Uluslararası Alanya Dağ Bisikleti Kupası ile başlar. 2007 Avrupa Dağ Bisikleti Şampiyonası'na Türkiye 12-15 Temmuz tarihlerinde Ürgüp'de ev sahipliği yapacaktır.

2007 yılında Türkiye 3 adet uluslararası yol bisikleti turuna ve 12 adet uluslararası dağ bisikleti yarışmasına ev sahipliği yapacaktır. Bunların yanı sıra ulusal düzeyde tüm disiplinlerde yarışlar düzenlendiği gibi; Yol bisikleti, yol bisikleti zamana karşı, pist, olimpik dağ bisikleti ve dağ bisikleti maraton disiplinlerinde Türkiye Şampiyonaları organize edilmektedir.

kaynak, (link)

erol küçükbakırcı (link)
 
Aslında bir sayfa yazmıştım ancak çok karışık ve detaylı oldu. kısaca özetlemem gerekirse, bizim ülkemizde bisiklet kültürünün gelişememesinin (hatta gerilemesinin) tek temel sebebi var. kültürel yozlaşma. Kültürel yozlaşmayı da açacak olursak içinden bir çok sebep çıkar. bunların özeti olarak şunu söyleyebilirim. atatürk'ün ölümünün ardından inönü dönemi dahil ülkemiz sürekli siyasi kararsızlık içerisinde oldu. ülke, insanlara hep bunu vaadetti. bunun neden olduğu moral bozukluğu, maddi sıkıntılar hatta güvenlik problemleri insanları bunalttı. bunun yanında siyasi kararsızlıktan yararlanan dış güç odakları ülkemiz üzerinde sosyal, ekonomik ve kültürel dezenformasyon uyguladılar.

sonuç olarak ortaya sadece hayatını devam ettirmek zorunda bırakılan insanlar kaldı. ailesine nasıl ekmek götüreceğini kara kara düşünen, okuyamamış doğru dürüst bir iş sahibi olamamış insandan sabahleyin pozitif enerji saçarak bisikletiyle güle oynaya işe gitmesini bekleyemezsiniz. bisiklet forumda yanınlanan bir foto. konya velodromu olduğu iddia edilmekte. seyircilere bakacak olursak, o zamanlarda konya gibi bi şehirde çok büyük birşey başarılmış.
 
arada fark var tabi şimdiki nesil oldu konforcu cillop gibi asfaltta basmak istiyor nerede kardeşim benim etaplarıma gelecek adam ora tavşanlı ağır stabilize oraya erkan 28 hacim yol ile geldi ve genede gelir yalnız kask kullanmıyorlar bu da risktir sürat yapılıyor bozuk yollarda kişinin emniyeti kesin şarttır
 
Bugünlerle 40 yıl öncesini karşılaştırdığımda bisiklet alanında fersah fersah geri gitmişiz. Tek görebildiğim bu. En büyük baltayı da bisiklet federasyonu vurmuş. Yıllar önce İstanbul'da ve diğer illerde ilçeler bazında yarışlar düzenleniyordu; bir sürü takım vardı. Sporcu sayısı şaşılacak kadar çoktu. Hepsi geçen yıllar içinde tel tel döküldü, kulüpler kapandı. Yarış organizasyonları rafa kaldırıldı. Ben bunda 80 sonrası bir koyup üç alma zihniyetinin, konfor düşkünlüğünün, kısaca değişen kültürün önemini görüyorum.
 
@Soner Sarihan Abi yalnız bu fotoğraf, Specialized'ı protesto için yapıldı. Kanada'da Roubaix isimli bir kafenin ismini beğenmedikleri için dava açtı Specialized. Büyük bir protesto var şu an. Bu fotoğraf da, sanki Roubaix'den önce Specialized varmış gibi dalga geçmek amaçlı yapılmış bir fotoğraf.
 
tuncay arkadaş çok güzel yazmış. bir de biz pek yarışmayı sevmiyoruz. gezmeyi seviyoruz. bizim için bisiklet bu. ama yurtdışında böyle değil. çeşitli bisiklet kulüpleri bile dışarıdan katılıma müsait şekilde sıklıkla yarış düzenliyor. biz bu forumdan eminim 10 kişi bi araya gelip kuralları parkuru kararlaştırıp bi yarış düzenleyemeyiz. inisiyatif meselesi burası da. her işi federasyona bırakınca olmuyor. kaldı ki her yarış federasyon onaylı olmak zorunda değil. büyükşehir belediyeleri bile isterse çıkıp her sene aynı gün yarış düzenleyebilir. sadece uluslararası olmaz, uci klasmanına puan vermez. o kadar.
 
@Gökhan Toros Teşekkür ederim. Reklam olduğunu ve ünlü Paris - Roubaix yerine specialized yazdıklarını düşünmüştüm. Protestodan haberim yok. Yazı tamam, fakat fondaki görüntü de kurgu mu? Fotoğrafın doğru yılını bilen varsa yazabilir mi? Çok eski yıllardan değil mi fotoğraf?
 
  • Beğen
Tepkiler: Cem Ç
Sanırım resmin orjinali bu:
(link)

"12-4-14, Paris-Roubaix [les coureurs avant le départ à Suresnes]" yazıyor; resmin tarihi 12 Nisan 1914 olmalı. Yanılmıyorsam açıklamanın Türkçesi de "Bisikletçiler Suresnes'deki startın önünde".
 
Bu başlığı görünce aklıma "Atilla Bisiklet Takımı" için açılmış başlık geldi. Bir bisiklet forumunda bir bisiklet takımı karalanırsa bu spor nasıl gelişir?
 
Türk insanı Türkiye yi istanbuldan ve izmir den ibaret zannettiği sürece Türkiye de hiçbir spor gelişmemeye mahkumdur. F1 en güzel örnek... İstanbul insanı hiçbir organizasyona gitmeyen zaten herşeye alışmış olan bir millet sen o pisti oraya yaparsan hiçbir allahın kulu gitmez. Tek istisna bisiklet turu nun antalya da yapılıyor olması. Halbuki akdenizde diğer şehirlerde büyük ölçüde bisikletçi potansiyeli ve spor potansiyeli var. Bakınız offshore yarışları adanada da yapıldı, millet mersinden çevre illerden otobüslere atlayıp geldi. Konserler olduğunda ben atlayıp istanbul a kadar gittim. Ama istanbul ve büyük şehir insanı asla yerinden kımıldamaz. Şöyle örnek verim. Futbol da büyük takımların maçlarına (istanbuldaki)Türkiye nin her yeriden izleyici gidiyor ama o büyük takım anadolu da maça gelince o maça sadece o şehrin adamı gider . Kaç tane istanbuldan kalkıp antep e maça giden insan var? Bu tarz organizasyonlar Güzel Türkiye min her şehrinde en azından potansiyel olan şehirlerde yapılmalı.Her şeyi istanbul a izmir yapa yapa biz anadolu insanı bıktık.Onlar zaten hiç gitmedikleri için haliyle hiçbir organizasyon gelişmiyor yada olmuyor. Bizim zaten fransa bisiklet turu gibi bir organizasyon yapmamız çok zor. Adamlar 100 senedir yapıyorlar biz daha şurda kaç yıldır yapıyoruz. Yıl olmuş 2013 millet Ay ı geçtim mars a gidiyor biz halen yolda bisikletlileri kıstırıyoruz. Güzel hayaller ama çok gerideyiz ve 100 yıl kadar da gelişme göstereceğimize inanmıyorum.
 
Belki sadece turizm adı altında güney kesimlerin önde olmayıp diğer bölgelerimizde bisiklet kullanıcıların çoğunluk olduğu illerde yapılması(Konya,Mersin,Adana,Eskişehir vs..) en azından Türkiye'de farklı bir kitleye ulaşmasını sağlıyabilir.Bu arada Türkiye sadece Marmara ve Akdeniz bölgesinden ibaret değil.Karadeniz,Doğu Anadolu İç Anadolu kısaca Anadolu yahu şu ülkenin asıl zenginlikleri görülse'de keşke bilmem Fethiye'nin Antalya'nın antik dönemde Romalılar'dan kalma yapılarını her sene görmesek.Biraz da Doğa manzaraları görsek.
 
  • Beğen
Tepkiler: oscak41
Geri