Şunu da eklemek lazım; bir dilin şiveleri, ağızları, lehçeleri damarlarıdır. Konulan dili de canlı tutmak gerek. Sadece yazıyla da olmaz.
Şivesi farklı, deyişi farklı insanımızı dudak burarak değil anlamaya çalışarak dinleyelim.
Bir Karadenizli Amcam "uşağum" dediğinde
Bir İç Anadolulu "ortaam" dediğinde
Bir Egeli "ilen bizim oolan" dediğinde
Bir Trakyalı "be kızanım" dediğinde
Anlamaz mıyız samimiyetini? Ben genelde seyahatlerimde yaşlı insanlarla, bozulmamış kültürü canlı hissedebilmek için bol bol sohbet ediyorum. Ne hikayeler var onlarda...