ratm
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 16 Nisan 2009
- Mesaj
- 1.174
- Tepki
- 1.978
- Şehir
- izmir
- İsim
- Hakan Engin
Uzun bir süredir kafamda dağ yollarından uzun yol kat edebileceğim çok hafif karbon bir XC veya elektrik motorlu bir XC fikri vardı. Kararı elektrik motorludan yana kullanıp araştırmaya başladım. Bu araştırma süreci uzun sürdü, zaman kısıtım olmadığı için sıkıntı yoktu, sürekli e-mtb karşılaştırmaları, incelemeleri, satış sitelerindeki yorumlar ,forumlar vs okudum durdum. Artık belli bir olgunluğa ulaşmıştı ve Focus'da karar kıldım. Ama bir sorun vardı, bu bisikletler Türkiye'ye gelmiyordu, kendilerine istediğim modeli getirip getiremeyeceklerini sordum ama maalesef olumlu yanıt alamadım. Bu sefer bunu ben kendim nasıl getirebilirim diye düşünürken forumda @mgz999 Marten adlı arkadaşın Almanya'dan bisiklet getirdiğini okumuştum. İletişime geçtim vs, sağolsun bir şekilde getirdi Türkiye'ye.
İlk kullanım denememi gerçekleştirdim ve onunla ilgili fotoğrafları da aşağıda ekliyorum zaten.
Öncelikle Focus seçmemdeki en önemli sebeplerden birisi Shimano motor kullanması. Bildiğiniz gibi genelde elektrik motorlu bisikletler Bosch kullanıyor, Shimano kullananların sayısı az. Shimano nun kendine göre avantajları var, birçok şeyi düşünerek ben Shimano kararı verdim, incelemeleri okuyalı o kadar zaman oldu ki şuan hatırlamıyorum bile tüm farklarını. Herşeyden önce bu adamlar bisikleti daha iyi biliyor ve de bisikleti bisiklet yapısından çok fazla çıkarmamış oluyorsunuz.
Focus seçmemdeki diğer bir faktör; tasarım. Diğer rakiplerine göre bence tasarımı çok iyi. Zaten bir modeli tasarım ödülü almıştı. Aküsü bisikletin "down tube" denilen parçanın içinde gizli, hemen devamında motor ile birleşiyor. Tabii ki başka markalar da var, aküyü aynı yere gizleyen ama yine de Focus kadar iyi değil bence.
Focus'un e-mtb modellerine baktığınızda sıradan bir bisikletten çok da farklı aşırı bir tarafı yok. Bisikletten anlamayan bir kişi baksa zaten onun elektrikli bisiklet olduğunu anlayamaz.
Focus'u diğerlerinden ayıran bir özellik de şu, fotoğraflarda görebileceğiniz gibi suluk takma yerinde bir parça var, oraya ekstra akü takabiliyorsunuz ve çift akü ile çok daha uzun mesafe kat edebiliyorsunuz. Bu T.E.C. Pack dedikleri akü sistemi ayrıca satılıyor tabii. Bilmiyorum başka markalar da aynı şeyi yapmaya başladılar mı, ama benim incelediklerimde yoktu.
Bu bisikletin diğerlerine göre eksi diyebileceğimiz tarafı, kullandığı akünün 378Wh olması. Diğerleri genelde 500Wh kullanıyor. Ama ekstra aküyü de takarsanız bu sefer Focus 756 Wh oluyor. Tabii 2.2 kg lık ağırlık da ekleniyor.
Son faktör ise fiyat konusu. Benzer özelliklerde olan rakiplerine göre Focus biraz daha ucuz kalıyordu. Diğerleri hem daha pahalıydı hem de istediğim özellikleri karşılamıyordu.
Benim seçtiğim model bold 2 29 ltd idi. Zaten Focus un başlangıç modeli diyebiliriz, yani dibi
Ee tabii ki bu yüzden üzerindeki bileşenleri daha ucuz ve basit kullanmışlar. Zaten benim bu konuda çok bir beklentim yoktu. İleride gerekirse yükseltirim şeklinde bakıyordum olaya.
Üzerindeki donanıma gelecek olursak ; kullandıkları ön maşa Rockshox un Recon u. Giriş seviyesi bir model. Üzerinden ayarlanabilir kilitleme özelliği var, uzaktan kumanda yok. 120mm hareket mesafesi var. Daha önce benzer bir model kullanmıştım, çok bir beklentim yoktu zaten, beni şaşırtmadı
İş görüyor sonuçta. Bu bisiklet ile enduro araziye girmeyeceğime göre sorun yok şimdilik.
Frenlerde Magura kullanmışlar. Hangi modelidir, pahalı mıdır, ucuz mudur, hiç bilmem , Magura frenleri daha önce araştırmadım. Yalnız frenleri başarılı buldum. Fren kolları zaten çok estetik ve kullanışlı, aynı zamanda ayarları tam benim istediğim gibi. Daha önce Magura kullanmamıştım, çok hoşuma gitti.
Arka vites değiştirici olarak Shimano Deore XT kullanmışlar. Arka ruble olarak da SunRace in 11-42 T olması lazım. Vites geçişleri kötü değil, beklediğimden daha iyi. Gerçi yine bir gariplikler var ama bakalım çözerim ben onu bir şekilde. Sonuçta maliyeti düşürmek için yapılmış biraz zorlama işler bunlar.
Vites kolu Deore. Hakkaten kötü geldi bana, beğenmedim. Kullanımı ergonomik değil. Bisiklette ilk değiştirmeyi düşündüğüm şey o diyebilirim.
Onun haricinde, jantlar, jant göbekleri, gidon, sele borusu gibi parçalar Concept ismini taktıkları bir markadan. Yani kendi yaptırdıkları bir marka muhtemelen. Hadi gidon gidon boğazı vs neyse de , jant göbekleri bende büyük soru işareti oluşturdu. Çok kaliteli olduklarını sanmıyorum, yakında arka göbeği elime alacakmışım gibi bir his uyandırdı bende.
Bir de gidon boyu bu tip bir bisiklet için çok uzun geldi bana. Yakın bir zamanda kısaltmayı düşünüyorum.
Son olarak lastikler Continental 'in Mountain King 2.4" modeli. Daha önce hiç kullanmamıştım. Enduro arazi için gerçekten uygun güzel bir lastik ama bu bisiklet için bence çok arazi lastiği. Yani en azından benim amacıma çok uygun değil. Kullanmaya devam edicem ama ileride muhtemelen Cross King modeli ile değiştiririm.
Şimdi tabii adamlar tahmin ediyorum çekişi artırmak için böyle bir lastik takıyorlar, çünkü arazide dik yerlere çıkarken yere tutunabilmesi için böyle birşey gerekiyor.
Bu lastikler asfaltta kullanmak oldukça zor, çok yorucu. Elektrik motorunu kullanmadan çıkış yapmaya kalktığınızda anlıyorsunuz.
Bisikletin esas can alıcı kısmına gelirsek, yani motor takviyesine, gerçekten çok keyifli diyebilirim. Kullanmaktan ben çok keyif aldım. Shimano motora ve aküye bağlı bir küçük renkli led ekran bir de vites değiştirici tasarımında Mode değiştirici var. Aynen vites değiştirir gibi motorun modunu değiştirebiliyorsunuz. 4 mod var, Off kapalı modu, Eco , Trail ve Boost. (Bir de Walk modu var ama onu henüz denemedim)
Bildiğiniz gibi bu motorlar zaten çevirdiğiniz pedala destek sağlayarak çalışıyor. Yani motorsiklet gibi ver gazı kendi gitsin mantığı yok. En önemlisi zaten o.
Bir de "ses" konusu var. Daha önce zaten videolarından sesinin nasıl çıktığını izlemiştim dinlemiştim, az çok biliyordum. Şöyle söyleyebilirim, trafikte şehir içinde kullanıyorsanız, çevredeki seslerden dolayı elektrik motorun sesini nerdeyse duymuyorsunuz. Ama tabii ki dağa çıkmaya başladığınızda veya işte doğaya çıktığınızda belli bir vızıltı sesi geliyor. Tabii alışık olmadığımız için ilk başta garip geliyor ama yavaş yavaş alışılıyor. Açıkçası beni çok rahatsız etmedi diyebilirim. Alışılabilecek bir ses. Nasıl araba kullanırken artık onun belli bir sesi olduğunu biliyoruz ve onu kabul etmişiz, bizi rahatsız etmiyor, bu da öyle birşey bence. Belki ilerde tam sessiz motorlar yaparlar.
Deneme sürüşü için ben İzmir Karşıyaka'daki Yamanlar dağına çıktım. Normal bisiklet ile defalarca çıktığım bir yer. Yolun neresinde ne kadar zorluk olduğunu nerede ne kadar yorulacağımı artık ezberlediğim bir yer. Focus ile aynı yerleri çıkmak çok garipti. Çünkü normal düz yolda gider gibi geçiyorsunuz yorucu bölümleri. Normalde 7-10 km arasıdır benim çıkış hızım. Bunda 15 km nin altına pek düşmedim.
Tam dolu akü ile yola çıktım. Yolun tamamında Eco modunda kullandım. Eco modu bile fazlasıyla destek sağlıyor o yüzden Trail ve Boost a hiç gerek kalmadı.
Aslında Eco modu bana daha az destek verse benim için daha iyi olacak. Hem bu kadar desteğe ihtiyacım yok hem de pil süresini uzatmış olurum.
Shimano 'nun E-tube project diye bir yazılımı var. Bluetooth ile cihaza bağlanıp bir takım ayarlarını değiştirebiliyormuşsun. Mode lara da istediğin miktarda güç tanımlanabiliyormuş. Onun sayesinde Eco moduna daha az güç tanımlaması yapabilirim belki. Araştırıcam.
Bisiklet üstünde giderken istediğiniz gibi modları değiştirebiliyorsunuz, hemen o mod devreye giriyor. İstediğiniz zaman giderken motor desteğini açıp kapatabiliyorsunuz.
Ekran üzerinde motorun o an ne kadar güç sağladığını grafikten görüyorsunuz, yolun durumuna göre anlık değişiyor o gösterge.
Elektrikli motorun 25 km/h hız sınırı desteği var. Bu ne demek, elektrik desteği ile giderken 25 km hızı geçtiğiniz an motoru otomatik kapatıyor, ne zaman 25 in altına düşerseniz o zaman tekrar devreye giriyor. 25 km hızı geçtiğinizde motor desteği kalkıyor ama siz isterseniz kendi pedal gücünüzle istediğiniz hıza çıkarsınız ,onda bir engelleme yok.
Muhtemelen bu 25 km sınırı genel bir sınır, diğer motor üreticileri için de geçerli olması lazım. Zaten böyle bir sınır olması çok mantıklı geliyor bana, öteki türlü bisiklet iyice bisiklet niteliğini kaybeder diye düşünüyorum. Tabii internette araştırdığınızda bu sınırı aşmanın da yollarını bulmuşlar ama benim için gerekli bir şey değil.
Ben tam olarak test etmedim ama aküyü sıfırdan tam dolu hale getirmek yaklaşık 3 saat sürüyormuş. Ki benim tespitim de o şekilde. Oldukça makul bir süre.
Tam dolu halde iken ekran üzerindekü akü göstergesi 5 çubuk olarak görünüyor. Ben Yamanlar'daki TRT antenlerinin bulunduğu yere kadar çıktım Eco modunda. Oranın yaklaşık yüksekliği 1050 metre. Tabii toplam çıkış miktarım daha fazla, sonuçta yolun çeşitli yerlerinde inişler çıkışlar var. Mesafe olarak da 20km civarı. Yolun büyük kısmı asfalt, diğer kısmı çok dik olmayan taşlı arazi.
Antenlerin oraya tam ulaştığımda 2 çubuktan 1 çubuğa inmişti akü oranı. Yani hala enerjim vardı.
Açıkçası akü yeterliliği açısından benim bekletimi karşıladı, zaten böyle birşey tahmin ediyordum.
İşin bir de şu boyutu var, bu pillerin makul çalışma sıcaklıkları var, düşük ısılarda verimleri düşüyor. Hava oldukça soğuk bu aralar. Sıcak havalarda biraz daha verimli çalışabilir diye düşünüyorum.
Bir de tabii şu Eco modunun gücünü biraz düşürebilsem oradan da kazanç olacak.
İlk kullanımlarda aküyü tam bitirip ondan sonra şarj edin tavsiyesinde bulundukları için dönüş yolunda kalan enerjiyi bitirmem gerekiyordu. Yol üzerinde gördüğüm bir çok diz araziye daldım, Trail moduna getirdim, gerçekten inanılmaz şekilde tırmandı. Tabii lastiklerin de faktörü büyüktü.
Oldukça uzun bir yazı oldu. Ama, şimdi veya ileride birilerinin belki işine yarar diye düşünüyorum. Elektrik destekli bisikletlerle ilgilenmeyenlerin de en azından akıllarında bir fikir oluşturur belki.

İlk kullanım denememi gerçekleştirdim ve onunla ilgili fotoğrafları da aşağıda ekliyorum zaten.
Öncelikle Focus seçmemdeki en önemli sebeplerden birisi Shimano motor kullanması. Bildiğiniz gibi genelde elektrik motorlu bisikletler Bosch kullanıyor, Shimano kullananların sayısı az. Shimano nun kendine göre avantajları var, birçok şeyi düşünerek ben Shimano kararı verdim, incelemeleri okuyalı o kadar zaman oldu ki şuan hatırlamıyorum bile tüm farklarını. Herşeyden önce bu adamlar bisikleti daha iyi biliyor ve de bisikleti bisiklet yapısından çok fazla çıkarmamış oluyorsunuz.
Focus seçmemdeki diğer bir faktör; tasarım. Diğer rakiplerine göre bence tasarımı çok iyi. Zaten bir modeli tasarım ödülü almıştı. Aküsü bisikletin "down tube" denilen parçanın içinde gizli, hemen devamında motor ile birleşiyor. Tabii ki başka markalar da var, aküyü aynı yere gizleyen ama yine de Focus kadar iyi değil bence.
Focus'un e-mtb modellerine baktığınızda sıradan bir bisikletten çok da farklı aşırı bir tarafı yok. Bisikletten anlamayan bir kişi baksa zaten onun elektrikli bisiklet olduğunu anlayamaz.
Focus'u diğerlerinden ayıran bir özellik de şu, fotoğraflarda görebileceğiniz gibi suluk takma yerinde bir parça var, oraya ekstra akü takabiliyorsunuz ve çift akü ile çok daha uzun mesafe kat edebiliyorsunuz. Bu T.E.C. Pack dedikleri akü sistemi ayrıca satılıyor tabii. Bilmiyorum başka markalar da aynı şeyi yapmaya başladılar mı, ama benim incelediklerimde yoktu.
Bu bisikletin diğerlerine göre eksi diyebileceğimiz tarafı, kullandığı akünün 378Wh olması. Diğerleri genelde 500Wh kullanıyor. Ama ekstra aküyü de takarsanız bu sefer Focus 756 Wh oluyor. Tabii 2.2 kg lık ağırlık da ekleniyor.
Son faktör ise fiyat konusu. Benzer özelliklerde olan rakiplerine göre Focus biraz daha ucuz kalıyordu. Diğerleri hem daha pahalıydı hem de istediğim özellikleri karşılamıyordu.
Benim seçtiğim model bold 2 29 ltd idi. Zaten Focus un başlangıç modeli diyebiliriz, yani dibi
Üzerindeki donanıma gelecek olursak ; kullandıkları ön maşa Rockshox un Recon u. Giriş seviyesi bir model. Üzerinden ayarlanabilir kilitleme özelliği var, uzaktan kumanda yok. 120mm hareket mesafesi var. Daha önce benzer bir model kullanmıştım, çok bir beklentim yoktu zaten, beni şaşırtmadı
Frenlerde Magura kullanmışlar. Hangi modelidir, pahalı mıdır, ucuz mudur, hiç bilmem , Magura frenleri daha önce araştırmadım. Yalnız frenleri başarılı buldum. Fren kolları zaten çok estetik ve kullanışlı, aynı zamanda ayarları tam benim istediğim gibi. Daha önce Magura kullanmamıştım, çok hoşuma gitti.
Arka vites değiştirici olarak Shimano Deore XT kullanmışlar. Arka ruble olarak da SunRace in 11-42 T olması lazım. Vites geçişleri kötü değil, beklediğimden daha iyi. Gerçi yine bir gariplikler var ama bakalım çözerim ben onu bir şekilde. Sonuçta maliyeti düşürmek için yapılmış biraz zorlama işler bunlar.
Vites kolu Deore. Hakkaten kötü geldi bana, beğenmedim. Kullanımı ergonomik değil. Bisiklette ilk değiştirmeyi düşündüğüm şey o diyebilirim.
Onun haricinde, jantlar, jant göbekleri, gidon, sele borusu gibi parçalar Concept ismini taktıkları bir markadan. Yani kendi yaptırdıkları bir marka muhtemelen. Hadi gidon gidon boğazı vs neyse de , jant göbekleri bende büyük soru işareti oluşturdu. Çok kaliteli olduklarını sanmıyorum, yakında arka göbeği elime alacakmışım gibi bir his uyandırdı bende.
Bir de gidon boyu bu tip bir bisiklet için çok uzun geldi bana. Yakın bir zamanda kısaltmayı düşünüyorum.
Son olarak lastikler Continental 'in Mountain King 2.4" modeli. Daha önce hiç kullanmamıştım. Enduro arazi için gerçekten uygun güzel bir lastik ama bu bisiklet için bence çok arazi lastiği. Yani en azından benim amacıma çok uygun değil. Kullanmaya devam edicem ama ileride muhtemelen Cross King modeli ile değiştiririm.
Şimdi tabii adamlar tahmin ediyorum çekişi artırmak için böyle bir lastik takıyorlar, çünkü arazide dik yerlere çıkarken yere tutunabilmesi için böyle birşey gerekiyor.
Bu lastikler asfaltta kullanmak oldukça zor, çok yorucu. Elektrik motorunu kullanmadan çıkış yapmaya kalktığınızda anlıyorsunuz.
Bisikletin esas can alıcı kısmına gelirsek, yani motor takviyesine, gerçekten çok keyifli diyebilirim. Kullanmaktan ben çok keyif aldım. Shimano motora ve aküye bağlı bir küçük renkli led ekran bir de vites değiştirici tasarımında Mode değiştirici var. Aynen vites değiştirir gibi motorun modunu değiştirebiliyorsunuz. 4 mod var, Off kapalı modu, Eco , Trail ve Boost. (Bir de Walk modu var ama onu henüz denemedim)
Bildiğiniz gibi bu motorlar zaten çevirdiğiniz pedala destek sağlayarak çalışıyor. Yani motorsiklet gibi ver gazı kendi gitsin mantığı yok. En önemlisi zaten o.
Bir de "ses" konusu var. Daha önce zaten videolarından sesinin nasıl çıktığını izlemiştim dinlemiştim, az çok biliyordum. Şöyle söyleyebilirim, trafikte şehir içinde kullanıyorsanız, çevredeki seslerden dolayı elektrik motorun sesini nerdeyse duymuyorsunuz. Ama tabii ki dağa çıkmaya başladığınızda veya işte doğaya çıktığınızda belli bir vızıltı sesi geliyor. Tabii alışık olmadığımız için ilk başta garip geliyor ama yavaş yavaş alışılıyor. Açıkçası beni çok rahatsız etmedi diyebilirim. Alışılabilecek bir ses. Nasıl araba kullanırken artık onun belli bir sesi olduğunu biliyoruz ve onu kabul etmişiz, bizi rahatsız etmiyor, bu da öyle birşey bence. Belki ilerde tam sessiz motorlar yaparlar.
Deneme sürüşü için ben İzmir Karşıyaka'daki Yamanlar dağına çıktım. Normal bisiklet ile defalarca çıktığım bir yer. Yolun neresinde ne kadar zorluk olduğunu nerede ne kadar yorulacağımı artık ezberlediğim bir yer. Focus ile aynı yerleri çıkmak çok garipti. Çünkü normal düz yolda gider gibi geçiyorsunuz yorucu bölümleri. Normalde 7-10 km arasıdır benim çıkış hızım. Bunda 15 km nin altına pek düşmedim.
Tam dolu akü ile yola çıktım. Yolun tamamında Eco modunda kullandım. Eco modu bile fazlasıyla destek sağlıyor o yüzden Trail ve Boost a hiç gerek kalmadı.
Aslında Eco modu bana daha az destek verse benim için daha iyi olacak. Hem bu kadar desteğe ihtiyacım yok hem de pil süresini uzatmış olurum.
Shimano 'nun E-tube project diye bir yazılımı var. Bluetooth ile cihaza bağlanıp bir takım ayarlarını değiştirebiliyormuşsun. Mode lara da istediğin miktarda güç tanımlanabiliyormuş. Onun sayesinde Eco moduna daha az güç tanımlaması yapabilirim belki. Araştırıcam.
Bisiklet üstünde giderken istediğiniz gibi modları değiştirebiliyorsunuz, hemen o mod devreye giriyor. İstediğiniz zaman giderken motor desteğini açıp kapatabiliyorsunuz.
Ekran üzerinde motorun o an ne kadar güç sağladığını grafikten görüyorsunuz, yolun durumuna göre anlık değişiyor o gösterge.
Elektrikli motorun 25 km/h hız sınırı desteği var. Bu ne demek, elektrik desteği ile giderken 25 km hızı geçtiğiniz an motoru otomatik kapatıyor, ne zaman 25 in altına düşerseniz o zaman tekrar devreye giriyor. 25 km hızı geçtiğinizde motor desteği kalkıyor ama siz isterseniz kendi pedal gücünüzle istediğiniz hıza çıkarsınız ,onda bir engelleme yok.
Muhtemelen bu 25 km sınırı genel bir sınır, diğer motor üreticileri için de geçerli olması lazım. Zaten böyle bir sınır olması çok mantıklı geliyor bana, öteki türlü bisiklet iyice bisiklet niteliğini kaybeder diye düşünüyorum. Tabii internette araştırdığınızda bu sınırı aşmanın da yollarını bulmuşlar ama benim için gerekli bir şey değil.
Ben tam olarak test etmedim ama aküyü sıfırdan tam dolu hale getirmek yaklaşık 3 saat sürüyormuş. Ki benim tespitim de o şekilde. Oldukça makul bir süre.
Tam dolu halde iken ekran üzerindekü akü göstergesi 5 çubuk olarak görünüyor. Ben Yamanlar'daki TRT antenlerinin bulunduğu yere kadar çıktım Eco modunda. Oranın yaklaşık yüksekliği 1050 metre. Tabii toplam çıkış miktarım daha fazla, sonuçta yolun çeşitli yerlerinde inişler çıkışlar var. Mesafe olarak da 20km civarı. Yolun büyük kısmı asfalt, diğer kısmı çok dik olmayan taşlı arazi.
Antenlerin oraya tam ulaştığımda 2 çubuktan 1 çubuğa inmişti akü oranı. Yani hala enerjim vardı.
Açıkçası akü yeterliliği açısından benim bekletimi karşıladı, zaten böyle birşey tahmin ediyordum.
İşin bir de şu boyutu var, bu pillerin makul çalışma sıcaklıkları var, düşük ısılarda verimleri düşüyor. Hava oldukça soğuk bu aralar. Sıcak havalarda biraz daha verimli çalışabilir diye düşünüyorum.
Bir de tabii şu Eco modunun gücünü biraz düşürebilsem oradan da kazanç olacak.
İlk kullanımlarda aküyü tam bitirip ondan sonra şarj edin tavsiyesinde bulundukları için dönüş yolunda kalan enerjiyi bitirmem gerekiyordu. Yol üzerinde gördüğüm bir çok diz araziye daldım, Trail moduna getirdim, gerçekten inanılmaz şekilde tırmandı. Tabii lastiklerin de faktörü büyüktü.
Oldukça uzun bir yazı oldu. Ama, şimdi veya ileride birilerinin belki işine yarar diye düşünüyorum. Elektrik destekli bisikletlerle ilgilenmeyenlerin de en azından akıllarında bir fikir oluşturur belki.



