Scudo Sports

Fıkralarımızı burada toplayalım..

Üniversite yemekhanesine giren bir öğrenci tüm yerler dolu olduğundan gidip üniversite profesörünün oturduğu masaya oturmuş.

Profesör kaşlarını çatarak: " Okuzler ve kuslar ayni masada oturamaz!"
Ogrenci: "O zaman ben ucuyorum..."

Profesor cevaba cok sinirlenmis, sinavda ogrenciye takmis ve sinavini basarisiz gecmesi icin elinden geleni yapmis. Yanliz sinavda ogrenci tum sorulari mukemmel bir sekilde cevaplamis.

Profesor ogrenciye: Sana son bir soru soracagim - demis.
Yolda yururken iki torba buldugunu hayalet, birinde akil var, digerinde ise para var. Hangi cuvali alirsin?

Ogrenci: "Para olan cuvali secerdim..." Profesor: "Ben akil olan cuvali secerdim..."
Ogrenci:"Normal! Kimde ne eksikse onu secer...
Profesor cok sinirlenmis, ogrencinin not defterini alip icine "Okuz" yazmis.

Ogrenci nota bakmadan odadan cikmis. Bir dakika sonra ogrenci kapiyi aralamis : "Sayin profesor, imzanizi atmissiniz, fakat notumu yazmayi unutmussunuz."- demis.
 
Scudo
Baba Karnesi

Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah Allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir:
-"Getir bakayım şu karneyi!"
-"Al baba..."
Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf.
-"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil şey!"
-"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..."
 
cilgin felsefe hocasi 100 puanlik tek soruyu yanindaki sandalyeyi
gostererek
sorar:
"bana bu sandalyenin varolmadigini kanitlayin!"

100 puan alan tek ki$inin cevabi ise sadece $udur:
"hangi sandalye "


************ ******
ilkokul 3. sınıf..soru: ormanların faydalarını sayınız.
cevap: ormanların faydaları saymakla bitmez.
sonuç: tam not


************ *******
seviye:üniversite
ders:eğitim felsefesi
sınav:bütünleme
sınav şu sorudan ibarettir:'' bildiğiniz iki soruyu yazıp
cevaplayınız.' ' yanlız bir sorun vardır derse hiç devam etmemiş öğrenci dersin
içeriğini
hiç
bilmemektedir. dolayısıyla kendine sorabileceği iki adet soru da
bulamamaktadı r. beyninin derinliklerinden, dönemin ilk dersine
girdiğini
hatırlar.bu derste duyduğu cümleden de yeterli doneyi almış.


soru 1:ilk milli eğitim bakanımız kimdir
cevap:hasan ali yücel
soru 2:hasan ali yücel kimdir
cevap:ilk milli eğitim bakanımzdır.
işlem tamamlanmıştır. ..
sınav sonucu:100
(yaşanmıştır...)

************ *********
soru; ahmet hasim'in en unlu eserlerinin toplandigi eserin adi
nedir

cevap; best of ahmet hasim

************
deprem sırasında ortaya çıkan enerjiye ______ ______ denir."

doğru cevap depremin magnitüdü'dür, fakat zeki bir arkadaşımız:

"helal olsun" yanıtıyla okulda efsane olmayı başarmıştır.


************ ******
aşagıdaki konulara kısa ve etkili bir de değinen bir yazı yazın.

1. din

2. cinsellik

3. gizem

cevap:

allahım! hamileyim. acaba kimden "
 
Kadının biri, 46 yaşındayken kalp krizi geçiriyor ve hastaneye kaldırılıyor.
Ameliyat masasındayken, bir hayal görüyor.

Azraili görüyor ve soruyor: "Benim saatim geldimi?"

Azrail cevap veriyor:
Hayır, senin daha 43 sene, 2 ay ve de 8 günün var".

Narkozdan uyandığında, estetik yaptırmaya karar veriyor.
Yüzünü gerdirtiyor, dudaklarını doldurtuyor ve de göğüslerini düzelttiriyor .
Kısacası: "Yeniden doğmuş gibi" Daha uzun bir süre yaşayacağını bildiği için
o kadar ameliyatın değdiğini düşünüyor ameliyattan sonra,
hastaneden tamamen yeni bir insan gibi çıkıyor.

Tam karşıdan karşıya geçiyor ki, ambülans çarpıyor.
Ölüyor. ve öbür dünyanın kapısında Azrail'e soruyor:
-"40 seneden daha fazla yaşayacağımı sanıyordum!
-Neden o zaman bana o ambülansın çarpmasını sağlayıp, Beni öldürttün?"

Azrail cevap veriyor: "Kız, ben seni tanıyamadım.......................
 
Adam elindeki son 500 dolarla kumar oynamaya karar verir ve LasVegas'ın yolunu tutar... Ve inanılmaz bir talih; tam 3 milyon dolar kazanır. Hemen otel yönetiminin kendisine tahsis ettiği kral dairesine çıkar ve karısına telefon eder:
- "Hayatim, evde misin?"
- "Evet kocacığım."
- "İyi. Hemen hazırlan o zaman. Çabuk bavulunu hazırla. Kumarhanede tam 3 milyon dolar kazandım."
- Kadın sevinç dolu bir çığlık atar “Ayyyyyyyyyyy harikasın!! Hemen hazırlanıyorum.. Peki ama nereye?? Paris?; Karayipler?; Acapulco?; Guney Amerika?..."
- Adam cevap verir: “ Umurumda değil. Sadece eve döndüğümde çoktan gitmiş ol.”
 
  • Beğen
Tepkiler: iso.54
Babanin Sonu

- Babam öldü, demis Temel.
ilyas sormus:
- Neden öldü?
- Apartmanin sekizinci katinin balkonundan düstü.
- Eyvah parçalandi mi?
- Yok, giristeki bakkalin tentesine düsünce oradan havalanip karsi
apartmana yöneldi.
- Apartmana mi çarpti, nasil oldu?
- Yok, karsi apartmanin balkonunda çamasirlar asili idi.Çamasir ipine
vurup fabrikanin bahçesine düstü.
- Orada mi öldü?
- Yok, fabrika çelik yay fabrikasi, bahçedeki yaylarin üzerine düsüp
havalandi yeniden...
- Peki sonra?
- Sonrasi ne? Baktik ki yere inmiyor, biz de vurduk onu
 
  • Beğen
Tepkiler: iso.54
" Küçük bir çocuk babasından durmadan kendisine bisiklet almasını istiyormuş. Fakat babası bisikleti almıyormuş bir türlü. Çocuk babasından ümidi kesince isa ya dua etmeye başlamış. rüyalarında isa yarın sana bisiklet göndereceğim diyormuş. Üst üste bu rüyaları gören çocuk büyük bi umutla beklemeye başlamış. Aradan uzun bir süre geçmiş ama bisikletin geldiği falan yok. Küçük çocuğun aklına bir fikir gelmiş. Gitmiş bir kiliseye ve Meryem ana ikonasını çalmış. Ardından isa ya mektup yazmış:

""isa; Anan elimde bisikleti gönderdin gönderdin yoksa ananı unut."""
 
  • Beğen
Tepkiler: iso.54
Anne, altı yaşındaki lösemiyle savaşan oğluna bakarken dalıp gitmişti. Kalbi, acı içinde olmasına rağmen, kararlılık duygusunun da etkisini hissediyordu. Her ebeveyn gibi o da oğlunun büyümesini ve umutlarını gerçekleştirmesini istemişti. Ama bu, artık mümkün değildi. Löseminin buna fırsat tanıması olası değildi. Oysa o oğlunun hayallerini gerçekleştirmesini istiyordu.
- "Bob! Büyüyünce ne olmak istediğini hiç düşündün mü? Hayatında neler olmasını dilediğin ve hayal ettiğin oldu mu?" diye sordu.
- "Anneciğim, ben büyüyünce hep itfaiyeci olmak istedim". Anne gülümsedi ve.. ''Dileğini gerçekleştirebilecek miyiz bir bakalım'' dedi. Daha sonra, Arizona'daki itfaiye müdürlüğüne gitti ve orada yüreği en az Arizona kadar büyük itfaiyeciler ile tanıştı. Ona oğlunun son isteğinden söz etti ve oğlunun itfaiye arabasına bınip şehirde küçük bir tur atmasının mümkün olup olmadığını sordu.
- ''Bundan daha iyisini de yapabiliriz. Eğer oğlunuzu Çarşamba sabahı saat yedide hazır ederseniz, onu o gün şeref konuğu yapar, itfaiyeci kimliğine büründürürüz. Bizimle itfaiye müdürlüğüne gelir, bizimle yemek yer, yangın söndürmeye gelir. Hatta bize ölçülerini verirsen, ona üzerinde Arizona itfaiyecilerinin sarı renk üzerine işlenmiş ambleminin olduğu gerçek bir itfaiyeci kostümü diktirir, lastik botları ısmarlarız. Hepsi Arizona'da üretiliyor.'' Üç gün sonra, itfaiyeci Bob'u aldı, ona elbisesini giydirdi ve hasta yatağından itfaiye arabasına kadar eşlik etti. Bob, itfaiye arabasına kuruldu ve müdürlüğe doğru yol almaya başladı. Kendini çok mutlu hissediyordu. O gün Arizona'da tam üç yangın ihbarı olmuştu. Değişik itfaiye arabalarına, hatta itfaiye Müdürlüğünün özel arabasına da binmişti.Yerel televizyonlar da onu izleyip, çekmişlerdi. Hayallerinin gerçek olması, gösterilen sevgi ve ilgi, Bob'u o kadar etkilemişti ki, doktorların söylediğinden tam üç ay daha fazla yaşamıştı. Bir gece bütün yaşam belirtileri dramatik bir şekilde yok olmaya başlayınca, hiç kimsenin yalnız ölmemesi gerektiğine inanan başhemşire, aile bireylerini hastaneye çağırdı. Daha sonra Bob'un itfaiyede geçirdiği günü hatırladı ve itfaiye müdürlüğüne telefon açıp Bob'un bu dünyaya veda ederken yanında, özel kıyafetleri içinde bir itfaiyecinin bulundurulmasının mümkün olup olamayacağını sordu. Itfaiye Müdürü;
- ''Bundan daha iyisini de yapabiliriz. Beş dakika içinde oradayız. Bana bir iyilik yapar mısınız? Sirenlerin çaldığını duyduğunuzda, yangın olmadığı anonsunu yaptırabilir misiniz? Sadece itfaiyecilerin önemli bir meslektaşlarını ziyarete geldiklerini söyleyiniz ve lütfen onun odasının penceresini açınız'' diye yanıtladı. Yaklaşık beş dakika sonra hastaneye çengel ve merdiven taşıyan kamyonet ulaştı. Merdiveni açtı ve Bob'un 3.kattaki odasına doğru yaklaştı. Tam ondört itfaiyeci Bob'un odasına tırmandılar. Annesinin izniyle onu kucakladılar ve ona onu ne kadar sevdiklerini söylediler. Ölümle pençeleşen Bob itfaiye müdürüne baktı ve;
- ''Efendim ben şimdi gerçekten itfaiyeci miyim?'' diye sordu.
- ''Bundan şüphen mi var Bob?'' diye yanıtladı müdür. Bu kelimelerden sonra Bob gülümsedi ve gözlerini sonsuza dek kapattı. Belki unuttunuz, belki hatırlamıyorsunuz, belki de çok duygusuz, çok katı oldunuz; ama bilin ki "HAYAT, SEVGI VE UMUT SAÇMAKTIR." Eğer bunu okuyunca gözleriniz dolmuyorsa sizin için yapılacak bir şey kalmamış demektir.. Yok eğer doluyorsa o zaman sevdiklerinizin kıymetini bilin ve gerçek sevginizi ortaya koyun..
 
Rus fizikciler yerin 100 metre altinda bakir tel bulduklarini, bunun
ise atalarinin bundan 1000 yil oncesinde telefon sebekelerinin oldugunu kanitladigini duyurdular.
Bu olaydan 1 hafta sonra Amerikan gazetelerinde ilginc bir manset!
Amerikan bilim adamlari yerin 200 metre altinda 2000 yil
oncesine ait fiber optik hatlar bulduklarini, bunun ise, Amerikan
toplumunun Ruslardan 1000 yil oncesinde gelismis digital haberlesme sistemleri
oldugunu soylediler.
Bir hafta gecmeden Turk gazetelerinde yeni bir manset! Turk bilim
adamlari yerin 500 metre altina kadar kazdiklarini ve hicbirsey
bulamadiklarini, bunun ise atalarinin 5000 yil oncesinde
kablosuz (wireless) iletisim sistemlerini kullandiklarini soylediler..
:)
 
:D :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D Çok komik ya..................Teşekkürler paylaşım için..............Listemdenki herkese göndercem birazdan.................
 
daha komik olamazdı herhalde:D :D :D
 
  • Beğen
Tepkiler: nazz
Hakan Taşıyan basın toplantısında muhabirlere:

"Ben bu arabesk piyasasının yeni peygamberiyim" demiş.

Bunun üzerine gazateciler Müslüm Gürses'in yanına giderek Hakan Taşıyan'ın röportajından bahsetmişler.

Muhabir:

"Müslüm Bey, Hakan Taşıyan arabesk piyasasının yeni peygamberi olduğunu iddaa ediyor. Bu konuda ne diyorsunuz?"

Müslüm Gürses:

"Ben öyle bir peygamber yolladığımı hatırlamıyorum!"

---------------------------------------------------------------------------------------

Yaşlı bir kadın artık ölmek istemektedir. Ama bir türlü ölememektedir. Bu yüzden intihar etmeye karar verir ve kendini kalbinden tabancayla vurmaya kalkar. Ama kalbinin yerini bilmemektedir. Bunun üzerine doktora gider ve sorar. Doktor da kalbin meme ucunun 3 parmak altında olduğunu söyler. Bir gün sonra da gazetede şöyle bir haber çıkar.
"Yaşlı bir kadın diz kapağından vuruldu."

(((ölüm nedenini anladınız mı şimdi :D )))

-----------------------------------------------------------------------------------------

Adamın biri bir gün berbere traş olmaya gitmiş. Berber de muhabbet etmek istemiş başlamış konuşmaya:

"Önümüzdeki seçimlerde..."

Koltuktaki adam hemen köpürmüş, berberin lafını kesmiş:

"Berber bey politikadan nefret ederim, lütfen konuşmayalım".

Berber bu sefer başka bir konudan konuşmak istemiş:

"Geçen cuma camide hoca..."

Adam yine bağırarak berberin lafını kesmiş:

"Dini mevzulardan nefret ederim lütfen konuşmayalım."

Berberin de sinirlenmiş:

"O zaman seks hakkında konuşalım, uygun mudur beyefendi?"

Adam da gülerek "tabii bakın o olur" demiş.

Berber de başlamış:

"Senin sülaleni...."
:p (yanlışım varsa özür):p
 
  • Beğen
Tepkiler: gunay.
Dünyaca Ünlü Bir Avukat ve Kaybettiği Tek Dava
Ünlü bir futbolcu karısını öldürmekle suçlanıyordu. Futbolcu yakalanmıştı.
Ama karısının cesedi ortada yoktu.


Durusma Amerikan filmlerindeki gibiydi. Futbolcu sanık sandalyesinde
oturuyordu. Kucak dolusu parayla tuttuğu avukatı jüriyi ikna etmeye
uğraşıyordu: "Sayın jüri üyeleri, müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten
inanıyorum. Buna az sonra sizler de inanacaksınız. Neden mi? Bakın, şimdi
1'den 10' a kadar sayacağım ve müvekkilimin öldürdüğü iddia edilen karısı bu
kapıdan içeri girecek... 1, 2, 3, 4, 5, 6,7, 8, 9, 10..."


Bütün jüri kapıya döndü. Kimse girmedi içeri. Avukat bir savunma
dahisiydi,öldürücü hamlesini yaptı: "Bakın, siz de kadının öldüğüne
inanmıyorsunuz.Çünkü hepiniz içeri girecek diye kapıya baktınız. işte kararı
buna göre vermenizi talep ediyorum."
Jüri, ünlü futbolcuyu suçlu bulduğunu bildirdi ve dava bu sekilde
sonuçlandı.
Mahkeme çıkışında avukat, bayan jüri başkanına yaklaştı: "10' a kadar
saydigimda siz de diğer üyeler gibi kapıya bakmıştınız.Neden böyle bir
karara imza attınız?"


"Doğru" dedi jüri başkanı; "Ben de kapıya baktım, ama müvekkiliniz kapıya
bakmiyordu!.."*
 
Sormuslar Hocaya:

-Cenaze tasinirken tabutun ne tarafinda bulunulmali,onundemi,arkasindami,sagindami,solundami? diye.

Hoca şoyle bir kasilmis cevap vermis:

-Tabutun içinde bulunmayinda neresinde bulunursaniz bulunun!
 
Karne

Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir:
-"Getir bakayım şu karneyi!"
-"Al baba..."
Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf.
-"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok. Ne bu notların hali, rezil şey!"
-"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..."
 
Otobüs Bekliyorum

Kadının biri dolabından gelen gıcırtıyı kesmesi için eve marangozu çağırır marangoz bakar ama bir sorun bulamaz dolap gıcırdamıyordur ve sorar
-Abla bu dolabın bir şeyi yok ne yapayım?
Kadın:
-Normalde gıcırdamıyor zaten yoldan otobüs geçerken gıcırdıyor sen şimdi dolabın içine gir otobüs geçerken bakarsın. der
-Adamda tamam der başlar beklemeye.
Bir müdedt sonra kadının kocası eve gelir üzerini değiştirmek için dolabın kapağını açınca birde ne görsün içinde bir adam hemen sorar.
-Ne işin var senin benim dolabımda...
Adam:
-Abi nedesen haklısın şimdi sana otobüs bekliyorum desem inanmazsın...
 
  • Beğen
Tepkiler: S26
:) Delikanlı sevgilisini akşam eve bırakır. Evin önünde masum bir fısıltıdan sonra ateşlenir. Bir elini duvara dayayarak

Erkek: Beni öpermisin?

Kız: Delimisin evin önünde annemler görür der

Erkek: Ne olacak canım bu saatte kim görecek,ne olur seni çok seviyorum..

Kız: Bende seni ama olmaz..

Erkek devamlı ısrar eder. Bir ara aniden merdivenlerin ışığı yanar ve kızın
küçük kız kardeşi belirir.

Küçük Kız :Babam diyor ki öpecekse öpsün,gerekirse ben öpecekmişim, o da olmazsa kendisi gelecekmiş ama o hayvan oğlu hayvana söyle elini diyafon düğmesinden çeksin dedi.
 
  • Beğen
Tepkiler: nazz
6-0
6-0 biten galatasaray fenerbahçe maçından sonra gs li arif tanınmamak için yaşlı bir adam kılığına girer ve bır cafe ye gider. Cafe de yanına yaşlı bır bayan yanaşır ve : -"naber Arif" der.

Bunun uzerıne arif delirir nasıl tanıdı bu kadın beni diye düşünüp durur. Ertesi gün yine aynı cafede aynı kadın yanaşır arifin yanına yine -"naber arif" der.

3.gün arif cok değişik bır kılıkta gider cafeye ve yine aynı kadın yanaşır ve yine -"naber arif" der. Arif dayanamayıp sorar nerden tanıyosun beni diye.
Yaşlı teyze : -"olum ben bülent len" der.
 
Geri