@mr.gevende Çok iyi oldu bu hatırlatma mesajı. Resmen o günlere döndüm. Oysaki ne çabuk adapte oldum şuan ki yaşadığım hayata. Stressiz, emirsiz, saçma sapan işsiz ve parasız ama çok daha mutlu

YAZININ 1 YIL SONRAKİ GÜNCELLEMESİ VE BU POSTU YAZAN KİŞİ OLARAK DEĞİŞİM SÜRECİ [GÜNCEL]
Arkadaşımızın son yorum hatırlatmasından sonra

; yeni bir konu açmak yerine gelişmeleri buradan bildireyim istedim.
Son 1 yıl 24 gündür hayatımda neler değişti kısaca yazayım;
* Uyum sağlamak için her türlü motivasyon yoluna başvurmama rağmen olmadı; ilk önce işimi değiştirmeyi tercih ettim.
* Yeni başladığım iş bir öncekinden çok ayrı sektörler değildi... Ama daha iyi olanaklar ve daha iyi bir kariyer sağlıyordu bana. Kurumsal bir bankada çalışmaya başladım. İlk başlarda her şeye adapte oldum diye kendimi kandırsamda; 3 ay sonra yine sorgulama süreci başladı; kurt düştü içime ve bu işin de benim hayallerimden çok uzak olduğunu 6 ayımda aldığım son yüksek primli maaşımla istifa etme cesareti gösterdiğimde anladım.
İSon 2 aydır tek bir şey için çaba sarf ediyorum. Her şeyi göze alarak! Tutku duyduğum bir hayat için... Beni mutlu edemeyecek hiç bir işin içinde asla bulunmayacağım. Bu sürede kendimi tanımak adına bol bol seyahat ediyorum. Yol arkadaşımla birlikte.
*Son 1 yıl 24 gündür hayatımda bir şey daha değişti. Bir seyahat bloğu sitesi kurduk. Belkide o yüzden forumda ki yazıları çokça ihmal etmişim, doğrudur. Instagram'da ve internet sitesinde daha aktif olarak çaba sarf ettiğimiz bloğumuzun adı: İnstagram/Facebook: pedalperestgezginler İnternet Sitesi: (link) 1 yılda hayallerimizi paylaşmaya çalıştığımız bu blog bizi mutlu edecek oranda büyüdü. (Not: Bu yazıyı okuyup forumdan gelen arkadaşlar bir mesaj atsınlar.

)
Bloğumuzda istifa sürecini anlattığım yazıyı aşağıda paylaşıyorum. Selamlar, sevgiler herkese.
KURUMSAL KARİYERE ELVEDA | İSTİFA SÜRECİ
20.03.2017
Binlerce düşünce var zihninde biliyorum. Kurduğun binlerce hayali içine bir türlü sığdıramadığın kısa vakitlerin var. Bu tip yazıları her okuduğunda pır pır eden "acaba ben?" diyen maceraperest bir kalbin var... Neresinde olduğunu bilmediğin bir döngünün içerisinde hissettiğin sorgulamaların var. Yaşama dair, mutluluğa dair, merak etmeye, tutku duymaya dair... Televizyonda izlerken 80 yaşında hala el işi hünerlerini sergileyen, işini severek yapan amcayı; bitmek bilmez azmine, ustalığına ve tutkusuna hayranlığın var. Ya da yürürken dağları dünyanın bir ucunda kendisinden büyük sırt çantasıyla; o genç çocuğun verdiği kararlara, aldığı risklere dair şaşkınlığın var! Pazartesi koşuşturma içerisinde otobüsle giderken işine; tamda oturacak yer bulup buhar dolu cama dayamışken başını... çocuklarınla geçirdiğin dünkü sabaha, annenle içtiğin sıcak kahveye, kocanla yaptın hafta sonu seyahatlerine dair özlemin var. Masa başında doldururken vaktini, toplantı odasında yudumlarken kahveni... Hatırla! Bir an olsun daldı ve en yakın pencereye ilişti dimi gözlerin? Toplantıda ki tüm konuşma yavaşladı birden, duyulmaz oldu sonra bir süreliğine, masana gelip sorular soranlar bir an olsun fark edilmez oldu dimi? Puf! Sonra bir balon gibi patladı düşlediklerin, yapman gerekenler geldi aklına; uçtu, gitti hayallerin! Döngü tekrar başladı sonra, bir sonraki hayallere kadar unuttun kendini. Çok iyi anlıyorum seni... Binlerce kez tekrar edip, bir çok iç isyanla savaşıp hala karar verememenin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum. Kararsızlığın bitap halini...
"Ya uyum sağla! Ya karar ver" çok kolay bir cümle dimi? Ah ah "Boşa koyuyorum dolmuyor, doluya koyuyorum almıyor." dediğin bir çok kez oldu. Bazen uyumsuzluğuna isyanın var biliyorum... Uyumsuzluk derken yanlış anlamadın eminim! İnsanlarla ne kadar iyi anlaştığını biliyorum. Hayatın işleyişine dair bir "Uyumsuzluğun" var. Ergenlik isyanı olmadığını da biliyorum, derinlikli bir açmaz hissettiğin. Ruhunun en derinlerinden gelen bir his, bir merak...
Bu süreçleri yaşarken, çok sevdiğin arkadaşlarına baktığın, onların hayatlarını incelediğin çok oldu biliyorum. Küçük sıkıntılar, rutin sorunlar dışında, hepsi düzenin içerisinde orta şekerli kavrulup gidiyorlar? Yahu benzer şartlardasın, hatta ekonomik olarak ya da çalıştığın mevki olarak onlardan daha iyi durumda olduğun bile söylenebilir.
Peki içinde ki kurt neden seni kemiriyor?
Çünkü merak etmeye başladın...
Dünya'yı merak ettin, denizleri merak ettin, Alp Dağlarını merak ettin mesela. Orada gördüğün yemyeşil alp çayırlarının üzerinde bir an olsun uzandığını hayal ettin. İnsanları merak ettin. Afrika'daki insanların açlığını, Avrupa'da yaşayanın tokluğunun nedenini merak ettin. Deneyimlemeyi merak ettin mesela. O vadide manzaraya karşı yürürken güneşin batışına denk gelişini ve sırf güneş batıyor diye zaman ayırıp onu izlemeyi hayal ettin. Şehirdeki zaman ayıramadığın her şeyin acısını teker teker çıkarırcasına izledin o güneşin batışını!
Sonra; işe giderken sana kuyruk sallayan sevimli köpeğin başını okşayamadığını hatırladın, akşam merakla sana sorular soran çocuğunu yorgunlukla geçiştirdiğini... Telefonla bir hafta önce seni arayan annenin telefonunu meşgule attığını ve ona dönmeyi unuttuğunu hatırladın! Hayallerini hatırladın, mesela "Dünya'nın şuralarını görmeden ölmeyelim be!" dediğini hatırladın. Ama bizi bütünüyle esir alan bu koşuşturmacaların içinde zamanın geçip gittiğini, gücünün azaldığını yahu anla be işte yaşlandığını, ölüp gideceğini hatırlamadın!!!
Peki neyin uğruna?
Orasını ben söylemeyeyim, sen çok iyi biliyorsun eminim! Çılgın bir isyan sayma bu anlattıklarımı, uzak gelse de içinde, bir yerlerde hissediyorsun dediklerimi. Biliyorum!
Rutin düzen öldürüyor bizi. Samimiyetsizlikler düzeni. Başarılıysan şakşak, başarısızsan yallah!
Hayallerinle ilgili tüm sorularda; tüm hırslarınla beraber kariyerinle ilgili yükseliş planlarını anlattığın cevaplar vermelisin. Senden beklenen bu! İş dili diyorlar buna. Bu dili konuştukça öğrendim..!
Ne demeyi planlıyordun? Dur gülelim biraz içindekileri söyle de.
"Ya benim kendimi tanımaya ihtiyacım var? Bilmiyorum ki; neyden keyif alırım, ney beni mutlu eder? Mutlu olarak yapacağım işler nelerdir? Kendimi tanımaya hiç fırsatım olmadı ki. En büyük hayalim kendimi tanımak, bunun için seyahat etmeliyim."
HAHAHA!
Kovuldun, kaybettin, sobelendin, uzun eşşekte çöken kişi oldun, top oynarken miğdene top çarptı ve nefesin kesildi. Bittin. Vasıfsız hayalperest!
Şşşşt! Sakın deme bunları, sakinleştir kendini. İş dilini takın! Çünkü buranın kuralları bu! Hayalin kariyerin burada! Kendini tanıyamadan üstüne giydiğin ceket senin kariyerin. Kaç beden olduğunu bile bilmediğin o ceketin altında; ya ezilirsin ya da kartvizitinle herkesi görmemiş gibi ezersin!
Zihnini berraklaştır, kızgın olma kimseye. Seçim senin, seçim bizim...
Tutku duymadığın, hayal kurmadığın bir hayat mümkün mü? Bizce mümkün olmamalı! Peki tutku duymadığın şeyleri yıllarca yapmak ne derece mantıklı?
O kadar uzun cümlelerden sonra yeterince iyi anladığınızı düşünüyorum neden istifa ettiğimi. İşimden istifa ettim ama hayallerimi gerçekleştirebileceğim bir adım attım! Tutku duymadığımız ve hayal kurmadığımız bir hayatın içerisinde göremiyoruz kendimizi. İnanın başarı hikayeleri de yazmak veya anlatmak zorunda değiliz. Başarın denemen! Başarın keşkelerini susturman, başarın bilinmezliğin içerisine adım atacak o cesareti göstermen.
Bir söz var.
"Geri dönülemeyecek hiç bir karar yoktur"
Risk almaktan korkmamaya karar verdik. Denersin, hayallerinin bir bedeli vardır onuda ödersin. Olur veya olmaz. Ama unutma en azından keşkelerinle ölmezsin!!
Keşfetmek istiyoruz, kendimizi tanımak istiyoruz, süreç içerisinde severek yapabileceğimiz sürdürülebilir bir iş oluşturmak istiyoruz. Bu süreçte; Dünya turu hayallerimiz var, Türkiye'de görmediğimiz bir çok yeri görmek konusunda bitmek bilmez çabalarımız olacak. Hem yolda olacağız, hem yoldayken hangi özelliğimiz bize mutlu bir gelir kazandırabilir bunu düşüneceğiz. Yazılar yazacağız, paylaşımlar yapacağız.
Bilinmezlik var mı? Önümüzde büyük bir sis var. Biz hayallerimizin bedellerini ödemek istiyoruz...
Sağlıcakla.