Scudo Sports

Erken kalkmak mecburen, işe gitmek mecburen, eve dönmek mecburen, mecburiyetten...

cagdascaneroglu

Daimi Üye
Kayıt
6 Mayıs 2015
Mesaj
241
Tepki
1.012
Şehir
Antalya
İsim
Çağdaş Can
Bisiklet
Salcano
Merhaba bisikleti ve doğayı seven arkadaşlar,

Öncelikle işe bisikletle gitmek konusunda uzun sürelerdir düşünen birisi olarak bu kararı vermeme neden olan etkenlerden sizlere bahsetmek istiyorum. Ama öncelikle başlıktan da belli olduğu üzere bu yazıyı MFÖ'nın Mecburen şarkısıyla okunmasını şiddetle tavsiye ediyorum. :)


Antalya'da kurumsal bir firmada sigorta alanında çalışmaktayım. Gerek iş yoğunluğum, gerek müşteri ziyaretleri, gerekse toplantılar dolayısıyla bisiklet aktivitesini sadece haftasonu tatillerine sığdırmak zorunda kalıyorum. Haftaiçi de işte bulunduğum saatler de sürekli bisiklet sürme ve pedallama isteğimi bastıramıyor olmaktan dolayı bu kararı verdim. (Not: Acaba iş saatlerinde araştırmaya giren ve sürekli " pedallayıp kaçıp gitsem buralardan " ezgilerini mırıldanıp, bu deliliği yaşayan ben miyim? :) )

İşte olduğum ve küçük fırsatlar bulduğum zamanlarda bile rota araştırmaları ve hayaller kurmak tatil planları için iyi olsa da, işte ki motivasyon ve işe odaklanma konusunda ciddi sıkıntılar yaratmaya başlıyor. Bunun üstüne kurumsal şirketin insana empoze ettiği bazı yapmacık kavramlar; özgürleşebilme isteğimi daha da tetiklemekte.

Yaptığım işi daha keyifli kılabilmek ve yolda harcadığım koca zamanı tutkuyla yaptığım bir etkinliğe dönüştürmek, aynı zamanda dizginleyemediğim; bitmek bilmeyen pedallama ve keşfetme isteğimi bastırabilmek adına işe bisikletle gidenler kervanına yarından itibaren bende katılmaya karar veriyorum. Bu planın işim de katma değer yaratacağını umuyorum.

Benimle aynı durumu yaşayan arkadaşlara; buradan ilerleyen günlerde deneyimleyerek bu eylemin psikolojik etkilerini ve işe yansımasını paylaşmayı düşünüyorum.

12914926_10154107711779181_1912193616_o.jpg

Laptop ve evrak çantamı yükledim :)

12915007_10154107711694181_278992124_o.jpg

12903810_10154107711404181_1890885594_o.jpg

Sırt çantama da ayakkabı ve takım elbise ceketimi yerleştirdim.

Haydi bakalım :)
 
Scudo
Hadi bakalım :harika: Bence çok iyi de yapmışsınız, kazasız, belasız, keyifli sürüşler.


Not: Umarım çalıştığınız şirketten size uyuz olan biri (pek uyuz olunacak biri olmamanıza rağmen) forumu okumuyordur, zira aşağıdaki cümle başınıza iş açabilir!


@cagdascaneroglu
 
@ÖmerMurat

Teşekkür ederim güzel yorumunuz ve uyarınız için :)

@mariokaldato @gmfaruk Teşekkürler ilk gün gelişimi yaptım. Inanılmaz bir keyifti...Dikkatli olmak konusunda haklısınız. Antalya bisiklet yolları konusunda nisbeten gelişmiş bir şehir. Genel olarak bisiklet yolunu kullanıyorum.
 
gömlek ve ceket terletme oluşumunu arttırıp erkene vakite çeker. sıkıntı olmuyor mu. o_O
 
Güzel olmuş. Ben de yerimde duramadığım için işe bisiklet ile geliyorum. Devamını sürdürmen dileğiyle.
 
@cagdascaneroglu,

Çok güzel yapmışsın arkadaşım. Beğendim doğrusu. En güzelini yapıyorsun umarım yapmaya da devam edersin.
Ben de bir kurumda memurum. Bisiklet ile işe gidip gelmeye çalışıyorum haftanın 5 günü. Pazartesi sabahları ben de takım elbise mi sırt çantama atıyorum. İşe gelip üzerimi değişiyorum. O takım elbisem Cuma'ya kadar iş yerinde kalıyor. Mesai çıkışı üzerimi değişip çıkıyorum, sabah işe geldiğimde yine takımımı giyip çalışmaya devam ediyorum. Cuma akşamı da takım elbise tekrar sırt çantasına girer ve eve gider :)
İşe bisiklet ile gidip gelmek çok zevkli oluyor. Zihniniz tertemiz, mis !
Saygılarımla.
 
  • Beğen
Tepkiler: Atasoy
bu yazıyı yazdığın günleri hatırlaman için yorum yazayım dedim. bence şimdiki özgürlüğünü de yazmalısın kaaaarşim :)
 
  • Beğen
Tepkiler: cagdascaneroglu
@mr.gevende Çok iyi oldu bu hatırlatma mesajı. Resmen o günlere döndüm. Oysaki ne çabuk adapte oldum şuan ki yaşadığım hayata. Stressiz, emirsiz, saçma sapan işsiz ve parasız ama çok daha mutlu :):)

YAZININ 1 YIL SONRAKİ GÜNCELLEMESİ VE BU POSTU YAZAN KİŞİ OLARAK DEĞİŞİM SÜRECİ [GÜNCEL] :)

Arkadaşımızın son yorum hatırlatmasından sonra :) ; yeni bir konu açmak yerine gelişmeleri buradan bildireyim istedim. :)

Son 1 yıl 24 gündür hayatımda neler değişti kısaca yazayım;

* Uyum sağlamak için her türlü motivasyon yoluna başvurmama rağmen olmadı; ilk önce işimi değiştirmeyi tercih ettim.
* Yeni başladığım iş bir öncekinden çok ayrı sektörler değildi... Ama daha iyi olanaklar ve daha iyi bir kariyer sağlıyordu bana. Kurumsal bir bankada çalışmaya başladım. İlk başlarda her şeye adapte oldum diye kendimi kandırsamda; 3 ay sonra yine sorgulama süreci başladı; kurt düştü içime ve bu işin de benim hayallerimden çok uzak olduğunu 6 ayımda aldığım son yüksek primli maaşımla istifa etme cesareti gösterdiğimde anladım.

İSon 2 aydır tek bir şey için çaba sarf ediyorum. Her şeyi göze alarak! Tutku duyduğum bir hayat için... Beni mutlu edemeyecek hiç bir işin içinde asla bulunmayacağım. Bu sürede kendimi tanımak adına bol bol seyahat ediyorum. Yol arkadaşımla birlikte. :)

*Son 1 yıl 24 gündür hayatımda bir şey daha değişti. Bir seyahat bloğu sitesi kurduk. Belkide o yüzden forumda ki yazıları çokça ihmal etmişim, doğrudur. Instagram'da ve internet sitesinde daha aktif olarak çaba sarf ettiğimiz bloğumuzun adı: İnstagram/Facebook: pedalperestgezginler İnternet Sitesi: (link) 1 yılda hayallerimizi paylaşmaya çalıştığımız bu blog bizi mutlu edecek oranda büyüdü. (Not: Bu yazıyı okuyup forumdan gelen arkadaşlar bir mesaj atsınlar. :) )

Bloğumuzda istifa sürecini anlattığım yazıyı aşağıda paylaşıyorum. Selamlar, sevgiler herkese.

KURUMSAL KARİYERE ELVEDA | İSTİFA SÜRECİ
20.03.2017
Binlerce düşünce var zihninde biliyorum. Kurduğun binlerce hayali içine bir türlü sığdıramadığın kısa vakitlerin var. Bu tip yazıları her okuduğunda pır pır eden "acaba ben?" diyen maceraperest bir kalbin var... Neresinde olduğunu bilmediğin bir döngünün içerisinde hissettiğin sorgulamaların var. Yaşama dair, mutluluğa dair, merak etmeye, tutku duymaya dair... Televizyonda izlerken 80 yaşında hala el işi hünerlerini sergileyen, işini severek yapan amcayı; bitmek bilmez azmine, ustalığına ve tutkusuna hayranlığın var. Ya da yürürken dağları dünyanın bir ucunda kendisinden büyük sırt çantasıyla; o genç çocuğun verdiği kararlara, aldığı risklere dair şaşkınlığın var! Pazartesi koşuşturma içerisinde otobüsle giderken işine; tamda oturacak yer bulup buhar dolu cama dayamışken başını... çocuklarınla geçirdiğin dünkü sabaha, annenle içtiğin sıcak kahveye, kocanla yaptın hafta sonu seyahatlerine dair özlemin var. Masa başında doldururken vaktini, toplantı odasında yudumlarken kahveni... Hatırla! Bir an olsun daldı ve en yakın pencereye ilişti dimi gözlerin? Toplantıda ki tüm konuşma yavaşladı birden, duyulmaz oldu sonra bir süreliğine, masana gelip sorular soranlar bir an olsun fark edilmez oldu dimi? Puf! Sonra bir balon gibi patladı düşlediklerin, yapman gerekenler geldi aklına; uçtu, gitti hayallerin! Döngü tekrar başladı sonra, bir sonraki hayallere kadar unuttun kendini. Çok iyi anlıyorum seni... Binlerce kez tekrar edip, bir çok iç isyanla savaşıp hala karar verememenin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum. Kararsızlığın bitap halini...
"Ya uyum sağla! Ya karar ver" çok kolay bir cümle dimi? Ah ah "Boşa koyuyorum dolmuyor, doluya koyuyorum almıyor." dediğin bir çok kez oldu. Bazen uyumsuzluğuna isyanın var biliyorum... Uyumsuzluk derken yanlış anlamadın eminim! İnsanlarla ne kadar iyi anlaştığını biliyorum. Hayatın işleyişine dair bir "Uyumsuzluğun" var. Ergenlik isyanı olmadığını da biliyorum, derinlikli bir açmaz hissettiğin. Ruhunun en derinlerinden gelen bir his, bir merak...
Bu süreçleri yaşarken, çok sevdiğin arkadaşlarına baktığın, onların hayatlarını incelediğin çok oldu biliyorum. Küçük sıkıntılar, rutin sorunlar dışında, hepsi düzenin içerisinde orta şekerli kavrulup gidiyorlar? Yahu benzer şartlardasın, hatta ekonomik olarak ya da çalıştığın mevki olarak onlardan daha iyi durumda olduğun bile söylenebilir.
Peki içinde ki kurt neden seni kemiriyor?
7da97df5ccd44411a2567567be55a5df.webp

Çünkü merak etmeye başladın...
Dünya'yı merak ettin, denizleri merak ettin, Alp Dağlarını merak ettin mesela. Orada gördüğün yemyeşil alp çayırlarının üzerinde bir an olsun uzandığını hayal ettin. İnsanları merak ettin. Afrika'daki insanların açlığını, Avrupa'da yaşayanın tokluğunun nedenini merak ettin. Deneyimlemeyi merak ettin mesela. O vadide manzaraya karşı yürürken güneşin batışına denk gelişini ve sırf güneş batıyor diye zaman ayırıp onu izlemeyi hayal ettin. Şehirdeki zaman ayıramadığın her şeyin acısını teker teker çıkarırcasına izledin o güneşin batışını!
Sonra; işe giderken sana kuyruk sallayan sevimli köpeğin başını okşayamadığını hatırladın, akşam merakla sana sorular soran çocuğunu yorgunlukla geçiştirdiğini... Telefonla bir hafta önce seni arayan annenin telefonunu meşgule attığını ve ona dönmeyi unuttuğunu hatırladın! Hayallerini hatırladın, mesela "Dünya'nın şuralarını görmeden ölmeyelim be!" dediğini hatırladın. Ama bizi bütünüyle esir alan bu koşuşturmacaların içinde zamanın geçip gittiğini, gücünün azaldığını yahu anla be işte yaşlandığını, ölüp gideceğini hatırlamadın!!!
Peki neyin uğruna?
Orasını ben söylemeyeyim, sen çok iyi biliyorsun eminim! Çılgın bir isyan sayma bu anlattıklarımı, uzak gelse de içinde, bir yerlerde hissediyorsun dediklerimi. Biliyorum!
Rutin düzen öldürüyor bizi. Samimiyetsizlikler düzeni. Başarılıysan şakşak, başarısızsan yallah!
Hayallerinle ilgili tüm sorularda; tüm hırslarınla beraber kariyerinle ilgili yükseliş planlarını anlattığın cevaplar vermelisin. Senden beklenen bu! İş dili diyorlar buna. Bu dili konuştukça öğrendim..!
Ne demeyi planlıyordun? Dur gülelim biraz içindekileri söyle de.
"Ya benim kendimi tanımaya ihtiyacım var? Bilmiyorum ki; neyden keyif alırım, ney beni mutlu eder? Mutlu olarak yapacağım işler nelerdir? Kendimi tanımaya hiç fırsatım olmadı ki. En büyük hayalim kendimi tanımak, bunun için seyahat etmeliyim."
HAHAHA!
Kovuldun, kaybettin, sobelendin, uzun eşşekte çöken kişi oldun, top oynarken miğdene top çarptı ve nefesin kesildi. Bittin. Vasıfsız hayalperest!
Şşşşt! Sakın deme bunları, sakinleştir kendini. İş dilini takın! Çünkü buranın kuralları bu! Hayalin kariyerin burada! Kendini tanıyamadan üstüne giydiğin ceket senin kariyerin. Kaç beden olduğunu bile bilmediğin o ceketin altında; ya ezilirsin ya da kartvizitinle herkesi görmemiş gibi ezersin!
Zihnini berraklaştır, kızgın olma kimseye. Seçim senin, seçim bizim...
Tutku duymadığın, hayal kurmadığın bir hayat mümkün mü? Bizce mümkün olmamalı! Peki tutku duymadığın şeyleri yıllarca yapmak ne derece mantıklı?
O kadar uzun cümlelerden sonra yeterince iyi anladığınızı düşünüyorum neden istifa ettiğimi. İşimden istifa ettim ama hayallerimi gerçekleştirebileceğim bir adım attım! Tutku duymadığımız ve hayal kurmadığımız bir hayatın içerisinde göremiyoruz kendimizi. İnanın başarı hikayeleri de yazmak veya anlatmak zorunda değiliz. Başarın denemen! Başarın keşkelerini susturman, başarın bilinmezliğin içerisine adım atacak o cesareti göstermen.
Bir söz var.
"Geri dönülemeyecek hiç bir karar yoktur"
Risk almaktan korkmamaya karar verdik. Denersin, hayallerinin bir bedeli vardır onuda ödersin. Olur veya olmaz. Ama unutma en azından keşkelerinle ölmezsin!!
Keşfetmek istiyoruz, kendimizi tanımak istiyoruz, süreç içerisinde severek yapabileceğimiz sürdürülebilir bir iş oluşturmak istiyoruz. Bu süreçte; Dünya turu hayallerimiz var, Türkiye'de görmediğimiz bir çok yeri görmek konusunda bitmek bilmez çabalarımız olacak. Hem yolda olacağız, hem yoldayken hangi özelliğimiz bize mutlu bir gelir kazandırabilir bunu düşüneceğiz. Yazılar yazacağız, paylaşımlar yapacağız.
Bilinmezlik var mı? Önümüzde büyük bir sis var. Biz hayallerimizin bedellerini ödemek istiyoruz...
Sağlıcakla.
 
Bende uzun zamandır takipteydim sizi instagramdan buradaki yazınıza şimdi denk geldim :komik:
 
  • Beğen
Tepkiler: cagdascaneroglu
Konuyu güncellemek istedim, çevrim içi olduğunuzu gördükten sonra.
Şu an durumunuz nedir? Çalışmadan gezmeyi sürdürebildiniz mi?
 
  • Beğen
Tepkiler: cagdascaneroglu
Çalışmadan gezmek çok zor maalesef, zaten ana sorunda birşeyleri yapmak "ZORUNDA" olmak hocam.

Sabahın köründe her kalktığımda haftanın 5 günü 9-10 saat çalışmak mı hayat? şeklinde sorular soruyorum kendime. Daha sonra "ZORUNDA" olduğum geliyor aklıma, bilemiyorum.
 
Yemek ve içmek dışında hiçbirşey yapmaya mecbur değilsiniz..

Seks yapmak,çalışmak,çocuk yapmak,evlenmek,birşeylere(din/ideoloji) inanmak zorunda değilsiniz..
Arkadaşınızın/dostunuzun olmasına gerek yok..Tv izlemek,internete girmek,telefon kullanmak zorunda değilsiniz..Askere gitmek zorunda değilsiniz..Evinizin,arabanızın olmasına gerek yok..
..vb
Tüm bunları size empoze eden toplumdur..
 
Zibilyon tane hastalık ve engellilik
Yakinlarinin her an basina birsey gelme ihtimali ve eninde sonunda gelmesi

Dunyada mutlu olmak icin bir cok farkli olasilign denk gelmesi lazim

Dunya haberlerini ac izle
Hergun binlerce insanin basina cok kotu seyler geliyor
Bu piyango ve zorunluluk elbette bize de vuracak

Ben calismadan kendimi mutlu hissetmiyorum mesela

işimde calisirken zevk alirim cunku sevdigim ve uzmani oldugum işi yapiyorum.

Sevdigin işi yapmiyorsan bu iş mecburiyetten olur zaten
Sevmeye calis ya da baska bir is bul kendine

Kimi insan istek ve arzularinin esiri olur
Canı ne istiyorsa onu yapmak ister
Ben bu tiplere Isteklerine tapanlar derim


Cesit cesit insan var

Ben kendimi Gazi M.Kemal Ataturk gibi bir ideolojiye adamayı daha cok yakistiririm ve oyleyimde.
Neyse bol pedallamalar
 
çok felsefik bir konu olmuş. aramızda düşünen insanların sayılarının artması bir hayli umut verici. bir yandan da şunu söylemeden geçemeyeceğim. tedavi edilip yada baskılanıp diğerleri gibi kontrol altına alınmalı ve bu düşünen yönünüz törpülenmeli ki yuvarlanıp gidebilin. yoksa çok sıkıcı :)
 
  • Beğen
Tepkiler: cagdascaneroglu
@fthgzl79

ne yiyecen ne içecen? suçu topluma atıp milleti koyun gibi göstermeyin. çık sokağa iki gün parasız dur, ya dilenecen bi lokma ekmek diye, ya alıp hastaneye götürecekler ölüyo diye. ne giyeceksin, nerde konaklayacaksın, nerde ne ile temizleneceksin, sağlık masrafını ne ile ödeyeceksin?

bi tanıdığımın hayali gibi, umudun olmadığı ıssız bi adada ölene kadar yaşayacaksan, olur neden olmasın, şansına belki bi süre yaşarsın. Ama şehirde?? Türkiyede????

Konu bu yüzden açılmış zaten, ev kirası ödüyorsan, bunları yazıp okuyabilmek için elektrik ve internet faturası ödüyorsan, yıkanıyorsan ve yiyorsan, çalışmak zorundasın. Ayrıca, askere de gitmek zorundasın, para verip gitmeyecem diyosan; o para için it gibi çalışmak zorundasın.

Boş konuşmuşsun, beni de yordun.
 
@Hevesli Merhaba, teşekkürler merak ettiğiniz için.:) Öncelikle çalışmadan gezmek gibi bir amaçtan ötürü istifa etmedim. Sadece her gün uyandığımda hayıflanacağım bir işten ziyade tutku duyduğum bir işi kazanca dönüştürerek; o kazançla seyahat etmek için istifa ettim. Yaşamımı temel ihtiyaçlara kadar indirecek bir tercih değildi bu. Bunu yapan rest kararlar var mı? Var ama benim için uygun değil. Konfor standartını düşürerek mutlu olmak mümkün ama tamamen kesmek de bu dünya için mutsuzluk getirir bence. O yüzden şimdilerde bir tur ve eğitim işi içinde yer alıyorum.:) Bu süreçte satın alma alışkanlıklarımı değiştirdim, bana mutluluk getirdiğini sandığım konforlu alışkanlıklarımdan vazgeçtim. Çalıştığım maaşlı işimde kazandığımın yarısı kadar para bana yeter duruma geldi ve bana eski işime göre 5 kat daha fazla zaman kaldığı için daha mutluyum.:) Hayal ettiğim şey bu muydu? Tabi ki çok daha farklı şeyler planlıyordum ama planlar sadece yapılıyormuş, gerisini karşına çıkan fırsatlar belirliyormuş. Bakalım daha ne planlar yapacağız ve o planlara uymayan ne fırsatlar çıkacak. Şimdilik durumlar böyle.:)
 
Geri