Scudo Sports

En iyisi yolda sorunsuz gidendir.

uğur kocaağa

Daimi Üye
Kayıt
23 Nisan 2009
Mesaj
339
Tepki
188
Şehir
Babaeski
Arkadaşlar benim gibi çeşitli nedenlerden dolayı bütçesi kısıtlı olanlar için yazıyorum. Öncelikle bisiklet seçimi yapacağınız zaman tabi ilk olarak mtb, yol, tur vs olarak bir tercih yapmanız gerekiyor doğal olarakta bunları geçmek istiyorum. Bütçeniz az olabilir ve bütçenize hitap eden çok az sayıda alternatif mevcut olabilir ikinci ele yönelmenizde fayda var bu durumlarda, ama ikinci elde bile sonuç olarak bütçeniz kısıtlıysa iyi bir bisiklete sahip olamazsınız. Maddiyat olmadı mı olmuyor bazen insanın canı sıkılıyor tavsiye istiyorsunuz o bisikleti alma bütçeni zorla bekle biriktir gibi tavsiyeler veriliyor. Aslında yanlış değil doğru fakat zaman gelip geçiyor harcamalar artıyor ve eldeki maddiyatta birden bire eriyebiliyor tok açın halinden anlamaz mantığı gibi vs.vs. diye uzar gider.

Böyle durumlarda moralinizi bozmamanızı tavsiye ederim ben. Bütçenize en uygun modeli seçin ve elinize para geçtikçe gerekli kompenantları değiştirin bence işinizi görecektir. Nasılsa bir gün maddi gücünüze göre yeni bir model alacaksınız. O konuda da ben ayak yorgan mantığıyla yaklaşan bir insanım. Asgari ücretle çalışan birinin bin lira verip bisiklet almasını anlarımda üstüne 1000 lira masraf yapıp kompenant almasını gereksiz bulurum. Haftada yapacağınız bir gün izinse dünyayı dolaşmayacaksanız inanın tüm samimiyetimle söylüyorum Tourney sistemli bir bisiklet bile işinizi fazlasıyla görecektir.

Ben Ümit bisikletin Corvette markasıyla piyasaya sürdüğü bir alu kadrolu bisikleti elden satın aldım, gemide çalışmış borçlarımı kapatmıştım elimde az para vardı, hepsini bisiklete harcayıp tamamen parasız kalamazdım. Aldığım bisiklet 18 vitesliydi. Aynakolu 38 dişli. Jantları tek kat hafifti, o şekilde 500 km kadar kullandım. Jant ayarı gerekince bisikletçiye çift kat jantı kaça öreceğini sordum fiyatta anlaştık ve göbeği kendim seçtim şanslıymışım DEORE göbek vardı ve normal göbek parasına satın aldım onu da.

Arkaya kaset göbek aldım ama 7'li sistemdi kasetin birini iptal ettim bir pul yardımıyla onu da hallettik en küçük dişliyi kullanabiliyorum yani 18 ve 24 vites 21 yok, o da halloldu. Kullanışsız ve ağır zoom maşasını söktüm çıkma bir düz çelik çatal alıp güzelce kadro rengine göre boyatım hem 1 kilo hafiflettim hemde daha kullanışlı hale getirdim. Aynakol bir gün kullanılamaz duruma geldi yamuldu hamur gibi aktarıcı ve zincir sıkışmasından dolayı. O an şansıma ikinci el az kullanılmış aynakol vardı 25 liraya satın aldım yurtdışından gelme yarı elips üstünde shimano yazıyor xt felan da yazıyor da xt değil. Shimano'ya üretim yapan bir fabrikada üretiliyormuş.

Ön aktarıcı sis serisindendi çatladı bir abimin hediyesi olan altus aktarıcıyı taktırdım. Arka aktarıcıda Tourney aldığımdan beri maşallahı var ve bu parçalar değiştiğinden beri toplamda 3500 km yaptım. ondan öncede 500 ettli 4000. Ha unutmadan lastikleri değiştirmiştim ben silik ya da yarı silik lastik tercih ediyorum tanesini 15 liradan aldığım ilk çift lastik 3000 km dayanmıştı ki arka lastik jant yanağından yarılma yaptı. O lastikler sadece bir kez patladı 3000 kilometrede. Aynısından bulamadığım için ikisini değiştirdim ve son 500 km yeni lastikleri kullanıyorum. Şimdi burada anlatmak istediğim uzun bir yazı ama bütçenizi zorlayın olmuyorsa asla vazgeçmeyin bu sporu yapmak istiyorsanız bu spor için kalbiniz çarpıyorsa pedal basmak istiyorsanız imkanınız yoksa üzülmeyin.

Bisikletiniz yolda gidiyorsa ve size güven veriyorsa sorun yoktur. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken en önemli şey bakımdır. Mesela bir abimin hediyesi olan zincirim halen ilk günkü gibi tertemizdir, her bir baklayı şırıngayla yağ damlatıp fazla yağları bezle siliyorum. Her 150-200 kilometrede aktarıcıları temiz tutuyor bakımlarını yapıyorum. Arka göbeği zaman zaman söküp bilyaları gresliyor temizliyorum. Jant akordumu kendim yapıyorum öğrenin bu tür tamir işlerini çok zor değil ve işte sonuç olarak sos veren parça kendini belli eder zamanla değiştirin.

Benim söyleyeceklerim bu kadar umarım Herkes gönlündeki gibi bir bisiklete sahip olur olamayanlarda elindekini en iyi şekilde kullanır olanlarda elindekinin kıymetini bilir. Kask eldiven gözlük kullanın ve özellikle sağlığınız için pedli çamaşır yada tayt kullanın.

Her şeyin bir çözümü vardır isteyin yeter ki.

Saygılar sevgiler.
 
Scudo
Çok teşfikleyici bir yazı olmuş TEŞEKKÜRLER :) Bende BMX'imin arka jant çemberinin yamulmasından dolayı abimin eski sabit maşalı MTB siyle tura çıkıyorum son 4-5 gündür çok güzel bir duygu :)
 
  • Beğen
Tepkiler: uğur kocaağa
Arkadas helal olsun. Sadece bisiklete binenler icin degil, bir hayali, emegi, dilegi olan herkes icin okunup ders cikarilacak bir yazi. Tesekkur ederim.:in: ;) :)
 
  • Beğen
Tepkiler: uğur kocaağa
bu tarz bir çaba ile kendi bisikletinizi oluşturmanız çok güzel. çok keyifli bir yazı olmuş.
 
  • Beğen
Tepkiler: uğur kocaağa
Ramazan dolayısıyla bisikleti bakıma aldım, kadro krom nikelaj kaplamaydı, fakat sararma ve bir çok yerden sökülme yapmıştı, zımparaladım, parçaları söktüm, fren bacakları kullanılmayacak duruma gelmişti sipariş ettim . oto boyacıyla 30 tl ye anlaştım. Renk konusunda Metalik gri , mavi ve kırmızı arasında halen kararsızım:) İnş bayrama kadar yine bisikleti ayaklandıracağım. Yazıyı yazmamdaki amaç kimse umutsuzluğa kapılmasın moral olsun..
 
Merhaba Uğur,

Düşüncelerini paylaştığın için teşekkürler. Kısaca 29 Mart'dan bu yana başımdan geçenleri anlatayım. Ben de 184 TL'ye 12 ay taksitle aldığım, 18'lik (kilo ve vites 18!) çift amortisörlü demir yığını olarak tabir edilen bisikletime kaç para harcadım bilin bakalım...:)

Tam iki katı kadar ve 250 küsürü sağlık için (kask, eldiven, gözlük, sele, reflektörler vb.) ...

En son dün (5. ayında) arka aktarıcı da gitti! Ne diyelim sizlere ömür ama 30 km.'lik hafif bir turun sonunda gitti çok şükür. Evime yakın bir yerde yokuş aşağı iniyorken makaralardan biri gitmesin mi! İşte o gün 0 vites ile gitmenin (her iki aktarıcıda da en büyük dişliye alıp ancak düz yolda sürebilmek) ne demek olduğunu anladım...:)

Çok uzatmayayım; özetle bugüne kadar 85 TL onarım maliyetlerine verdim. Aksesuar ve sağlık için harcadıklarım çok daha fazla tutuyor. Eğer pahalı bir bisiklet alsaydım belki onarım maliyeti 15 TL (illa ki bir iç lastik, yama kiti lazım oluyor) olacaktı ama kesinlikle sağlık için şart şeyleri almaya param yetmeyecekti.

Olay budur arkadaşlar: Ayağını yorgana göre uzatacaksın...:)
 
  • Beğen
Tepkiler: uğur kocaağa
Abi yanlış anlama ama o 184 liralık bisikletler hepten berbat. mesela kadro düz kadroysa aktarıcılarda shimano giriş seviyesi en ucuzu bile olsa fren bacakları yine en ucuzlardan logan bile olsa bakımını yaptıkça işini görür . Ama 184 liralık bisikletlerdeki aktarıcılar naylondan, fren bacakları yine aynı. Benim tavsiyem Tourney sistemdir bütçesi olmayanlar için. Fren takımı olarakta Alhonga yada Logan. Birde şu var ben mesela bisikletimi iyi tanırım neresi sos veriyor hangi parça bana uzun yolda güven vermiyor anlarım bakımını yapmaya çalışırım bu his halen beni rahatsız ediyorsa en uygun alternatifle değişimini sağlamak için bütçe ayırmaya çalışırım. Bu sistemi bir kez oturtunca inanın her şey çok güzel oluyor. Mesela benimle birlikte 4000 km yapan benden önceki sahibiyle kaç yaptı bilmiyorum Tourney aktarıcımı 1000 km kadar sonra dağılmasa bile emekliye ayırmayı düşünüyorum çünkü gerekli bişey deore değil sonuçta işini fazlasıyla yaptı:)

Ek masraflarsa evet maalesef sıfırdan başlayan için bir yama kiti 5-10 tl (levyeleriyle) mini pompa(10 yl) Kask (gördüğüm en ucuzu 25 tl ) reflektör yelek(8 tl) Ön arka aydınlatma (10tl) Bunlar bisikletten önce temin edilir daha sonra bisiklet aşamasına geçilirse daha az can sıkıcı olur aslında. Tabi bunlar en ucuz çözümler. Bir de mutlaka pedli iç çamaşırı yada şort öneririm (20 ucuzu). üst olarakta klima kumaş pazarda satılan thisortlardan öneririm en kötü ihtimal olarak. Bir şekilde büyçeyi hayata göre paylamak lazım sonuçta ben tüm paramı kenara atıp yemeyip içmeyip ruh gibi yaşayarak full deore sistmeli bir bisiklette toplayabirim ama bu şekilde mutlu olur muyum bilemem. Ayağı yorgana göre uzatmak bütçeye ayar çekmek şart abilerim kardeşlerim.
 
Uğur arkadaşım bisiklete yeni başlayacak kişiler için yazdığın bu cesaretlendirici ve bilgi verici mesajın için teşekkür ederim. Yaşadığın tecrübeleri aktarmanda çok güzel ve destekleyici olmuş,eline sağlık arkadaşım. Kaskın takılı, yolun hep açık olsun,Malatya Bisiklet Topluluğundan selamlarımla
 
  • Beğen
Tepkiler: uğur kocaağa
Ne diyorsun Uğur...:D

Şu an Türkiye'de çoğunluğun elinde bundan daha kötü bisikletler var. Satın aldığım AVM'de zamanla daha kötüleri (ucuzları) satıldığını gördüm. Ben sezonun çok başında aldım neyseki. Hatta kazıklandığımı bile düşünmüştüm, meğer öğrendikçe daha kötüleri olduğunu anladım. Ucuz etin yahnisi yavan olur arkadaşlar...

Bu arada dandik "noname" denilebilecek aktarıcılar ile 5 ay idare ettiğime göre o kadar da dandik değilmiş. Bununla Arnavutköy'e (Sultançiftliği'nin ilerisindeki), Garipçe'ye (Rumelikavağı'nın ilerisi) ve en hafifi belki de Polonezköy'e gittiğimi belirteyim. Ama artık bir çok yeri senin tabirinle SoS veriyor. Hatta bir kaç tane jant teli kırılmış haberim yokmuş. Arka aktarıcı değiştirirken usta bunun akortu gitmiş demesiyle olay ortaya çıktı. Tellerin kırılmasının sebebi zincirin sıkışıp zedelemesiymiş.

Aslında şu an bir tane Shimano arka takıma sahibim. Aktarıcı çok dandik, belki taklit ama elcikteki orijinal ve de eski model (Nexave). Ne yalan söyleyeyim, yarı otomatik vites kullanmanın da keyfi başka oluyormuş! Low diye bir düğme var sanki bilgisayar klavyesi gibi bas vites yükseliyor (evet numaraları da ters yazmışlar!), high yazan mandal ise hemen baş parmağımın dibinde. Bence yeni başlayan arkadaşlar ön olmasa da arka aktarıcıya önem versinler. Çünkü ön bozulsa bile bir şekilde hallediliyor ama arkanın alternatifi yok yarı yolda bırakırmış. İşte ben en son bunu tecrübe ettim ve ettiğimi söyledim...:cool:

Kazasız pedallamalar...
 
  • Beğen
Tepkiler: uğur kocaağa
Aslında malzeme çantanızda bir tane zincir kesme(sökme) aparatı bulundurmakta yarar var:) olaki böyle bir durumla karşılaşan bir arkadaşınız yada en kötüsü siz olursunuz zinciri kısaltıp aktarıcıyı sökerek gideceğiniz yere kadar idare edebilirsiniz;) İşte 1 aldığımdaki hali ve bazı değişimler, aman aman bir bisiklet olmasada beni 2 yıldır taşıyor bahsetmek istediğim bu, bütçeniz kısıtlıysa elinizdekini değerlendirin ve yolda sorunsuz gidecek hale getirin;) Son hali şu an çekildi zımparaladım, kısmetse boyatıp haftaya ayağa kaldıracam :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Salih Dinçer
Konu hakkında yazılanları okudum. Ben de - biraz uzun olsa da - konu ile ilgili fikirlerimi paylaşmak istiyorum;


Evet ' ayağını yorganına göre uzat ' demiş atalarımız. Bütçeyi sarsmamak gerekli.

Ama diğer yandan önemli bir olay daha var, ' kalite '. İngilizler ' ucuz mala para verecek kadar zengin değilim ' derler. Yani bu yandan baktığımızda ucuz diye aldığımız kalitesiz bisiklet ya da malzeme, daha büyük harcamalar yapmamıza hatta hayati riskler almamıza neden olabilir.

- - Kalite ve güvence farkı; -

Ben bisiklete başlarken Bianchi Speed modelini alıştım. Bianchi'nin en alt seviye tourney vitesli bisikleti. Beni hiç yolda bırakmadı ve hiç arıza çıkarmadı. Evet düşük seviye bisikletti ama yine de belli bir kalitesi vardı. Bir gün Belgrad'a tura gittim. Üst seviye bisikleti olan, daha hafif, daha iyi donanımı olan bisikletlerin ne kadar fark ettiğini yokuşları çıkmaya çalışırken çektiğim ızdırapla anladım. Ama yine de avm lerde ya da marketlerde satılan bisikletlerden kaliteliydi. Servisi bırakıp her gün işe bisikletimle gidip geliyordum. Bisiklette tık yok.

Derken bir gün ne oldu biliyor musunuz? Bir araç sürücüsü - hiç unutmam beyaz şahin ve içindeki kalsik dallama - 1, 85 boyundaki beni görmedi ve önünden geçerken gaza basıp çarptı. Hemen atladım ve bisikleti de kaldırıma aldım. Bana bir şey olmadı ama arka jantım yamuldu. Jantı yaptırdım, kadroda bir şey yok gibi duruyordu. Bir ay sonra kadroda çatlak fark ettim. ( Üstelik kadro boyu da küçük kaldığından, sele borusunu fazla kaldırdığım için sele kelepçesinin altında bir çatlak daha vardı) Bianchi'yi arayıp durumu dürüstçe anlattım. Bana yardımcı oldular. ( Bunu da unutmuyorum, telefonda konuştuğum kişinin adı Muhlis Dilmaç'tı, hemen yardımcı olmuştu) Bir hafta sonra sıfır ve boyuma uygun kadromu serviste toplattım.

İşte kalite, güvence ve marka olayı bu. En başta muhatabınız var. Forumda pek çok markanın ( mesela kadro çatlamaları, kırılmaları durumunda ) nasıl yardımcı olduklarını gördük. Olmayanlarsa kalp kırdılar.

- - İkinci el, performans ve parça değişimi; -

.........bir süre sonra nakite sıkışmış birinin bisikletini sattığını duydum. 3 aylık, 100 km anca kullanılmış Sedona 741. Ben hep uygun fiyatlı ama kaliteli ve ihtiyacımı görecek bir bisiklet düşünüyordum. Bisikleti pazarlıksız yarı fiyatına bıraktı. Onun da işi görüldü, benim de. Ben de Bianchi bisikletimi çok cüzi bir fiyata isteyen bir arkadaşa verdim. İkinci el eğer güvenilir ve temiz bir ürün bulursanız gayet mantıklı, hesaplı ve güzel.

Sözü parça değişimine getireceğim. Çok ama çok temiz epicon maşa, xt aynakol, xt aktarıcılar ve fren vites kolları aldım. Hepsi de yarı fiyatından ucuza geldi. Ben de bisikletimden çıkan parçaları yine yarı fiyatından ucuz ihtiyacı olan arkadaşa bıraktım. .Bisikletim kadrosu ve donanımlarıyla çok daha güzel ve verimli oldu. Yaptığım masrafa kesinlikle değdi ve bir kere yolda bırakmayı bırakın en ufak ayar sorunu bile olmadı. Mesela xt aynakolun akıcılığını gördükten sonra, farkı görüyor ve fiyatı anlıyorsunuz. Tüm bunları bisiklet forum ve forumdan edindiğim dostlar sayesine yaptım. Burdan hepsine teşekkür ederim. Şimdi bayır tırmanmak beni korktmuyor en basidi.

Söylemek istediğim; kalite bir yaşam tarzıdır. Mümkün olan en düşük masrafla; ihtiyaçlarımız, kulvarımız ve limitlerimiz doğrultusunda hareket etmeliyiz. Kısaca bütçemizin el verdiği en kaliteli malzemeyi, en uygun fiyata bulmalı, ve düzgün şekilde kullanmalıyız. Yani kalite+ fiyat/performans. Bu noktada ihtiyacı ve kısıtlı bütçesi olan bir arkadaşın gereksiz masraflar yaparak sıkıntıya düşmesi hepimizi üzer. Aynı şey kalitesiz malzeme alıp ta sürekli sıkıntı yaşan arkadaşlar için de geçerlidir.

Çok şeye sahip olmak sanıldığı gibi insanı mutlu etmez, aksine mutlulukla ters orantılıdır. Sahip olmayı değil varolmayı seçmeliyiz. Bu durumda jeeplere değil de bisiklete merak sarıp, bir insanın bisiklet kullanması bana çok anlamlı geliyor.Bu gün tapınaklara dönen alış veriş merkezleri, tüketim çılgınlığı ve insanların hepsini aynılaştıran içinde bulunduğumuz sistem, gereksiz ihtiyaçlara ve harcamalara bizi alıştırmaya çalışıyor. Dilerim bir düşünürün dediği gibi, önümüzdeki yıllarda insanlar için en büyük tehlike 'robotlaşmak ' olmaz.

Hepimize Kaliteli, tüm yönlerimizle kendimizi ' var ' ettiğimiz bir yaşam diliyorum.

Selamlar
 
Bende farklı birşey söylemiyorum ki arkadaşım:) gidip market bisikleti alın demiyorum kendi yaptığımı anlattım zaten , maddi gücü olmayanlara tourney işinizi fazlasıyla görür diyorum. Kalite her zaman kalitedir bunu çok iyi biliyorum ama çalışmaktan haftada ancak 2-3 saatini bisiklete ayırabilecek ve farklı bi çok hobisi olan kişiler ikinci el alacağı bir uygun fiyatli bir bisikleti isterse zamanla geliştirerek istersede geliştirmeden uzun süre rahatlıkla kullanabilir .
Son cümlende bahsettiğin tüketim çılgınlığı rahatsız edici boyutlara vardığı için bende endişeliyim, hani sırf kalite urğruna yemeyip içmeyip tüm harçlığını bisikletinin kompenantlarına ayıran öğrenciler görüyorum içim acıyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: akifberkant
bisikleti sürmeyi daha doğru düzgün beceremeyen, uzun turlara gitmeye cesareti olmayıp da sırf parası var diye yarışlara bile fazla gelecek bir bisiklet alıp; onun üzerinde kendini Lance Armstrong zannederek kasıla kasıla dolaşan tiplerin varlığını hepimiz biliyoruz sanırım. işte tüketim çılgınlığının insanı getirdiği durum, daha birçok alanda benzer şekillerde kendini gösteriyor. insanlar gösterişi herşeyin önünde tutuyor.

sonuçta ortada ucu bana dokunan bir durum yok, benim kafam oldukça rahat. ama ben bu insanlara bakınca o havalı duruşu değil, o maskenin arkasına saklanmış kompleksli zavallıyı görüyor ve acıyorum. keşke kendilerini bir kez de benim gözümden görebilseler...
 
  • Beğen
Tepkiler: uğur kocaağa
@uğur kocaağa

Ben de sizi eleştirmek için yazmadım, fikirlerimi paylaştım;teşekkürler
 
  • Beğen
Tepkiler: uğur kocaağa
Geri