Scudo Sports

Deprem..

Bakın deprem nasıl yapılır , öğrenin ! Bu abi çok bilim kurgu izlemiş.
Bakın bu adam cahil değil. Kadıköy Anadolu lisesi çıkışlı, İTÜ'de Uçak Mühendisliği Bölümü'nde üniversite hayatına başlamış, Berlin Teknik Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Bölümü mezunu.

Bu adam kötü bir insan. Bu adam yalancı bir insan. Bu adam çıkarcıbir insan. Kendi çıkarı için çıkıp net bir şekilde yalan söyleyebiliyor.

"Böyle bir silah sistemi çalışıldığını gördüm, projesini gördüğüm için söylüyorum" diyor. Olabilir, hayalidir demiyor. Projesini gördüm diyor.
"İçinde hiç birşey yok, patlayıcı falan yok". uzaydan dünyaya kontrollü gönderilen bir aracın bile nereye ineceğini hesaplayabilmek çok zorken, uzaydan içinde hiçbir yönlendirici olmayan "titanyum çubukları" tam hedefine gönderebiliyorlar... muhteşem bir teknoloji... Ama nasa, esa, boşuna yıllardır iniş için konumlandırma ve hesaplama üzerine çalışıyor!!!
"yerin 5km altına nüfuz ediyor". Şimdi öncelikle limit hız denen bir olay var. Limit hızı hesaplamışlardı başka bir yerde, hadi limit hızı da geçtim, ses hızında gelsin (ki imkansız). Bu hızda bile gitse bir cismin 5km altına girebilmesi için inanılmaz yüksek bir kütleye sahip olması gerek. Örnek olarak, dünyaya çarpan hem kütlesi bundan daha yüksek, hem de hızı daha yüksek meteorları bir düşünün... Bu kütleyi de uzaya taşımak ve bunu da silah olarak kullanmak... Abi adamlar gram hesabı yapıyor uzaya birşeyler gönderirken...

Hadi çok aerodinamik bir yapı bu, o kütleyi de yukarıya çıkardın milyar dolar harcayıp... Bi şekilde hedefi tutturdun... E atmosfere girerken, bu ısınacak ve alev alacak. O sıcaklık titayumu eritmese gile, öyle bir parlar ki, onu görmeme ihtimalin yok. Küçücük kaya parçaları bile girerken "yıldız kaydı" deyip görebiliyoruz, bu mu görünmeyecek?

Hadi körsün, onu da görmedin, yerin 5km altına girip 7-8* şiddetinde deprem yaratabilecek kadar bir kuvvet uygulanıyor, e çarpma anında oluşan krater nerede? O çarpma anında oluşan ilk sismik dalgaları niye hiçbir cihaz hissedememiş. "Hornet F-18 fighter" 'ın kazasını sismograph ölçümleri ile tespit edebildiklerini anlatan bir makale var.
Makale : (link)

* 7-8 şiddetinde deprem. Be yalancı, be düzenbaz, 7 ile 8 arasındaki fark o kadar büyük ki. Verdiğin sayıların ne anlama geldiğini bile umursamıyor. Salla gitsin...

Sonunda da kıvırmaya çalışıyor, "böyle birşey var mı yok mu bilmem, ama böyle bir mühendislik çalışmasını gördüm".

Bu açıklamanın amacı neydi onu ise hiç anlayamadım...


edit : şöyle bir yorum gördüm : Hocam limit hıza ulaşmasa, sürtünme hiç olmasa ne fark eder ki? Chelyabinsk meteoru 9.1 tondu, dünyaya çarptığında da limit hızının çok üstündeydi. Sismograflar 2.7'lik bir deprem olarak kaydetmiş. Ama titanyum çubuk, 7-8 şiddetinde deprem yaratacak...
 
Scudo
Eskiden cahil ve okumuş insanlarımız vardı. Cahiller okumuşlara saygı gösterirdi. Şimdi hepimiz yarı cahiliz ve kimseye saygı göstermiyoruz. Bilim adamlarına kendi alanlarında kafa tutan insanlar var artık. 90'larda başlayan özel kanallar ve daha sonra aslında ekrandaki her şeyin satılabileceğini öğrenen yayıncılar bu yozlaşmanın ilk tohumunu attılar. Birbirleriyle yarışan bu özel kanallar, ev, araba hediye eden yarışma programlarında, insanları olabildiğince aşağılık pozisyonlara düşürerek izleyicileri aslında kendilerine güldürdüler veya ağlattılar. Artık eski tv'de gördüğümüz kibar Türkçe ve kibar insanlar yoktu. Bu 'Özgür Yayıncılık' toplumu hızla yozlaştırmaya başladı. Arkasından internet geldi ve 'Dünya düzmüş la, yıllarca bizi yemişler' insanları çıktı. Bizim gibi kitap okumayan, düşünemeyen toplumlar bütün besinini ekrandan alırlar maalesef. Bu yüzden insanlar eski videolara bakıp insanlar ne kadar kibarmış, eğitimliymiş, ne güzel Türkçe konuşuyormuş' diye hayıflanıyorlar. Aslında o dönem televizyonlarda ne görüyorlarsa onu uyguluyordu insanlar. Ben ortaokul 1. sınıftaydım. TRT'de gençlerin büyüklerine yer vermesi gerektiğiyle ilgili bir programı izlemiştim. Ertesi günü minibüste okula giderken bulabildiğim en yaşlı (30'lu yaşlarda bir abiydi) kişiye kalkıp yer verdim. Çöp atılmaz derlerdi bu yaşımda hala çöp atamam. Bu Özgürlük Çağı sadece bizde yaşanmıyor tabii ki bütün dünya aynı şekilde aşağı yukarı aynı şeyleri yaşıyor.
 
Sorumlulardan hesap sorulmasın diye ellerinden geleni yapıyorlar. Nedense de bu açıklamalar hep hükümet tarafından geliyor.
Neden, çünkü tuğlayı çekerlerse duvar yıkılacak. Zaman kazanmaya çalışıyorlardır.
 
Bakın bu adam cahil değil. Kadıköy Anadolu lisesi çıkışlı, İTÜ'de Uçak Mühendisliği Bölümü'nde üniversite hayatına başlamış, Berlin Teknik Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Bölümü mezunu.

+ Rizeli. Tek bir yanlış, diğer bütün doğruları götürüyor.
 
Toplanan bağışlar sayıştay denetimine tâbîdir diyorsunuz, değil mi? Öyle sanıyorsunuz, değil mi? Yok, cevap hayır olacaktı.
Yeni imar edilecek binalar kamu ihale kanununa uygun yapılır sanıyorsunuz, bunun gerçekten olacağını düşünüyorsunuz değil mi? Yanıldınız, ohal ilan edildi, açık ihale kuralı da kalktı.
Sanki olanların depremle bir alakası yok, ne dersiniz?
15 Temmuz'a "Allah'ın Lütfû" diyenlerden çok şey bekliyorsunuz. Kaç kişi kaybedildi, koca kurtarma ekipleri bile bin katından az, sayıyla 19 kişi, kurtarıp törenle uğurlanabiliyor. Göstermelik işlerle uğraşıyoruz.
 
Bakın bu adam cahil değil. Kadıköy Anadolu lisesi çıkışlı, İTÜ'de Uçak Mühendisliği Bölümü'nde üniversite hayatına başlamış, Berlin Teknik Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Bölümü mezunu.

Bu adam kötü bir insan. Bu adam yalancı bir insan. Bu adam çıkarcıbir insan. Kendi çıkarı için çıkıp net bir şekilde yalan söyleyebiliyor.

"Böyle bir silah sistemi çalışıldığını gördüm, projesini gördüğüm için söylüyorum" diyor. Olabilir, hayalidir demiyor. Projesini gördüm diyor.
"İçinde hiç birşey yok, patlayıcı falan yok". uzaydan dünyaya kontrollü gönderilen bir aracın bile nereye ineceğini hesaplayabilmek çok zorken, uzaydan içinde hiçbir yönlendirici olmayan "titanyum çubukları" tam hedefine gönderebiliyorlar... muhteşem bir teknoloji... Ama nasa, esa, boşuna yıllardır iniş için konumlandırma ve hesaplama üzerine çalışıyor!!!
"yerin 5km altına nüfuz ediyor". Şimdi öncelikle limit hız denen bir olay var. Limit hızı hesaplamışlardı başka bir yerde, hadi limit hızı da geçtim, ses hızında gelsin (ki imkansız). Bu hızda bile gitse bir cismin 5km altına girebilmesi için inanılmaz yüksek bir kütleye sahip olması gerek. Örnek olarak, dünyaya çarpan hem kütlesi bundan daha yüksek, hem de hızı daha yüksek meteorları bir düşünün... Bu kütleyi de uzaya taşımak ve bunu da silah olarak kullanmak... Abi adamlar gram hesabı yapıyor uzaya birşeyler gönderirken...

Hadi çok aerodinamik bir yapı bu, o kütleyi de yukarıya çıkardın milyar dolar harcayıp... Bi şekilde hedefi tutturdun... E atmosfere girerken, bu ısınacak ve alev alacak. O sıcaklık titayumu eritmese gile, öyle bir parlar ki, onu görmeme ihtimalin yok. Küçücük kaya parçaları bile girerken "yıldız kaydı" deyip görebiliyoruz, bu mu görünmeyecek?

Hadi körsün, onu da görmedin, yerin 5km altına girip 7-8* şiddetinde deprem yaratabilecek kadar bir kuvvet uygulanıyor, e çarpma anında oluşan krater nerede? O çarpma anında oluşan ilk sismik dalgaları niye hiçbir cihaz hissedememiş. "Hornet F-18 fighter" 'ın kazasını sismograph ölçümleri ile tespit edebildiklerini anlatan bir makale var.
Makale : (link)

* 7-8 şiddetinde deprem. Be yalancı, be düzenbaz, 7 ile 8 arasındaki fark o kadar büyük ki. Verdiğin sayıların ne anlama geldiğini bile umursamıyor. Salla gitsin...

Sonunda da kıvırmaya çalışıyor, "böyle birşey var mı yok mu bilmem, ama böyle bir mühendislik çalışmasını gördüm".

Bu açıklamanın amacı neydi onu ise hiç anlayamadım...


edit : şöyle bir yorum gördüm : Hocam limit hıza ulaşmasa, sürtünme hiç olmasa ne fark eder ki? Chelyabinsk meteoru 9.1 tondu, dünyaya çarptığında da limit hızının çok üstündeydi. Sismograflar 2.7'lik bir deprem olarak kaydetmiş. Ama titanyum çubuk, 7-8 şiddetinde deprem yaratacak...
Çok fazla call of duty ghost oynamış orda buna benzer bir durum vardı.
 
  • Hahaha
  • Beğen
Tepkiler: ÆSir ve makaram
Sorumlulardan hesap sorulmasın diye ellerinden geleni yapıyorlar. Nedense de bu açıklamalar hep hükümet tarafından geliyor.
Çünkü akıl yoksunu olup şark kurnazlığı yapanlar genelde o tarafta.
 
40.000 kayıp, 0 istifa...

Hükümet hesap verme kavramını yok etti. Toplum hesap sorma bilincini hatırlamazsa, bu zahmete girmezse böyle on biner yüz biner ölmeye devam ederiz.
Onur kavramının önemi burada açıkça anlaşılıyor. Hataların yüzünden binlerce ocak sönsün ama sen pişkin pişkin dikkat dağıt. Merak ediyorum yanışlarını izleyebilecek miyiz acaba cehennemde.
 
  • Beğen
Tepkiler: Obsrn ve Atasoy
Ben bu coğrafyadan umudumu keseli uzun yıllar oldu. Çünkü işim gereği sürekli toplumun tabanındaki insanlarla muhatap olmak durumundayım ve tablo çok karanlık. Bu nedenle artık hiçbir şeye üzülmüyorum ve umurumda da değil. Bir toplum bilimden, sanattan, felsefeden ne kadar uzaklaşırsa başına o kadar çok kötü şey gelir. Artık bu değerlerin peşinden gitmeyen ve sorgulamayan bu toplumun başına gelenlerden dolayı kesinlikle üzülüp de kendimi yıpratmıyorum. Sadece kendi gemimi yürütmeye bakıyorum. Bundan sonra böyle. Bir yerlere yardım falan da yapmıyorum çünkü hiçbir yardımın doğru yere gideceğine inanmıyorum.
Eskiden 4 ayda bir kızılaya kan bağışı yapardım uzun yıllardır onu da bıraktım. Çünkü satıyorlar.
Artık bu ülkede hiçbir şeyin mantıklı bir açıklaması kalmadı. Neresinden tutsak elimizde kalıyor.
Tavsiyem yıpratmayın kendinizi, bu coğrafya ve bu insanlar için değmez. Seçimde deprem bölgesinden %60 oy oranı çıktığında ne demek istediğimi daha net anlayacaksınız
Değmez.
 
“Biz depremin merkezi olan Pazarcık'a gitmeye çalıştık. 13.24'teki ikinci depremle karşılaştık ve önümüzdeki bir araba takla attı.”

"Enkaz başında beni gören bir teyze ayağa kalkıp 'Benim devletim gelmiş, 7 cenazem var ama Allah eksikliğini vermesin, devletim gelince ayağa kalkmak zorundayım' dedi.

"Bizim hazırlığımız İstanbul depremiydi."

İç İşleri Bakanı Süleyman SOYLU.
 
Onur kavramının önemi burada açıkça anlaşılıyor. Hataların yüzünden binlerce ocak sönsün ama sen pişkin pişkin dikkat dağıt. Merak ediyorum yanışlarını izleyebilecek miyiz acaba cehennemde.
Ben dünyada izlemeyi yeğlerim. Umarım acınacak hale gelirler.
 
Ben bu coğrafyadan umudumu keseli uzun yıllar oldu. Çünkü işim gereği sürekli toplumun tabanındaki insanlarla muhatap olmak durumundayım ve tablo çok karanlık. Bu nedenle artık hiçbir şeye üzülmüyorum ve umurumda da değil. Bir toplum bilimden, sanattan, felsefeden ne kadar uzaklaşırsa başına o kadar çok kötü şey gelir. Artık bu değerlerin peşinden gitmeyen ve sorgulamayan bu toplumun başına gelenlerden dolayı kesinlikle üzülüp de kendimi yıpratmıyorum. Sadece kendi gemimi yürütmeye bakıyorum. Bundan sonra böyle. Bir yerlere yardım falan da yapmıyorum çünkü hiçbir yardımın doğru yere gideceğine inanmıyorum.
Eskiden 4 ayda bir kızılaya kan bağışı yapardım uzun yıllardır onu da bıraktım. Çünkü satıyorlar.
Artık bu ülkede hiçbir şeyin mantıklı bir açıklaması kalmadı. Neresinden tutsak elimizde kalıyor.
Tavsiyem yıpratmayın kendinizi, bu coğrafya ve bu insanlar için değmez. Seçimde deprem bölgesinden %60 oy oranı çıktığında ne demek istediğimi daha net anlayacaksınız
Değmez.
Bu ülkede normal yapılan şeye hayret ediyorum,nasıl böyle düzgün olmuş diye kafa yoruyorum.Çünkü böyle olaylar az.Siyasal İslam(Emevi zihniyeti) ülkeyi bu hale getirdi.Düşünür "Muhammed İkbal" ne demiş müslümanlardan kaçıyorum,İslama sığınıyorum.
Bence yapmamız gereken romantizmi bir kenara bırakıp rasyonel akılla düşünmektir. Atatürk'ün yüzyılın başında bu topraklarda başlattığı siyasi-kültürel devrimin bir benzerini yaşadığımız çağda yapamayız çünkü:

1. Türkiye'de iktidar serbest seçimlerle belirleniyor. Devrim yapacak kadro seçimle işbaşına gelemez. Bunun için cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi mutlak diktatörlük rejimi gerekir.
2. Sayısal üstünlük toplumun cahil kesiminde. Aydınlanmış, eğitimli insanlar az çocuklu, kimi zaman hiç çocuk yapmadan, çekirdek ailelerde veya yalnız bir hayat sürerken, cahil-eğitimsiz sınıf maddi imkanlarının da üzerinde bir kapasiteyle çocuk doğurarak çoğalıyor.
3. Bu topraklarda egemen olan inanç sistemi, aydınlanmanın önündeki en büyük engel. Siz imam hatip okullarında, Kuran kurslarında, hafız okullarında, sübyan mekteplerinde, tarikat-cemaat yurtlarında bilim, felsefe, rasyonel düşünce öğretildiğini, sorgulayan, eleştiren bireyler yetiştirildiğini mi sanıyorsunuz?

Zamanında AK Partisi'ne mensup bir vekilin de söylediği gibi, "cumhuriyet parantezi" bu halk için kapanmıştır. Demokrasiyle bu iş olmuyor, olamıyor; yaşayarak gördük hepimiz. Ülkede serbest seçim yaparsanız, sayısal üstünlüğü olan ayaktakımı iktidarı ele geçiriyor ve sonuç ortada.

Bize Atatürk gibi mutlak gücü elinde toplamış, gerektiğinde halkın kafasına sopayı indirmekten çekinmeyecek, "halk için halka rağmen" kararlar alabilecek bir lider lazım.
Cumhuriyet İdaresi çok partili rejime çok erken geçmiş.Ekonomik kalkınma,feodalizmin tasfiyesi,ağalık zulmü(pkk ortaya çıkmazdı) kaldırılmadan seçim olursa sonucu bu olur.
 
Son düzenleme:
Geri