TUR'un organizasyon sürecindeki, ciddi kısmı gönüllülerin emeği olmak üzere, tüm çabayı yadsımamak şartıyla ayrılan bütçeyi veya organizasyon şemasını ciddi anlamda bilmiyor olsam da, uluslararası ölçekte izlediğim önceki turlara çok yakın bir tat alıyorum izlerken.
Gerek çekimler, yörelere ve tarihe dair anlatılar, aslında yaşadığımız yerlere dair çoğu kilit şeyi bilmediğimizi gösteriyor diye düşünüyorum, bir nevi yabancılaşmışız yaşadığımız yerlere.
Türkiye vatandaşı sporcu yetiştirme noktasında milliyetçi duygusallık gerçekleri yeterince iyi görmemizi engelleyebilir. Önce yerli sporcu yetiştirelim sevdasının yerine bisiklet kültürüne özendirici şeylerin peşine düşmek herkesin ortak paydasi diye tahmin ediyorum. Yarışlar da bu özendirmenin ve büyük ölçekte tanıtımın, prestijin bir parçası. Mahalleler, semtler, ilçeler bazında çoçuklar ve gençler spor denilince akla gelen basketbol, fultbol ve voleybol üçlüsünden başka branşları da bir bu kadar normal ve erişilebilir algılamalı. Kolay mı? Elbette değil. Yaratıcı düşünerek yeni kanallar keşfedilebilir. Yabancı örnekler değerlendirilerek şu an neleri yanlış, doğru veya özgün yaptığımız konuşulabilir vs vs. Kısacası yıpratıcı tartışmalarla bir forum ortamında yaptığımız her şey gerçek tesirini gösteremeyebilir.
Saygılar.