Ahmet Kanter
Üye
- Kayıt
- 12 Şubat 2020
- Mesaj
- 66
- Tepki
- 352
- Yaş
- 42
- Şehir
- istanbul
- İsim
- Ahmet Kanter
- Başlangıç
- 1993—94
- Bisiklet
- Trek
- Bisiklet türü
- Yol bisikleti
Covid 19 Virüsünün Faydaları Vol 1
Devletleri küçültültelim, devlet ekonomiden elini çeksin, sınırlar kalksın, ordu lazım değil polis bize yeter, küreselleşelim diyenler ortalıktan çekiliverdi.
Ben hala buradayım, fikrim değişmedi. Sokağa çıkma yasağına da karşıyım. Devletin, amacı ne olursa olsun, "sizin iyiliğiniz için" diyerek insanları dört duvar arasına hapsetme hakkı asla ve asla olmamalıdır. Bu tip güçler her zaman için kötüye kullanılma potansiyeli olan güçlerdir. Hatırlarsanız, 15 Temmuzda bunun tam tersi olmuş, insanlar sokaklara davet edilmişti devlet tarafından. Bir çok insanımızı da bu sebeple kaybettik ya da sakat kaldılar. Devletin sivil vatandaşın en temel haklarına müdahale etme hakkı asla ve asla olmamalıdır. Bazı haklarımız evrensel olarak korunmalı ve hiç bir hükümetin kontrolüne bırakılmamalıdır. İster demokratik olarak seçilmiş hükümetler olsun ister darbe ile başa gelmiş bir diktatörlük olsun fark etmez. İnsanoğlu hiç bir zaman en temel özgürlüklerini bir başka insanın kontrolüne vermemelidir.
İşin "küreselleşme karşıtlığı" tarafına gelirsek, şu anda başımıza gelen şey aslında tam da söylediğinizin tersini kanıtlar nitelikte bir olay. Ülkelerin sınırlarının aslında ne kadar anlamsız olduğunu, bizi korumak için ne denli yetersiz olduğunu görüyoruz. Uzaylı istilasını anlatan Holivud filmlerini bilirsiniz. Bu tip filmlerde her zaman ülkeler bir araya gelip düşmanlıklarını bi kenara bırakırlar ve tek vücut olarak uzaylılara karşı savaşırlar. İşte şu anda başımıza gelen de aslında bir uzaylı istilası gibi düşünülebilir. Biz hala sınırlarımızı kapatmak, kendimizi hapsetmek gibi çözümler peşindeyiz. Uzaylılar şu anda her yerdeler, bu tip bir yaklaşım malesef insanın en ilkel beyin cidarlarından çıkan içgüdüsel yaklaşımların dışavurumundan ibaret. Yani "tehlike geçene kadar saklanayım" içgüdüsü. Uzaylılar benim evime girmesin de gerisini boşver. Bu salgın/pandemi, sizin dediğinizin tam tersine, dünyaya aslında devletlerin ve sınırlarının hiç bir anlamı olmadığını, sizi koruyamadığını, her şeyin küresel olduğunu gösteriyor. Ortada tüm insanlığı etkileyen bir düşman varken, hala daha ülke hatta şehir bazlı savunmalar ve savaşlardan bahsediyoruz. Bunun hiç bir işe yaramayacağı bugün ortaya çıktı işte. Virüs, alınan her türlü önleme rağmen neredeyse dünyanın tüm ülkelerine yayıldı. Messi'ye, Ronaldo'ya, Brad Pitt'e ya da Robert Downey Junior'a milyonlarca dolar para akıtan ekonomik sistemlerimiz, laborantlara, biyologlara, salgın hastalıkla mücadele eden bilim insanlarına ve onların çalışmalarını yürüttüğü kurumlara "asgari" miktardaki fonlamayı yeterli gördü. Şimdi bize aşı lazım, hem de acilen. Belki de zamanında bu konulara sağlam yatırım yapılmış olsa idi çoktan aşıyı bulmuş ve seri üretime geçmiştik bile. İşin komik tarafı şu anda Messi'yi ve Ronaldo'yu da hiç bir yerde bulamıyorsunuz, çünkü onlar da evlerine kapanmış haldeler korkudan. Holivud oyuncuları en fazla instagramdan "evdekal" hikayesi paylaşıyorlar. Neden evde kalayım paşam? Çünkü film çekemiyorlar, para muslukları kesildi. Bir an önce şu konu kapansa da sektör açılsa diye bekliyorlar.
İnsanoğlu olarak olaylara bakış açımız hala en ilkel içgüdülerimizin dışavurumu şeklinde devam ediyor. Akıllı olduğumuzu, çok zeki olduğumuzu iddia ediyoruz, hatta başka gezegenlerdeki hayatlarla iletişim kurmak için onlara radyo dalgaları gönderiyoruz. Ama hala daha önceden uyarıldığımız, olacaklarını bildiğimiz felaketler için önlem almak yerine, paramızı eğlence sektörüne akıtıyoruz. Bilim insanları senelerdir Çin'deki hayvan pazarları ve hayvan hastalıklarının pandemiye dönüşebileceği konularında bizi uyarmışlar. Biz ne yapmışız? Netflix'i icat etmişiz. Evde oturup camdan bir ekrana bakmak bizi mutlu ediyor. Bi de üstüne sokağa çıkmak yasak olsun istiyoruz.




