Scudo Sports

Corona virüsü (Covid-19)

Scudo
Sokağa çıkma yasağı için oldukça geç kalındı. Artık hastalık her yerde. Belki bazılarımız atlattı haberimiz bile olmadı. Ocak ayında amcamı kaybettim, veremden öldüğü söylendi. Bir anda hastalandığını ve iki hafta içerisinde vefat ettiğini söylediler. "Ocak ayında". Coronavirüsün geçen sene Kasım aylarında ortaya çıktığı iddia ediliyor. Kesin biçimde hangi tarihte ortaya çıktığını söylemek oldukça zor, belki da daha önce başladı. Ölüm oranı nispeten düşük olduğu için büyük ihtimalle Çin çok geç fark etti, hatta fark ettikten sonra da baskıladı haberlerin sızmasını. Dünyanın diğer ülkeleri bunu fark ettiğinde iş işten geçmiş, dünyanın her yerine ulaşmıştı bile virüs. Şu anda tropik adalarda bile vakalar tespit ediliyor dikkat edin, köy nüfusuna sahip tropik adalardan bahsediyorum. Artık ok yaydan çıkmış durumda, şu anda bu virüsü durdurmanın tek yolu aşısını bulmak. Bu olana kadar malesef virüs yayılmaya devam edecek ve insanlar ölecek. 1918 yılında buna benzer bir pandemi olmuş, ismi "Spanish flu" diye geçiyor, araştırabilirsiniz. Milyonlarca insanın ölümü ile sonuçlanmış. Ders almadık, bilim insanları yerine politikacılara güvendik ve geç kaldık. Ülke olarak değil, tüm dünya ve insanlık olarak diyorum bunu. Çünkü bir pandemi ile ülke bazında savaşamazsınız, böyle bir anlayış yok. 2007 yılında yayımlanmış bir bilimsel araştırmada, Çin'deki vahşi hayvan pazarlarının, yarasalara özgü coronavirüslerin insanlara atlaması için çok uygun bir ortam sunduğunu ve bunun bir "saatli bomba" niteliğinde olduğunu bilim insanları yazmışlar, araştırıp ulaşabilirsiniz. "Saatli bomba" lafını bire bir kullanmışlar. İşte o bomba patladı. Sebebi de dediğim gibi, bilim insanları yerine politikacıları dinliyor oluşumuz.
 
Ukala ukala yazmayacağım. Burda herkes zaten bilgi sahibi. Bugün konuştum, yaşı epey ileri ana babasının evine 4 çocuğuyla bir haftadır yerleşen karşı komşum bile, durumun ciddiyetini kavramış ama hala yaşlılarını yalnız bırakmayı becerememiş. Bence bilmek ile uygulamak arasında derin bir uçurum var. Biliyorduk, bekliyorduk, olacaktı ama ne zaman? Önemli mi? Deprem bekleniyor. Hangi müteahhit depreme dayanıklı bina planlıyor, yapıyor? Hangimiz ev bakarken depreme dayanıklı diye araştırıyoruz? Bu virüs salgını 3-4 aya atlatılınca( en iyimser tahminle öyle ), emin olun bunu da insanlık unutacak. Ölenlere rahmet, kalan sağlar bizimdir.

Lütfen herkes kendini bir taşıyıcı gibi düşünüp, sosyal izolasyonunu sağlasın. Yoksa bu virüs daha çok can alacak. Aşısının bulunması daha çok zaman alır. Özellikle benim gibi çalışmak zorunda olunan bir meslek grubundansanız, yahut kapanmayan bir fabrikada iseniz, kısacası çalışansanız, evinize enfeksiyon taşımamak için gayret edin. Zaten gittiğimiz nokta belli. Bari elimizden geleni yapmadık denmesin.
 
Bu virüs birden niye türedi ? Tüm dünyayı sardı? Ülkelerin hepsinde virüs varsa ? Kim ne kazanacak bu virüsten ? Bizim bu bakış açısıyla bakmamız gerekiyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: mariokaldato
Şöyle bir uygulama yapılabilir. Ben öyle yaptım ve yapacağım. 5 gün boyunca aynı kıyafetle ise gittim. Is yerinde hastanede çalışıyorum. Alt ve üst onluklerumi besgun giydim. Mesai bitiminde de aynı kıyafeti giyip eve gittim. Duş alabilecek imkanım olsa duş alıp eve giderdim. Bugün o beş günlük kıyafetler çamaşır makinasina girdi ve yıkanıyor. Bir nevi dışarıda giydiğimiz o 5 günlük kıyafetlerle de sosyal izalosyon zorunlu olarak saglaniyor🤣🤣🤣. Işin şakası yok arkadaşlar. Eğer insanlar zorunlu olarak evlere hapsedilmezse bu lakayitlikla vaka sayısının haziran ortasında 3.5 milyona ulaşabileceği söyleniyor araştırmalara göre.. Eğer herkes dikkat ederse Nisan sonu kontrol altına alınabileceği belirtilmiş... Dikkat arkadaşlar... Evde kalın... Bu işin şakası yok
 
Benim anladığım bilim kurulunun ve bakanlığın taleplerini başkan kabul etmedi (sokağa çıkma yasağı vb). Aralarındaki ayrılık vaka sayılarını açıklarken de ortaya çıkmıştı. Artık ben bundan sonra gerçek vaka sayılarının da açıklanacağını bekliyırum. Bundan sonra anlaşılan gemisini kurtaran kaptan. Ben annemi ve babamı izole ettim kimse evlerine girmiyor onlar da çıkmıyor biz mecburen çıkıyoruz. Bu iş Hazirandan önce de bitmez. Herkese dikkatli günler dilerim
 
Şöyle bir uygulama yapılabilir. Ben öyle yaptım ve yapacağım. 5 gün boyunca aynı kıyafetle ise gittim. Is yerinde hastanede çalışıyorum. Alt ve üst onluklerumi besgun giydim. Mesai bitiminde de aynı kıyafeti giyip eve gittim. Duş alabilecek imkanım olsa duş alıp eve giderdim. Bugün o beş günlük kıyafetler çamaşır makinasina girdi ve yıkanıyor. Bir nevi dışarıda giydiğimiz o 5 günlük kıyafetlerle de sosyal izalosyon zorunlu olarak saglaniyor🤣🤣🤣. Işin şakası yok arkadaşlar. Eğer insanlar zorunlu olarak evlere hapsedilmezse bu lakayitlikla vaka sayısının haziran ortasında 3.5 milyona ulaşabileceği söyleniyor araştırmalara göre.. Eğer herkes dikkat ederse Nisan sonu kontrol altına alınabileceği belirtilmiş... Dikkat arkadaşlar... Evde kalın... Bu işin şakası yok

Ülkemizde mecbur kalınmadıkça test yapılmıyor. Bunun sebebi pozitif vaka sayısını minimumda tutmak. Tüm ülkeye, atıyorum bir hafta içerisinde test yapılsa, vaka sayısının aslında milyonlara ulaştığı ortaya çıkabilir. Bu virüs büyük ihtimalle Ocak ayından beri ülkemizde. Yapılan test sayısı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan vaka sayısı sanki ülkede az sayıda hasta varmış izlenimi yaratıyor, oysa ki bu bir ilüzyon. Bu virüsü hali hazırda taşıyan ve hastalık belirtisi göstermeyen belki de yüzbinler var, kimse onlara test yapmıyor. Ya da bu virüsü Ocak/Şubat aylarında atlatmış ve hatta şu anda hasta olup da normal bir grip geçirdiğini zanneden de milyonlar olduğuna eminim. Daha iki hafta öncesine kadar bu ülkede spor salonları ful doluyordu. Bu hastalığın gerçekten de tüm ülkeye hali hazırda yayılmamış olduğunu düşünmek ve devletin verdiği rakamları nihai sanmak kusura bakmayın ama en naif tabirle "safça" olur. Sokağa çıkma yasağı artık bu virüsü kontrol altına alamaz. Bu virüsü şu anda dünyanın hiç bir ülkesi kontrol altına alamaz, o tren çoktan kaçtı. Tek çare aşı. Ona da daha var. Sokağa çıkma yasağı ilan edilse bile, bu yasağın bir noktada sona ermesi gerekiyor. Türkiye ekonomisi ne kadar sürecek bir sokağa çıkma yasağını kaldırabilir sizce? Yasak bittikten sonra virüs yine yayılma hızını artıracaktır. Çünkü illa ki sızmalar olacaktır. Sokağa çıkma yasağını herkes çare gibi görüyor ama malesef insanları robot gibi alıp fanusların içerisine kapatmadığınız ve ülkenin sınırlarından giren çıkanı "tam olarak" kontrol altına alamadığınız sürece, tek bir hasta bile iki hafta içerisinde binlerce insanı hasta eder. Türkiye'nin doğu sınırları malesef şu anda şu eski western filmlerindeki bar kapıları gibi. Sokağa çıkma yasağının işleri daha iyiye değil daha kötüye götüreceğini düşünüyorum şahsen. Ekonomik açıdan bunu kaldırabilecek kadar zengin bir ülke değiliz.
 
@Ahmet Kanter sokaga cikma yasagi olayı çözer. Ama dediğin gibi ekonomik olarak kuvvetli olman lazım. Küçük esnaf ve işçi sınıfının (art niyetli yazı değildir) desteklenmesi lazım. Para var ise o para şuan kanal projesi salda projesi, afrika bankası gibi yerlerde harcanıyor.
 
Bu iş gitgide şuna evrilecek gibi yani şunu diyecekler: ''Ölürseniz sizin hatanız, yaşarsanız hökümetin başarısı'' :eek::ssrtcbya:

Allah devlete, millete zeval vermesin.
 
and the winner is....
(link)
 

Dosyalar

  • 1111.jpeg
    1111.jpeg
    202,6 KB · Okunma: 22
Bu arada şehirlerarası seyahat valilik iznine bağlandı o_O
(Şimdilik sadece toplu taşıma içinmiş)
 
  • Beğen
Tepkiler: MAERKEK
Arkadaşlar yanlış biliyorsam birisi düzeltsin lütfen,

Aşı aşı diyoruz da en mükemmel aşı sadece size bulaşırsa hastalanmanızı önlüyor değil mi ?
Yani aşının taşıyıcı yada bulaştırıcılığa bir etkisi yok. O zaman aşı sadece her bulaşan aşılı olabilirse işe yarayacak öyle değil mi ?

Yani aşının bulunması bir yana ülkemiz nüfusu baz alınacak olursa en azından 20-30 milyonun aşılanması gerek ki bu nasıl ve ne kadar sürede mümkün olabilir çok korkunç...
 
  • Beğen
Tepkiler: MAERKEK
“Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı”

Hükümetin elinde 1 yıl önce hazırlanmış “Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı” bulunuyor. Buna rağmen hükümet tüm sektörleri kapsayan makro bir plan hazırlamadı. Dahası eldeki plana dahi tam anlamıyla riayet edilmiş değil.

Türkiye’de korona virüs salgını için alınan önlemler tartışılırken ortaya dikkat çeken bir iddia atıldı. Dünya Sağlık Örgütü’nün yaklaşan salgın tehdidi ile ilgili yaptığı uyarı sonrası iktidarın bir hazırlık planı hazırladığı ve korona virüsle ilgili alınan önlemlerin bu rapora dayandığı öğrenildi. Ancak raporun planlama uzmanlarının değil hekimlerin hazırlaması bugün yaşanan sorunların temelini oluşturduğu belirtiliyor.

Ozan Gündoğdu’nun haberine göre, Hükümet yaklaşan salgın tehdidini 1 yıldan uzun süredir biliyordu. Zira Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yıllar önce tıpkı bugünküne benzer bir pandemiye karşı tüm hükümetleri uyarmıştı. O kadar ki Sağlık Bakanlığı’ndaki tıp uzmanları 2019’da “Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı” adı altında bir rapor dahi hazırladı. Hükümetin bugünkü eylem planı ise büyük ölçüde bu rapora dayanıyor. Buna karşın raporun planlama uzmanlarınca değil de tıp uzmanlarınca hazırlanması ülkenin bugünlerde yaşadığı sorunların da temelini oluşturuyor.

Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı’nı inceledik ve Başkent Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı ve aynı zamanda geçmişte DPT’de planlama uzmanı olarak görev yapan Prof. Uğur Emek ile konuştuk.

208 SAYFALIK RAPOR AYLAR ÖNCE HÜKÜMETİN ELİNDEYDİ

10 yıl önce Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Avrupa Hastalık Önleme ve Tedavi Merkezi (AHÖTM) yeni bir inflüenza (grip) pandemisine karşı ülkelere plan yapmalarını tavsiye etti. Bu tavsiyenin ardından Türkiye’de de 2019’da 208 sayfalık bir rapor hazırlandı. Dökümanın adı “Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı”. Ancak sorun şu ki, tüm dünyada planlar merkezi planlama teşkilatları ya da planlama uzmanlarından oluşan kuruluşlarca hazırlanırken Türkiye’de plana dair tek dökümanı Sağlık Bakanlığı’nda asıl uzmanlığı planlama olmayan tıp uzmanları hazırlamıştı. Zaten devletin merkezi planlama birimi olan DPT de 2011’de lağvedilmiş, DPT uzmanları çeşitli bakanlıklara dağıtılmıştı. Bu nedenle de pandeminin ekonomik, sosyal, diplomatik etkileri planda kapsamlı biçimde yer alamadı. Bugün koronavirüs bilim kurulu üyesi olan Levent Akın, Firdevs Aktaş, Mehmet Ceyhan, Ayşegül Füsun Eyüboğlu gibi profesörler plana katkı sunan bilim insanları arasında yer aldı. DSÖ’nün yönergeleri ışığında yayımlandığı belirtilen plana göre hastalığın klinik belirtileri tıpkı bugünlerde yaşanan pandemiyi özetliyor. Raporun 97’nci sayfasında olası salgının belirtileri şu şekilde sıralanıyor; Titreme ile yükselen ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas ağrısı ve halsizlik hastaların çoğunda görülen belirtilerdir. 38°C ateş genellikle üç gün sürer. Tanıya ilişkin raporun devamında da öksürük ile birlikte göğüs ağrısının sıklıkla ve ciddi olabileceği öngörülüyor. Planda hazırlığı yapılan hastalığın risk grubunda ise 65 yaş üstü kişiler ve kronik rahatsızlığı olanlar bulunuyor. Yani hükümetin elinde yakın zamanda başına geleceklere dair bir rapor bulunuyordu.

SAĞLIK DIŞINDA HİÇBİR SEKTÖREL PLAN HAZIRLANMADI

Hükümetin şu ana kadar uyguladığı tedbirler, planın genel hatlarına uyulduğunu gösteriyor. Örneğin plana göre bir bilimsel danışma kurulu oluşturulması ve bu kurulun halkla iletişimde yardımcı olması gerektiği vurgulanıyor. Nitekim hükümet 10 Ocak 2020’de 31 uzmandan oluşan Koronavirüs Bilim Kurulu’nu oluşturdu. Ancak Uğur Emek, böyle bir kurulun yalnızca sağlık uzmanlarından oluşmasının yetersiz olduğunu çünkü sorunun sektörler arası çok boyutlu etkilerinin olduğunu ifade ediyor. Emek’e göre ekonomiden güvenliğe, tarımda, diplomasiye kadar makro ölçekli bir plan dahilinde nitelikli bir kurul oluşturmak elzemdi.

208 sayfalık planda tam 38 kez “el hijyeni” ifadesine yer veriliyor. Toplumun el hijyenine ve sosyal izolasyona önem vermesi gerektiği iletişim araçları yoluyla anlatılmalı deniyor.

“UZAKTAN EĞİTİM İÇİN HAZIRLIK YAPILMALI” BİLE DENİYOR

Planda okulların tatil edilebileceği ve uzaktan eğitime geçileceği öngörülmüş. Planın 50’nci sayfasında eğitim ve öğretime ara verilmesi durumunda uzaktan eğitimin sürdürülmesi için gerekli kararların alınması ve hazırlık yapılması tavsiye ediliyor. Buna karşılık uzaktan eğitim videolarını pandemiye hazırlık aşamasında yapması gereken hükümet, virüs ülkeye girdikten ancak 4 gün sonra videoları çekmeye başladı. Böylece Adnan Menderes’in idam görüntülerinin televizyondan çocuklara izletilmesi gibi skandallara neden oldu. Halbuki çekimlerin aylar önce bitmesi ve video kayıtların baştan sona denetlenmesi gerekiyordu.

MEDİKAL MASKELER AYLAR ÖNCE STOKLANMALIYDI

Plan aynı zamanda hastalığın görüldüğü yerlerden ülkeye girişlerin ancak tarama yapılarak sağlanması gerektiğini de vurguluyor. Planın 38’inci sayfasında “(Hastalıktan) etkilenmiş bölgelerden gelenler için giriş taraması” yapılması gerektiği ifade ediliyor. İzleyen sayfalarda hastanelerdeki medikal maske ihtiyacının artacağı, yoğun bakım ünitelerinin yetersiz kalma ihtimali bir bir sıralanıyor. Buna karşılık aylar önce önlem alması gereken hükümet hastalık yurda girdikten sonra medikal maske üretimine başlıyor.

EKONOMİYE İLİŞKİN HÜKÜMETİN A, B, C PLANLARI BULUNMUYOR

Son zamanlarda “Hayat Eve Sığar” sloganıyla yurttaşlara evde kalınmasını söylemek de 136 kez “iletişim” ifadesi kullanılan planın bir parçası. Öte yandan bu slogan çalışmak zorunda olanlar yurttaşların tepkisini çekmeye başladı. Yurdun dört bir yanında dip dibe çalışmak zorunda kalan ücretli kesimler salgın yüzünden tedirgin. Peki plana iş yerlerinin kapatılması dahil edildi mi? Planın 34’üncü sayfasında “Hastalığın atak hızı, devamsızlıklar ve iş gücü kayıpları göz önüne alınarak, gerektiğinde eğitim ve öğretime ara verilmesi ve iş yerleri kapatılması, Sağlık Bakanlığı ve ilgili Bakanlıklar ile birlikte değerlendirilecektir” ifadesine yer veriliyor. Ancak devletin ekonomi yönetimini oluşturan hiçbir birimi ortaya çıkacak risklere ilişkin bir plan hazırlamadı.
Halbuki Uğur Emek, “ilgili bakanlıkların geçen günlerde ekonomiye ilişkin A, B ve C planlarını ve oluşacak riskleri kamuoyuna duyurması gerekiyordu” diyor. Böylece toplumda oluşan ekonomik belirsizlik yüzünden büyüyen panik bir nebze kontrol altına alınabilirdi. Ancak hükümet yoğun biçimde sorulan “ücretli izinle iş yerlerini kapatacak mısınız” sorularını ısrarlı biçimde yanıtsız bırakıyor. Halbuki rapora göre salgın bir sürpriz değildi.



(link)
 
Son düzenleme:
Covid 19 Virüsünün Faydaları Vol 1

Devletleri küçültültelim, devlet ekonomiden elini çeksin, sınırlar kalksın, ordu lazım değil polis bize yeter, küreselleşelim diyenler ortalıktan çekiliverdi.
 
uzun süredir akciğer problemi olan bir akrabam bugün vefat etmiş. tedavisi tamanlanıp 2-3 hafta önce taburcu olmuş, taburcu olmadan önce de hastanede virüsü kapmış. taburcu olduktan bir kaç gün sonra tekrar fenalaşıp hastaneye geri yatmış. son bir haftadır da yoğun bakımdaymış. maalesef virüse yenik düşmüş. 60lı yaşlarında birisiydi. cenazeyi ailesine vermemişler. devlet apar topar defnetmiş.

ailesi de karantina da mı test yapıldı mı bilmiyorum. annemin 2 sokak aşağısında oturuyordu.
 
Geri