Öncelikle bisikletin bir önemi yok.
Philippe Gilbert forumda olsa muhtemelen şu video ile cevap verirdi
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
115 kiloyum birkaç yokuşta mahvoluyorum. Ama hiç pes etmemek lazım. Biliyorum ki 3 kg luk bisiklet de alsam pedalı çeviren bacak hala aynı bacak. Bazı bazı yokuşlarda durup dinleniyorum mecburen biyerden sonra gerçekten çekmiyor. Ancak geçen ay 1*1 ile ter içinde çıktığım bazi rampaları artık 2*3 ile az zorlanarak ama dinlenmeden cikabiliyorum. Çıktıkça daha kolay çıkılacak hale geliniyor. Her ne kadar ciddi kilom olsa da 6 haftadır her gün aksatmadan 20 km biniyorum ve ciddi performans artışı var. Yani aslında kilo bile bahane değil. Her gün binip kondisyon arttıkça kiloyla bile cikilabiliyor.
Size iki önerim var. Birincisi en bilinen öneri: Kilo verin. Ama 1 kilo bile olsa verin. 1 kilo ne ki diyeceksiniz, ha 114, ha 115 diyeceksiniz fakat kesinlikle yanılıyorsunuz
Şunu lütfen deneyin. Her gün çıktığınız o 3 kmlik yokuşu, boş bir sırt çantasına 3-4 adet 500ml su atarak çıkmayı deneyin. Aradaki farka i-na-na-ma-ya-cak-sı-nız
Şimdi bir de 10 tane 500 ml su şişesi atarak deneyin aynısını! Sanki sırtınızda deve var gibi hissedeceksiniz! Sadece bisiklet sürerek ve akşam 8'den sonra birşey yemeyerek, yani boş mideyle uyuyarak 1 ocak 2020'ye kadar gerçekten 5 kilo verebilirsiniz. Kesinlikle bunu denemenizi öneriyorum
İkinci önerim yokuşları oturarak ve %80 gücünüzle çıkmanız. Peki neden %80? En çok önerilen yokuş antrenmanı bu çünkü. Hem ciğerlerinizi, hem kalbinizi, hem kılcal damarlarınızı en çok zorlayan ve kararında zorlayan antrenman bu çünkü. Siz de farketmişsinizdir, yokuş tamamen vücudun oksijeni işleyebilme ve hücrelere ulaştırabilmesiyle alakalı. Yani bacaklarınız istediği kadar güçlü olsun, "ciğer" formda değilse yokuş performansı her daim kötüdür
Yokuş çıkarken zorlandığınız her gün gelişirsiniz. Yokuşun tepesine çıktığınızda ciğeriniz yanıyorsa bu işi çok iyi yaptınız demektir. Çünkü vücut, onu zorlayan her şarta adapte olur (belli sınırlar içinde tabi). Peki %80 eforu nasıl belirleyeceksiniz? En kolayı nabız bandı/saati/GPS eğer varsa 150-160 nabız arası kalmanız yeterlidir. Nabız takibi zorunlu değil. Kendi hissinize göre, kendi eşiğinizi belirleyebilirsiniz: Ağzınızı açık tutun, hem ağızdan hem burundan nefes alın, o sırada yanınızda bir pedaldaş varsa onunla pek rahat konuşamayacak şekilde nefes almanız gerekiyor veya sakız çiğneyemeyecek, ağzınızı kapatamayacak şekilde nefes alıyor olmanız gerekiyor. Fakat bunu abartıp %80'in üzerinde efor harcarsanız da bunu zaten anlarsınız, çünkü 1 dakika içinde pes edersiniz. Kısacası 3 dakika boyunca
aralıksız bir şekilde sürdürebileceğiniz maksimum temponuzu belirleyip, yokuşun başından sonuna kadar bunu sürdürmenizi öneriyorum. Bu çok iyi bir nabız antrenmanıdır. Hızınız burada kesinlikle önemsizdir. Gerekirse yokuşun sonuna doğru yürüme hızıyla aynı hızda gidiyor olun ama pes etmeyin, bisikletten inmeyin veya durmayın. Yokuşu zorlanarak tamamlayın.
Bu yazdıklarımın tamamı kişisel düşünce ve tecrübelerimdir. Kendinizi iyi hissetmediğiniz, başınızın döndüğü, gözlerinizin karardığı ve midenizin bulandığı yerde sürüşü kesinlikle sonlandırın