Scudo Sports

Çok acı bir kayıp

af olmayacağını ve büyük ceza alacağını bilseler trafikte bu olaylar azalır. Zaten adalet ve Ceza sistemi bunun üzerine kurulu.
Araçtan inip, pompalı tüfekle kafa uçurulduğu (Burdur'da yaşanan bir olay) ortamların engellediğini son 10 yılda görmedim. Azalan bir şey olduğunu düşünmüyorum.
 
Scudo
Araçtan inip, pompalı tüfekle kafa uçurulduğu (Burdur'da yaşanan bir olay) ortamların engellediğini son 10 yılda görmedim. Azalan bir şey olduğunu düşünmüyorum.
e bizde hukuk düzgün işlemiyor işte biz de ondan bahsediyoruz. Tabi bu olaylar tek başına hukukun düzelmesi ile bir anda olmaz zaten, eğitim hukuk ekonomi bunların hepsi bir paket gibi, ülke bilimin ışığında eğitimini düzeltirse ekonomik olarak gelişirse bunlarda hemen olmasa da düzelir. Son 20yılda bunların tersi yapıldığı için işler tam tersi kötüye gidiyor.
 
e bizde hukuk düzgün işlemiyor işte biz de ondan bahsediyoruz. Tabi bu olaylar tek başına hukukun düzelmesi ile bir anda olmaz zaten, eğitim hukuk ekonomi bunların hepsi bir paket gibi, ülke bilimin ışığında eğitimini düzeltirse ekonomik olarak gelişirse bunlarda hemen olmasa da düzelir. Son 20yılda bunların tersi yapıldığı için işler tam tersi kötüye gidiyor.
Tamam ben de aynı şeyi söylüyorum. Cemal bey, eylemi sonucu karşı tarafa büyük zarar vermiş kişilere, ciddi cezalar verilmesinin bu tür olayları engelleyebileceğini söylediği için; ben de cezaların caydırıcılığının, günümüz toplumlarında işe yaramadığını, bu tutarsızlığı anlatmaya çalışıyorum. Hukuki açıdan, şahısların bir çekinceleri yok. Gerekirse yatar çıkarım diyorlar. Afla, iyi halle, kravatla bu işin çözüldüğünü gören milyonlar var.

"Sallandıracaksın birkaç tanesini meydanda"... Ben yıllardır idam cezası olan, 25-30 yıl hapis cezası verilen ülkelerde, bunların bittiğini görmüyorum. Ciddi oranda suçu azaltabilen tek ülke (kuzey kore ve şeffaflığı tartışmalılar hariç) El Salvador olarak görüyorum. Ceza yöntemi tartışılabilir ama etkili olduğu söylenebilir.

Temel problem eğitim düzeyi ve yöneticilerin eğitime bakış açıları...

Söylemek istemiyordum ama konu buraya geldi; şu an bizim toplumumuzda, ciddi psikolojik ve psikiyatrik sorunlara sahip ancak bunu kabul etmeyen milyonlarca insan var. Daha da kötüsü "normal" olduklarına da oldukça eminler. Psikolojik bir yıkım var ve bunun sonuçlarını günlük olarak trafiğe çıkan herkes gözlemleyebilir.

Ceza türleri​

1. tip ceza​

İnsan veya hayvanların, istenmeyen davranışlarının tekrarlanmasını engellemek için, ortama verilen itici uyarıcıdır. Bu cezalandırma daha çok basit bir etki-tepki süreci ile gerçekleşir. Cezanın amacına ulaşma, yani organizmanın istenmeyen davranışını ortadan kaldırma ihtimali düşüktür. Örneğin, hırsızlık yapan bir kişiye, hırsızlık yağtığı için hapis cezasının verilmesi.

2. tip ceza​

Canlının istenmeyen davranışının engellenmesi için, hoşa giden bir etkinin ortamdan geri çekilmesidir. Örneğin, hırsızlık yapan bir kişiye, özgürlüğünden mahrum kalması için hapis cezası verilmesi.
 
Allah Rahmet eylesin , yakınlarına başsağlığı diliyorum . Çok üzücü yok yere sporunu/gezisini yapan birinin hayatını kaybediyor oluşu.

Yazılacak sayfalar dolusu eleştiri , öz-eleştiri , kanun , yorum v.b. var ama söz kar etmiyor. Böyle yapılarda çok ağır ceza içeren kanunlar ve uygulayıcı dinamikler olmadan düzelmesi ancak medeni toplumlarda gerçekşelebilir , o da bizde şu an malesef mevcut değil.
 
Otoyollarda, bölünmüş yollarda bisiklet sürerken acaba en sağ şeritten değil de, geliş yönünün en sol şeridinden mi sürsek bisikletimizi? Bu şekilde hem arkamızdan gelen araç tehlikesi olmaz, hem de bize doğru gelen araçlar doğrudan görüş açımızda kalır.

Bunun tek sakıncası, bizim süreceğimiz şeridin karşıdan gelen araçların kaçış noktası olması. Ancak karşıdan gelen araç görüş açımızda olduğu için olası tehlikeli bir durumda ona göre hamle yapabiliriz diye düşünüyorum.
 
Otoyollarda, bölünmüş yollarda bisiklet sürerken acaba en sağ şeritten değil de, geliş yönünün en sol şeridinden mi sürsek bisikletimizi? ...

Çoğu durumda karşı tarafa geçmek kolay bir iş değil. Mesela normal yoldan sağ virajla bölünmüş yolun en sağına bağlandık. Tersten gitmek için karşıya nasıl geçelim?
Bir de bisiklet taşıt mı değil mi? Taşıtsa ters yönde ne işi var?
 
  • Beğen
Tepkiler: srdrmrs ve -Deniz-
Gülmeniz sorun değil. Fikir belirtmekte özgürüz.

Sürücünün hayatını kararttıklarında, bu tip olaylar son bulacak mı? İdam cezası olduğunu bile bile bu suçu işleyenler geri duruyorlar mı? Demek ki karartmak çözüm değil.

Biraz önce Amerika’da NY eyaletinde bisikletin arkasına kamera takarak gezen ve canlı yayın yapan birini yaklaşık 1,5 saat kadar izledim. Sürücülerin büyük kısmı yolu ya ortaladı ya da karşı şeride girerek adamı geçti. Gidiş geliş olduğu için şerit içinde bile seyretmiyor. Ancak arada bazıları dipten geçiyor. Yasak var, yargı var… engelleyebiliyorlar mı? Hayır.
Reductio ad absurdum diye bir kavram var. Olmayana ergi veya eski Türkçe ile abese irca. Bir önermenin yanlışlığını en saçma sonuca indirgeyerek gösteren mantık yöntemi diye tarif edilebilir. Yasaklar, cezalar toplumu temizlemiyor, işe yaramıyor iddiasından hareket edersek kırmızı ışıkta geçmek dahil bütün yasakları kaldırmamız gerekir, nasılsa işe yaramıyor. Hayır yarıyor. Muhtemelen hatırlamazsınız, üç-beş kişiden ibaret bir çete borsada çok para kazanan bir savcıyı kaçırmış, sonra boğarak öldürmüştü, bundan 30-35 yıl kadar önce. (Avukat kardeşimin okul arkadaşıydı.) Faillerden biri savcıyı niçin öldürdüklerini açıklarken gasp ile cinayetin cezasının aynı olduğunu, kurbanı bırakırlarsa polise gideceğinden emin olduklarını anlatmıştı. Eğer uygulanan bir idam cezası olsaydı, iki defa düşünmeleri gerekecekti. Bakın kanunla belirlenmiş cezalar hem caydırmak hem de toplum vicdanını yatıştırmak için var. Bir şeye yaramıyor derseniz "purge" e kadar varır işler.
 
Son düzenleme:
Reductio ad absurdum diye bir kavram var. Olmayana ergi veya eski Türkçe ile abese irca. Bir önermenin yanlışlığını en saçma sonuca indirgeyerek gösteren mantık yöntemi diye tarif edilebilir. Yasaklar, cezalar toplumu temizlemiyor, işe yaramıyor iddiasından hareket edersek kırmızı ışıkta geçmek dahil bütün yasakları kaldırmamız gerekir, nasılsa işe yaramıyor. Hayır yarıyor. Muhtemelen hatırlamazsınız, üç-beş kişiden ibaret bir çete borsada çok para kazanan bir savcıyı kaçırmış, sonra boğarak öldürmüştü, bundan 30-35 yıl kadar önce. (Avukat kardeşimin okul arkadaşıydı.) Faillerden biri savcıyı niçin öldürdüklerini açıklarken gasp ile cinayetin cezasının aynı olduğunu, kurbanı bırakırlarsa polise gideceğinden emin olduklarını anlatmıştı. Eğer uygulanan bir idam cezası olsaydı, iki defa düşünmeleri gerekecekti. Bakın kanunla belirlenmiş cezalar hem caydırmak hem de toplum vicdanını yatıştırmak için var. Bir şeye yaramıyor derseniz "purge" e kadar varır işler.
Yasakları kaldırmamız gerekiyor imasına nereden vardınız anlamadım. "Bedeli neyse öderiz" mantığıyla hareket eden kişilere, ceza ile caydırıcılıktan bahsedip duruyorsunuz. Anlamadığınız şey bu.

En başından beridir anlatıyorum, tekrar yazayım ve son kez yazayım, konu dağılmasın. İdam cezasıyla cezalandırılan suçların o ülkede bittiğini nerede gördünüz? Varsa böyle bir yer size katılacağım. Salvador örneğini bu yüzden verdim. Hayatı karartmak dediğiniz Guantanamo üssü gibi olur. Orada yaşananları da hangi "halkın vicdanı" kabul eder orası ayrı bir soru.
 
Cezaların şiddeti değil, sosyal anlamı caydırıcı oluyor. İdam cezasının idam cezasını gerektirecek suçlara karşı bir caydırıcılığı olduğuna dair bir kanıt yok maalesef, çünkü taksirle adam öldürmek örneğin (konunun geldiği nokta açısından bu örneği veriyorum) idam gerektiren bir suç değil. Bu yüzden taksir varlığının ispatlanması gerçekten hayati önem taşıyor ki bu da çok zor. Ayrıca düşünün ki toplumun küçük bir kesimi olan bisikletlilerden birinin daha büyük bir kesim olan ve meslek icabı o kesime dahil olan insanlardan biri tarafından taksirle ölümüne sebebiyet verilmesi neticesinde idam cezası uygulanmasını beklemek saflık olurdu.

Cezaların terbiye edici olması gerekir, topluma hayırsız bi iş yapan kişilerin karşılığını yine topluma hayırlı bi iş yaparak vermesi gerekir. Elbette ki taksirle veya kasti adam öldürmek ayrı bi şey, ancak hız kurallarına uyulmaması gibi bu suçu işleyenlerin neredeyse tamamı için çerez parası sayılacak bir karşılığının olması asla caydırıcı sayılamaz. Bunun cezası madden ödenmemeli, kamu hizmeti bir seçenek, kişinin ehil olmadığına kanaat getirmek bir seçenek, ancak maalesef uygulanması bizim gibi ülkelerde mümkün olmayan cezalar bunlar da.
 
İdam cezasının kaldırılmasının ana nedeni yanlış karar verildiyse geri dönülememesi, örnek vermek gerekirse adnan menderes deniz gezmiş zamanında idam cezası olmasa alınan siyasi kararlar geri alınabilirdi.
 
  • Beğen
Tepkiler: SlowButProud
Yasakları kaldırmamız gerekiyor imasına nereden vardınız anlamadım. "Bedeli neyse öderiz" mantığıyla hareket eden kişilere, ceza ile caydırıcılıktan bahsedip duruyorsunuz. Anlamadığınız şey bu.

En başından beridir anlatıyorum, tekrar yazayım ve son kez yazayım, konu dağılmasın. İdam cezasıyla cezalandırılan suçların o ülkede bittiğini nerede gördünüz? Varsa böyle bir yer size katılacağım. Salvador örneğini bu yüzden verdim. Hayatı karartmak dediğiniz Guantanamo üssü gibi olur. Orada yaşananları da hangi "halkın vicdanı" kabul eder orası ayrı bir soru.
Yasakları kaldırmamız gerekiyor imasına nereden vardınız anlamadım. "Bedeli neyse öderiz" mantığıyla hareket eden kişilere, ceza ile caydırıcılıktan bahsedip duruyorsunuz. Anlamadığınız şey bu.

En başından beridir anlatıyorum, tekrar yazayım ve son kez yazayım, konu dağılmasın. İdam cezasıyla cezalandırılan suçların o ülkede bittiğini nerede gördünüz? Varsa böyle bir yer size katılacağım. Salvador örneğini bu yüzden verdim. Hayatı karartmak dediğiniz Guantanamo üssü gibi olur. Orada yaşananları da hangi "halkın vicdanı" kabul eder orası ayrı bir soru.
Yasakları kaldırmamız gerekiyor imasına nereden vardınız anlamadım. "Bedeli neyse öderiz" mantığıyla hareket eden kişilere, ceza ile caydırıcılıktan bahsedip duruyorsunuz. Anlamadığınız şey bu.

En başından beridir anlatıyorum, tekrar yazayım ve son kez yazayım, konu dağılmasın. İdam cezasıyla cezalandırılan suçların o ülkede bittiğini nerede gördünüz? Varsa böyle bir yer size katılacağım. Salvador örneğini bu yüzden verdim. Hayatı karartmak dediğiniz Guantanamo üssü gibi olur. Orada yaşananları da hangi "halkın vicdanı" kabul eder orası ayrı bir soru.

Ben söylemiyorum, "abese irca" edilince sizin yazdıklarınız söylüyor. İdam cezasına gelince, bunu bir TIR şöförünün ve bisikletçinin karıştığı kazadan bağımsız tartışıyoruz. İdam cezası idamlık suçları "bitirmiyor" diyorsunuz. Ama belki de bazı ülkelerde birçok insan defalarca idamlık bir suçun hedefi olmaktan idam cezasının caydırıcılığı sayesinde kurtuldu. "Bitirmiyor" olması kaldırılmasını gerektirmez. Kırmızı ışıkta geçenler, ehliyetsiz veya alkollü araç kullananlar hep olacak önermesiyle yola çıkarsanız, yasakların varlığını sorgulamanız gerekir. Sorgulamıyorsanız yasakların ve cezaların caydırıcı olduğunu kabul ediyorsunuz demektir. Cezanın büyük olduğu yer ve durumlarda suç işlemeye meyilli 10 kişiden sekizi üzerinde caydırıcı bir etkiden söz edilebiliyorsa, geriye kalan iki kişinin ne yaptığına bakarak cezanın hiçbir caydırıcılığı yok diyebilir misiniz?
 
  • Beğen
Tepkiler: mcanerg
Ben söylemiyorum, "abese irca" edilince sizin yazdıklarınız söylüyor. İdam cezasına gelince, bunu bir TIR şöförünün ve bisikletçinin karıştığı kazadan bağımsız tartışıyoruz. İdam cezası idamlık suçları "bitirmiyor" diyorsunuz. Ama belki de bazı ülkelerde birçok insan defalarca idamlık bir suçun hedefi olmaktan idam cezasının caydırıcılığı sayesinde kurtuldu. "Bitirmiyor" olması kaldırılmasını gerektirmez. Kırmızı ışıkta geçenler, ehliyetsiz veya alkollü araç kullananlar hep olacak önermesiyle yola çıkarsanız, yasakların varlığını sorgulamanız gerekir. Sorgulamıyorsanız yasakların ve cezaların caydırıcı olduğunu kabul ediyorsunuz demektir. Cezanın büyük olduğu yer ve durumlarda suç işlemeye meyilli 10 kişiden sekizi üzerinde caydırıcı bir etkiden söz edilebiliyorsa, geriye kalan iki kişinin ne yaptığına bakarak cezanın hiçbir caydırıcılığı yok diyebilir misiniz?
Hakan bey, ben ceza kaldırılsın veya kaldırılmasın diye bir söylemde bulunmadığım halde, konuyu niye oraya getiriyorsunuz halen anlamış değilim. Kişinin, başka bir kişinin hayatına yönelik kasti veya kasti olmayan hareketlerinden, yani olayın gerçekleşmesine neden olan çok fazla faktörden bahsedilebilir.

İmzanıza bilim yazmışsınız ya oradan yola çıkayım; otomobilde kişinin uyuklamasını önleyen göz takibi yapan veya (tamamen sallıyorum) alkollü olarak direksiyon başına geçtiğini aracın tespit etmesi halinde, kullanmaya izin vermemesi gibi teknolojik unsurlar devreye gireceği yere; siz alkollü araç kullanmak yasaktır diye caydırıcılıktan medet umarsanız, bu işinizi kadere bırakmaya benzer. Kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçen yaya da o ışıkta kırmızı kendisine yanıyorsa araç da eşit oranda sorumlu.

Cezaların olmamasını değil, caydırıcılıkla bağdaştırdığınız kısımda 10 kişiden 8'ini engelleyip, 2 kişiyi engelleyemediğiniz kısımdan bahsediyorum. O 2 kişiden birisi, sizin hayatınıza mal olabilecek eylemi sergiliyor. Bundan bahsediyor ve eğitim kısmına daha öncelik verilmesini kaç mesajdır vurgulamaya çalıştıkça, siz ya abes ya absürt ya da demediğim şeyi ima etmişim gibi anlatıyorsunuz. Benim son sözüm, tartışmaya da girmeyeceğim, siz kendi bildiğiniz gibi yorumlamakta özgürsünüz.
 
Aksiyon kamera kullanan arkadaşlar trafik magandalarını kaydedip ceza almalarını sağlarlarsa magandaların gözünü korkutup biraz daha dikkatli olmalarını sağlayabilirler. Bu magandalar ceza yemeden akıllanmaz
 
İdam cezasının kaldırılmasının ana nedeni yanlış karar verildiyse geri dönülememesi, örnek vermek gerekirse adnan menderes deniz gezmiş zamanında idam cezası olmasa alınan siyasi kararlar geri alınabilirdi.

Hakan bey, ben ceza kaldırılsın veya kaldırılmasın diye bir söylemde bulunmadığım halde, konuyu niye oraya getiriyorsunuz halen anlamış değilim. Kişinin, başka bir kişinin hayatına yönelik kasti veya kasti olmayan hareketlerinden, yani olayın gerçekleşmesine neden olan çok fazla faktörden bahsedilebilir.

İmzanıza bilim yazmışsınız ya oradan yola çıkayım; otomobilde kişinin uyuklamasını önleyen göz takibi yapan veya (tamamen sallıyorum) alkollü olarak direksiyon başına geçtiğini aracın tespit etmesi halinde, kullanmaya izin vermemesi gibi teknolojik unsurlar devreye gireceği yere; siz alkollü araç kullanmak yasaktır diye caydırıcılıktan medet umarsanız, bu işinizi kadere bırakmaya benzer. Kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçen yaya da o ışıkta kırmızı kendisine yanıyorsa araç da eşit oranda sorumlu.

Cezaların olmamasını değil, caydırıcılıkla bağdaştırdığınız kısımda 10 kişiden 8'ini engelleyip, 2 kişiyi engelleyemediğiniz kısımdan bahsediyorum. O 2 kişiden birisi, sizin hayatınıza mal olabilecek eylemi sergiliyor. Bundan bahsediyor ve eğitim kısmına daha öncelik verilmesini kaç mesajdır vurgulamaya çalıştıkça, siz ya abes ya absürt ya da demediğim şeyi ima etmişim gibi anlatıyorsunuz. Benim son sözüm, tartışmaya da girmeyeceğim, siz kendi bildiğiniz gibi yorumlamakta özgürsünüz.
Bu tartışmayı kişisel bir hadise gibi algılamayın. Bu platformda fikirler tartışıyor. Abese irca anlaşılmamış, onu geçelim. Ben "alkollü araç kullanmak yasaktır" tarzı uyarılardan medet falan ummuyorum. Her işin başı tabii ki eğitimdir. Lakin eğitimle en iyi ihtimalle 10 senede sonuç alırız. O zamana kadar ve ondan sonra caydırıcı sert önlemlere ihtiyaç var. Mesela ister ticari, ister kamuya ait, ister hususi bütün araç şöförlerine 0 promil şartı getirir, ihlal durumunda geri dönüşsüz ehliyet iptali, kamu hizmetinden men ve araca el konulması gibi cezalar getirirseniz, "teknolojik unsurlara" gerek kalmaz. ABD'de trafik polisi belediye başkanına dahi kelepçe takabiliyor.
 
Allah rahmet eylesin. Bisiklet camiasının, sevenlerinin başı sağolsun
 
Sevenlerine sabır diliyorum. Her kayıp öyledir ama böyle bir kaybı kabullenmek hiç kolay değil; çok üzücü...
 
Allah rahmet eylesin,bıktık bu cahil ve dikkatsiz heriflerden! Ya daha sabah bomboş 2 gidiş geliş yol koskoca damperli moloz taşıyor belli,öyle bir yakınımdan geçti ki,aynadan gözgöze geldik ben tabi saydırdım el hareketleri falan ama hikaye! Dikkatsizlik falan değil ahlaksızlık! Toplum olarak en büyük sorunumuz zaten ahlaksızlık!
 
Denetleme sıfır. Her yer allaha emanet. Amerikada kısa süre bulunduğumda. Şakır şakır yağmur altında polis yaya sürekli gece tevriye atardı. Şaşırırdım. Adım başı polis. Hem caydırıcı, hem sıradan vatandaşa güven veriyor. Otoyollarda state trooper lar terör estiriyor. Trafik polisi yok onlarda galiba emin değilim. Normal polisde trafiğe bakıyor. Bizde her yer bomboş kimse yok. Bisiklet yollarında motosikletlermi ararsın, çoluk çocuk bisiklet yolunda yürüyenler mi. Trafikte denetimsizlik. Deli gibi polis sayısı var jandarma keza. Yok rastlada göresin. Oturuyorlar bir yerlerde keyifmi çatıyorlar anlamıyorum. Yazlık yerdeyim şu an , jandarma denetiminde. Motorlu araçlara kapalı yol sahil, ama ne ararsan var. Motosiklet, araba, sokak aralarında süratli gitme. Rezalet. Bir tane jandarmaya rastlamıyorum. Aynı şekilde parklarda. Ne polis ne bir şey.

Denetimsizlik. Bütün problem o.
 
  • Beğen
Tepkiler: Atasoy
Denetleme sıfır. Her yer allaha emanet. Amerikada kısa süre bulunduğumda. Şakır şakır yağmur altında polis yaya sürekli gece tevriye atardı. Şaşırırdım. Adım başı polis. Hem caydırıcı, hem sıradan vatandaşa güven veriyor. Otoyollarda state trooper lar terör estiriyor. Trafik polisi yok onlarda galiba emin değilim. Normal polisde trafiğe bakıyor. Bizde her yer bomboş kimse yok. Bisiklet yollarında motosikletlermi ararsın, çoluk çocuk bisiklet yolunda yürüyenler mi. Trafikte denetimsizlik. Deli gibi polis sayısı var jandarma keza. Yok rastlada göresin. Oturuyorlar bir yerlerde keyifmi çatıyorlar anlamıyorum. Yazlık yerdeyim şu an , jandarma denetiminde. Motorlu araçlara kapalı yol sahil, ama ne ararsan var. Motosiklet, araba, sokak aralarında süratli gitme. Rezalet. Bir tane jandarmaya rastlamıyorum. Aynı şekilde parklarda. Ne polis ne bir şey.

Denetimsizlik. Bütün problem o.
Bizim burada polisler sehir icinde trafik kurallarini hice sayanlari tespit edip ceza kesmek yerine sehirler arasi yollarin yokus asagi olan yerlerinde radar ile keklik avlama pesindeler. Adam sehir ici doner kavsakta, mobese kamerasinin altinda drift yapiyor, telefonla arayip sikayet ettigin halde hicbir islem yapilmiyor.


Tircilarin fren yapmamasi konusuna gelince, zamaninda uzun yol tir soforlugune niyetlenip sektoru icinden gordum.
Tir soforlerinin cogu depodaki fazla mazotu satarlar. Firmalarin cogu araclar icin belli bir tuketim belirler, atiyorum X arac icin 100km de 28 litre gibi. Eger sofor bu limitin uzerine cikarsa maasindan kesilir. altina dusururse tasarruf ettigi yakiti belli benzin istasyonlarinda satarlar. Kontak kapatmadan 1000km yapan bir aracta ay sonunda ciddi rakamlar cikiyor.

Tirlarda yakit tuketimini dusurmenin en iyi yolu frene basmamaktir, hatta bunu baska insanlarin hayatini tehlikeye atma pahasina yaparlar.
Misal tir sagdan gidiyor onune bisikletli cikti ve sol seritte de arac var sola gecemiyor, frene basmak yerine dibinden gecer.

Aksiyon kamerasi olan arkadaslar tura ciktiklarinda kameralarini loop recording moduna alip bu tip olaylari saklasinlar. Kaydi polise verip ceza almalarini saglasinlar. Birkac litre mazot artiracagim diye insan hayatini tehlikeye atan suruculer maaslarini ceza olarak odediklerinde bir daha o sekilde arac kullanmazlar.
 
Son düzenleme:
Bizim burada polisler sehir icinde trafik kurallarini hice sayanlari tespit edip ceza kesmek yerine sehirler arasi yollarin yokus asagi olan yerlerinde radar ile keklik avlama pesindeler. Adam sehir ici doner kavsakta, mobese kamerasinin altinda drift yapiyor, telefonla arayip sikayet ettigin halde hicbir islem yapilmiyor.
Profile bakmadan; bu satırları okuyunca İzmir dedim... Kahramanlar'da aynısını yaşadık.
 
  • Beğen
Tepkiler: SlowButProud
Geri