Scudo Sports

Caddebostan Sahil Yolunda Yaşanan Rezillikler...

bencede pes etmeyelim. biz alısmayalım onlar alıssın cünkü dogrusu bizim onlara kabul ettirmemizdir. umarım ilerde ülkemizde bisiklet yollarında bisikletler. yaya kaldırımında yayalar. emniyet seritlerinde sadece gerekli araclar gider. o zamanı görebilirsek eger.
 
  • Beğen
Tepkiler: Pelin N.
Scudo
Kısaca eğitim diyorum. Ayrıca hayvanları görmek için ormana gitmeye gerek yok, şehirde sürüsüne bereket :)
 
aynı sıkıntıları geçen sene bende çok sık yaşıyordum, hatta bu durumu başka bir konu da yazmıştım, kısaca geçen sene akşamları eve geldiğimde oğlumla beraber bostancı pendik yapardık, mangal mevsimi açılınca yine seyir halindeyken çocuk duman kokuları içinde baba karnım acıktı deyince geri dönmüştük :) o günden sonra istikameti bostancı fenerbahçe yaptık o tarafta mangal yok ama yaya yoğunluğu çok var,bu sene şükürler olsun işyerimi mecidiyeköy den kızıltoprak a taşıdım, hayatta yaptığım en güzel şeydi, daha önce vakit buldukça bindiğim bisikletim şimdi ulaşım aracım oldu, inanın işe bisikletle gidip gelmek çok zevkli , tabiki şimdi bisikletimi değiştirmek gerekiyor, ne alacağım ona bir türlü karar veremedim 800-900 tl arası birşey lazım ama bakalım araştırıyorum, heralde whistle 1162d alacağım.
 
22 Mayıs akşamı bizde Pendik-Kadıköy yaptık iki arkadaş.Ama ne yoldu.İnsan yoğunluğundan tempo yapmak imkansız.Birde adam bisiklet yolundan geliyor karşılaşıyorsun e tabii olarak üzerine doğru gidiyoruzki adam çekilsin diye başlıyor konuşmaya ''arkadaşım burda niye sürüyorsun aile var yürüyüş yapan var,çocuk var'' diye cevap kaçınılmaz :) ''üzerinde durduğunuz renkli alandaki o büyük resim size ne anlatıyor (bisiklet figürünü göstererek)'' cevap aynen şu '' bana salak mı diyorsun ? '' .Bu ve bunun gibi değerli halkımıza ne diyebiliriz.Aynı akşam Maltepe Belediytesinin sahilde bir fuar alanı var.Yine orada belediyenin makam araçları bisiklet yoluna çıkan rampaların önüne park etmişler.Resim çekeyim dedim polis izin vermedi.Biraz ilerden çektim oda net olmadı.Allahtan bisiklet yolları varda mangallarını yakıp yürüyüş yapıyorlar.Ya olmasaydı :)
 
"Yaa sabır" ! gerçektende.
Benim gibi İznik'e kaçın.
Aman ha herkes gelmesin. :)
 
@Engin EŞ

Evvela; :boese157: :mad: :boese157: :mad: :boese157: :mad:

Aklıma şöyle bir şey geliyor. Ama yeterli adam toplanabilir mi? Madem yollarımızda yürüyorlar, mangal yapıyorlar, araçlarını rampalara kıç kıça sıfırlayarak park ediyorlar, karşı hücum denenemez mi acaba?

Bir hafta sonu belirlensin, her 20 metre, 30 metreye bir arkadaş bisikletiyle beraber, veya 100 metreye bir ikişer üçer kişilik gruplar, bisikletlerini de yanlarına konuşlandırmak suretiyle tam o bisiklet şeridi üstüne otursun, muhabbet ediyormuşçasına, vakit geçirme, oturma eylemi yapsın, yapalım. Yani bisiklet şeridi üstünde sıklıkla oturmuş bir tren yapalım. Etraftan dolanarak geçmek durumunda kalan, ve tabii ki uzaylı görmüş gibi uzuuun uzun süzecek olan sevgili halkımızın tepkilerini, görüntülerini de kaydedelim. İçlerinden seçtiklerimizi de belediyeye - veya her ne halt eden kurum ilgilenecekse, yorumsuz yollayalım....

Aynı şekilde kaldırım rampa başlarına da, iri kıyım veya ikna kabiliyeti yüksek arkadaşlar oturması lazım. Sıfırlamak isteyen düşünceli mangalcılara karşı....

Köprü geçişi için bu kadar fazla ilgi oluyor, hak korumak için de organize olunamaz mı? Bir pazar günümüzü oturarak, çitleyerek, muhabbet ederek geçirir, tanışmış da oluruz.
 
@mtsemiz


Usta çok güzel bir fikir.Liste yapmak gerekirse ben varım.
 
Maalesef insanımız böyle. Bisikleti sadece çocuklara alınan bir eğlence aracı zannediyoruz hala. Bir yetişkinin kullandığını gördüklerinde tavır bambaşka oluyor. Ciddiye alınmıyorsun boş gözlerle sana bakıyorlar. Evet " Burda ne işin var senin yapacak daha ciddi işlerin yok mu " bakışları bunlar.

İşim gereği ara sırada olsa İsveçe gidip geliyorum. Sakin kasabaları şehirleri, oradaki düzeni , insanların birbirine saygısını gördükçe özeniyorum doğrusu. Aynı saygının bizdede olmasını diliyorum. Herkes bisikletli herkes özgürce pedallayabiliyor. Aşağıda saat 23:00 Stockholmün en işlek caddelerinden birini fotosu var. Bakın bakalım tek bir araba dahi var mı bisiklet yolunda ?

Umarım bu günleri görebiliriz. Neyse geçmiş olsun ama yılmak yok !

http://img101.imageshack.us/img101/2570/dscn1785o.jpg

 
@muratuste

Aynen içimden geçen sözler bunlar. Yalnız ilave edeceklerim var. Tepeden bakışlar, bu yaşa gelmiş, hala bunlarla uğraşıyor süzüşleri, ancak içten içe gizli, dışa vurul(a)mayan bir hayranlık, imrenme.... Bir de bu bakışların sahipleri, okumuş mevki makam sahibi olmuş kişiler.... Büyük dünyaları olan insanlarda bu bakışlar var. Çünkü evinin garajından aracına binip plazasının garajında inip asansörle ofise ulaşmaya alışmış, yüzüne yağmur damlası, kar tanesi değmeyen, ayakkabısına çamur, toz bulaşmayan insanlar bunlar. Bütün hayatları ofisteki masaları, o masaya sımsıkı sarılmışlar. Ancak dünyaları daha küçük insanlarda sadece merak, heyecanlı, istekli, samimi bir merak bakışı gözlüyorsun.
 
arkadaşım üzüldüm bunlar eğitimle düzelecek
 
Arkadaşlar forumda bilindiği üzere "Ya Sev Ya Terk Et" çi bi güruh var.
Tepkilerini çekmeyelim.
Neden ülkedeki sıkntılardan bahsedip çözüm yolları arıyorsunuz.
Boşverin gitsin;)
 
Ben de genelde antremanlarımı sahil yolunda yapıyorum. Ve işten güçten haftaiçi zaman bulamazsam, mecburen haftasonuna taşıyorum.

Fenerbahçe'den Bostancı iskelesine (haftasonu kalabalığını saymazsak) en azından ortalama üstü bir medeniyet seviyesi var. Ama Bostancı iskelesini geçtikten sonra resmen dünyalar değişiyor.

O güzel sahil yolunda mangalı, çadırı, bira şişesi kırıkları, önünüze aniden çıkan sahipsiz dolanan çocuklar, yolun ortasında çekirdek yiyen gençler ve en kötüsü de umursamadan bisiklet yolundan yürüyen yetişkinler.

Ben elimden geldiğince uyarmaya çalışıyorum. Dün de bir adam ve bir kadın bisiklet yolundan beni göre göre yürümeye devam ettiler. Artık dip dibe gelince yavaşlayıp nazikçe "pardon, bisiklet yolu" diye uyardım. Arkamdan "Sana mı sorucaz takoz!" şeklinde şahane bir cevap aldım.

Yediremeyip hemen döndüm ve onlara hakaret etmediğimi, olası kazalar için uyardığımı, devletin bu yolu bisiklet için yaptığını, bunun da benim hakkım olduğunu söyledim. Adam bağırıp çağırmaya, ağza alınmayacak küfürler etmeye, üzerime yürümeye başladı.

Hala insan gibi uyardığımı, ağzını toplaması gerektiğini söylemeye devam ettim. Kadın her ne kadar ağzını kapamaya çalışsa da, ve adam her ne kadar cesaret edip bana dokunamasa da; küfürlere devam etti. Ben de yediremedim tabi. 30 yaşında, iş güç sahibi, nişanlı bir adamım. Nezaket de bir yere kadar, insan yok yere bunca ağır lafı gururuna yediremiyor.

İndim bisikletten. Bir an nevrim döndü işte, bana yakışmayacağını bildiğim halde ağzını burnunu dağıtmak istedim. Ama araya giren yaşlı amcalardan, yanında yalvarıp adamı çekiştiren kadından şöyle doyasıya yapamadım. Kadın da sürüye sürüye götürdü adamı.

Demem o ki; bu ne ilk, ne de son. Murat Semiz Bey'in aksine (ya da yanısıra); ben bu insancıkların ezik, hayatta bir yere varamamış, kendini en başta kendine ispatlayamamış, toplum içinde ezilen ve çaresiz mahluklar olduklarını düşünüyorum.

Ülkemde ciddi bir oranda böcek sürüsü gibi düşünmeyen, üretmekten aciz, anlamak istemeyen, iyileştirmeyen bir kitle var. Hoşgörüsüz, sevgisiz, akılsız... Sadece tüketen, asalak gibi sistemden beslenen, beş para etmez konuların fanatizmine yatkın ve şu ülkeye katkıdan çok zarar veren organizmalar... Her gün aynı ezber hayatı yaşayan; okumayan; kafayı, kültür ve medeniyeti, maddiyat ve maneviyatı bir adım ileri taşımayan, bomboş canlı formları...

Şimdi "ya sev, ya terket" diyen biri varsa, gelsin beni bulsun... Bilsin ki, bu ülkeyi terkeden ben olmayacağım. Kimse de terketsin istemiyorum. Amacım hır gür çıkarmak değil, amacım şunu kafalara kazımak:

Bu güzel ülke daha güzel şeylere layık... Biz bundan daha iyisini hakediyoruz... Bizim atalarımızın, medeniyetimizin bize biçtiği, bize yakıştırdığı tavır bu değil...

O yüzden:

Ya değiş, Ya değiş
 
(link)

Yurdumu çok sevmekle beraber bu insanların, bu vatan uğruna dökülen kanlar uğruna aldıktan nefes dahi zarar olduğu kanısındayım..
 
bizim burada nüfus az onun için pek sorun olmuyor.tabi yazın nüfus 20 katı oluyor ama olsun kışın rahat ediyoruz.gerçekten pazar gününü maf ediyorlar.belki bana hep yabancıları örnek gösterme diyeceksiniz ama gerçekten yurtdışında eminim pazar günleri süper bir atmosfer oluyordur onlarda günübirlikçiler bile bizim sosyete kadar bilgililerdir diye düşünüyorum :) tabii bizdede çok iyi insanlar var yanlış anlamayın kesinlikle aşağlama yapmıyorum sonuçta bende bir Türküm :)
 
Geçen gün evimin önündeki kaldırıma parketmiş 12 araç yüzünden apartmanın önüne çıkmam biraz süre aldı. Zaten kaldırıma parkeden araçlara karşı biraz antipatik yaklaşıyorum, bu bardağı taşırdı diyebilirim.. ( bugüne kadar bir çok insanla tartıştım bu yüzden, neyseki biraz iri olduğumdan kavga etmeye pek yeltelenmiyorlar ki ben de pek kavga taraftarı biri değilim )..

Neyse, bilmiyorum belki biraz vandallık olabilir ama bir çıkartma hazırladım, bunu sticker olarak çıktı alıp, arabaların boyasının üstüne olmasa da camlarına yapıştırmayı planlıyorum.

son hali sanırım işyerimde kaldı ama yaklaşık olarak böyle bir şey

http://img810.imageshack.us/img810/4328/kartmatek.png

geliştirmek isteyene yarın PSD formatında son halini yollayabilirim..
 
arkadaşlar yazdıklarınızı okuyunca, insanımızın bisiklet ve özellikle trafik kültürünü temsil edebilecek küçük hafta sonu hikayemi paylaşmak istedim. Ankara'da bilenler için Dikmen Sinan caddesinden aşağıya doğru bisikletimle gayet sakin olan yolun en sağından seyir halindeydim. üstü açık bir audi tt cabrio dibimden yokuş aşağı ara gazı da vererek hızla geçti...400-500 metre ilerde ışıklarda bekliyordu. solundan aheste aheste geçerken, sokak arasında o kadar gazlamanın ne manası var, işte kırmızı da bekliyoruz dedim. o da ilerden sağa döneceğim dedi. yarışa davet ediyor :)) yanında küçük bir çocuk da oturuyor. muhtemelen çocuğuydu. ben sağa dönecktim, döndüm ilerliyordum. 30 saniye sonra, ışıklardaki arabaları anca geçmiş anlaşılan...yolunu değiştirip peşimden gelmiş, beni geçerken el salladı ve bir sonraki kavşaktan sağa dönerek, tekrar yoluna döndü, muhtemelen...açıklamaya gerek var mı bilmiyorum, sadece gülümsedim.
 
@Edip Dinçer

edip müthişsin, aynı şeyi ben de düşünmüşümtüm...benim de aklıma, trafikte insanlarla tartışmaktansa arabalarına ya da ellerine şöyle bir broşür tutuşturmak gelmişti "çevreci, insancıl ve zararsız bisikletlilere trafikte saygı lütfen"...bir çok stiker ve broşür hazırlayıp dağıtabilir ya da yapıştırılabilir...senin hazırladıklarını çoğaltıp yeri geldikçe arabalara bırakacağım...eline sağlık
 
@Engin Sarı

son halini yarın yine buradan paylaşacağım.. verdiğim boyutaa -eğer yüklerken bir yanlışlık olmadıysa- yatay bir a4'e 6tane sığıyor.

Renkli a4 sticker çıktı 2lira olması lazım yanılmıyorsam.. bu hafta içinde çıktı alıp yanımda taşıyacağım artık =)
 
Geri