Yaptığım 6 yıllık serbest muhasebecilik, halen devam eden 20 yıllık da devlet memurluğum esnasında ülkemizde toplumsal kurallara uymanın tahsille yaşam standardı ile alakalı olmadığını gördüm. Gelişmiş ülkelerde bir kural vardır halkın refah düzeyi yüksektir gelir düzeyi düşük olanlarında destekçisi devlettir her tür yardımı yapar AMAAAAA devlet vatandaşına şöyle der; karrrdeş bu ülkede yaşayacaksan şunları şunları asla yapmayacaksın ev-iş ve eğlence hayatında kimseyi rahatsız etmeyecek kimseye zarar vermeye kalkışmayacaksın ha yapmazssan devletin yumruğunu yiyince bağırmayacak kimseye şikayet edemeyeceksin çünkü herkes seninle aynı haklara sahip ve sana hiçkimse sahip çıkmayacak bunu yaşayarak göreceksin, işlediğin en ufak suçu dahi saklama lüksün yok çünkü toplumda bir oto kontrol sistemim var(oralarda herkes fahri trafik ve asayiş müfettişidir) başka bir vatandaşım muhakkak seni telefonla bana anında bildirecek ve ben senin cezanı otomatikman maaşından keseceğim, işlediğin suçun cezasını ödeyemem diye çekinmene gerek yok arabanla bir vatandaşıma çarpabilir yada yaralayabilirsin, yaralarsan cezası 50.000 eurodan başlar ben hesabımdan o vatandaşa öder bu parayı seni yıllarca bana bedava çalıştırarak çatır çatır alırım,, ha vatandaş ölürse ömür boyu hayatın benim demektir ağır işlerimde çalıştıracak bir kişi daha buldum demektir der ve kesinlikle harfiyyende uygular bunun başka bir alternatifi yoktur o ülkelerde bir trafik cezası yazıldı diye araya hatırlı bir kişi koyamazsın, restorandın leş gibi mutfağını rapor eden sağlık memurunu sürdüremezsin eğer araya giren hatırlı kişinin araya girdiği anlaşılırsa 100 de 100 istifa etmesi gerekir yoksa on binlerce insan protesto eder ve koltuklar kelleler gider, işte bizim enbüyük ve telafisi mümkün olmayan eksikliklerimiz ve hatalarımız burda başlıyor geliri düşük affedelim diye acımak da buna eklenebilir.Mustafa Kemal Atatürk ne güzel söylemiş. VAZİFEYİ İHMALE SÜRÜKLEYEN VE DAHİ GEREĞİNDEN FAZLA MERHAMET VATANA İHANETTİR diye