@bakırkadro
yaptığım "cahilce ironide" mantık kurgusunu eleştirmiştim, platformuda siz üniveristede sosyal bilimler alanında öğretim üyesi olduğunuzu ileri sürerek kavramların- buradaki kavramlar laiklik,kamusal,istisna- üstünde daha hakim olduğunuzu ima ettiğiniz için üniversitelerin üstüne kurmuştum.
şimdi gelelim kavramlara:
üzerinde durduğum kavramların sözlük karşılıklarını (link) sitesinden alıyorum.
laiklik :huk. Devlet ile din işlerinin ayrılığı, devletin, din ve vicdan özgürlüğünün gerçekleşmesi bakımından yansız olması, laisizm.
sizce ise laiklik "eğer laiklik varsa, kamusal alanda dinin yeri olamaz.", yani devletin din ve vicdanı ,kamusal alanda yeri olmadığına göre red etmesi lazım. yani tarafsızlığı siz red etmek olarak algılıyorsunuz.
kamusal :Kamu ile ilgili,dense de -sel/-sal son eki eskiden kullanılan -î eki yerine ikame edilmeye çalışılmıştır ve "ait olan" demektir. yani kamuya ait demektir. kamu ise dilimizde yunus emre'den önce bile kullanılan bir kavramdır.kamusal kavramını anlamak için yine sözlüğe bakalım.
kamu : 1. Halk hizmeti gören devlet organlarının tümü. 2. Bir ülkedeki halkın bütünü, halk, amme: “Çevre koruması sorunları İsveç kamusunun bilincine ve hatta bilinçaltına sinmiş.” -H. Taner. 3. sf. esk. Hep, bütün: “Biz kimseye kin tutmayız / Kamu âlem birdir bize” -Yunus Emre.
şimdi sözlükte geçen birinci anlam her ne kadar "halk hizmeti gören devlet organlarının tümü" diye açıklasa da dilimizde o kavramın kullanılışına baktığımızda o tanımda bir zorlama olduğunu görürüz. yani mantıken hem devlet organları hem halk aynı şeydir önermesi çıkar . ayrıca aynı kavram 1988 baskısı tdk büyük türkçe sözlüğünde "hep, bütün" anlamında ve mehmet doğan tarafından büyük türkçe sözlükte 1992 yılında basılan 9. baskısına göre "1. bütün, cümle,hepsi, herkes, amme. 2. bir ülke halkının tamamı, maşer" anlamındadır.
yine kamu kavramın türevleri bakarsak:
kamu düzeni : TDK : Bütün toplumu ilgilendiren düzen.
kamu güvenliği : TDK : Bir devlette zabıta hizmetleriyle halka sağlanan can ve mal güvenliği.
kamu hizmeti : TDK : Devlet ve öteki kamu tüzel kişileri tarafından halkın genel ve ortak ihtiyaçlarının karşılanması. sırf bu tanım bile tdk nın son versiyonundaki 1. açıklamayı geçersiz ve/veya mantıksız hale getirir. yani devlet kamu hizmeti verince kendi organlarına hizmet vermez, halka verir.
istisna: a. (istisna

1. Bir kimse veya bir şeyi benzerlerinden ayrı tutma. 2. Genelden ayrı, kural dışı olma, ayrıklık. 3. Ayrı tutulan kimse veya şey.
size göre "oruç tutanlar istisnadır" yani iddialara göre %90 lık olan müslüman kesim ki hadi diyelim ki türkiyeyi bir bütün olarak görme fırsatımız yok, o zaman tarhan erdeme kulak verelim "Yurttaşlarımızdan 37 milyonu bu ramazanda oruç tutmakta, 10 milyonu oruç tutmamakta, 4 milyon yurttaşımızın da oruçla ilgisi bulunmamaktadır." (link) bir başka deyişle 37 milyon insan genelden ayrı, kural dışıdır 14 milyon ise genel kabul etmeliyiz. buradaki mantık dizgisi için bravomu demeliyiz şimdi..
bir açıklama sizin dediğiniz mantık suriyede baas partisince güdülüyor. suriye dünyanın demokrasi beşiği ülkeleri arasında sayılmıyor.
@bakırkadro
teveccüh göstermişsiniz "saygınlığınızı zedeleme" riski alarak yanıt göndermişsiniz. neyse bizim böyle bir kaygımız yok yanıt verelim.
"bu çarpık mantığa birşeyler yazmak gerekli" & "ah benim ülkemin cahil insanları. azıcık sezgi, öz eleştiri, okumak. her defasında aynı şeyle karşılşıyor insan bu ülkede" : şimdi yukarıda yaptığım açıklamalara göre çarpık mantık ve cahil insanlar yakıştırması eğer yazılanı anlayamama değilse psikolojideki yansıtmadır.
"siz sevseniz de sevmeseniz de " : sevip sevmediğimi nereden çıkardınız bırakın böyle bir kaygım olsa bile. inşallah makaleleriniz çıkıyordur bu bize ancak gurur verir. sonuçta aynı memleketin insanıyız her ne kadar felsefi, inançsal farklılıklarımız olsada.
"sizin bilimsellik ile nasıl bağladığınızı anlayamadığım o pratikleri uygulayanlar odalarında uyukluyorlar.": o pratiklerden kastınız oruç tutan namaz kılanlarsa eğer müslümanların odalarında uyuduklarını söylüyorsunuz. sizin oraları bilemem. ama çalışıp çalışmamayı bile mesleki ahlaktan ziyade dindar olup olmamaya bağlıyorsanız sizin nasıl zihniyette birisi olduğunuz hakkında gayet net fikir sahibi olabilirim.
idrak ettiklerinize gelince , eh artık onlarda sizin bileceğiniz şeyler.
bütün bunları niye yazdım, çünkü siz bir münazarada üstünlük sağlamak için bilimsel kimliğinizi ortaya koydunuz. hem de sosyal bilimler alanında akademisyen. yani temel entstrümanınız mantık ve kelimeler. okuduğum kadarıyla bu konularda örnek olacak durumda değilsiniz.
insanların medeniyet seviyesi ile ilgili bir durumu kalkıp laiklik-müslümanlık çatışması olarak sundunuz...
saygılar...