Bu konu benim tam da istediğim ve aklımdaki soru işaretlerinin cevap bulmasını sağlayan bir konu oldu.. (adını bilmediğim için fakat "bana ne oluyor? " Un cevabı arayışındayken) sebep-sonuçlarını okuduktan sonra sürantrenman olduğumu farkettim.
Geçtiğimiz yaz sonu;
1#Fiziksel aktivite;
günlük ort , 10-12 saatlik mesleki çalışmayı kapsayan sürelerde pasif fiziksel aktivitelerim yanında, işe gelirken 10 km, çıkışta da 45-55 km, bunların üzerine 3-4 günde bir sabah erken saatlerde +40/50 km lik performanslı sürüşler yanında bir de hafta sonu grup sürüşlerine katılarak +100 km lik bisiklet sürüşlerim oluyordu.
2#Uyku düzensizliği/kalite düşüklüğü
Smart saat takibine göre, uyku kalitemin gün geçtikçe de düştüğünü, yani uyanıklık halinin/kıpırdama sayılarının artışını tespit ettim. Buna paralel olarak yaşadığım şeyler aslında bir nevi ispat oluyordu. Şöyle ki, Zaten 190 olan üst nabız sınırıma yakın ortalamalara sahip sürüşlerimin geceleri, uykuya dalma / dalsam da uyanmam gereken saatten çok daha erken (uyarıcının dışarıdan değil, tamamen biyolojik saatimin aksamasından / bozulmasından sonra) kalkmam, beni iyice ertesi güne daha bitik bir noktadan başlatıyordu. Vücudum kısacası beni ertesi güne hazırlayamıyordu. Her gün sanki yorgunluk faizi birikir gibi oluyordu. Bu arada tabi, geçen seneler ya da yakın geçmişteki aylara baktıkça performansımın arttığını, hatta daha da artacağını düşünerek, mental olarak kendimi ertesi günkü sürüşüme kayıpsızmışım gibi hazır hissediyordum.
3# Beslenme
Ancak beslenme kalitemi arttırıp, biraz daha kaliteli besinlerle kendimi takviye edersem, bu süreci atlatabilirim diye düşündüm. Biyolojik olarak sıkıntılar başlasa da mental olarak iyi durumdaydım.Buna bağlı olarak, sürüşten önce/sürüş esnasında/sürüşten sonra olarak gruplanabilecek yiyecek/içeceklerimi, gıda takviyelerini tekrar gözden geçirdim. Su ve karbonhidrat dozlarımı biraz daha arttırdım. Ancak bu çözüm olmadı. Yemek seçmeye, bazı öğünlerde sadece kahvaltılık ya da sadece meyve yemeye başladım. Gıda takviyelerimi attırdım ama vücudum hala aç kalmış gibiydi.
#4 Biyolojik sinyaller
Bu süreçlerde sonlara yaklaştıkça, vücudumun kalp bölgesinin ön ve arka kısımda kalan kısımlarında ağrılar olmaya başlamıştı. Yüksek nabızlı sürüşler, göğüs kafesini zorladığı için, sırt ve göğüste (batmalı değil) ağrılı ama kısa süren rahatsızlıklar yaratmaya başladı. Tabi bu süreçte dinlenmem gerektiğine inanmaya başladım artık ama havalar çok güzeldi. Sabahın köründe de gecenin yarısında da bisiklet sürebiliyordum. Diz ve bel arasındaki kas gruplarında, omuzlarımın sırta doğru olan bölgelerinde zamanla başlayan ağrılar doğmuştu. Ne kadar pilav ya da bulgur, muz gibi daha katı atık yaratacak şeyler yediğim zamanlarda bile, midemi üşütmüş gibi tuvalet sonuçlarım çıkıyordu .
#Ve mental çöküş
Tüm bu sürecin ardından, havaların da bozmasıyla, bisiklete ara vermeye başladım. Bu süreçte bisikletimi bırakmak zorunda kaldığım için üzülmedim ve hemen bakımlarını yaptırmak üzere mekanikçime bıraktım. Ama bisikleti almak bile içimden gelmedi. Üstünden inmek istemediğim bisiklet, bir anda acaba satsam mı?Kışın, güncel bir PC toplayayım, yaz başı yine bir bisiklet denk getiririm, en kötü cyclcros um var , onu sürerim diyerek kendimi bisikletten soğumuş halde buldum. Hatta yaz zaten geç geliyor Bursa'ya, Mayıs'a kadar zaten yaz gelmez , geçen sene de öyle oldu falan diyordum.Aslında bu, beynin, toparlanma sürecinde, vücudu yıpratan şeylere karşı verdiği bir refleksmiş, onu da bu başlıkta sözü edilen overtraining -, sürantrenman mevzusu ile ilgili olduğunu gördüm. Nihayetinde hiç bir şeyin, tek bir sebebi olmadığı gibi pek çok şey de tek bir konuya sebep olamaz. Lakin, bu aralar bisikleti özlediğimi, tıpkı yaz başında olduğu gibi performans sürüşleri yapmak istemem ya da yediklerime, içtiklerime daha dikkatli olmaya başlamam, herahlde bu keyifsiz zamandan çıktığımı gösteriyor olmalı 😅 çünkü, 1-2 ay kadar bu mental yorgunluk + biyolojik ve + sinirsel yorgunluk etkilerini azaltmaya başladı.. Herkese kazasız belasız sürüşler dilerim 🙋🏻♂️