Arkadaşlar, benim sizin kadar çok tecrübem olmayabilir. Şunu sormak istiyorum. Peki yokuş çıkarken, belki 1 - 2 kg'ın etkisi çok değil. Ancak sanıyorum ilk iş hafif bir bisiklet almak ile başlıyor. Sonrasında bisikletin o ağırlıkta kalmasına çalışıyor insan. Yani psikolojik olarak ta etkisi oluyor ve önceki zamanlarında kullandığın bisikletlerde önemsemediğin diğer tüm aksesuarlardan vaz geçip, mümkünse kullanmamaya çalışıyorsun. En olmadı illa bazılarını kullanacaksan da daha hafif olanlarından satın almaya çalışıyorsun.
Şöyle örnek vereyim. Tabi ki herkes ben değil, ama bir önceki bisikletim şehir bisikletiydi ve boş ağırlığı 14.5 kg civarıydı. İşe gidip gelirken kullandığım için önce kadro çantası, peşinden ön arka fener, sonra sırt çantası devreye girdi. Sonra kilit, pompa suluk vs. derken ağırlığı 18 kg.'ı geçti. Derken terliyorum dedim, arkaya port bagaj taktırdım. Ağırlık çok önemli değil diyordum ki demir bagaj ve çamurluklarla işe 20 kg üzeri bisikletle gider oldum. Bir yokuşum var ki canıma okuyordu. Derken yol bisikletine geçince, 10.05 kg (0.5 kg'ı dikkate almazsanız direkt 10 kg denilebilir) bana tüy gibi geldi. Dedim ki, bu bisikletimle de işe gideceğim ama gündüz kullanıyorum, lambalar iptal. Zaten bisiklet üzerinde hiç bir aksesuar yok, bari ben de yalın kullanayım. Çamurluk takılmıyordu zaten, alternatif şimdilik aramadım. Port bagaj takmaktan vaz geçtim, çok daha ufak bir sırt çantası aldım, içinin eşyalarını sadeleştirdim. Kadro çantasını bu bisiklete de taktım ama yine içine koyduklarımı azalttım. Pompa, suluk ve kafesi yine var ama yine hafif ve portatif olanları seçtim. Bu arada çiftinin ağırlığı 455 gr lık kilitli pedal olayına da girdim.
Neyse, sonuçta şu an işe 13 - 13,5 kg arası bir ağırlıkla gidip geliyorum. Aradaki fark istemsizce 6,5 - 7 kg kadar düştü. Güzel bir kazanç diyorum. Bence bisiklette hafiflik olayına girince, abartmasak bile güzel etkisi oluyormuş. Yani bende böyle oldu.