Scudo Sports

Bisiklet üzerinde başınıza gelen komik olaylar.

Her sabah babam sabah namazından sonra mahallenin kahvesinde sabah çayını içer. Yanında da kanka amcalar tabi:)

Geçenlerde yine aynı formatta oturmuş çaylarını içerken bakmışlar iki tane bisikletli gidiyor. Onlar da turist sanıp insanlık yapalım, bir çay söyleyelim gariplere deyip bir ıslık :)

Elemanlar ani şekilde geri dönüp yanlarına oturmuş sonra çaylarını keyifle yuvarlamışlar. Bir de Türkçe konuşunca bizimkiler şokta tabi :)

Bizim forumdaki arkadaşlardan biri olmasınlar :)
 
Scudo
Benimde unutamadığım 2 hikayem var ;

Sitede arkadaşlar otururken diğer bir arkadaşımız yanımıza geldi.Çok özenli giyinmiş, taranmıştı..."Kız arkadaşımla buluşacağım" dedi.Ve sonra "Ya gitmeden bi tur atayım..." deyip arkadaşın bisikletini aldı ve gitti.Az sonra sokağın altındaki virajdan AAHHHH sesi gelince koştuk.Sokağın altındaki keskin virajın dışı; dikenli tel, çalı ve ısırgan otu üçlemesi ile zaten ünlüydü.Malum virajı alamayıp bu güruhun içine dalmış.Gömlek paramparça, tüm yüzü, vücudu çizikler içinde, birde bedavadan ısırgan otu uygulaması...bırak kızla buluşmayı, acınacak haldeydi.Biz gülmekten kriz geçiriyorduk, oda ilk sinirden sonra baya gülmüştü...

Üç arkadaş Belgrad ormanında tura çıkmıştık.Bir rampayı inerken arkamdaki arkadaşım ön tekerleğini benim arka tekere sürtüp pis, pis gülüyordu.Oğlum yapma etme dedim dinlemedi.Gazladım ama yetişti (Bende 18 vites bianchi , onda 24 vites peugeot vardı) ve yine devam etti...Bende son çare olarak seleden hafifçe kalkıp olanca gücümle yellendim :000002158 .Bir felaket olacağını biliyordum çünkü önceki akşam bol kuru fasulye yemiştim ve sabahtan beri çevrilen pedal sayesinde müthiş bir birikim olmuştu... ona kısmetmiş... arkama baktığımda paralize olmuş düşmemek için yalpalıyordu... :D bi daha bana hiç yaklaşmadı...
 
@FURKAN YAVUZ

:D :D :D Düz yolda 40 km'h çıkmaya tahammül edemeyen Furkan zora gelince
50'ye çıkmış pedalları boşa çeviriyordu taa ki kangala tekme sallayıp olay yerinden uzaklaşana kadar:rolleyes:
 
  • Beğen
Tepkiler: Furkan Yavuz
@onurcan tokuş

Arkadaşım ben bunu gizli tutuyorum neden herkese anlatıyorsun :) İlla söyleteceksin bisikle üzerindeyken köpeklerden biraz çekindiğimi :D

Aynı gün beni arkadaşı zannedip arkadan çarpan Şahin sürücüsüne ne demeli...
Benim bisikletimin çok benzeri başka bir arkadaşta var. İçmiş 4 serseri beyaz "Mdifiyeli(!)" şahine binmiş beni uzaktan görünce gaza yüklendi geldi hemen arkamda frene asıldı bir baktım plakada benim lastiğin izi :D
 
pazar günü lay lay lom eve dönerken, yolun kenarında 4 çocukla karşılaştım.. bi meraklı bakışlar bi gülümsemeler...
geçmedim durdum yanlarında.. "eveet, soruları alıyım" dedim =)

çok hoşlarına gitti :)

bisiklet kaç vites, kaç lira gibi sorulara cevap verdikten sonra,
doğru vites kullanımını ve arka süspansiyonun dezavantajlarını anlatıp vedalaştım =)

(komik diil tabi... sadece bulduğum en yakın başlığı kullandım :) )
 
Son minibüs 11:00'deymiş, hemen yazayım da eve varamam yoksa.

Belki de en unutamadığım şey, bir çocuğun ağzından çıkan iki kelimeydi. Mahallenin fırlama bebeleri toplanmışlar, en zıpırı da bunları dizmiş karşısına. Yağmur şakır şakır. Caminin saçağında, bebeler yola doğru oturmuş, zıpır onbaşı da hararetle bir şeyler anlatıyor onlara. Çocukların beni görüp dikkatlerini zıpır onbaşıdan bana yöneltmeleri sonucunda onbaşının dönerek "Ouuu, şiet!" -telaffuzu tam olarak böyleydi, orijinali "Oh... Shit!"- demesi, beni Rize'ye kadar güldürmüştü. (Lan şimdi anlatınca hiç komik gelmedi yau. Fıkrasına gülünmeyen adam gibiyim.)

Tabii bu kadar değil. Yüklü bisikletimle Eğribel Geçidi'nden Giresun'a inerken yanımdan geçen tur motorcularına bakıp "Ulan millet ne güzel geziyor be!" deyişim, sonrasında 2000 kilometredir yolda olduğumu, yirmi gecedir çadırda yattığımı hatırlayışım... İnsanoğlu doyumsuz tabii, memnun değil kimse halinden.

Memnun olmayanların yanında, üşengeçlikten kendilerine memnuniyetsizlik de yaratanlar var. Bunlardan biri, bana ve bisikletime bakıp yüksek sesle "Ulan memleketi gâvurlar geziyor be!" dediğinde, içimden, gülerek "Hadi lan! Bahane uydurma!" desem de dışımdan hakikî bir gâvur rolü yapmam, sonradan beni çok güldürmüştür. (Fıkrasına gülünmeyen adam, Elazığ'dan bildirdi.)
 
16 yıl önce bmx almıştım biriktirdiğim harçlıklarla ilk gün aldığım gibi mahallede geziyordum hızlandık arkadaşlarla
Sola keskin dönüş vardı direksiyonu çevirdim ama gidon somunu sıkılmamış olacak ki duvarda resmim çıkmıştı ben ayrı bisiklet ayrı ikimizde yerdeydik somunu sıktık yola devam ettik...
 
Malum bilinen bir hareket vardir. Seyir halinde kaldirima cikmak...
Yapmasina yaptim ancak fazla dik açıyla girmisim. Karsi duvara tosladigimda her sey cok geçti [emoji4]
 
3 sene önce sabah 5 civarı Alibeyköyden yola çıkıp Belgrad üzerinden Garipçe'ye gidecektik. Arkadaşın kapısının önünde son hazırlıkları yaparken yan tarafta dükkanı açan çırak bizi turist sanmıştı da arkadaşımla 5-6dk boyunca ingilizce muhabbete dalmıştı. Gülmekten dayanamayıp abi biz de burda oturuyoruz dediğimde küfredip gitmişti :)
Çanakkaleye pedalladığımızda da benzer diyaloglara çok maruz kalmıştık. Memlekette yabancılık çekiyoruz
 
ergenliğe yeni girdiğim dönemler, mahallede hoşlandığım bi kız vardı.. hep kankasıyla gezerdi, yalnız görsem de konuşsam derdim.. birgün bi baktım yalnız bi yere gidiyor, bende de bisiklet var.. arkasından yaklaşıp yanında durup konuşmaya karar verdim.. neyse bu yürüyor ben arkasından geldim geldim tam yavaşlamak için frene bastım, artık heyecandan nasıl bastıysam fren teli bi koptu bisiklet durmadı, ben yalpalayarak yanından geçtim dengemi kaybettim ama neyse ki yere düşmedim.. "ahh be fren teli" dedim içimden, "başka zaman kopsan olmazdı" dimi.. neyse sonra tanıştım tabi :rolleyes:
 
Akşam sürüşe çıktım, sahilin oralarda yüksek kadans çalışıyorum. Karşımdan 3 tane bisikletli geldi. Kasklı, aydınlatmalı vs. kısaca bilinçli sürücüler. Ters yönlerde hızlıca gidiyor olduğumuzdan selamlaşabildik sadece. Ha bir de onlar zil çalarak selam verdiler. Aradan 1 saat falan geçti. Dönüşe geçmiştim, onlarda dönüşe geçmiş olacak ki tekrar karşılaştık aynı şekilde. Bunlar ısrarla zil çalıyor karşımda ve kendi kendilerine gülüyorlar. Dayanamadım ben de kökledim benim kavalı kornayı. Bir anda şaşkınlıkla durdular ve yanlarından geçerken "ulan bunun borusu iyi ötüyormuş" diyorlardı :D
 
8-9 yaşlarımdayım büyük kadro bi bisikletle mahallede oturan çocuklar ben üzerindeyken 40-50 metrelik yokuştan aşağı itelemişlerdi beni yolda yürüyen kadınlara seslenmiştim ama sonuç nafile bugun düşünüyorumda 30 belki 35 le duvara çarptım yerde yattığım an hala gözümün önünde ciddi bir sağlık problemim hatırladığım kadarıyla olmadı frenleri neden kullanmadım hiç bilemiyorum :) bu arada beni ordan aşağı sallandıran davarlar bunu okuyup hatırlarlarsa... neyse.
 
Geri