Kendi bisikletimi uzaktan gelen kuzenlere vermiştim. Ah keşke vermeseydim çünkü bana kardeşimin dandik bisikleti kalmıştı. Malum misafire kötü bisiklet verilmez

Neyse sonra kuzenleri ordu boztepe ye çıkardım

Bilenler bilir Ordu boztepe biranda yükselen dik bir tepe

Çıktık çıkmasına şimdi bide inişi var tabi

benim elimdeki bisikletinde yola çıkmadan kontrollerini yapmıştım ama papuçların o kadar dandik olacağını tahmin edememiştim

İniş sırasında 3 virajdan sonra en keskin ve dik olan viraja gelmiştik ki herkes biranda yavaş diye bağırmaya başladı. Tabi bi ben yavaşlayamıyordum

Fren kolları elciklerin üsttüne kadar yapıştırdım

hatta elciğin üstüne kadar geldi ki virajda gelmişti

Tabi ben o hızla viraja o kadar yakınken hayatım film şeridine dönmüşken ayağımı kaldırıp arka tekere sürtemeden viraja girmek zorunda kaldım.
Viraj o kadar keskin ki araba gelip gelmediği de görünmüyor o yüzden viraja da yatamadım.
Virajın ucu uçurum ve tam dibinde bir tel direği

önünde de bir çöp konteynırı

yani konteynır direkten destek alıyor mantığıyla bütün hızımla konteynıra girdim

Gözümü açtığımda etrafımda bizimkiler ve başka yardım sever vatandaşlar vardı ben fena yaralandım tabi ama biran o dandik bisikleti aradım.
Bisiklet mi desem yoksa soba borusumu bilemiyorum

ama bisiklet tam anlamıyla zumuk zumuk olmuştu
O günden sonra kendi bisikletimden başkasının bisikletine asla binmemeye karar verdim.
Ne kadar bakımı ve kontrolleri yapılmış olursa olsun benim olayda benim gibi kurtulamayacak kişi çookk.
Ben düşme konusunda o kadar uzmanlaştım ki artık ne olursa olsun iki ayağımın üstüne düşüyorum

reflex gibi bişey oldu
Biraz uzun bir anlatım oldu ama ancak işte

sabırla okuduğunuz için teşekkürler
