Scudo Sports

Bisiklet selesi ve ereksiyon problemleri

Bunu birkaç hafta önce "bisiklet iktidarsızlık yapar mı" isimli şu başlığa da yazmıştım.
https://www.bisikletforum.com/showthread.php?t=110991

Aynen buraya da alıyorum.

Genel olarak iktidarsızlık yapabilir, kısırlık yapmaz ve prostat kanser riskini artırır diye bilinir.

Ama bu yıl İngiltereden yayınlanan en büyük gruplu çalışmada (5282 erkek bisikletçi) bisiklet kullanma ile iktidarsızlık ve kısırlık arasında hiç bir korelasyon bulunamadı. Bisiklet iktidarsızlık ve kısırlık yapmıyor denebilir.
Buna karşın serum PSA seviyelerinin biraz arttığı ve prostat kanser riskinin arttığı saptanmıştır.

(link)

Edit: Pardon yaa linki kaldırmışlar . Ben tekrar arayayım :) Ama o başlıkta okuyan arkadaşlar vardı

2. edit :Ancak abstract ını bulabildim. keşke o zaman tümünü indireymişim.

ABSTRACT
Background: Cycling is a popular sport among men. Despite its health benefits, fears have been raised regarding its effects on erectile dysfunction (ED), fertility, and on serum prostate-specific antigen levels. This study aimed to examine associations between regular cycling and urogenital abnormalities in men.

Methods: A cross-sectional population study of 5,282 male cyclists was conducted in 2012–2013 as part of the Cycling for Health UK study. The data were analyzed for risk of self-reported ED, physician-diagnosed infertility, and prostate cancer in relation to weekly cycling time, categorized as <3.75, 3.75–5.75, 5.76–8.5, and >8.5 hours/week.

Results: There was no association between cycling time and ED or infertility, disputing the existence of a simple causal relationship. However, a graded increase (p-trend=0.025) in the risk of prostate cancer in men aged over 50 years (odds ratios: 2.94, 2.89, and 6.14) was found in relation to cycling 3.75–5.75, 5.76–8.5, and >8.5 hours/week, respectively, compared to cycling <3.75 hours/week.

Conclusions: These null associations refute the existence of a simple causal relationship between cycling volume, ED, and infertility. The positive association between prostate cancer and increasing cycling time provides a novel perspective on the etiology of prostate cancer and warrants further investigation.
 
Scudo
Bisikleti bırakırsam en fazla 6 ay içinde 20 kilo alırım(kendimi biliyorum), onun riski ile karşılaştırılamaz bile. Başka hiçbir sporu düzenli yapamadım çünkü hayatımda. Hepsi sıkıcı, sürekli olmuyor.
Sen ye abuk subuk yemekleri, sürekli otur, yat, beline götüne yağ bağla, sigara iç, işe gidip gelirken sürekli egzos çıkar, sonra "aağbi bisiklet kanser yapıyormuş". Hadi oradan :)
 
şimdi burada ülkemizde yaşadığım, beni evlenme vaadi ile kandıran, bağzı kızların hikayelerini anlatırdım ama buna terbiyem müsait değil. o nedenle, bu sorun değil gençler. hayırlı bir evladınız olmayacaksa varsın hiç evladınız olmasın.
 
Bisikletin belli noktalarda illaki zararı vardır, ancak halkımızın bisiklete binmeme sebebi tamamen tembellik.
Daha geçen pazar ekmek almaya markete gidiyorum, bodrumdan bisikleti çıkartmaya üşendim 1 km uzaklıktaki markete yürümeye karar verdim, komşum aynı markete üşenmeyip garajdan çıkartıp otomobille gitti. 100 mt yere dahi millet otomobil ile gidiyor. Sonra diyabet, tansiyon, kolesterol , kalp hastalıkları niye bu kadar yaygın diye kara kara düşünüyoruz. Sıgarada bisikletten bin kat daha zararlı, her beş kişiden ikisi kullanıyor. Önemsiz zararlarının yanı sıra bir çok faydası olan bisiklet kullanımına gelince kimse yanaşmıyor.
 
Neyse ki buraya açılan konularda Hit denilen bir olay yok. Yoksa gerçekten de forum forumluktan çıkardı. Lance Edward Armstrong' un hayatını okumalısınız. Penisi ile ilgili soruları olan arkadaşlar..

(link)

Ve bu konu kilitlensin lütfen. Site sadece erkeklerin Forum sitesi değil.
 
Penis çok önemli. hayatımıza yön!!! veriyor. Kıymetlimissss.
Tey allam ya.
 
Bu meret hayat kalitemizi arttıyor mu? Evet! :) Gerisi teferruat.
 
Bu konuda hakikaten bilim adamları arasında çok bir görüş birliği yok. Bu nedenle "kesin yapar" ya da "kesin yapmaz" demeden tedbir almakta fayda var. Tedbir derken de kendi anatomimize uygun sele seçiminden bahsediyorum.


Bahsi geçen problem teşhisi çok kolay olan bir problem. Eğer siz bisiklete bindikten sonra böyle bir sağlık problemi ile karşılaşıyorsanız selenizin ayarlarını kontrol edin, hiçbir ayar fayda etmiyorsa selenizi sizin anatominiz ile daha uygun olan bir tanesi ile değiştirin.


Eğer gerçekten çok endişeleniyorsanız no-nose'lar var uç noktada :
(link)

Benim kendi sele maceramda beni ençok pad kullanmaya başlamam rahatlatmıştı. Padsiz veya padli hiç bir sağlık sıkıntısı yaşamadım ama padsiz 4-5 saat binince o gün ağrıdan kovboy gibi dolaşmam gerekiyordu :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Abdullah ozturk
@Serkan HODANCI

Konu size göre tabu mu?

Sınırı aşan göremedim.
 
kilitlenmesi gereken bir şey göremedim.
hayatı ilgilendiren bilimsel verileri herkesin bilmesi gerekir.
bilimde utanma olmamalı
 
@sedat_slave

Tabu derken neyi kastediyorsunuz? Benim demek istediğim cinsel sağlık siteleri bu tip işler için yapılmış. Sağlık başlığı altında Cinsel sağlık konuşulmasından bahsediyorum.
 
bence bu araştırma ve konularda referans alınacak tek kişiler bunu prof olara spor yapanlardır. meşhur bisiklet turlarında derece yapan geçmiş ve şu anki sporculara sorulmalıdır herhangi bir problemin olup olmadığı. hafta sonundan hafta sonuna bisiklete binen kişilerde bir sorun olacağını sanmıyorum.
 
@Rehavet

Bilimsel verilerin burada sohbet ederek değil araştırılarak bulunacağından bahsediyorum. Teşekkür ederim..
 
@Serkan HODANCI

Utanılacak bir şeymiş gibi bahsettiniz, bisiklet ile ilgi bir konu ve toplumda önemli bir yeri olan konu.
Dediğiniz sitelerdeki kaç kişi acaba bisiklet kullanıyor. Kaç kişiyle bu konuyu sağlıklı şekilde konuşabiliriz.
Belki de onlara göre binilmemesi gereken bir şey bisiklet.

Erkekleri ilgilendiren bir sağlık sorunu olduğu için şu an sadece erkekler konuşuyor bu konuyu.
Kadınları etkileyen konuları, kadınlar konuşamıyor. Çünkü tabu meselesi ortaya çıkıyor bu sefer.
Bence gayet yerinde bir konu. Herkes istediğini söylemeli.
 
@sedat_slave

Elbette size katılıyorum. Ben bu tip konulara karşı değilim. Benim söylemek istediğim İnternet araştırması sorunun cevabı için yeterde artar bile.. Sohbetten ileri gitmiyor konu çünkü kimse doktor değil..En büyük örneği var karşımızda;

Lance Edward Armstrong, (d.18 Eylül 1971), ABD'li eski yol bisikleti yarışçısı. Bisiklet sporunun en önemli organizasyonu olan prestijli Fransa Bisiklet Turu'nu, 1999-2005 yılları arasında aralıksız 7 kez kazanarak gelmiş geçmiş en büyük bisikletçilerden biri olarak kabul görmüştür. Ancak daha sonra, doping yaptığı suçlamasıyla ABD Anti-Doping Ajansı tarafından 2012 yılında, 1 Ağustos 1998'den bu yana elde ettiği bütün başarılarla, 1999 ile 2005 yılları arasındaki 7 Fransa Bisiklet Turu şampiyonluğu elinden alınmış ve ömür boyu spordan men cezası almıştır. Livestrong Vakfı'nın kurucusudur. Kanser hastalarına destek olan vakfın orijinal adı: Lance Armstrong Vakfı 'dır.

18 Eylül 1971 Plano (Teksas) doğumlu olan Armstrong, profesyonel kariyerine triatlet olarak başlarken, 1991 yılında bisiklet sporuyla ilgilenmeye başladı. Bir yıl sonra 1992 Barcelona Olimpiyatları'nda yol yarışına katılan Amerikalı sporcu, yarışı 14. sırada bitirdi ve aynı yıl profesyonelliğe geçiş yaptı. Aynı yıl San Sebastian Klasik Yarışı'nda ilk profesyonel yarış birinciliğine imza attı.

1993-95 yılları arasında Team Motorola ile yarışmaya devam eden Armstrong, dünyanın en önemli profesyonel bisiklet yarışı Fransa Turu'nda iki etap birinciliği kazandı. 1996'da ülkesindeki en önemli bisiklet yarışı olan Tour dePont'u kazandı. Ancak Fransa Turu'nu tamamlayamadı ve ülkesindeki Atlanta Olimpiyatları'nda büyük hayal kırıklığı yaşadı.

2 Ekim 1996'da Armstrong'un üçüncü aşama testis kanseri olduğu ve hastalığın beynine sıçradığı açıklanırken, yaşama şansının yüzde 40 olduğu belirtildi. Ancak Armstrong, Indiana Universitesi'nde aylarca süren kemoterapi tedavisi sonrasında kanseri yenerek yaşama dönmeyi başardı. 1998'de US Postal takımı ile anlaşma imzaladı ve çok sevdiği bisiklet parkuruna geri döndü. Çıktığı ilk büyük yarış olan İspanya Bisiklet Turu'nda (Vuelta) genel klasmanda dördüncü olarak büyük bir başarı yakaladı.

Arsmtrong'un asıl dönüşü 1999'da Fransa Turu'nda gerçekleşti. Amerikalı pedal, 1999'da zafere ulaştığı Fransa'da üst üste altı sezon daha sarı mayoyla Champs Elysee Bulvarı'nda zafer turu atmayı başardı. Lance Armstrong 1999-2005 arasında elde ettiği yedi şampiyonlukla, tüm zamanlar rekorunu beş birincilikle paylaşan Merckx, Hinault, Indurain ve Anquetil gibi efsaneleri geride bıraktı.

2005'teki şampiyonluğunun ardından sporu bırakan Armstrong, hakkında çıkan doping söylentilerini de kesin bir dille yalanladı. Haziran 2006'da hakkındaki doping soruşturmasında da adı temize çıktı.

Üç çocuğu bulunduğu eşi Kristin'den 2004'te boşanan Armstrong, Amerikalı rock şarkıcısı Sheryl Crow'la birlikteliğini iki yıl sürdürdü. Çift, kısa süren bir nişanlılık döneminden sonra 2006 başında ayrıldığını açıkladı.

Lance Armstrong bugün sadece bisiklet üzerinde elde ettiği başarılarla tanınan bir sporcu değil, kanserle savaş konusunda da takdir toplayan işlere imza atan bir insan haline geldi. Bu da onu bir sporcu özelliğinden çıkartıp 21. yüzyılın gördüğü en önemli insanlardan biri haline getiriyor.

Dünyaca ünlü bisiklet üreticisi Trek, 2012 yılında Armstrong'un kurucusu olduğu vakıfa atfen, üretmiş olduğu FX modeline "Livestrong" adını verdi.

"Yaşama Çevrilen Pedal" adlı anı kitabının yazarıdır.*Goa yayınları-2008

24 Agustos 2012 tarihinde ABD Anti-Doping Ajansı (USADA), doping yaptığı gerekçesiyle Lance Armstrong'un 1 Ağustos 1998'den bu yana elde ettiği bütün başarılarla, 1999 ile 2005 yılları arasındaki 7 Fransa Bisiklet Turu şampiyonluğunu elinden almış ve sporcuyu ömür boyu pistlerden men etmiştir. Aynı şekilde Avustralya Olimpiyat Komitesi de Armstrong'tan 2000 Yaz Olimpiyatları'nda kazandığı bronz madalyayı iade etmesini istemiştir.[3]

16 Ocak 2013 tarihinde Armstrong'un itirafı, ünlü talk şovcu Oprah Winfrey ile yaptığı 2.5 saatlik röportajda geldi. Winfrey, ayrıntıya girmeden ünlü bisikletçinin kariyeri boyunca doping yaptığını doğruladı.[4]

Armstrong'a 112 soru yönelten Winfrey, "Her sorunun yanıtını alamadım. Ancak insanların merak ettiği çok önemli sorularımı yanıtladı. Artık saklanacak bir durum yok. Çünkü hepiniz, Armstrong'un doping yaptığını doğruladığını biliyorsunuz" dedi.

Saygılar.. :)

Kaynak;

http://tr.wikipedia.org/wiki/Lance_Armstrong
 
Tayt giyilmesinin bu riski azalttığını okumuştum özellikle jelli taytın
Peki bu araştırmada denekler tayt giymişmidir ?
 
bilim adamlarına göre bisiklet geçici iktidarsızlık yapıyor, sureklı ve uzun surelı kullanan kişiler de yapılan araştırmalarda 1 ay hiç kullanmadıktan sonra eski normal seviyelerine gelmişler...

yahu zaten sele ne kadar ıyı olursa olsun uzun surede ağrı yapıyor baskı oluyor bir de sele mermer gibi hafif incecik selelerden ise ne kadar dıkkat edersen yıne de aşırı bır baskı oluyor kasıklarda. ben ne kadar zararıda olsa mermer gibi incecik sele kullanıyorum diğer seleler aşırı derecede beni hamlaştırdı sele rahat olunca bisikletle çok yavaş gidiyorum
 
Yorumları ve tepkileri görünce yazımın biraz kaynaksız olduğunu fark ettim, öncelikle bunun için özür diliyorum. Eğitimimin de verdiği alışkanlıkla,bir yerde bilgi içeren bir şey paylaşırsam mümkün olduğunca kaynak göstermeye çalışırım. Hatta forumda daha önce, okuduğum bu kitaptan trafikte peruk takmakla ilgili bir bilgi paylaşmıştım, yapılan araştırmanın da İngilizce tam linkini eklemiştim. Hatta o zama çeviriyi kitaptan değil, o makaleden yapmıştım.

Ancak bu araştırma Almanya'da yapıldığı için makale Almanca, ben de Almanca bilmediğimden o yüzden sadece kitapta yazanın çevirisini yaparak paylaştım. Aynı şekilde makale Almanca olduğu için forumda paylaştığım önceki yazının aksine bunda makaleyi paylaşmadım. Hatanın neresinden dönülse kardır deyip buldum tekrar linkleri paylaşıyorum. Eğer Almanca bilen bir arkadaşımız bunların çevirisini yaparsa memnuniyetle eksikleri hataları düzeltirim.

Kitapta iki makale referans gösterilmişti.
(link)
(link)

Bu sayfalardan makalenin tümüne ulaşabiliyorsunuz. İkinci linkte iki grafik koymuşlar araştırmadan.

http://www.kup.at/kup/images/browser/2492.jpg
Bu grafikte sürüş öncesi(vorher), sırasında(fahrend) ve sonrasındaki(danach) oksijen akışı gözüküyor.
Üstteki gri olan çizgi yatık sürüşte(recumbent), daha koyu olan çizgi ise normal dik oturuş halindeki sürüş.



http://www.kup.at/kup/images/browser/2493.jpg
Bu grafikte de normal dik oturarak yapılan sürüş sırasında aralarda ayağa kalkmanın oksijen akışına etkisini göstermiş.
Ayağa kalktığı anlarda normalde olduğu gibi bir oksijen akışı sağlanmış.


Sayın Cenk K. daha önce benzer bir konu açmış zaten, ben de o konuyu okuduktan sonra bunu paylaşmayı düşünmüştüm. Keşke o konunun altına paylaşsaymışım, dalgınlığıma gelmiş. Zaten o da yazısında belirtmiş, olay iktidarsızlık yapıp yapmadığı ile alakalı bir araştırma. Üremenin bundan etkilendiği ile ilgili hiçbir şeyden bahsedilmemiş.

Bu tip yazılar buraya uygun mu konusunda ise üzülerek Sayın Serkan Hodancı ile aynı düşünmüyorum. Bence asıl tam olarak yeri burası çünkü gidip de bir sağlık sitesinde bunu paylaşsaydım, bisikletin b'sinden anlamayan adamlar gelip, "bak biz diyorduk bisiklet böyle böyle yapıyormuş" diye bilgi kirliliği yaratacaktı. Ben bu araştırmaya baktığımda bisiklet selesinin zararlarını değil, sadece arada ayağa kalkıp molaları vermeye dikkat edilirse, bisikletin iktidarsızlık konusunda hiç bir etkisi olmadığını görüyorum. Tabi buradan aklım fikrim sadece belli bölgelerdeymiş gibi gözükmem istemem. Bunu okudum, sağlıkla alakalı merakımı cezbetti, ben de paylaştım. Nasıl sağlık bölümünde sürüş performansımızı artıracak bilgiler paylaşılıyorsa, gelecekte dikkat etmezsek belki de bisikleti tutkumuzu sekteye uğratabilecek şeylerden de önceden haberdar olmamız gerekli diye düşünüyorum. Aynı şekilde gerekiyorsa kadınlar da bu tip konuları konuşabilmeli, erkekler de. Burada sağlıktan bahsediyoruz. Ama eğer konu bir yerden sonra bir şekilde bel altı muhabbetine dönerse merak etmeyin o zaman beraberce tepkimizi koyarız, hiç haz etmem o tip muhabbetlerden.

Son olarak da Sayın Berkant Öztürk'ün dediği gibi, ne diyersek diyelim, bizim insanlarımızın bisiklete binmeme sebebi tamamen tembellik. Yararı var mıymış, yok muymuş çoğunun haberi yok. Sonuçta ben de bu foruma üye olduktan sonra, daha önceden bisiklet kullanmama rağmen, bilmediğim birçok şeyi öğrendim.

Bu kadar yazdık ama umarım kimseye tepki gösteriyormuşum gibi olmamıştır :D
 
Araştırma 50 yaş üstü bisikletçilerde prostat kanseri riskinin yükseldiğini göstermekte (link altta)

(link)
 
Geri