"...yiyiyorsa gelsin yüzüme söylesin. Gidin istediğiniz grubu kurun kardeşim, her zaman büyük balıkların altında parazitler olur..."
@Gökhan Kuş Maalesef problemli bir üslubunuz var. Külhanbeyi ağzı, asarım keserimci, kibirli bir üslup bu. Gelirler, yüzünüze söylerler, dinlersiniz, güzelce cevabını verirsiniz, "yiyorsa" ne demek yahu, ne olur yüzünüze söylerlerse, yemeyecek kısım nedir, ne yaparsınız? Kimin grup kuracağı konusunda otorite siz misiniz o grupta? Grup adına mı söylüyorsunuz bunları? Böyle konuşmadan önce gruba danıştınız mı? Diğer grup üyeleri de bu üslupla mı iletişim kuruyor birbirleriyle ve yeni gelenlerle ya da gelip de gidenlerle? Gruptaki "balıkları" büyüklüklerine göre sınıflamışsınız! Siz mi yapıyorsunuz bu sınıflama işlemini? Küçükler parazit mi sayılıyor grupta? Buna benzer nice soru var daha sırada.
Şu üç cümlede düştüğünüz hâle bir bakın, kendinizi ve temsil ettiğiniz grubu ne hâle düşürdüğünüzü fark edin, böyle mi grup yönetiyor, iletişim kuruyor, etkinlik düzenliyor, paylaşıyorsunuz? Aynı şehirde yaşasaydık ve sizinle aynı grup içinde yer alsaydık, ne bu şekilde konuşmanıza sessiz kalır ne de gruba hükmetmenize izin verirdim. Hem burada grup oluşturma ve sürdürme konusunda görüş alışverişinde bulunmak istiyorsunuz, hem de daha ilk dakikada kendiniz hakkında böylesine bir izlenim oluşturuyorsunuz. Olacak şey mi bu şimdi? Bir de benim yazdıklarımı beğenmişsiniz, orada ben böyle bir grup imgesi mi çizdim, siz kendinizi benim tasavvur ettiğim gruba yakıştırdınız mı?
Hayalî der ki, ol mâhiler ki derya içredir, deryayı bilmezler. Sizin hâliniz o mâhilere benziyor, yazık. Deryayı bilmedikten sonra balık büyük olmuş, parazit olmuş, kime ne? Nâzım'ın da Hayalî'den mülhem dediği gibi,
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.