Teknik özellikli kumaşları saymaz isek taytlarda en kaliteli kumaşlar kullanılıyor bile diyebiliriz.
Tayt kumaşının içinde elastan, spandex, lycra gibi çeşitli ticari isimlerle anılan elastik bir lif vardır. Bu lifin esnedikten sonra tekrar yerine gelebilmesi,formunu kaybetmemesi istenir yani elastikiyet modülünün yüksek olması gerekir. Bu önemli maliyet. Lycra var lycra var yani.
Tayt kumaşta poliamid lifi de kullanılır. Dayanıklıdır. Ama kolay nefes alamaz. Kolay boyanamaz. Ancak spor için kullanılan bir ürün olduğu için poliamidin nefes alabilmesi istenir, teri atabilmesi istenir. Bu da özü itibari ile nefes almayı hiç sevmeyen bir lif için zor bir durumdur. Bundan dolayı taytta kullanılan poliamidin modifiye edilmesi gerekir. Özel bir poliamid olması istenir. Maliyet yine yükseldi.
Sonra sentetik liflerin sıkı kristalin bölgesi boyanmasını zorlaştırır. Ama taytın boyası çok önemlidir. Renk atmaması için yine modifiye edilmesi özel olması gerekir. Çok fazla sürtünme boyayı attırmasın diye sürtünme haslıkları iyi olmalı yine maliyet.
Terlemeye karşı boya atmasın yani ter haslığı iyi olsun yine maliyet.
Taytlar çok sık yıkanır. Yıkama haslığı sağlamak yine maliyet.
Yani kimse demesin ama bisiklet kıyafetlerinde işin içine bisiklet ibaresi denilince çok pahalı oluyor. Çünkü üründen beklenilen talep hem çok fazla hem de birbirine ters kolerasyonlu özellikler talep edilir.Bu çok ciddi maliyet.
Bir de şunu hesaplayamıyorlar. Bisiklet giysileri ile herhangi bir mağazada satılan casual sıradan basic ürünün üretim satış adetleri aynı değildir. Sıradan kiyafetler çok satıldığından birim maliyetleri daha düşüktür. Çünkü ölçek ekonomisi kavramına girer.
Ayrıca sıradan kiyafetlerde kar marjı rekabetten ötürü daha azdır.
Asıl sorun reyizin tepemize çay yerine dolares atamamasıdır.