Scudo Sports

Bisiklet Forum Tüketim Karşıtı Çevreciler Platformu

Scudo
Sitede apartmanda büyüdüm. Babamın tabiri ile şehir bebesiyim.
Doğaya her zamam ilgi duyup hayran kaldım.
Bazen araştırdım bazen uyguladım. Ama emperyalost düzenin etkisini görmem çok buyük bir hayal kırıklığı oldu.

Siyaset yapıyor demeyin,hukuk öğrencisiyim yapmıyorum siyaset.

Hollanda modern tarım sayesinde tüm avrupa kadar yüz ölçümü varmış gibi tarım yapıyor. Halbuki sulardan elde ettiğimiz karalarını çıkarırsal konya kadar hollanda. Demek istediğim şu. Hollanda modern tarım yapmasa organim tarım yapsa aynı üretimi gerçekleştirmek için avrupa kadar toprağı olması lazım. Gerçeği görüyoruz.
Abim ODTÜ'lü. Melih Gökçeğin ormanı yarıp da yol yaptığı odtü ormanının sahip olduğu üniversitenin öğrencisi. O yol yapıldı onca ağç kesilerek. O yoldan geçen herkes trafiği ciddi anlamda rahatlattığını söylüyorlar.
Yazlığımızda onlarca çiçek sebze bitkilerimiz meyve ağaçlarımız var. Gübre olarak çay posası yumurta kabuğu ve annemin doğal tohumlarla beslenen onlarca kuşunun gübrelerini kullanıyoruz. Yörüklerden süt alıp yoğurt yapıyoruz.
Ama
Ama
Sadece biz kazaniyoruz. Dünya değil. Çelik fabrikalarında 1 ton çelik için 18 ton su buharlaştırılıyor ve o buharlaşmayı yoğunlaştırıp tekrar kullanmıyor Türkiye.
Biz duş suyumuzla arabamızı yıkayarak yılda yüzlerce litre su tasarruf edebiliriz ancak 18 ton su sadece bir kaç dakika da gidiyor.
Biz kazanıyoruz. Kendimiz için yaşıyoruz. Keşke dünya kazansa.
Bisikletle henüz okula gitmeye başlamadım ama onun dışındaki market vb. işlerde kullanıyorum bisiklet. Paradan tasarruf ediyorum. Ağaçların kullandığı karbondioksit dışarı çıkartıyorum eforumla. Ama sadece ben kazaniyorum.
Sadece bu başlık altında yazanlar kazanıyor. Diğer forum üyeleri?
Herkese doğa için yaptığı katkılarından dolayı binlerce kez teşekkür ederim. Dünyayı çay kaşığı kadar kurtarsakta
 
@Ahmetgitar

@avkebele

Valla ne diyeceğimi bilemiyorum. Ama dışarıdaki insanlara bakınca hiç umut kalmıyor içimde maalesef. Buradaki arkadaşların önünde saygıyla eğilerek söylüyorum bunları. Öyle bir tüketim çılgınlığı ve çevre kirliliği var ki bizim yaptıklarımız okyanusta bir damla gibi. İnsanlar önce bu dünyanın anasını ağlatıp ne var ne yoksa tüketecek ondan sonra bir şeyleri fark edecek. Tabi iş işten geçmiş olacak. Okullarda öğretmenlerin ilk işi bu olmalı bence. Bilgi nasıl olsa öğrenilir. Bisiklet sürerken öyle otomobil kullanıcılarıyla karşılaşıyorum ki içimde ne bir ümit ne de bir kıvılcım kalıyor maalesef. Bence biz sadece kendimizi mutlu ediyoruz burada. En azından şimdilik. Yoksa bir fark oluşturacak boyuta ulaşmamız herhalde her şeyin tükendiği bir zamana denk gelecek.:(
 
@Hastateker ne güzel demişsiniz, bizim yaptığımızın gram faydası yok, yani ben yok suyu lavaboya dökmedim de saksıdaki çiçeğe döktüm diye süper tasarruf ettiğimi sanacağım, kapitalizm o sırada 18 ton suyu buhar edecek, dünya için yaptığım şeyin zerre denli önemi yok yani, kendimi eğlerim ancak. tasarruf, çevreye önem verme, suyu koruma, geri dönüşüm vb. şeyler kurumlarca ele alınması gereken şeylerdir.
 
@trabzonlu ozan Sen değişimi önce kendinde başlatıp başkalarına örnek olmazsan hiçbir zaman başkalarının birgün değişip de önlemler almasını bekleme hocam. Damlaya damlaya göl olur ve olacak da. Biz burada bu konuları konuşacağız. İnsanlar okudukça düşünüp kendine biraz da olsa çeki düzen verecekler. Ve etrafına yaya yaya birgün hayaller gerçekleşecek...
 
80e53e4f-0e8a-4146-91b5-636ab8e9b054.jpg


Size bu kitabı öneririm, sinek sekiz yayınevinin tüm kitaplarını öneririm zaten. Kitabı okuduğumda kendimi çevreci sandığımı, sadece çevrecilik oynadığımı anladım... Aslında önerdiği sistemlerin hepsi yapılmış, denenmiş deneylerden oluşuyor. Gerçekten şu an yaptıklarımızla uzaktan yakından alakası yok. Biyolojik arıtma, binalarımızın arasına seralar, üretimin tamamen mahallenizde yapılması, yağmur sularının kullanımı gibi birçok deneysel tectübeler kitap haline getirilmiş.

Burası bisikletforum olduğu için ben bir iddada daha bulunacağım. Bisiklet bile şu an bir tüketim ürünün olmuş durumda, her yıl yeni vites sistemleri, yeni kadrolar, yeni bisiklet türleri, aerodinamik kasklar, karbon malzemeler, derken bir araba parası bunlara harcayanlar var. Bir yandan da balkonlarda çürümekte olan, asıl ihtiyacı olana ulaşamadan çürüyen bisikletler.

Sizce de bisiklet konusu fazla dallanıp budaklanmadı mı? Tüketimin odağı halinde, donanım, marka kadro yarıştırmıyor muyuz? Bir lastik aldığımızda bunu sonuna kadar kullanıyor muyuz? Yoksa da 300 km bindiğimiz bisikleti satıp yenisini almanın peşine mi koşuyoruz. Youtube de bir arkadaş var buranın da üyesi isim vermek istemiyorum. Yeni aldığı karbon bisikleti satıp bir o kadar para verip yenisini almış, eymir gölünde tur atıyor hem de vlog çekiyor. E be kardeşim eymirde tur artmak için buna ihtiyacın var mı?

Sahibinden.com da brompton marka bisiklet var, bir kez eymir gölünde kullanılmış satılık. Eymirde bir tur 6000 tl. Vay anasını?

Bisiklet özünde çevreci bir alettir, ancak onun da yumuşak karnı olan bizim hırslarımız, sahip olma isteğimiz ve egomuz, onu tüketim toplumunun bir ürünü yapıyor malesef. Yaptığımız her aşırılığın bedelini ise dünya ödüyor.
 
Biz tasarruf ve çevrecilik derken birilerinin dünyanın anasını ağlattığı zaten belli.
Ancak işin bir diğer boyutu, bireysel bir örnek:
Bir yıldan biraz fazla sürede bisikletle 12000km üzeri yol yaptım.
2 bin km gezinti desek kalanı tamamen ulaşım ve zorunlu binişler.
Benzine,bakıma vermediğim para binlerce lira oldu.
Bir yıldır sadece bir pantolon aldım. Normalinde binlerce lira giderdi.
Avm yerine bisikletle piknik daha eğlenceli ve karlı.
İki ayda bir elektriğe 25 suya 30 lira ödüyorum,
Geçen yıllarda eşek gibi çalışır geçinemezken bu yıl ciddi bir birikim yaptım. Üstelik ders saatlerimi azalttım. Hergün istediğim kadar uyuyor,istediğim saatte kahvaltı yapıyorum. Geceleri kitap okurken saate bakmak zorunda değilim.
Sadece paramı değil hayatımı da tüketmez oldum.
Bu bile tek başına yeterli.
Daha önce de söyledim elbette bireysel çabalar tam olarak yeterli değil. Çevreci siyaseti, sivil toplum örgütlerini desteklemeli, eğitimden turizme her şeyi konuşmalıyız.
Ama şu doğayı şu kadar kirletiyor demek en baştan kaybetmek.
Bu arada terliğimi aldım.
Eskisinden sağlam olmuş.
Şaka, en azından iki yıl daha giyileyecek hale gelmiş.DSC_2182.JPG

Bir de ekleme, değerli dostlar, her şey siyasette bitiyor, bizler konuşacağız ki siyasiler-karar vericiler çevreci politikaları gündemleri uygulanır şekilde alsınlar.
Hollanda bu şekilde bisiklet ülkesi oldu.
Kenya'da torba üretimi ve kullanımı yasaklandı.
Dünya hızla bir şeyler yapıyor.
Geç de olsa yapıyor.
Biz de destek olalım.
 
@Ahmetgitar Ahmet arkadaşım, taktir ediyorum, sana bravo gerçekten.

Şimdi sen o 12000 km yi yapmak için bir araba alsaydın, yaklaşık 3600 tl lik mazot yakardın, bu en az yakan araba için geçerli daha da çıkabilir. En kötü dizel araba 80.000 tl şu an. Kaskosu 2000 lira vergisi 1000 lira, bakımı 1000 lira daha uzar gider. Ayrıca spor salonuna vereceğin 1500 lira yıllık üyelik ücreti.

Bunlar için daha fazla çalışmalı, daha fazla strese girmeli, ömrünü tüketmelisin. Ayrıca sıfır aldığın arabayı boydan boya çizecekler, kapılarını açarken çarpacaklar, en fazla 10 yıl dayanacak bu araç.

Ben çevremdekileri şu konuda ikna edemiyorum. Sizlerin kredi çekerek alacağınız arabalar, evler mutlu etmez, kendinize yatırım yapın. Ben 40 yaşımda şunu anladım, ne kadar az o kadar iyi, borçsuz hayat en güzeli ...
 
20170325_190755.jpg
Arkadaşlar bu kitabı okumanızı ve okutmanızı tavsiye ediyorum. Ben bir yazardan(Ali Çolak) duyup aldım. Çok etkilendim ve şimdi her hafta bir ögrencime verip okutuyorum. Satın almanıza da gerek yok aslında. Çok ince bir kitap. Kitapevinde bile okuyup tekrar rafa yerleştirebilirsiniz:):):)

Mandıra Filozofu adlı film HD kalitesinde Youtube'a yüklenmiş. Izlemeyenlere kesinlikle onu da tavsiye ediyorum. Benim dünyaya bakış açımı değiştiren eserlerden biridir.;)

Sayın@Ahmetgitar bey yapılanların daha bir yaygınlık kazanabilmesi için sizi bir facebook grubu kurmaya davet ediyorum;) Daha çok insana ulaşabilir, yaptıklarımız konusunda birbirimizi daha rahat bilgilendirebiliriz. İnanın orada ulaştığımız sayıyla ve yaptıklarımızla sivil toplum kuruluşlarının ve siyasilerin daha çabuk dikkatini çekeriz. Sayın @mariokaldato beyefendiyi de desteklemesi amacıyla sahneye davet etmek istiyorum. Ondan da az şey öğrenmedim:D
 
Murphy'nin altın kuralı, "Altını olan kuralı koyar." der.. Doğru elbet.. 18 ton suyu da, ormanların yarısını da yok eder "daha fazla altın" için...
Ve tarih de der ki, bunun karşısında durabilecek tek güç, (hadi sınıf demeden geçelim) örgütlü güçtür..
İşte o örgütlü gücü de Ahmet gibi, hadi isimleri tek tek saymayayım, bu konu başlığını takip eden bir sürü duyarlı arkadaş gibi "bireyler" oluşturacak elbet.. :) O güne kadar, bireysel gibi görünen "doğru"larımızı yaşama geçirmeye devam.. Sevgiler herkese, bu vesile ile... ;)

 
Buzdolabında çok az şey tutuyordum. Genelde yemekleri günlük yapar yerim.
geçen gün baktım dolapta sadece reçel ve zeytin var. Çektim fişi.
Balkon camlı ve serin, havalar ısınana kadar bazı şeyleri orada tutmaya başladım. İki haftadır buzdolabı çalışmıyor.
En azından artık kış mevsimi olunca hiç çalıştırmam.
 
Geri