Scudo Sports

Bir Günde 220 km. -1800 Metreye, Zigana'ya Tırmanış-

Merhaba,
Ben de Doğu Karadeniz'in kıyı şeridindeki ışıksız tünellerde aynı heyecanı yaşamıştım. Sıra sıra zifiri karanlık ne zaman biteceği belli olmayan tüneller...
Çok güzel ama çok yorucu olduğunu tahmin ettiğim bir tur yapmışsınız.

İyi ki de paylaştınız.

Ben de yorulmak istiyorum. :)

Kazasız ve keyifli turlar

five
 
Scudo
eşsiz bir derleme olumuş,fotolar harika sanki o anları yaşadım.Güzergahınız çok güzel zaten karadeniz bisiklet süremeyi zevkli kılıyor.Keşke yerinizde olabilseydim.
 
Konu eski tarihli olsada geziler eskimez.
Pedalınıza sağlık. çok güzel bir tur gerçekleştirmişsiniz.
 
Tebrikler, çok iyi yol yapmışsın. Yiyecek ve içecek olmadan nasıl cesaret edebildin ben ona takıldım. Ben 100km yol için çanta vs. ayarlıyorum, içine ne koymalıyım falan diye düşünüyorum sen 220km yola direkt dalmışsın valla helal olsun.
 
güray arkadaşım çok başarılıdır bu tarz solo şehirler arası turlarda ve de çok azimlidir kendisini tebrik ediyorum...

geçen gün almanyaya gidiyorum dedi güldük 11 gün sonra almanyada kart postal yolladı :))))
 
Sağolun arkadaşlar aradan yıllar geçse de buralardayım hala :)
moderatör arkadaşa söyledim hatalı olan fotoğrafları değiştiyirorm yenileriyle.
 
helal olsun diyorum başka bir şey demiyorum ekipman az olmasına rağmen neler yapmışsınız
 
tebrikler gerçekten. günde 300 küsür yapanlar senin kadar tırmanmıyodur. Müthiş perfomans ve çok keyifli bi parkur...
 
@Hüseyin Çelebi
Hüseyin kardeşiminden aldığım ilhamla tırmandım ilk o yaptı bu parkuru ve ben de kıskandım bi nevi ben de teşebbüs ettim. pişman oldum mu? tur esnasında evet ama daha sonradan tabi o yorgunluk ve çekilen acılar unutuluyor keşke daha da fazla mesafe kat etseydim deniliyor ama en profosyonel bir bisikletcinin dahi çok zorlanacağı parkurdur. özelliklle de o ziganaya tırmanırken sürekli bi tırmanıp bi inmeler adamı bitiriyo.
 
@blaxisss

o rotada mesafenin hiçbir önemi yok bence.
önemli olanları sayayım ben:
yokuşları çıkabilmek, karanlık tünellerden geçmek, ziganadan sahile doğru döndüğünde rüzgara karşı fiziksel ve ruhsal olarak pes etmemek, sahil yolunun o zamanlar gidiş geliş olan dar bölümlerinde ezilmemek ve en önemlisi performansının ve tecrübenin neye yeteceğini bilmeden yola çıkmış olmak.

bunları yaptıysan mesele yok :)

okurken gerim gerim gerildim bende bunu tersten dönmeyi düsünüyorum.Baktımda yanına hiç malzeme almadan çıkmıssın lastik yama vs. abine güvendin anlaşılan tur dedigin günü birlik olur öle esya tasiyamam yanımda.ama inişlerde çok hızlı olmuş.oraları bilirim virajlar ,çakıllı yollar.helal valla.

ilk denemeden önce ben de çok düşündüm hangi yönden dönmem gerektiğini.
ben yorgunken trafiğin yoğun olduğu sahil yolunu geçmeyi istemedim. Sahilde 100 km rüzgara karşı gidip Torula doğru 90 km rüzgar arkada tırmanmayı tercih ettim.
Şimdi sahil yolu yoğunken bile tehlikeli değil. Toruldan rüzgara karşı Tirebolu'ya inmekte o zaman düşündüğüm kadar zor değil zira yol tepelerin arasına girdikçe rüzgar kesiliyor, sahile yakın da vadi genişleyince etkisi azalıyor. Yukarı gelirken de pek faydasını göremiyorsun zaten. Rüzgarı rampa yukarı arkaya almaktansa düz yolda almak daha iyidir. Tek handikap yola 40 km lik hafif çıkıştan sonra 20 km'lik dik bir tırmanışla (%7) başlıyor olman, gerçi 190 km den sonra başlıyor olmandan daha iyi olabilir :)

sonuç olarak bir de o yönden geçen birinin hikayesini dinlemek keyifli olur. Antrenman durumunu bilmiyorum ama Trabzon'da yaşıyorsan ya çok iyisindir ya sürmüyorsundur :)
 
öncelikkle şunu belirtmek istiyorum ki güzel ve keyifli bir tur geçirmişsin. teşekkür ederim paylaştığın için.

ancak şu noktaya takıldım; doğanın içine eden bu hes projelerinden bir tanesini görünce gururlandığını söylemişsin. yapılan bu doğa katliamını, duvara çizilen bir türk bayrağı ve atatürk silüeti ile gizlenmeye çalışılmasının nesi seni gururlandırıyor? bu gezi ile bize gösterdiğin doğal güzellklerin hes projeleri ile katledilmesinin gurur duyukacak bir yanı yok!

@blaxisss
 
@Ender İplikci

Sevgili kardeşim, öncelikle yanıt yazıp hassasiyetini dile getirdiğin için teşekkür ederim. Lakin bir yanlış anlaşılma söz konusu sanırım. Bu fotoğrafını çekip sizlerle paylaştığım hidroelektrik santrali, 1971 yılında hizmete girdi. 1971 yılında yapılan bu "barajsız" hidroelektrik santrali, doğaya ya çok az ya da hiç zarar vermemekte. Gezi yazılarımda da belirttiğim üzere, bu HES, baraj kullanılmadan, tamamen dağların içinden tünellerle geçirilen borular eşliğinde elektrik üretmektedir. Yani anlayacağın katledilen bir doğal güzellik yok bu HES'te. Keşke tüm barajlar da bu şekilde yapılsa...
 
@blaxisss

ne yazık ki 1971 yılında yapılması doğaya verdiği zararı kapatmıyor. bu heslere nehir tipi hes deniliyor ve doğaya verdiği zarar hiç de dediğin gibi az değil. zira yatağından alınıp tünellerin içine sıkıştırılması, derelerde yaşayan su canlıları başta olmak üzere çok sayıda hayvan ve bitki türünün yaşamında tehdit oluşturuyor. bu türlere insanoğlu da dahil, ki insanların kullandıkları sular borular içersine sıkıştırılıp, tabir'i caizse yöre halkından çalınıyor.

annem rizeli olduğu için ve bolca bu tip derelerde yaz tatillerinde edindiğim güzel anılardan dolayı bu hesler konusunda son derece hassasım. yorumum da gezine yönlik değildi ki son derece güzel bir anlatım yapmışsın. ama bu hes konularına biraz daha dikkat etmek gerekiyor çünkü karadeniz bölgesinde planlanan yüzlerce hes projesiyle bölgenin doğası ve kültürü büyük bir tehdit altında.
 
Geri