Edip D.
HTFU!
- Kayıt
- 12 Haziran 2011
- Mesaj
- 3.625
- Tepki
- 5.235
- Şehir
- Sarıyer, İstanbul
- Başlangıç
- 2000—01
- Bisiklet
- Diğer
Yine bisikletle alakalı olmayan bir konu paylaşmak istedim.
İlk önce şunu söyleyeyim, uzun süredir Taksim'e gitmiyordum, yaşadığım bu olaydan sonra bir daha hiç gitmemeyi düşünüyorum.
Eşimle beraber saat 21:00 civarı Taksim'e geldik metro ile. Bir yandan İstiklal'de yürüyoruz, bir yandan da gidip şurada dondurma yiyelim, şuraya oturalım diye konuşuyoruz. Tam Mis Sokak'ı geçtik bir şey oldu. Bir şey oldu diyorum çünkü ne oldu anlamadım... En son kendime geldiğimde Pelin beni kolumdan çekerek, "Edip ne olur buradan gidelim" diye ağlıyordu. Elimi kafama götürdüm, elim kan içinde kaldı.
Olan şuymuş, biz yürürken tramvay yolu üzerinde iki zibidi duruyormuş. Ellerinde bira şişeleri, Pelin'in dediğine göre duruşları sadece alkollük bir durum değilmiş. Biz yanlarından geçer geçmez, sırtı bize dönük olan zibidi Pelin'in arkasından geçerek elindeki bira şişesini benim arkamdan gelerek kafama vurmuş. (Buraları hayal meyal hatırlıyorum) Kafamda patlayan bira şişesinden sonra adamla boğuşmaya başlamışız. Elindeki kırık bira şişesini tutmuşum adamın, sonra da adama vurup sendelemesine neden olmuşum. O sırada yanındaki diğer zibidi (benim boylarımda, iri bir arkadaşmış) bana doğru başka bir şişe fırlattı (bu sahneyi hatırlıyorum), önümden geçerek yerde parçalandı. Ben bu zibidiye de bir yumruk savurmuşum, o da sendeledikten sonra araya insanlar girmiş (Pelin olayın ilk şokunu atlattıktan sonra etraftaki yüzlerce insandan yardım istemesine rağmen, 2 dakika sonra 2-3 kişi araya girmiş). Sonrasında Pelin beni oradan uzaklaştırdı elim yüzüm kan içinde. Kumbara Kafe'de ilk pansuman yapıldı, hastaneye gittik, 3 dikiş atıldı. Şikayetçi olduk, "Ölmedikten sonra hiçbir şey çıkmaz bundan" denildi.
Ben olayı çok net hatırlamıyorum, çünkü kafamda şişe parçalandıktan sonrası kayıp benim için, bayılmadım ama bilincim kapalıydı.
Yani şimdi, sebepsiz yere başıma böyle bir şey geldiğine mi yanayım (bana şişeyle vuran adamı olay öncesinde, sırasında veya sonrasında görmedim bile. Pis pis baktım, laf attım, omuz attım desem tamam diyeceğim ama ortada hiçbir şey yok), Pelin'in yaşadığı travmaya mı yanayım, artık Taksim'in İstanbul'un en leş yerlerinden biri olup çıktığına mı yanayım, küpelerimden birinin kaybolduğuna mı yanayım (
) yoksa böyle zibidi insansılarla aynı havayı soluduğuma mı yanayım?
Yaklaşık 15-16 yıldır alkol kullanırım makul seviyelerde. Bu güne kadar alkol yüzünden ne kendime, ne başkasına zarar verdim. Arkadaş içiyorsanız ağzınızla için, beceremiyorsanız oturun evinizde alkol komasına girin...
Demem odur ki, bir yerlere çıkarken dikkat etmek lazım. Neyin ne zaman olacağı belli olmuyor. Herhalde artık sokakta da kaskla gezmek zorunda kalacağız...
Bir de "Özel hastanelerde acile para alınmıyor" yalanına inanmayın, dün akşam İstanbul Cerrahi denilen hastane kapıdan girer girmez, "ücretimiz 550TL" diyerek bizi oradan uzaklaştırdı. Kendilerine de güzel güzel selam söylüyorum buradan
.
İlk önce şunu söyleyeyim, uzun süredir Taksim'e gitmiyordum, yaşadığım bu olaydan sonra bir daha hiç gitmemeyi düşünüyorum.
Eşimle beraber saat 21:00 civarı Taksim'e geldik metro ile. Bir yandan İstiklal'de yürüyoruz, bir yandan da gidip şurada dondurma yiyelim, şuraya oturalım diye konuşuyoruz. Tam Mis Sokak'ı geçtik bir şey oldu. Bir şey oldu diyorum çünkü ne oldu anlamadım... En son kendime geldiğimde Pelin beni kolumdan çekerek, "Edip ne olur buradan gidelim" diye ağlıyordu. Elimi kafama götürdüm, elim kan içinde kaldı.
Olan şuymuş, biz yürürken tramvay yolu üzerinde iki zibidi duruyormuş. Ellerinde bira şişeleri, Pelin'in dediğine göre duruşları sadece alkollük bir durum değilmiş. Biz yanlarından geçer geçmez, sırtı bize dönük olan zibidi Pelin'in arkasından geçerek elindeki bira şişesini benim arkamdan gelerek kafama vurmuş. (Buraları hayal meyal hatırlıyorum) Kafamda patlayan bira şişesinden sonra adamla boğuşmaya başlamışız. Elindeki kırık bira şişesini tutmuşum adamın, sonra da adama vurup sendelemesine neden olmuşum. O sırada yanındaki diğer zibidi (benim boylarımda, iri bir arkadaşmış) bana doğru başka bir şişe fırlattı (bu sahneyi hatırlıyorum), önümden geçerek yerde parçalandı. Ben bu zibidiye de bir yumruk savurmuşum, o da sendeledikten sonra araya insanlar girmiş (Pelin olayın ilk şokunu atlattıktan sonra etraftaki yüzlerce insandan yardım istemesine rağmen, 2 dakika sonra 2-3 kişi araya girmiş). Sonrasında Pelin beni oradan uzaklaştırdı elim yüzüm kan içinde. Kumbara Kafe'de ilk pansuman yapıldı, hastaneye gittik, 3 dikiş atıldı. Şikayetçi olduk, "Ölmedikten sonra hiçbir şey çıkmaz bundan" denildi.
Ben olayı çok net hatırlamıyorum, çünkü kafamda şişe parçalandıktan sonrası kayıp benim için, bayılmadım ama bilincim kapalıydı.
Yani şimdi, sebepsiz yere başıma böyle bir şey geldiğine mi yanayım (bana şişeyle vuran adamı olay öncesinde, sırasında veya sonrasında görmedim bile. Pis pis baktım, laf attım, omuz attım desem tamam diyeceğim ama ortada hiçbir şey yok), Pelin'in yaşadığı travmaya mı yanayım, artık Taksim'in İstanbul'un en leş yerlerinden biri olup çıktığına mı yanayım, küpelerimden birinin kaybolduğuna mı yanayım (
Yaklaşık 15-16 yıldır alkol kullanırım makul seviyelerde. Bu güne kadar alkol yüzünden ne kendime, ne başkasına zarar verdim. Arkadaş içiyorsanız ağzınızla için, beceremiyorsanız oturun evinizde alkol komasına girin...
Demem odur ki, bir yerlere çıkarken dikkat etmek lazım. Neyin ne zaman olacağı belli olmuyor. Herhalde artık sokakta da kaskla gezmek zorunda kalacağız...
Bir de "Özel hastanelerde acile para alınmıyor" yalanına inanmayın, dün akşam İstanbul Cerrahi denilen hastane kapıdan girer girmez, "ücretimiz 550TL" diyerek bizi oradan uzaklaştırdı. Kendilerine de güzel güzel selam söylüyorum buradan


