Scudo Sports

Ben de insanım. Bisikletçiyim. / Kanunname talebi

Bir kez de burada söylemiş olayım.

Trafik cinayetlerinde hayatını kaybeden, motorlu taşıt çarpmaları sonucu ölen bisikletli sayısı yıllık 100-150 arasında değişiyor. Ölenlerin çoğundan haberimiz bile olmuyor. Katillerin ceza alıp almadığını, maktullerin haklarını arayıp arayamadığını bilmiyoruz. Bazen içlerinden birini tanımış oluyoruz, ya bir bisikletli grubunun üyesi, ya sporcu, ya turcu... Onu konuşuyoruz, onu anıyoruz, bazen eylem bile yaptığımız oluyor ölen arkadaşımız için. Ama diğerleri? Duymuyoruz, görmüyoruz, isimlerini bilmiyoruz, haberi çıkmışsa vah vah deyip geçiyoruz. Öte yandan, ölenlerin büyük çoğunluğu bizim gibi görünen bisikletliler değiller. Daha önce de yazmıştım bunu, emekli amcalar, sanayi işçileri, bisikletli seyyar satıcılar, karşıdan karşıya geçerken, emniyet şeridinden giderken, büyük kavşaklarda kendine yol ararken savrulup ölüyorlar. Bu insanların bizim gibi bisikletli dostları da yok, hiçbir grubun içinde değiller, sporla geziyle etkinlikle eylemle falan da alakaları yok. Onlar ucuz yollu bisikletleriyle günlük hayatlarını idame ettirirken yollarda can verenler ve trafikte bisikletli ölüm istatistiklerinde en büyük paya sahipler.

Meramıma geleyim. Hâl bu iken, bu insanların hak arayışlarına, mahkemelerine, davalarına neden sahip çıkmıyoruz? Neden önce başımıza gelenlerin hesabını hukuken sormak için bir araya gelmiyor, bir dayanışma ağı oluşturmuyor, bir "hukuk masası" açmıyoruz? Bu ülkenin neresinde olursa olsun, trafikte başına ne gelmiş olursa olsun, bisikleti ne amaçla ve nasıl kullanıyor olursa olsun, bütün ama bütün bisikletlilerin, yalnız olmadıklarını, kendilerine sahip çıkacak bir yer olduğunu bilmeleri gerekmez mi? Biz bisikletliler birbirimize sahip çıkmaz, başımıza gelenlerin hesabını hep birden sormaz isek, bisikletli ulaşım hayalimizi nasıl gerçekleştireceğiz, mücadelemizi nasıl sürdüreceğiz? Dernekler, gruplar, platformlar, festivalciler, perşembe akşamcıları, çarşamba akşamcıları, falan falan falan, bunca bisikletli topluluğu neden bisikletlilerin başlarına gelenlerin hesabını sormak için birlik ve dayanışma içinde olmaz? Ölen insanlarımızın, yollarda kolunu bacağını kaybeden insanlarımızın davalarına neden sahip çıkmıyoruz, neden haklarını sonuna kadar savunmuyoruz, neden mahkeme salonlarında boy göstermiyor, bisikletliler yalnız değildir, biz hukuken de mücadele etmesini biliriz, demiyoruz?

Kuralım artık şu "hukuk masası"nı. Bisikletli avukatlar, bisikletli savcılar, bisikletli hâkimler, davalarımıza sahip çıksınlar, ölen insanlarımızın geride kalan sevdiklerini, yaralılarımızı yalnız, bir başına, çaresiz, eli kolu bağlı ko'masınlar. Ülkenin neresinde bir bisikletlinin başına bir iş geldiyse o "masa" orada olsun, bütün ülke bisikletlilerin nasıl bir birlik ve dayanışma içinde olduğunu, sahipsiz kalmadıklarını görsün, takdir ve hayranlıkla seyretsin. Bu ülkede bisikletlinin varlığı mahkemelerde de görülsün. Görülsün ki sesleri yekavaz duyulsun.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Scudo
@Evrenoz

hakaret etmemek için harbi zor tutuyorum kendimi de birader moderatör laf etmiyor, sahibi laf etmiyor sen ne hakla gelip bana şunu yapma/bunu yap diyebilecek haddi kendinde görüyorsun? her yerde de avuç avuç çoğalıyorsunuz. lütfen, rica ediyorum işinize bakın. ne yapacağımı sana mı soracaktım?

ayrıca, 24 haziran ve sonrasında umut olabilir demişim. bir aday, bir parti kazanır gibisinden bir laf var mı burada? öyle bir laf yokken gelip de şurası sol partide şeklinde karşı argüman üreterek zaten rengini anında belli ediyorsun. turnosole gerek yok, çok zorlanmadan renginiz hep belli oluyor zaten. belki de adında Ali geçtiği için Alevilerden oy isteyen Binali dedeme güveniyorumdur?

pratikte geçerli olan bir çözüm önerisi olursa peşine hep beraber düşelim. ama zaten hepimiz kendi hayatlarımızın hengamesinde delicesine tokatlanırken bir anda gaza gelinen, sonuç alınma ihtimali gerçekçi olarak bulunmayan şeylerin peşine düşürmeye çalışmayın insanları.
 
Eleştirel yaklaşımda politik tavır mümkün, hatta farklı fikirlerinizle ideolojinizi ortaya da koyabilirsiniz, buna da eyvallah. Ancak argümanlarınızda gündelik siyasetin aktörlerini kendinize malzeme yapmazsanız seviniriz, zira foruma üye olurken onayladığınız kuralları hatırlatmak isteriz. Temel kavramlar üzerinden tartışmak, kırıp dökmemek adına daha yerinde olacaktır diye düşünüyorum, yine de tercih sizin olsun, iyi forumlar dilerim.
 
Gerçekten ya hayal aleminde yaşıyosunuz, ya da sizi pamuklara sarıp filan öyle büyütmüşler. Yahu en temel vatandaşlık hakkınıza müdahale edilmiş. Verdiğiniz oy beğenilmemiş/sayılmamış, yanlış verdin gel bi daha vereceksin deniyor. Siz daha hala cimere mi başvursak, yol mu kapatsak, ne yapsak da sesimizi duyursak filan diyosunuz. Yol kapatmaya kalksan terörist ilan edilip dayak yiyeceksin. Ülke ekonomik bataklığın eşiğinde, ama daha geçen gün yine bi valiye Audi marka araba verilmiş. Ya vatandaşa gelince "yerli üretimi teşvik etmek" adı altında vergisidir, ötv'sidir, şusudur busudur sırtımıza sürekli bindirilen yükün haddi hesabı yok, zamlar da cabası, ama hala en lüksünden makam araçları alınıyor. Bizi kıskanan almanya'dan alınıyor bu arada dikkatinizi çekerim.
Ya o beğenmediğimiz Ecevit bile Anadol'a biniyodu lan. Yani onun zamanında da ekonomik kriz yaşadı bu ülke ama adam Anadol'a, ya da fabrikası Türkiye'de olan Tempra'ya biniyordu. Tasarrufsa tasarruf. Şimdi ülke olarak çok zenginleştik ya, hepimizin geliri inanılmaz arttı ya, makam araçları Mercedes, Audi. Siz daha hala bisikletler için yasa filan çıkarılsın diyorsunuz. Dolar, Euro her gün rekor kırıyor, en temel gıda maddelerine her hafta zam geliyor, her allahın haftası zam. Bunu fark etmiyorsanız ya baba parası yiyorsunuz ya da zenginsiniz. Elin oğlunun sokağa attığı beş kuruş etmez bilgisayarlar 1000 liradan başlar olmuş. Ama tek derdimiz seçimler, S400'ler, kim terörist, kim değil, "kemalist ve osmanlıcı kavgası" (bu başlıkta bile asıl kavga bu)....

Tarihte bir çok toplum kendisini yönetenler tarafından ciddiye alınmamış. Hepsinde bi noktadan sonra şalterler atmış. Biz Tarkan'ın şarkısındaki gibi "kuzu kuzu". Bunu saymadık, bi daha vereceksiniz diyolar, kuzu kuzu kabul ediyor herkes. Oh ne ala memleket. Avrupalı politikacıların rüyalarındaki ülke, Türkiye. Sorumluluk = 0, hesap verme = 0. Maden çöküyor, "allahın takdiri" diyorlar. "Fıtratında var" diyorlar. Hacılar hocalar ülke yönetimini ele geçiyorlar, "kandırıldık" diyorlar. Bir allahın kulu sorumluluk almıyor.

Yani ben merak ediyorum. Diyelim ki İstanbul seçimleri ikinci kez iptal edildi. Üçüncü defa yapıyoruz dediler. Sahiden sandığa gidecek misiniz? Hatta onu da iptal edip dördüncü defa yapıyoruz dediler. Hatta sonra toptan iptal edip "seçim meçim yok, gidin evinize" dediler. Ne yapacaksınız? Ben söyliim napacaksınız. Yine böyle forumlara gelip "Kemalist vs. Osmanlıcı" kavgası yapacaksınız. Daha bugün izledim ya, sokaktaki 80 yaşında dede, mikrofona konuşan adamı dövmeye kalktı sırf karşıt politik görüşlü olduğu için. 80 küsür yaşında bir dede. Daha bu ülkenin vatandaşlarının karşıt politik görüşlere tahammülü yok. Medeni bir tartışma ortamı oluşturulamıyor. Sıraya girmekten aciziz, birbirimizi eziyoruz. Nasıl bir arada yaşıyoruz aklım almıyor. Siz bisiklet yasası filan diyorsunuz. Takın dikiz aynası arkadan gelene bakın. En fazla yapabileceğiniz budur.
 
Sosyal medya kampanyalari altin elbiseli adamin deyimiyle "esek osurdu yel goturdu" oluyor o yuzden sosyal medyayi takmayalim brosur bastirabiliriz
 
@dukehayda
İstersen hakaret et bu senin özgür iradene ve kişiliğine kalmış bir şey ha illa siyasete bağlıyorsan işi ben çok şükür chapeli de değilim akepeli de değilim sen git kime oy verirsen ver bu beni zerre alakadar etmez
 
  • Beğen
Tepkiler: mustang41
Arkadaşlar, sabah işime bisikletimle gelirken bir ticari taksi 5 c.m. yanımdan hızlıca geçti. Işığı yakalama telaşı vardı belli ki....Yetişemedi ve kavşakta durdu.Tabi gittim yanına ve -Trafik Kanununa göre... diye başladım...
Sürücülükten geçinen bu zevatın verdiği cevap:-Bana mı öğreteceksin kanunu,ezilsen umurumda olmaz-........
Çünkü hangi sürücü ne ceza almış/ hüküm giymiş? Sürücülerin hafızalarında caydırıcı etki bırakan bir yargı kararı var mı?
Elli yaşında, oruçlu olduğunu söyleyen bu kişinin sabah sabah başını belaya sokmamalıymışım...
Saniyelik bir dikkatsizlik sonucu vahim bir durum olabilir ve bu satırları yazamayabilirdim....

Önce evrensel ahlak, erdemli insan...Hukuku ve yasaları aldatabilir kişi ama kendisine ve toplumun vicdanına bunun hesabını verebilecek bir AHLAK sahibi olmalı...
Kaza-belasız sürüşler dilerim...
 
@cazci
geçmiş olsun . siz kohlberg'e göre 6. evrede (evrensel ahlak ilkeleri eğilimi) taksici ise 2. evrede (saf çıkarcı eğilim) kalmış :)
 
@cazci

bire bir aynı durumu yaşadım, 2 ramazan önce. konsola falan vurmuştu taksici "oruç oruç senle mi uğraşcam" diye. oruç diye insan öldürme yetkin mi var lan, in aşağı diye kaskı elime alınca usul usul kaçmıştı kendisi. bu orul orul, katıksız sinkaflık insanlara öyle nazikçe laf anlatmaya çalışmayın hiç. her an kavga etmeye hazır geziyorlar, sizin de öyle olmanız gerek. anladıkları tek dil o.
 
@ippon

işte tüm mesele bu. fiziksel evrim çok büyük bir genelleme ile aynı gitse de bilişsel evrim çok büyük farklılıklar barındırıyor. bazen bir primata bile istendik davranışlar kazandırabiliyorken , türünü kestiremediğim homocahilus :) lara bir şey anlatmak çok zor. çünkü cahil olmaya kararlı. sen aydınlatmaya çalıştıkça ışık kaynağına öfkesi artıyor. maalesef itaat edip sakinleştikleri tek şey güç...
 
senin arabanın aynası da benim umurumda olmaz değil der, dirseği bi güzel koyardım.
 
Geri